Fischer: Programın uygulanmasındaki başarı etkileyici

Güncelleme Tarihi:

Fischer: Programın uygulanmasındaki başarı etkileyici
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2001 19:49

"Bu program desteğe layık" diyen IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, Türkiye'nin zor bir programı başarıyla yürüttüğünü söyledi.

IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, Türkiye'nin Ekonomik Program'ı uygulamasındaki başarısının 'etkileyici' olduğunu söyledi. Fischer, bu başarıda herkesin payı olduğunu kaydetti.

İki gündür Türkiye'de çeşitli çevrelerle görüşen Fischer, temaslarını, Devlet Bakanı Kemal Derviş ile birlikte düzenlediği basın toplantısında anlattı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, Türkiye'nin uygulamakta olduğu iddialı ekonomik program kapsamında çok etkileyici başarılar kaydettiğini söyledi.

Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Çırağan Sarayı'nda ortak basın toplantısı düzenleyen Fischer, başarıları sıralamak gerekirse bunların, öncelikle bankacılık ve diğer sektörlerde girişilen yapısal reformlar, mevcut zor ekonomik koşullara rağmen devam eden mali uyum ve ayrıca Meclis'in gündemindeki yoğun yasal programın gerçekleştirilmesi ve gönüllü olarak yapılan iç borç takasının başarıyla sonuçlandırılması olduğunu vurguladı.

Bugüne kaydedilen başarıların tüm Türkiye'nin eseri olduğunu bildiren Fischer, şunları kaydetti: "Tüm Türkiye'nin bu başarıda önemli bir rolü vardır. Ecevit, çok zor bir programı uygulamıştır.

Meclis, bahar oturumunda olağandışı yoğunluktaki yasal gündemini başarıyla tamamlamış ve hayata geçirmiştir. Gerçekten önemle üzerinde durduğumuz bir konu da Türk halkının mevcut zor ekonomik koşullara rağmen bu programı desteklemeye devam etmesidir."

Fischer, işte bu başarıların, uluslararası çevrelerin özellikle IMF'nin, Dünya Bankası'nın aracılığıyla sağlanan çok önemli ve olağandışı dışı yüksek seviyelerdeki mali desteğin Türkiye'ye son 1.5 yıl içinde neden sağladığını da gayet iyi açıkladığını söyledi.

Türkiye'ye olan gezisinin kısa sürdüğünü bildiren Fischer, fakat bu gezinin uluslararası desteğin Türkiye'ye verilmesinin haklılığına tekrar inandırdığını belirterek, "bu programın desteğe layık olduğunu bir kere daha görmüş oldum" dedi.

Devlet Bakanı Kemal Derviş, iki gündür Uluslararası Para Fonu (IMF) ile birlikte program çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, "Her konuda anlaştık ve çalışmalarımızı bu akşam bitirdik" dedi.

Kemal Derviş, toplantıda yaptığı konuşmada, iki gündür IMF ile birlikte program çalışmalarını sürdürdüklerini hatırlatarak, "Ağustos'ta İcra Kurulu tatile girmeden önce toplanacaklar. Her konuda anlaştık ve çalışmalarımızı bu akşam bitirdik" dedi

IMF'nin Ankara'da Başbakan ve başbakan yardımcılarıyla görüşmeler yaptığını hatırlatan Derviş, "Program konusunda hükümetin hemfikir olduğunu, birlikte eşgüdüm içinde çalıştığını bizzat gördü" diye konuştu.

Rakamlar üzerinde de epey durduklarını, ayrıca iki gün önce açıkladıkları önlemleri de anlattıklarını dile getiren Derviş, bu konuda da porgramın daha da güçlü bir şekilde devam edeceğini birlikte tartıştıklarını kaydetti.

DÜNYA KONJONKTÜRÜ

Dünyadaki konjonktürel değişime de işaret eden Derviş, dünyadaki konjonktürün şu anda bir çok ülkeyi bazı zorluklarla karşı karşıya bıraktığını vurguladı.

Derviş, şunları söyledi: "Dünyadaki dış ticaret hacminin geçen yılki kadar hızlı büyümediğini görüyoruz. Geçen yıl yüzde 13'tü bu yıl yüzde 3.5 gibi hızla gelişecek, dünyadaki dış ticaret hacmi.

Buna rağmen Türkiye'deki cari işlemlerin iyiye doğru gittiğini görüyoruz. Mayıs ihracat rakamları son derece sevindirici ve ithalattaki azalma tabii ekonomide bir küçülmeyi yansıtıyor. O bakımdan buna pek sevinemiyoruz ama ithalat ve ihracattaki gelişmeler ile turizmin de yardımıyla programda öngörülenden farklı olarak cari işlemlerin bu yıl artı vereceğini görüyoruz. Hatta bu artının aşağı yukarı 5 milyar dolar olmasını öngörüyoruz. Programdaki yeni rakamlara da bunu koyuyoruz."

Bunun özellikle döviz dengesi açısından sevindirici bir gelişme olduğunu vurgulayan Bakan Derviş, "Şu anda Türkiye harcadığı dövizden önemli bir miktar fazlasını gelir olarak elde ediyor ve bunun da döviz piyasalarına yansıması gerekiyor" dedi.

