Kilci: En başarılı da değilim vatan haini de

ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkanı Metin Kilci, görevde bulunduğu dönemde, Türkiye’nin tüm özelleştirme sürecinin iki katı tutarında işlem yapmasını değerlendirirken, ‘En başarılı başkanım diyemem ama gururluyum’ dedi.

Aynı nedenle kendisine ‘vatan haini’ denilmesini, ‘Haksızlık ediyorlar’ diye yanıtlayan Kilci, Tüpraş hisselerininh Ofer’e satışı ile ilgili hiçbir hatalarının olmadığını söyledi. Erdemir ihalesinde, TOBB önderliğindeki Erdeğli Ortak Girişim Grubu’nun ihale sonucunu içeren açıklamayı önceden hazırlamasının, ‘Kendilerinin değil grubun soru işareti’olduğunu belirten Kilci, OYAK’ın yerli ya da yabancı ortak almasına bu süreçte karışmayacaklarını belirtti.

Erdemir’de üretim şartının AB kotasına takılma riski bulunduğunu kabul eden, ancak bunu zayıf bir olasılık olarak yorumlayan Kilci, yakında ilana çıkacak İzmir Limanı’nda yatırım şartı getirilebileceğini, limanda derinlik artırılmazsa yüksek tonajlı gemilerin giremeyeceğini söyledi. Kilci’nin açıklamaları şöyle:

EN BAŞARILI DEMEK ABARTILI OLUR:

Bu yıl gerçekleştirilen özelleştirme işlemlerinin tutarı 16.6 milyar dolar düzeyinde. Nakit gelir olarak da bir yılın içinde elde ettiğimiz 2 milyar dolara yakın. 2005 yılı özelleştirmeleri gerçekten geçmişteki özelleştirmelere bakılınca çok farklı. Çünkü büyük ölçekli firmaların özelleştirilmesi söz konusuydu. Böyle olunca toplam özelleştirme işlemlerinin tutarının iki katına ulaşıldı. ‘Bu beni şimdiye kadar gelmiş en başarılı başkan yapıyor’ diye değerlendirmek biraz abartılı olur. Elbette bu bir başarının ürünüdür ancak en başarılı, en çok özelleştirme yapan gibi ifadelerle nitelendirilmesi de biraz ileri-abartılı olur. Özelleştirmenin bugün gelmiş olduğu nokta bir birikimin sonucu, herşeyden önce bunu kabullenmek lazım. Tabii bu süreçte yer almış olmanın gururunu taşıyorum ancak bunun en başarılı en başarısız şeklinde nitelendirmeyi doğru bulmuyorum.

VATAN HAİNİ DEMELERİ HAKSIZLIK:

Özelleştirme karşıtlarının tam tersi yöndeki tepkilerine gelince, aynı şeyi onlar için de söylemek mümkün. Özelleştirme devletin politikası. Kuruluşların özelleştirilmesine yıllar önce karar verilmiş ve özelleştirilmesinde belli aşamalar katedilmiş. Biz bu sürecin içerisinde bize düşen görevi en iyi şekilde yapıyor olmaktan dolayı belki çok başka ithamlarla, vatan haini veyahut da başka ithamlarla nitelendiriliyor olmamız haksızlıktan da öte büsbütün yakışıksız bir iftira. İşini iyi yapıyor olmak maalesef bazen bu tür acımasız eleştirilere muhattap olma sonucunu doğuruyor.

İZMİR LİMANI’NA YATIRIM:

İzmir Limanı için ihale ilanına bu ay çıkmayı hedefliyoruz. Limanın geliştirilmei için birtakım yatırımların yapılmamı gerekecek. Şartnamede yatırım şartı olup olmayacağı kesinleşmedi henüz. Limandaki su derinliğin artırılması lazım ki yüksek tonajlı gemilerin yanaşması mümkün olsun. Bunun hangi kapsamda nasıl bir yatırım projesi ile yapılacağı konusunda bir fikrim yok. Yatırımcı tarafından yapılması da tercih edilebilir, bir taahhüt olarak şartnameye de konulabilir. Taahhüt olarak konulsa da konulmasa da orada ticariliği açısından o yatırımın yapılması bir gereklilikse mutlaka yapılacaktır.

