IMF, muhalefetten imza alacak mı?

Güncelleme Tarihi:

IMF, muhalefetten imza alacak mı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2002 00:00

ULUSLARARASI Para Fonu (IMF), 2000 yılındaki program 2001 Şubat'ında patlayınca, sonraki stand-by için ne yaptı?Şu anda DSP'deki istifalarla çatırdayan koalisyonun üç lideri Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'dan imza aldı.Normalde IMF'yle anlaşmaları Hazine'den sorumlu bakan ile Merkez Bankası Başkanı imzalıyordu. Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti IMF'yle stand-by'a imza koydular. Geçmişte yarıyolda bırakılan IMF, üstüne üçlü imzayı da aldı.Bu üçlü imzayı o zaman, ‘‘IMF'den Ecevit'e Suharto muamelesi’’ diye tanımladık. IMF geçmişte dönemin Endonezya Devlet Başkanı Suharto'ya hem de tepesine dikilerek imza attırmıştı.Türkiye'ye bütün kotaları altüst edip, kısa sürede 30 milyar doların üzerinde kaynak kullandıran IMF, üç liderin imzasıyla da yetinmeyip, zaman zaman ilgili bakanlardan da ekstra güvenceler istedi.Devlet Bakanı Kemal Derviş ve ekonomi bürokratları programın güvencesi gibi görünseler de, IMF buna ne kadar inanıyor?Resmi açıklamalarda, programın yürüdüğünü, ancak siyasi belirsizliğin uzamasının olumsuz etkileri olacağını vurguluyorlar.Ancak, gelişmeler IMF'yi adım adım bundan sonrası için muhalefet partilerinden de imza istemeye götürüyor.Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen Başkanlığındaki IMF Heyeti üçüncü gözden geçirme için şu anda Ankara'da.Kahkonen ve ekibi bu kez de görüşme turuna İstanbul'dan başladı. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Yabancı Sermaye Derneği (YASED) ve Türkiye Bankalar Birliği'nin yanısıra bazı uzmanlarla buluştu.SEÇİM OLURSA GÖRÜŞÜRÜZKahkonen'e Bankalar Birliği'nde bir bankacı sordu:‘‘Türkiye'deki siyasi belirsizlik yüzünden bu gözden geçirme sırasında muhalefet partileriyle de görüşecek misiniz? Bu konuda haberler var...’’Kahkonen'in soruya yanıtı şöyle oldu:‘‘Programın altına imza atmış Hükümet halen görevde. Böyle bir durumda bizim muhalefetle görüşmemiz söz konusu olmaz.’’Bankacı sorusunu sürdürdü:‘‘Seçim kararı alındığında ne olur?’’Kahkonen'in yanıtı bu kez, ‘‘Öyle bir durumda iktidara gelmesi söz konusu olabilecek partilerle görüşülmesi gündeme gelebelir’’ oldu.Peki, muhalefet partilerinin uygulanan programı sahiplenmesi mümkün mü?Bu sorunun yanıtını da TÜSİAD'ın yaptığı iki günlük Ankara turu veriyor. TÜSİAD'ın izlenimine göre, Saadet Partisi (SP) dışındaki muhalefet partileri ‘‘Programa sahip çıkarız’’ diyor.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Kemal Derviş'in yerinde kalması için devreye girmesi, IMF'yi belki de biraz olsun rahatlatıyor.Ancak, Türkiye hızla IMF'ye ‘‘toplu imza’’ vermeye doğru gidiyor...Mercedes Benz Türk Alman'a ‘hava’ atıyorGEÇEN hafta birkaç saatliğine DSP'de yaşanan depremi izlemeye mola verip, İstanbul Hoşdere'deki Mercedes Benz Türk otobüs fabrikasına gittim.Mercedes Benz Türk'ün Direktörü Çetin Atsür, bir grup gazeteciye fabrikayı gezdirdi. Atsür'ün fabrikada en çok övündüğü konulardan biri, otobüsleri montaj hatları arasında taşımada kullandıkları ‘‘hava yastığı’’ sistemiydi. Hava basıncıyla çalışan bu sistem sayesinde koca otobüsü tek kişi bir montaj hattından diğerine rahatlıkla götürebiliyor.Çetin Atsür, ‘‘Bu sistemi uçak fabrikalarında, Avrupa'da vagon fabrikalarında kullananlar var. Otobüste dünyada bir tek biz kullanıyoruz. Bu sistem, fabrika tabanının çok düz olmasını gerektiriyor. Sistemin otobüse uyarlanmasını bizim elemanlarımız geliştirdi’’ dedi.Atsür, sistemi Almanlar'ın bile kıskandığını belirtip, onlara şöyle takıldıklarını aktardı: ‘‘İstanbul'un görülmeye değer üç önemli şeyi var: Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı ve Mercedes Benz Türk'ün hava yastığı.’’Atsür, DaimlerChrysler'in Mercedes Benz Türk'ü otobüste ‘‘köprü başı’’ yaptığını belirtip, ihracatın Batı Avrupa'dan Sibirya'ya, oradan da Çin'e kadar uzandığını vurguladı. Türkiye'den toplam 64 ülkeye otobüs gidiyor.Atsür, kendileri açısından önemli bir başka gelişmeyi daha anlattı:‘‘Hoşdere-2 yatırımımız başladı. Tamamlandığında dünyanın dördüncü katodik daldırma sistemi devreye girecek. Yani, otobüsü üretim aşamasında astar boyası havuzuna daldıracağız, boya en ince gözeneklere kadar sirayet edecek. Şimdi 6 yıl olan paslanmazlık garantimiz 12 yıla kadar çıkacak.’’Sözün kısası, siyasi depreme rağmen güzel şeyler de oluyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!