Kamuda yeniden yapılanma Başbakanlık’tan başlasın çok başlı ekonomi bitsin

Güncelleme Tarihi:

Kamuda yeniden yapılanma Başbakanlık’tan başlasın çok başlı ekonomi bitsin
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2011 00:00

Hazine ve Dış Ticaret eski müsteşarı Tevfik Altınok’un iki akademisyen arkadaşıyla birlikte yazdığı “Küresel Mali Piyasalarda Yeniden Yapılanma ve Türkiye” adlı kitabı, Başbakanlık ve ekonomi yönetimine ilişkin önerileriyle dikkat çekiyor. Kitapta, kamu yönetimi reformunun Başbakanlık’tan başlaması ve ekonomi yönetiminin çok başlılıktan kurtarılması öneriliyor.

Haberin Devamı

HAZİNE ve Dış Ticaret eski müsteşarı ve Fon Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra özel sektörde aldığı görevlerle de tanınan Dr. Tevfik Altınok’un Doç. Hasan Eken ve Dr. Serkan Çankaya ile birlikte kaleme aldığı kitap, ekonomi yönetimi ve mali yapıya ilişkin önerileriyle yeni tartışlara neden olacak. İstanbul Ticaret Odası Yayınları’ndan çıkan “Küresel Mali Piyasalarda Yeniden Yapılanma ve Türkiye” adlı kitapta, ekonomi yönetiminin çok başlılıktan kurtarılması gerektiği savunulurken, kamu yönetiminde reforma başbakanlıktan başlanması öneriliyor. Yazarlar bunun çözümünü ise ekonomi yönetiminin tek elde toplanması olarak gösteriyor.
Başbakan icracı olmalı mı
Kitapla ilgili görüşmemizde öncelikle “kamu yararı mı, toplum yararı mı” sorusuna bir yanıt bulunması gerektiğini vurgulayan Tevfik Altınok, “Başbakan yürütme işlevine sahip midir değil, midir? Sahip olmalı mıdır, olmamalı mıdır”, “kamu maliyesinde kurumsal yapı nasıl olmalıdır” gibi soruları da gündeme taşıyor. Altınok, organizasyonel ve fonksiyonel yapılanmada bir bozukluk varsa bunun tüm alanlara yansıyacağını vurgularken, kitapta da kamu yönetiminde reforma başbakanlıktan başlanması ve ekonomi yönetiminin çok başlılıktan kurtulması gereğinin nedenlerini sonuçlarıyla birlikte anlatılıyor. Mali piyasalardaki organizasyonel yapılanmadan önce kamu yönetimindeki değişimlerin üzerinde durulan kitapta, bu konuda şu saptamalar ve öneriler yer alıyor:
Başbakanlığın kendi mimari yapılandırmasında 1983 yılında başlatılan ve bugün de devam eden anlayış ve zihniyetle tam bir merkezi otorite kurulması tercih edilmiştir. Başbakan ve başbakanlığın icracı konumuna getirilmesi halinde, başbakanlık teşkilatında yapılacak bir hatanın başbakanın, dolayısıyla hükümetin istifasına yol açacağı endişesi göz ardı edilemez. Bu nedenledir ki Osmanlı döneminde de, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da başbakan ve başbakanlık her zaman koordinasyon merkezi olarak görülmüş ve görülmek istenmiştir.
Hazinenin konumu
Son dönemde bazı müsteşarlık, başkanlık ve genel müdürlükler başbakanlık bünyesinden ayrılmış ve ilgili bakanlıklara bağlanmış olsalar bile, Hazine’nin başbakanlık bünyesinde bulunduğu sürece, bütçe uygulamasında kamu finansmanı açısından en büyük yapının yine başbakanlıkta olacağı açıktır. Başbakanlığın görev ve işlevi olmadığı ve olmaması gerektiği halde, merkeziyetçi ve icranın içinde olma yaklaşımıyla icracı işlevleri başbakanlık bünyesinde toplama temayülünden vazgeçilmezken, kamu mali yönetimindeki üç temel işlevin birbirinden ayrılması ve parçalanmasına çalışılması, bu yetmiyormuşcasına kamu mali yönetimindeki denetim işlevinin yok edilmesi fonksiyonel yapılanmadaki en büyük çelişkidir.
Başbakanlıktaki çarpıklık
Kamu yönetiminde reformdan yana olanlar, başbakanlıktaki çarpıklığı görmezden gelmemeli. Bir koordinasyon ünitesinin içinde icracı 9 müsteşarlık, müsteşarlık düzeyinde 13 başkanlık ve bir o kadar genel müdürlük barındıran başbakanlık teşkilatının ve başbakanın sadece koordinatör konumunda olduğunu söylemek imkansızdır. İcracı bakanlıkların pek çok biriminin başbakanlıkta tutulması da yanlıştır.

