Doktoru elden kaçırdılar, özel hastaneleri cezalandırıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Doktoru elden kaçırdılar, özel hastaneleri cezalandırıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2008 00:00

Özel sağlık kuruluşlarına ödenecek katkı payının yüzde 30’la sınırlandırılmasına karşı çıkan Dünya Göz Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu, asıl hatanın 22 Temmuz seçimlerinden önce tıp merkezi ve polikliniklerin SGK kapsamına alınması olduğunu savundu. Kapıcıoğlu, "Böyle olunca devletten ciddi doktor kaçışı oldu. Şimdi özel hastaneleri ve vatandaşı cezalandırıyorlar" dedi.

BAKANLAR Kurulu kararıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mensuplarının özel sağlık kuruluşlarındaki tedavileri için ödeyecekleri katkı payının yüzde 30 ile sınırlandırılmasına ilişkin tartışmalar halen sürüyor. Bu uygulamanın yanlışlığını savunanlardan biri de Dünya Göz Hastanesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu. Bünyesinde 7 hastane ve 6 kliniğin bulunduğu Dünya Göz Hastanesi, Levent’teki hastanesi dışında SGK hastalarını kabul etmiyor. Bunu da daha önceden alınmış randevular yüzünden, geçici olarak sürdürdüklerini söyleyen Kapıcıoğlu’na göre, Sağlık Bakanlığı büyük bir hata yaptı. Hatanın kaynağını 22 Temmuz seçimlerinden bir ay önce yapılan bir düzenlemeyle, tıp merkezi ve polikliniklerin SGK kapsamına alınması olarak gören Kapıcıoğlu, şimdi yüzde 30 uygulaması ile bunun faturasının özel hastanelere ve vatandaşa kesildiği görüşünde.

Herkese aynı muamele olmaz

"Biz bu hastaneleri yabancılar gelsin diye yapmadık, Türkiye’deki 70 milyonun ihtiyacını karşılamak için yaptık" diyen Kapıcıoğlu, bu sisteme karşı çıkış gerekçesini şöyle anlattı: "Bir hastane yapıyorsunuz, büyüklüğü 15 bin metrekare, maliyeti 30 milyon dolar. Bir ihtisas hastanesinin içine 19 branşı sığdırıp, ona göre de yatırımlarınızı yapıyorsunuz. Buna karşılık bir tıp merkezi, bir göz merkezi sadece bir lazerle iş yapıyor. Devlet bir kornea ameliyatına 711 milyon YTL veriyor, sen de yüzde 30 fark alacaksın diyor. Tamam ama biz korneayı üniversite vakıflarından alıyoruz, bize girişi zaten 1.200 YTL. Biz katarak ameliyatını 250 dolarlık lensle yapıyoruz. Diğer tarafta birisi 20 YTL’lik lensle yapıyor. Ama ikimize de aynı uygulama yapılıyor. Sistemin içinde kalmamız mümkün değildi."

22 Temmuz’dan önceki hata

Kamudaki doktor ve hemşire sıkıntısının ’özel hastaneler yüzünden yaşandığı’ fikrine karşı çıkan Kapıcıoğlu’na göre, en büyük hata 22 Temmuz seçimlerinden önce yapıldı. Sağlık Bakanlığı’nın tıp merkezleri, polikliniklere SGK ile anlaşmasına izin verdiğini hatırlatan Kapıcıoğlu, şunlanı söyledi: "Ayda 3-5 bin YTL’ye ayda bin hastaya bakan doktorların 4’ü biraraya geldi, ’nasılsa devletin verdiği para garanti’ dedi, gitti, bir bina tuttu. Bir yıl içinde, bir sürü tıp merkezi, poliklinik açıldı. Devletten oluk gibi doktor ve hemşire boşaldı. Şimdi Sağlık Bakanı diyor ki, ’doktor devletten kaçıyor’. Bu nedenle de özel hastanelere sınırlama getiriliyor. Bu tip uygulamalarla, bu işe büyük yatırım yapan özel hastaneler ve vatandaş cezalandırılıyor."

