Derviş'ten IMF'ye istikrar ve reform sözü

Güncelleme Tarihi:

Dervişten IMFye istikrar ve reform sözü
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2001 00:00


Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, "Türkiye'nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı"nı açıkladı. Program, istikrar ve yapısal reformu öngörüyor.
Haberin Devamı

Devlet Bakanı Kemal Derviş, Türkiye'nin sunduğu niyet mektubu ve ek mali destek konusunda, IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun şu an toplantı halinde olduğunu, kararın Türkiye saati ile gece yarısına doğru belli olacağını bildirdi.

Derviş, düzenlediği basın toplantısında, niyet mektubu ve ek mali destek konusunu değerlendirirken, "benim tahminim olumlu çıkacak. Tartışmalar olumlu olarak başladı, haberini aldık" dedi.

Yeni ekonomik programın IMF ile görüşülerek Türk bürokratları tarafından hazırlandığını da belirten Derviş, programın aksatılmadan uygulanması gerektiğini vurguladı.

Derviş, "önümüzde önemli işler var. Bazı kanunların çıkması gerekiyor. Çalışmaların hızlı şekilde sürmesinin sebebi ise yangını bir an önce söndürmekti" dedi.

Derviş, ekonomik programa toplumun tümümün destek vermesi gerektiğini de belirtti.

Bu arada Derviş'in basın toplantısından önce, "Türkiye'nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı" başlığıyla ana hatları daha önce açıklanan ve kitapçık haline getirilen program, detaylı şekilde açıklandı.

BU REFORMLARI KENDİMİZ İSTİYORUZ

Devlet Bakanı Kemal Derviş, Türkiye'nin yapısal reformları, başkası istediği için değil, kendisi için yaptığını söyledi.

Devlet Bakanı Derviş, düzenlediği basın toplantısında ekonomik proramın iki temel dayanığı bulunduğunu, bunların ilkini de istikrarın oluşturduğunu söyledi.

Türkiye'nin mutlak suretle istikrara ihtiyaç duyduğunu kaydeden Derviş, özellikle 1990'larda yaşanan yüksek enflasyonun büyük sıkıntılara neden olduğunu, enflasyon yüzünden Türkiye'de yatırım yapmak isteyenlerin sürekli risk primi aldığını ifade etti.

Programın diğer ayağını da yapısal reformların meydana getirdiğini anlatan Derviş, son 6 haftada bu yönde birçok yasanın Meclis'ten geçtiğini, bu sureçte Meclis'in de olağanüstü bir hızla çalıştığını vurguladı.

IMF'nin Türkiye'ye verilecek kredilere ilişkin kararını bu gece açıklayacağına işaret eden Derviş, "Benim tahminim olumlu çıkacak. Tartışmalar olumlu başlamıştır. Olumlu çıkarsa da çok önemli bir hedefe ulaşacağız. Ekonomiyi sıkıntılı aylardan rahat duruma sokacak dış kaynağa kavuşacağız" dedi.

"BAŞKASININ İSTEĞİ İLE YAPMADIK"

Devlet Bakanı Derviş, gerçekleştirilen reformların Türkiye'nin kendi kadroları tarafından hazırlandığını ve ülke yararına düzenlemeler içerdiğini de vurguladı.

Derviş, "Biz bu refomları kendimiz istiyoruz. başkasının isteği ile yapmıyoruz" diye konuştu.

Bazı konularda IMF ile de tartışmalar yaşandığını belirten Derviş, ancak yine de programın Türkiye'nin kendi gereksinmelerine göre düzenlendiği bildirdi. Programa dış polika ve savunma politikasının dahil edilmediğini de anlatan Bakan Derviş, ek niyet mektubunun da gizli tarafı bulunmadığını, niyet mektubunda programla ilgili ayrıntılara girildiğini söyledi.

Son dönemde bir yasayı Meclis'ten geçirirken, yönetim anlayışı konusunun tartışıldığına dikkat çeken Bakan Derviş, yönetim anlayışının programın başarısı için çok önemli olduğunu savundu. Derviş, "Yönetim anlayışı yasa kadar önemli. Bu bir şirket içinde, ülke içinde, aile içinde öyledir. Programın bu ayrıntıya inmesi yadırganmamalıdır" açıklamasında bulundu.

