IMF, memur zammıyla tarıma desteğe bozuldu

Güncelleme Tarihi:

IMF, memur zammıyla tarıma desteğe bozuldu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 1998 00:00

Haberin Devamı

IMF Yönetim Kurulu, Türkiye'ye ile ilgili değerlendirmesinde, memur maaşlarına öngörülenin üzerinde yapılan zammın ve tarım destekleme fiyatlarının, ‘‘hayal kırıklığı’’ yarattığını açıkladı. IMF, bu gelişmelerin hükümetin ekonomi programının güvenilirliğini de sarsacağını söyledi.

Ululararası Para Fonu (IMF) Yönetim Kurulu, Türkiye'de kamu sektörü ücretlerinde yapılan ayarlama ile tarımdaki destekleme fiyatlarının, enflasyon ve faiz oranlarının aşağı çekilmesi konusundaki beklentileri tehlikeye soktuğu görüşünde olduğunu bildirdi. IMF yetkililerinin, Türkiye'de yaptıkları temaslar sonrası, 4. madde konsültasyon çalışmaları (Yakın İzleme Anlaşması) kapsamında hazırlanan raporda, Fon'un Yönetim Kurulu'nun değerlendirmesine de yer verildi. Değerlendirmede, hükümetin ücret artışları ve tarımdaki destekleme alım fiyatları konusunda açıkladığı rakamların kurul üyelerinde hayal kırıklığı yarattığı belirtilerek, programda belirtilenin üzerinde gerçekleşen artışların, sadece enflasyonu etkilemeyeceği aynı zamanda programın güvenirliliğini de sarsacağı görüşü savunuldu.

SÜBVANSİYONLAR

Raporda, Yönetim Kurulu Üyeleri'nin hükümetin enflasyonu üç yıl içinde tek rakamlı haneye indirme konusundaki kararlılığından memnuniyet duydukları belirtilirken, bununla birlikte, ‘‘Bazı kurul üyelerinin daha cesur bir yaklaşım sergilenmesini tercih ettikleri’’ ifade edildi.

Tarımdaki destekleme alımlarının yanı sıra gübre ve kredi alımında sağlanan sübvansiyonların azaltılması gerektiğine de dikkat çekilen Yönetim Kurulu değerlendirmesinde, petrol ürünlerinde uluslarararası fiyatlandırmaya göre hareket edilmesi yönündeki çalışmalardan da övgüyle bahsedildi. IMF değerlendirmesinde, bu çalışmaların petrokimya sektörü ile petrol rafinelerini özelleştirme çalışmalarına da ivme kazandıracağı belirtildi.

Özelleştirme çalışmalarından da övgüyle bahsedilen değerlendirmede, hükümetin bu konuda hedeflerini tutturmak için ısrarlı tutumunu sürdürmesi istendi. Değerlendirmede, özelleştirmede sağlanacak başarının, Türkiye'ye yabancı sermayenin gelmesine yardımcı olacağı vurgulandı.

Para, ücret ve mali politikalar konusunda yakın koordinasyon sağlanması gerektiği kaydedilen Yönetim Kurulu değerlendirmesinde hükümetin program konusunda izlediği şeffaflığın da yönetim kurulu üyelerinde memnuniyet yarattığı kaydedildi.

Raporda, hükümetin üç yıllık programına olumlu yaklaşılırken, kronik hale gelmiş yüksek enflasyonun aşağı çekilmesi ve buna bağlı iç borçlanmada faizlerin yüzde 30'lara kadar çekilmesine yönelik çabaların devam ettirilmesi istendi. Raporda, Türk ekonomisinin, sağlıklı bir şekilde büyümesini sürdürdüğü, iyi işleyen dış ödemeler dengesi ile dış borçlarını sorunsuz ödeyebilir durumda olduğu vurgulanırken, kamu sektörünün dış kredi ihtiyacının, istikrarlı bir şekilde karşılanabildiği bildirildi.

