Galiba kafamıza ‘dank’ etti

Güncelleme Tarihi:

Galiba kafamıza ‘dank’ etti
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2001 00:00

BEŞ aydır ‘‘dalgalı kur’’ rejimi uyguluyoruz diye ekonomiyi perişan ettik. Yanlış anlaşılmasın. Şubat krizi ile beraber hangi kur rejimini uygularsak uygulayalım ekonomi zaten bir küçülme sürecine girecekti. Çünkü, Türkiye yurtdışından borçlanamazdı.Dalgalı değil de, öngörülebilir kur sistemine geçmiş olsaydık, büyük bir olasılıkla ekonomi bu denli bir maliyet ödemeyecekti. Beklentiler bu kadar çarpıtılmayacaktı. Belki de, şu sıralarda Hazine yurtdışından az da olsa borçlanmaya başlayabilecekti.Son iki gündür mali piyasalarda gözlemleyebildiğimiz kadarıyla bazı şeyler bazı çevrelerin kafasına ‘dank’ etmiş gibi görünüyor. Adı konulmasa da, istikrar içinde giden kur sistemine geçişin ilk adımları atılıyormuş gibi görünüyor.BAĞIMSIZLIKMerkez Bankası'nın ellerinin tutulmaması gerekiyor. Merkez Bankası'nın yöneticileri istikrarlı kur rejiminin nasıl yürütülebileceğini çok iyi bilirler.Yeter ki, işlerine karışılmasın. Yeter ki, faizler yoluyla mı yoksa döviz alım ve satımı yoluyla mı kurlardaki istikrarı sağlayacakları konusunda serbestçe hareket edebilsinler. Yeter ki, faizleri artıracaklarsa, ‘‘acaba Hazine ne der?’’ ya da ‘‘hükümete soralım mı?’’ gibi kaygıları olmasın.Geçen hafta başında Merkez Bankası'nın kendi işlemlerine uyguladığı kısa vadeli faizleri artırması hem çok cılızdı hem de çok geç olmuştu. Piyasalar faiz artışını Merkez Bankası'nın çekingen davrandığı yönünde algıladı. Dolayısıyla, faiz artışı öngörülen sonuçları doğurmadı. Aksine, piyasalar kendilerini sahipsiz hissettiler.İstanbul'a gelen dedikodular da tatsızdı. Hazine'nin Merkez Bankası'na kızdığı söylendi. Faiz artırımından Hazine'nin haberdar edilmediği, hatta kendilerine danışılmadığı söylentileri yayıldı. Bütün bu söylentiler gerçek dışı da olsa, Merkez Bankası'nın etkinliği azaldı. Çünkü, mali piyasalar artık karşılarında bağımsızca karar alabilen bir Merkez Bankası görmek istiyorlar.Geçen çarşamba günü başlayan Merkez Bankası uygulamaları piyasaların görmek istediği Merkez Bankası'nın uygulamalarıydı. Her ne kadar yeni uygulamalar Ulaştırma Bakanı'nın istifasıyla aynı döneme rastladıysa da, Merkez Bankası'nın döviz piyasasında kotasyon vermesi çok önemliydi. Bu davranışıyla, Merkez Bankası şubat krizinden bu yana ilk kez kendi bastığı paranın değeri hakkında bir fikir sahibi olduğunu piyasalara gösterdi. Piyasalar da bu yeni duruma şapkalarını çıkardılar.Perşembe günü Merkez Bankası aracılığıyla vadeli döviz alım ve satımını başlatılması da doğru yönde atılmış bir adımdı. Bu piyasada arada sırada Merkez Bankası'nın kendisi de işlem yapabilir. Bu aşamada, önemli olan döviz piyasasına yön verebilecek öncü göstergelerin oluşturulabilmesidir. Bunu Merkez Bankası yapar.YENİ TESTLERBütün bu uygulamalardan ben ‘‘dalgalı kur rejimi’’ adı altında ‘‘öngörülebilir’’ ya da ‘‘istikrarlı kur rejimi’’ uygulamasının başladığını düşünüyorum. Uygulanan stratejinin adı ne olursa olsun, kurlarda sağlanacak istikrar, ekonomideki çöküntüyü yavaşlatacaktır. Politika yapıcılarının ekonomik istikrar için daha üretken alanlarda düşünmelerine olanak verecektir.Piyasalar geçen hafta başlayan yeni uygulamaların kalıcı olup olmadığını kısa süre içinde test edecektir. Merkez Bankası bu politikaların kalıcı olduklarını piyasalara ispat etmek durumundadır. Yanılmadığımı düşünmek istiyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!