Derviş, rant sistemi ve imtiyaz kavgasına dayalı anlayış yerine, verimlilik sistemine dayalı bir anlayışın olması gereğine işaret etti.

"BAZI TARTIŞMALAR OLDU AMA NORMAL"

Devlet Bakanı Derviş, programın büyük bir desteğe sahip bulunduğunu da vurguladığı konuşmasında, Başbakan, Başbakan Yardımcıları ve kabinenin diğer üyelerine teşekkür etti.

"Bu program, hükümetin programıdır" diyen Derviş, ayrıntılarda bazı tartışmalar yaşandığını, ama bunların normal karşılanması ve abartılmaması gerektiğini söyledi.

IMF İcra Kurulu'nun programla ilgili olumlu kararını vermesi halinde, 2001'de Dünya Bankası ve IMF'den kullanılan miktarın üstüne 15 milyar dolara yakın yeni kaynak geleceğini belirten Derviş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu borçtur, hibe değildir. Çok iyi kullanmamız gerekir. Bu miktar, herhangi bir başka ülkeye verilen kaynaktan daha önemlidir. Bu da Türkiye'nin başarısıdır. Türkiye, şu an bundan daha iyi şartlarda kaynak bulamazdı.

Bunun ekonomiye etkisi önümüzdeki haftalarda belli olacak. En fazla faizler üzerinde etkisi olacak. Bugün faizler yüzde 90 civarında. Daha da inmesi gerekiyor. Borç direncini kırmak için faizlerin ciddi inmesi gerekir. Türkiye'ye yatırımcıların ilgisi böylece çok daha artacaktır."

ENFLASYONUN HIZLA DÜŞMESİ GEREKİYOR

Enflasyonda da olumlu gelişmeler beklendiğini kaydeden Derviş, Haziran'dan itibaren enflasyonun hızla düşmesi gerektiğini vurguladı. Derviş, enflasyonun düşmesiyle de kurla ilgili sorun ve tereddütler ortadan kalkacağını ifade etti.

Şubat, Mart ve Nisan'da yaşanan korkuların artık yaşanmayacağını belirten Devlet Bakanı, kurun belli istikrara geleceğini, para piyasaları, faiz ve kurda görülecek rahatlamanın, yaz ortalarında istihdamda da iyileşmeye yol açacağını vurguladı.

İHRACAT VE TURİZM

"İhracatta çok güzel gelişmeler bekliyoruz" diyen Bakan Derviş, bunun görülmeye de başlandığını, aynı şekilde turizmde de patlama beklediklerini anlattı.

Bu şekilde 2000 yılı sonbaharında başlanan daralmanın sona ereceğini ve yılın ikinci yarısında büyüme sürecine girileceğini kaydeden Derviş, 2002'de büyüme hızının yüzde 5'in dahi üstüne çıkabileceğini belirtti.

Derviş, ödemeler dengesinde de iyi duruma gelineceğini, hatta cari işlemler dengesinin artı bile verebileceğini, bu sayede de kaybolan güvenin yeniden tesis edileceğini kaydetti.

"KAMU İŞÇİLERİYLE BİR UZLAŞMAYA VARACAĞIZ"

Devlet Bakanı Kemal Derviş, kamudaki toplu sözleşmelerde işçi kesimi ile bir uzlaşmaya varılacağını söyledi.

Derviş, düzenlediği basın toplantısında, kamu işçilerinin programı zedeleyecek bir artış alıp, daha sonra enflasyonla bunu kaybedeceğini bildiğini belirtti ve "sanıyorum onlarla bir uzlaşmaya varacağız" dedi.

İstihdamın böyle ortamlarda önemine dikkati çeken Derviş, ekonomik gelişmelere paralel, yaz aylarından itibaren "İşimizi kaybedeceğiz" korkusunun insanları artık sıkmayacağını anlattı.

İlk aşamada IMF'den 4 milyar dolara yakın bir kaynak geleceğini belirten Derviş, bunun güven ortamının pekişmesine katkı sağlayacağını, ancak programın da aksatılmadan zamanında uygulanması gerektiğini vurguladı.

MEDYAYA ÇAĞRI

Derviş basın toplantısında, medyaya da "Dikkatli olunması, olayların iyi izlenmesi" çağrısında bulunurken, kendilerinin de medyaya yardımcı olacaklarını, bu kesimle ve ekonominin diğer kesimleriyle teknik toplantılar yapacaklarını anlattı.