Para kasamda duruyor hastaneleri açamıyorum

KASIMDA Ankara, ocak ayında Antalya hastanelerini açacak olan Eray Kapıcıoğlu, planlarında yer alan İzmir, Bursa ve Kayseri hastane yatırımlarını ise ertelemek zorunda kaldığını açıkladı. Erteleme gerekçesini de son uygulamalar olarak gösteren Kapıcıoğlu, şöyle konuştu: "Bu yatırımlar için Credit Suisse’den kredi aldık. Verirken ’sana bu parayı veriyoruz ama hastaneleri açmazsan bize bu parayı erken ödeyemezsin, ödersen yüzde 25 cezası var’ dediler. Şimdi para kasamda duruyor, biz bu hastaneleri açamıyoruz, paranın faizini ödüyoruz. Bu ülkede işsizlik var, yatırım yapılmalı, deniyor, bu ülkeye yabancı yatırımcı çekilmeye çalışılıyor ama biz derdimizi kimseye anlatamıyoruz."

SGK anlaşması yapılsın, yanlışta teminat yansın

TÜRKİYE’de özellikle sağlık konusunda ’devletin soyulduğu’ yönündeki kanıya katılan Eray Kapıcıoğlu, bu konuda şunları söyledi: "Pekçok hastanenin yanlış işler yaptığı, devlete asılsız faturalar yıktığını duyuyoruz. Bu konuda devletin sıkı bir kontrolü ve ciddi yaptırımları olması lazım. SGK anlaşmaları bu işi ciddiye alan hastanelere verilir, ellerinden ciddi teminatlar alınır. Hata yapana, bir fatura bile hata yapana çok ciddi cezalar verilir. Diyelim ki 2 trilyonluk teminat mektubu verdi, o kuruluş bir faturada devleti dolandırmışsa, 2 trilyonu anında devletin kasasına geçmeli. Ama siz kalkıp da birkaç yer bunu yapıyor diye bütün sağlık sektörünü ve vatandaşı cezalandırırsanız olmaz."

Tek güvencesi Başbakan formulü ’sıkı denetim’

ERAY Kapıcıoğlu, özellikle son uygulamalarından dolayı Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı eleştirse de, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ’yatırımlarının güvencesi’ olarak görüyor ve sorunların çözümünü de Erdoğan’dan bekliyor. Kapıcıoğlu’nun çözüm önerisi ise şöyle: "Devlet SGK hastalarının, A sınıfı hastanelerde, belirli denetimler ve belli fiyatlarla devam ettirmeli. Eğer devlet, kendi hastanelerinden doktorların kaçmasını istemiyorsa, tıp merkezlerinin, polikliniklerin SGK ile anlaşmalarını iptal etmeli. Ayrıca Türkiye’de sağlıkta 10 tane baş aktör vardır. Bir iş yaparken bunların fikirleri de alınabilir."

Düşük sarf malzemesi ile sağlık hizmeti veremeyiz

ERAY Kapıcıoğlu’nun dikkat çektiği bir noktada, bu uygulamanın hasta tedavisinde çifte standart yaratacağı yönünde. Sağlık Bakanlığı’nın yüzde 30’da ısrar etmesi halinde, bazı hastanelerin maliyetlerini düşürmek için, bazı standartlardan vazgeçebileceği uyarısı yapan Kapıcıoğlu, şöyle konuştu: "Bizim gibi müesseseler, eski teknolojiyle, cerrahi deneyimi olmayan doktorlarla, düşük sarf malzemesiyle, Hindistan’tan, Pakistan’dan gelen malzemelerle insanlara hizmet veremez. Ama Sağlık Bakanı yüzde 30’u dayatırsa, bu sektörde böyle bir tehlike var. Sağlık Bakanımız ’ben vatandaşımı düşünüyorum’ diyor ama, vatandaşını bizim kadar kimse düşünümez. Biz Anadolu’da TIR’larımızla ücretsiz hizmet veriyoruz, sadece BP’den yakıt desteği alıyoruz. Şu ana kadar 60 ile gittik, bunu reklam olsun diye de yapmadık."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!