Haberin Devamı

Yeniden yapılanma kriz yaratıyorsa tarihten ders almak gerek

Haberin Devamı

KRİZ ve yeniden yapılanma kısır döngüsünün üzerinde durulan kitapta, yazarlar gelecekle ilgili hoş olmasa da ‘son ortaya çıkan krizle birlikte yeni mimari yapılanma ve düzenlemelerin aslında gelecek krizin habercisi olduğu’ kehanetinde bulunuluyor. “Yeni yapılanmalara karşın her seferinde yeni bir kriz oluşuyorsa ne yapmak lazım” sorusuna yanıt aranan kitapta, tarihsel gelişmelerden ders almak için uluslararası mali piyasalarda 1929 yılından bu yana yaşanan krizler genel hatlarıyla ele alınıyor. Son yaşadığımız küresel krizin de 2008’den bu yana seyrini inceleyen, dünya liderlerinin bir çok zirvede aldığı kararları esas alarak yeni yapılanmayı irdeleyen kitapta, Türkiye için de tarihsel bir bakış açısıyla yaşanan krizler ve yapılan düzenlemeler ele alınıyor.

Haberin Devamı

Ekonomi ve maliye bakanlığı  en akılcı yol gibi görünüyor

EKONOMİDE ‘tek otorite’ sağlanmasının en akılcı yolu olarak ‘ekonomi ve maliye bakanlığı’ görüşünün değerlendirilmesini ve mali işlevleri tek çatı altında toplanmasını öneren yazarlar, bunu kitapta şöyle açıklıyor: “ Bugün kamu maliyesinin mevcut kurumsal yapısıyla ekonomiyle zaten bağının koptuğu bir gerçektir. Böyle bir yapılanmada, ‘ekonomi ve maliye bakanlığı’nın kurulması suretiyle, bir taraftan klasik maliye teorisine uygun biçimde bütçe hazine birliğinin temin edilmesi sağlanmalıdır.”

Banka sahipliği yabancı sermayeye terk edilmesin, çalışanlar da patron olsun

MALİ piyasalara yönelik öneriler sıralanırken, finans sektörünün en ağırlıklı kesimi olan bankacılığı da ele alan yazarlar, şunlara dikkat çekiyor:
Bankacılıktaki sistem değişimi Türkiye koşullarına cevap vermekten uzaklaştı. Türk bankacılık sistemi kıta Avrupa’sı sisteminden çıkarılıp Amerikan sistemine yönlendirilmeye çalışıldı. Sistem tartışılmalı ve ülke şartlarına uygun olan tercih edilmeli.
Banka sahibi olmak Türk tasarruf sahipleri ve sermayedarları için de onurlu bir yatırım olarak değerlendirilmeli. Bu alanın yabancı sermayeye terk edilmesini önleyecek en önemli unsurlardan biri olarak ele alınmalı.
Bu bakımdan küçük tasarrufların bankalar yasasında düzenlendiği bir şekilde, anonim şirket çatısı altında, güçlü sermaye rakamlarıyla mali sektörde yer alması doğru bir tercih olarak görülmeli ve çalışanlar, ayrı ayrı oluşturacakları vakıflar kanalıyla banka sahibi olabilmeli.

Haberin Devamı

Teftiş ve tahkikat görevini Sayıştay’a vermek yanlış

DÜNYADA hem yasama, hem yürütme, hem de yargı işleviyle görevlendirilen tek kurum örneğinin Sayıştay olduğu ve bunun anayasanın kuvvetler ayrımı ilkesine aykırı olduğuna dikkat çekiliyor. Tevfik Altınok da, son kamu yönetimindeki düzenlemelerle 135 yıllık Maliye Teftiş Kurulu’nun kapatılması ve Maliye Müfettişliği müessesesine son verilerek, kamuda “teftiş ve tahkikat” olgusunun bitirildiğini iddia ediyor.

İstanbul Finans Merkezi projesini belediye yürütsün

KÜRESEL Mali Piyasalarda Yeniden Yapılanma ve Türkiye adlı kitapta, mali piyasaların sağlıklı bir yapı ve işleyişe kavuşturulabilmesi için yer alan önerilerden biri de İstanbul Finans Merkezi projesiyle ilgili. Bu projenin desteklenmesi ve gelişiminin sağlanabilmesi için merkezi otorite yerine yerel yönetim olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uygulayıcı olarak görev üstlenmesi öneriliyor.

Haberin Devamı

Dünyanın toplam geliri 70 trilyon dolar

MALİ sistemin bankayla çalışan herkesi kapsadığına dikkat çeken Tevfik Altınok’un, üzerinde durduğu bir diğer nokta ise, bu piyasayı bildiğini iddia etmenin ve yönetmenin zorluğu. Altınok, bunu “Dünyadaki GSMH’lerin toplamı 70 trilyon dolar civarında. Buna karşılık sadece 3 finansal kesimi oluşturan hisse senetleri, borçlanma senetleri ve banka aktif toplamları 232 trilyon dolar. Türev piyasaların büyüklüğü ise 614 trilyon doları buluyor” sözleriyle açıklıyor. Hesaplamalarda mükerrerlik olsa bile yıllık GSMH’nin 10 katı bir büyüklükten, yaklaşık 1 katrilyon dolarla ifade edilen bir piyasadan söz edildiğine dikkat çeken Altınok, bu büyüklüğü yönetmenin pek mümkün olmadığını da vurguluyor. Altınok, yaşanan krizleri, bu kriz karşısında alınan önlemleri, daha sonra yeniden krize girilip yeniden önlemler alınmasını hatırlatıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!