Derviş, olabilecek tartışmaların da abartılmamasını istedi.

YENİ YASALAR

Devlet Bakanı, birçok yasanın Meclis'ten geçtiğini, ancak hala bazı önemli düzenlemelerin yasalaşması gerektiğini de kaydetti.

Bunlardan birini İhale Kanunu'nun oluşturduğunu ifade eden Derviş, bu düzenlemenin şeffaflık açısından çok önemli olduğunu belirtti.

Bundan sonraki yasal düzenlemelerin belki olağanüstü değil, normal sürede gerçekleştirileceğini söyleyen Derviş, şunları kaydetti:

"Belki bu dönem, bazı konular yeterli tartışılamadı. Bunun nedeni, ekonomiyi biran önce yangından kurtarmak ve dış desteği sağlamak içindi. Bundan sonra biraz daha olağan ortamda, daha zaman alacak şekilde konuları, uzunca tartışmak ve görüşmek istiyoruz. Biraz farklı bir ortama gireceğiz. Bu şekilde bir takım gerginlik ve yanlış anlamalara da son veririz diye düşünüyorum."

"HİÇBİRİNİN GÖREVİNDE İLELEBET KALMASI SÖZKONUSU DEĞİL"

Derviş, görevinden istifa edip etmeyeceğine ilişkin bir soruya, "yok öyle bir şey. Biz harıl harıl, gece gündüz çalışıyoruz" karşılığını verdi.

"2 ay öncesine göre önemli adımlar attık ve mutlu bir çalışma düzeni içindeyiz. Elbette tartışmalar oluyor. Programı yarıda bırakmak çok hatalı olur. Programı her hükümet uygulamalıdır. Meclis’teki bazı aşırı konuşmalara rağmen, muhalefet partilerinden de büyük destek gördük. Sağlıklı, demokratik bir çalışma ortamındayız. Elbette program uygulanmalı."

Derviş, "Program sizi yarıda bırakırsa, istifa eder misiniz?" şeklindeki soru üzerine de, şunları söyledi:

"Program uygulanacaktır. Ben bütün gücümle devam etmek istiyorum, arkadaşlarım da öyle. Ama demokrasidir bu. Yani öyle bir duruma gelebiliriz ki çok büyük bir görüş ayrılığı olur, o zaman da insan başka bir görev yapar. Yani demokraside son derecede önemlidir. Hiçbirinin görevinde ilelebet kalması diye bir şey söz konusu değildir. Şu andaki programa gerçekten inanmamız gerekiyor. Türkiye için çok önemli. Dolayısıyla başka bir şey düşünmek istemiyorum."

TELEKOM MESELESİ

Derviş, bugün detayları açıklanan programda "tahkimle ilgili düzenlemeye gidileceği konusunun yer aldığı, bunun Telekom’da sorunların bitmediği anlamına mı geldiği" şeklindeki bir soruyu yanıtlarken de, Telekom tartışmalarının yıllardır sürdüğünü belirtti.

Özelleştirmenin çok öneme sahip bulunduğunu, ancak Telekom’da bunun ana hedef olmadığını anlatan Derviş, "Tabi kaynak getirecek, özelleştirmeye taraftarız ama özelleştirmeden daha önemli olan iyi yönetmektir. Telekom’da olsun, diğer sektörlerde olsun, büyümeye, verimliliğe, teknolojiye dönük yönetim olmalıdır" dedi.

Kurul’un, Bakanlığın işlevinin bu alanda tartışma konusu olduğunu kaydeden Derviş, daha sonra şöyle konuştu:

"Tartışma, özelleştirmeyle ilgili olmadı. Tartışma sektörün yönetimiyle ilgiliydi. Soünunda uzlaştık. Sanıyorum bu konuda tartışma bitti. En iyi şekilde özelleştirme istiyoruz. Ama herhangi bir fiyata değil. İyi şartlarda özelleştirme istiyoruz. Belki dünyada Telekom piyasasındaki durum yüzünden, 2 yıl daha özelleştirme için bekleriz. Belki hemen özelleştiremeyiz."

