IMF, Kasımpaşalı Tayyip Bey'i Suharto yapar mı

Güncelleme Tarihi:

IMF, Kasımpaşalı Tayyip Beyi Suharto yapar mı
Oluşturulma Tarihi: Mart 14, 2003 00:00

ÖNCE 2001 yılındaki gelişmeleri hatırlayalım.Kasım 2000 krizi patlayınca Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) 11.2 milyar dolarlık ‘‘ek kaynak’’ sağlayıp yola devam etme çabasına giren Türkiye, üstüne Şubat 2001 krizini çıkardı.DSP-MHP-ANAP koalisyonu çareyi Dünya Bankası'nda Başkan Yardımcısı olan Kemal Derviş'i ekonominin dümenine bakan olarak getirmekte buldu.Derviş uluslararası bağlantılarını kullanıp, IMF'ye, ‘‘tamam, yeni sayfa açıyoruz’’ deyip, 10 milyar dolarlık yeni kaynağı içeren stand-by'ı gündeme getirdi. Ancak, bu aşamada IMF'nin de ekstra isteği oldu:‘‘Durun bakalım. Hazine Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı stand-by'a imza atıyor. Sonra hükümet uymuyor. Bize daha güçlü söz vermelisiniz.’’Türkiye'ye İkinci Dünya Savaşı sonrasının en derin krizini yaşatan 57'nci Hükümet, IMF'nin bu isteğine boyun eğmek zorunda kaldı. IMF'yle yapılan stand-by'ın kapak sayfasını dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, yardımcıları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ın imzaları süsledi.Bu görüntü dünyaya 1998 yılındaki bir fotoğrafı hatırlattı. Fotoğraf Ocak 1998'de Endonezya'nın başkenti Cakarta'da çekilmişti. Krizdeki Endonezya'nın o dönemdeki Devlet Başkanı Suharto, IMF'yle 40 milyar dolarlık anlaşmaya imza atıyor, Fon'un o günlerdeki Başkanı Michael Camdessus da tepesine dikilmiş, onu izliyordu.Camdessus, o görüntüyle Suharto'ya bir anlamda, ‘‘40 milyar doları alın, ama her zaman tependeyiz, bunu unutma’’ mesajı veriyordu.ŞİMDİ NE OLACAK?57'inci Hükümet'e, Türkiye'ye 2001'deki ağır krizi yaşattığı için kızsak da, daha sonra çok ciddi reformlara imza attığını unutmamak gerekiyor.Şimdi gelelim IMF'yle AKP arasındaki ilişkilere... AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan, 3 Kasım öncesi seçim meydanlarında, ‘‘IMF'yle kendimize göre pazarlık yapar, yola devam ederiz’’ mesajları verdi.3 Kasım'dan sonra IMF, AKP Hükümeti ile çalışma isteğini bildirdi. Geciken ve 1.6 milyar dolarlık kredi dilimini içeren 4'üncü Gözden Geçirme önce iki hafta, daha sonra da bir ay süren iki bölüm halinde tamamlandı.IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen, ‘‘Tamam, anlaştık’’ deyip, gitti. Ama siyasilerin kararına bağlı bazı ayrıntıların Washington'da tamamlanması Devlet Bakanı Ali Babacan'a kaldığı anlaşılıyor.IMF'yle görüşmelere katılan bir bürokrata kritik soruyu sordum: ‘‘IMF, 59'uncu Hükümet'in Başbakanı olacak Erdoğan'a da imza attıracak mı?’’Bürokrat, ‘‘Biz aslında teknik olarak mektubu tamamladık. Ancak, siyasi imzaların ne olacağını bilmiyorum’’ diye ekliyor.Bürokrata bakıyorum, gönlü IMF'nin Recep Tayyip Erdoğan'a da Ecevit'e olduğu gibi ‘‘Suharto muamelesi’’ çekmesinden yana...Bürokrat bunu da şöyle dile getiriyor:‘‘Bakın geçmişte çok yaşadık. Gün oluyor, bir bakan bile kalkıp, ‘IMF mektubunda benim imzam yok, imzası olan düşünsün' diyerek, taahhütleri yerine getirmemize engel olmaya kalkıyor. En iyisi en tepeden söz vermek.’’Bakalım IMF’nin Kasımpaşalı Tayyip Bey'e tavrı ne olacak?Piyasanın savaşa alkış tutmasına üzülüyorumİKİNCİ tezkerenin yeniden Meclis'e gelmesini sadece ABD değil, elbette para ve sermaye piyasaları da dört gözle bekliyor.Piyasanın bu durumu, ekonomi bürokrasisini üzüyor. Bir bürokrat şöyle diyor: ‘‘Aslında Türkiye zamanında IMF'yle yaptığı anlaşmalara uysa, ekonomiyi düzlüğe çıkarsa, iş bu noktalara gelmezdi. Şimdi hem ABD yardımı ‘IMF'yle programı yürütün' şartına bağlanıyor. Hem de IMF'nin ve Dünya Bankası'nın adımları ABD'ye endeksli atılıyor. Piyasa da ister istemez kendini ABD'den gelebilecek paraya endeksleyip, ona göre tavır alıyor. Kısacası piyasa savaşa alkış tutar göründükçe, ben çok üzülüyorum.’’Hem eller yüreklerde, ‘‘savaş çıkmasın’’ duası ediliyor. Hem de, ‘‘ABD'den para gelse’’ diye avuç ovuşturuluyor. Üzülmemek elde mi?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!