EN BÜYÜK SORUNLAR

Merkez Bankası döviz rezervlerindeki artışın sürdüğü, uluslararası sermaye pazarından Türkiye'ye yönelik hareketin devam ettiği gibi olumlu ifadelere de yer verilen raporda, bununla birlikte Türk ekonomisinde ‘‘kronik yüksek enflasyon, geniş çaptaki kamu açıkları, bankacılık kesimindeki açık döviz pözisyonları ve toplam dış borçlar için kısa vadeli dış borç yükü’’ konularının, en büyük sorunlar olarak kalmaya devam ettiği anlatıldı. Raporda, Türk hükümetinin 3 yıllık bir program hazırladığına dikkat çekilerek, enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 50'ye, 1999 sonunda yüzde 20'ye ve 2000 yılında ise tek rakamlı hanelere çekileceği hatırlatıldı.

BÜYÜME HIZI

Raporda ayrıca, enflasyon programında, hedeflere ulaşılabilmesi için Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) artışının yüzde 4'ler seviyesinde tutulması gerektiği kaydedildi.

Programın, gerçekleştirilmesinin güçlü mali yapıya sahip olmaktan geçtiği hatırlatılan raporda, özelleştirme gelirlerinin kamu açıklarının hafifletilmesinde bir araç olarak kullanılması gerektiği ifade edilerek, ‘‘para ve mali politikalar arasında yakın bağlantı kurulması gerektiği’’ görüşüne yer verildi.

Hem kızdı, hem övdü

Memur zammı ve tarım destekleme fiyatları, hükümetin ekonomi programına duyulan güveni sarstı.

Hükümetin enflasyonu üç yıl içinde tek rakamlı haneye indirme konusundaki kararlılığından memnunuz. Ancak, bazı kurul üyeleri daha cesur bir yaklaşım sergilenmesini tercih ediyorlar.

Tarımdaki destekleme alımlarının yanı sıra gübre ve kredi alımında sağlanan sübvansiyonların azaltılması gerekir.

Petrol ürünlerinde uluslarararası fiyatlandırmaya göre hareket edilmesi olumlu.

Hükümet, özelleştirmede hedefleri tutturma konusundaki ısrarlı tutumunu devam ettirmeli.

Hükümetin program konusunda izlediği şeffaflık yönetim kurulu üyelerinde memnuniyet yarattı.

Yüksek enflasyonun aşağı çekilmesi ve buna bağlı iç borçlanmada faizlerin yüzde 30'lara kadar çekilmesine yönelik çabalar devam ettirilmeli.

Türk ekonomisi, sağlıklı bir şekilde büyümesini sürdürüyor.

Türkiye iyi işleyen dış ödemeler dengesi ile dış borçlarını sorunsuz ödeyebilir durumda.

Enflasyon programında, hedeflere ulaşılabilmesi için Gayri Safi Milli Hasıla artışının yüzde 4'ler seviyesinde tutulması gerekir.

Sosyal güvenlik sisteminde finansman sorunun iyileştirilmesine yönelik çalışmaların başlatılması gerekmektedir.

Türkiye, bankacılık sektörünü güçlendirecek önlemler almalıdır.

Memur zammı için DTP bastırmıştı

Başta Başbakan Mesut Yılmaz olmak üzere hükümetin ANAP kanadı, memura ikinci yarı zammı için yüzde 20 oranında ısrarcı olmuştu. Nitekim bu oran IMF'yle varılan ‘‘Yakın İzleme Anlaşması’’ metnine de konulmuştu. Ancak, DTP Lideri Hüsamettin Cindoruk, memur zammının daha yükset tutulmasını istemişti. DTP'nin bu isteği, hükümette krize yol açmıştı. Sonuçta Hükümet bu krizi, temmuzda yüzde 20, ekimde yüzde 10 zamla çözdü.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!