FON’DAKİ BANKALAR

Derviş, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilen bankalarla ilgili bir soru üzerine de, bu bankalar için verilen Hazine kağıtlarının görev zararı sayılamayacağını vurguladı.

Bu alanda güvence vermenin eninde sonunda devletin görevi olduğunu kaydeden Derviş, bu güvencenin de belli bir yasal çerçeve içinde verilebileceğini belirtti.

Hazine Müsteşarı Faik Öztrak da, bu bankalarla ilgili güvenceler nedeniyle Hazine kağıtları verildiğini, eğer bunlar silinmez ise o zaman görev zararı sayılacağını kaydetti.

"SİYASETÇİ EKONOMİYE SAYGI GÖSTERMELİ"

Devlet Bakanı Kemal Derviş, siyasetçinin ekonomik kurallara, ekonominin günlük işleyişine müdahale etmemesi gerektiğini belirterek, "Siyasetçi ekonomik piyasa kurallarına saygı göstermelidir" dedi.

Derviş, bir gazetecinin "Halkın size olan teveccühü ne ölçüde programa olan tevecühü yansıtıyor" şeklindeki sorusu üzerine, "Önemli olan programa olan destektir. Gerçekten bir kişiyi çok önemsememek gerekiyor. Yani bu çağadaş dünyada herhangi bir işi yapmak takım işidir. Bir kişinin yapacağı sınırlıdır" yanıtını verdi.

Toplumun programın yapmak istediklerini özlediğini kaydeden Derviş, demokrasinin temelinde siyasetin olduğunu ve siyasetin güçlü bir biçimde devam etmesi gerektiğini ve siyasete saygının olması gerektiği de söyledi. Derviş, "Ama siyasetle ekonominin bir ölçüde ayrılması gerekiyor" dedi.

Siyasetçinin ekonomik kurallara, ekonominin günlük işleyişine müdahale etmemesi gerektiğini ve ekonomik piyasa kurallarına saygı göstermesi gerektiğini kaydeden Derviş, şöyle devam etti:

"Aynı zamanda ekonomiden sorumlu insanlar, yatırımcılar, iş adamları da kazançlarını daha ziyade verimlilik artışında, üretimde, ihracatta aramalıdır. Devlete gelip, devletten bunu bize verin, bu rantı bize sağlayın eylemlerinden bir ölçüde vazgeçmeleri gerekiyor. Ama biraz öncede açıkladığım gibi bu düzen değişikliği yarım yamalak olamaz. Çünkü bir kesim bunu yapıyor, öbür kesim bunu yapmıyorsa, o zaman yapan kesim dezavantajlı duruma geçecek. Dolayısıyla herkes bu düzene uyduğu zaman herkes mutlu olabilir. Ama o bakımdan biraz radikal olmak gerekiyor. Yani reformların çok yavaş yapılması veya sadece bir kısmının yapılması, progamı tümüyle tehlikeye sokar."

"KURULU OLUŞTURAN İNSANLAR ÖNEMLİ"

Bakan Derviş, "Kurullar KİT’lerin konumuna mı gelecek" şeklindeki bir başka soru üzerine de, kurulların bir işletme veya teşebbüs olmadığını ifade ederken, kurulların bir sektörü denetleyen devlet kuruluşları olduğunu söyledi.

"Orada büyük bir istihdam, büyük bir zarar oluşması söz konusu değil kurullarda" diyen Derviş, kurulların en yetenekli insanların ve çeşitli deneyimleri içeren insanların biraraya gelerek, bir sektörü yönettiğini ve bu sektörü denetlediğini anlattı.

Bir kurulun ortaya çıkmasının yararlı olduğunu kaydeden Derviş, kurulu oluşturan insanların da önemli olduğunu söyledi ve şöyle konuştu:

"Yani kişi de önemlidir, yönetimde. Sadece yasa değil, kişi de önemlidir ve dolayısıyla hükümet olarak hangi insanların, hangi kurulda, hangi görevde olduklarına dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Eninde sonunda insanlardır yasaları uygulayan ve dolayısıyla bu insanların deneyimine bilgisine ve bir miktar bağımsızlığına da dikkat etmemiz gerekir."

"BÜTÜN ÜYELER DEĞİŞECEK DİYE BİR ŞEY YOK"

Bakan Derviş, "BDDK üyelerinin değiştirilmesine neden gerek duydunuz" şeklindeki bir soru üzerine de "Bütün üyeler değişecek diye birşey yok. Yeniden bir karar verilecek" dedi.