"BÜYÜME VE ENFLASYONDA DEĞİŞİKLİK VAR "

Fischer, üzerinde durulan değişiklikler hakkında bilgi verdi: "En önmeli değişikliler büyüme ve enflasyon beklentisinde oldu. Bu değişiklikler bugüne kadar gerçekleşen gelişmeler dikkate alınarak yapıldı. Mayıs ayına ilişkin rakamlar oldukça cesaret vericidir." dedi.

Önümüzdeki günlerde programın karşılaşacağı zorluklara değinen Fischer, programın başarısının güvenin yeniden tesis edilmesi ve faiz oranlarının düşürülmesine bağlı olduğunu söyledi.

İç borcun sürdürülebilirliğinin korunmasını hedeflediklerini belirten Fischer, kamu bankalarının kısa vadede kamu kağıdı almalarına odaklandığının altını çizdi.

Hafta başında duyurusu yapılan tedbirlerin oldukça önemli olduğunu kaydeden Fischer, Hazine'nin temel amacının faizlerin düşürülmesi olduğuna söyledi.

ENFLASLON HEDEFLEMESİNE GEÇİLİYOR

Enflasyonun düşürülmesine ilişkin önemli sinyaller bulunduğuna dikkat çeken Fischer, enflasyon hedeflemesine yönelik çalışmaların devam ettiğini açıkladı.

Dalgalı döviz kuru rejimin ekonominin şu andaki koşulları için gerekli olduğunu tekrarlayan Fischer, "TL'nin dalgalanmaya bırakılmasının dışında bir alternatif bulunmamaktadır" dedi.

Dalgalı kurda geçiş sürecinin yaşandığını vurgulayan Fischer, piyasanın sakinleştikten sonra belirsizliklerin ortadan kalkacağını söyledi.

Fischer, Merkez Bankası'nın döviz piyasalarına önemli dagalanmaları istikrara kavuşturmak amacıyla müdahale edebileceğinin altını çizdi.

Türkiye'nin çok iyi tanımlanmış kendi içinde tutarlı bir ekonomik programı olduğunu belirten Fischer, bu programın titizlikle ve başarıyla uygulandığını ifade etti.

Fischer, "Ancak bu ekonomik stratejinin yatırımcılara çok iyi anlatılması gerekiyor" dedi.

Hükümet ortaklarının programa destek verdiğine işaret eden Fischer. bundan oldukça memnun olduğunu ve IMF'nin Türkiye'nin güçlü ekonomik programını desteklemeye devam edeceğini belirti.

TÜFE HEDEFİ YÜZDE 30-35

Devlet Bakanı Kemal Derviş, bugünkü veriler ve program çalışmaları ışığında önümüzdeki 12 ay içinde TÜFE'nin (tüketici fiyatları endeksi) yüzde 30-35 arasında olmasını öngördüklerini belirterek, "Niyet mektubuna da programa da bu rakamı koyacağız. Bunu tahmini olarak koyacağız" dedi.

Düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtlayan Derviş, "2 ay kadar önce enflasyonun 2002 içinde yüzde 18, 2003 içinde de yüzde 3'e kadar gerileyebileceğini söylemiştiniz. Anladığım kadarıyla bugün enflasyon hedefleri konusunda bir revizyon var. 2002 ve 2003 için yeni hedefler nedir?" sorusunu, şöyle yanıtladı:

"Hükümet ile Merkez Bankası arasında ortak hedefimiz var. Bugünkü veriler ve program çalışmaları ışığında önümüzdeki 12 ay içinde enflasyonun, TÜFE'nin yüzde 30-35 arasında olmasını öngörüyoruz. Niyet Mektubuna da programa da bu rakamı tahmini olarak koyacağız.

Daha kesin bir enflasyon hedefi olarak koymuyoruz. Ama önümüzdeki 12 ayı düşündüğümüzde, yüzde 30-35 arasında düşünüyoruz. Bu tabii 2001 yılının ikinci ve 2002'nin ilk yarısını kapsıyor. 2002 yılını yıl olarak düşünürsek bunun da altında bir rakam bence mümkündür ve bu konuda da Türkiye'nin başarılı olması zorunludur."

Son yıllarda başımıza gelenlerin çok önemli bir kısmının çok uzun süre yüksek enflasyon ile ekonomi yönetimini götürülmesinden kaynaklandığını söyleyen Derviş, hem sosyal adaletsizliğin, hem faizlerdeki yüksek düzeyin ve daha da büyük borç yükünün yüksek enflasyon ve yüksek faiz sarmalından doğduğuna işaret etti.

Buna karşı çok ciddi ve çok kararlı bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Kemal Derviş, "Dediğim gibi yavaş yavaş kesin enflasyon hedeflerine de ulaşacağız. Merkez Bankası ile bir uyum ve eşgüdüm içinde bu hedeflerin de gerçekleşmesi için her türlü önlemin alınmasında Merkez Bankası'na destek olmamız gerekiyor" diye konuştu.

Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti ise Banka'nın yasa gereği yeni hedefinin fiyat istikrarı olduğunun altını çizdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!