Ofer konusunda hata yapmadık

HİÇBİR işlemlerinin bir spekülasyona yol açtığını düşünmediğini belirten Metin Kilci şöyle konuştu: ‘İhalelerimiz kamuoyu huzurunda, son derece şeffaf biçimde yapılıyor. Yatırımcılarla sürekli görüşüyoruz. Spesifik bir grupla olan görüşmeleri kastetmiyorum. Tartışmalar bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Tüpraş hisselerinin Ofer grubuna satışında hatalı davranıştan işlemin hiçbir aşamasında söz etmek mümkün değil. SPK’nın işlemin böyle yapılmaması gerektiği yönünde hiçbir açıklaması yok. SPK’nın açıklamaları bu konuya cevaz veren Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarının açıklanması ile ilgili. O sadece Tüpraş’ı ilgilendiren bir karar değil. Onunla ilgili bir hatadan bahsetmiyor, ‘O karar açıklansa daha iyi olurdu’ deniyor. Karar Oak’ta alınmış, yapılan işlem 28 Şubat-8 Mart tarihleri arasında. Bu işlemle ilgili SPK’nın ya da İMKB’nin herhangi bir olumsuz açıklaması söz konusu değil. Kaldı ki bu işlemler tamamen SPK mevzuatına göre yapılır.’

Erdemir yorumlarına isyan ediyorum

ERDEMİR’in OYAK’a satışı ile ilgili de değerlendirme yapan Metin Kilci, şöyle konuştu: ‘Erdemir ihalesindeki, OYAK’ın en yüksek teklifi vermesi ile yerli olduğu için ‘özelleştirmenin meşrulaştığı’ değerlendirmesine isyan ediyorum. Özelleştirme 20 yıldır Türk mevzuatında yeri olan, devletin bir ekonomi politikası aracı. Bunun daha iyi anlaşılması, meşrulaştırılması için de yerli-yabancı ayrımlarını çok doğru bulmuyorum. Biz alıcının kimliğiyle ilgili değerlendirmelerden özellikle uzak duruyoruz. Ama ‘meşrulaştırma’ çok ağır bir ifade. TOBB’un önderliğindeki Ereğli OGG’nin ihale sonucuna ilişkin hazır yazılı açıklama metinleri ile gelmesi belki soru işareti ama onların sorusu bizim değil. Bu soruların sahibi onlardır. Kim bilebilir ki o zarflardan teklifler böyle çıkacak? Erdemir ihalesinde teklifler çok az farklı. Bu ihalede herhangi bir danışıklı dövüş veyahut da başka birşeyden söz etmek mümkün değil. Çok farklı sonuçlar da ortaya çıkabilirdi pekala. Bizim ihalemizde herhangi bir soru işareti yok, o grubun meselesi.

OYAK’ta bu aşamada ortağa karışmayız

OYAK’ın yerli ya da yabancı ortak almasına bu aşamada karışmayacaklarını belirten Metin Kilci, ‘İhale şartnamesi ihale sonuçlandıktan sonra alıcının hakimiyeti çoğunluğunu bozmamak koşuluyla yeni ortaklar almasını sağlıyor. Bizim ÖİB olarak bu konuda çok net bir duruşumuz var. Ne zamanki ihalenin sonuçlarının onaylanmasına ilişkin proses tamamlanır, firmayı sözleşme imzalamak üzere davet ederiz; ortaklık yapısını bildirmesini isteriz. O anda bize sunmuş oldukları şirketin kimliği, ihale şartnamesine ve mevzuata uygunsa onay veririz. Aksi taktirde devir mümkün olmaz. Bu aşamada alıcının ortaklık görüşmesiyle herhangi bir ilgimiz olmaz’ dedi.