Bu kurulun çok önemli bir işlevi bulunduğuna dikkat çeken Derviş, bankacılık sektörünün ve sektördeki olumsuzlukların bunalımın temelinde olduğunu hatırlattı. Derviş, bu nedenle bankacılık reformunu ve bankacılık denetleme görevini yapan insanların, farklı deneyimleri olsa bile, bir takım oluşturmaları gerektiğini ve başkana da destek vermesi gerektiğini söyledi.

Kurullardaki insanların programa inanarak, vargücüyle çalışmasının önemine işaret eden Derviş, "Doğru insanları doğru yere getiremeyeceksek, o zaman bu programın işlemesi çok zor olacaktır. O bakımdan bazı kurullarda bazı değişikliklerin yapılması olağandır. Aslında tabi yasa yoluyla olmasaydı daha iyi olurdu. Ama bu şekilde yapmak zorunluluğu oldu" diye konuştu.

Bankacılık sektöründe, özel bankaların, BDDK’nın denetemindeki fondaki bankaların ve kamu bankalarının bulunduğunu kaydeden Derviş, şöyle devam etti:

"Kamu bankalarında da yönetim değişti bu programla birlikte yeni yönetim geldi ve bence çok güçlü, çok ehliyetli, çok iyi niyetli ve çok cesur bir yönetim geldi. Ama biraz rahatsızlık var çünkü düzen gerçekten değişiyor.

Kamu bankalarının bir devlet dairesi olmadığını herkesin artık anlaması gerekiyor. Geçişte tabi bazı zorluklar olacak, dikkat edilmesi gereken hususlar olacak. Herhangi birşeyi birden bire tamamen değiştirmek doğru olmayabilir. Buna bakmamız gerekiyor, dikkatli olmamız gerekiyor ama kamu bankalarında da düzenin ve yönetimin temelden değiştiğini görüyoruz."

TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ

Devlet Bakanı Kemal Derviş, "toplu iş sözleşmelerinde sendika temsilcilerini nasıl ikna edeceksiniz" şeklindeki soruya da "Bu işi Sayın Keçeciler’e havale ettik" diye yanıtladı.

Bu konuda bir uzlaşmaya varılması gerektiğini ifade eden Derviş, hükümet olarak kamu işçisinin daha yüksek bir gelire kavuşmasını istediklerini söyledi.

Bakan Derviş, memurla olan dengenin de oldukça bozulduğunu kaydederken, şöyle devam etti:

"Şu anda elimizde bir kaynak olsa belki de en başta memura yardım etmek durumunda olmalıyız diyorum. Çok düşük gelirle çalışıyor memur, gerçekten zor durumda. Belki şu anda enflasyon neticesinde fazla birşey yapamayacağız ama gelecek sene mutlaka bunun bir çaresine bakmamız gerekiyor.

Devlet sektörü de özel sektör kadar önemlidir ekonomide. Güçlü bir özel sektör güçlü bir devlet gerektirir, iyi işleyen bir devlet de refah yaratan, kaynak yaratan bir özel sektör gerektirir. Devletteki memur kesimini de düşünmemiz lazım.

Ücret sorununa sadece kamu işçileri açısından değil, memur, özel sektördeki işçi ve kamudaki işçi arasındaki adaleti sağlamak açısından da yaklaşmamız gerekir."

TELEKOMÜNİKASYON KURULU

Bakan Derviş, "Telekomünikasyon Kurulu’nda da bir değişiklik düşünüyor musunuz?" şeklindeki bir başka soru üzerine de, diğer bütün kurumlarda bazı değişikliklerin olabileceğini söyledi.

"Telekomünikasyon Kurulu’nda da diğer bakan arkadaşlarla birlikte bazı değişiklikler yapılabilir, bu konuyu önümüzdeki haftalarda görüşeceğiz" diyen Derviş, önemli olanın bütün bu kurulların ekonomiye en iyi şekilde denetçi görevini yapmaları ve rekabetin çağdaş teknolojinin bütün bu sektörlere gelmesi olduğunu söyledi.

  • Güçlü ekonomiye geçiş programı

  • Haberle ilgili daha fazlası:

    BAKMADAN GEÇME!