Büyüme tahminlerini düşürdük

Gündemi hurriyet.com.tr'ye değerlendiren Özten'in yazısını aşağıda okuyabilirsiniz.

"Bazı büyük bankalarla finans kuruluşlarının büyük zararlar yazmasına ve bazılarının da iflas etmesine neden olan kredi piyasaları ve bankacılık sistemindeki daralan likidite yüzünden A.B.D.’deki ipotekli konut kredilerindeki kriz, Eylül ayından beri daha da belirginleşti. Büyük merkez bankaları, iflas etmekte olan finans kuruluşlarını kurtarmaya yönelik müdahaleler yaparak dünyaya yayılan korkuları bastırmaya çalışırken, ABD'deki finansal şok dalgaları Avrupa'yı, Asya'yı ve gelişmekte olan ülkeleri de vurdu, Türkiye de bu global satış hareketinin dışında kalamadı.

10 Ekim'de YTL, USD karşısında 1.44’ün üzerine çıkarak aylık bazda yaklaşık yüzde 14 değer kaybetti (50:50 EUR:USD sepetinde 1.70’in üzeri görüldü) ve aynı gün 23 Haziran 2010 vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi de yüzde 21.35’e yükseldi. Global finansal kriz yüzünden geçen haftaki Hazine ihalelerine olan piyasa ilgisinin olumsuz etkilenmesi şaşırtıcı olmadı. Ekim ayında düzenleyeceği dört ihale ile piyasadan YTL 6 milyarlık borçlanma öngörüsüne karşılık Hazine, azalan talep yüzünden geçen hafta gerçekleştirdiği üç ihale ile piyasadan (kamu kuruluşları hariç) toplamda sadece YTL 1.9 milyar borçlandı. Bu da, Hazine’nin bu ay borçlanma hedefini ulaşmasını neredeyse imkânsız hale getirdi.

Yakın dönemde, 50:50 EUR:USD sepetinde 1.70 seviyesini güçlü bir üst tavan olarak görüyor, YTL’nin yurt içi ve yurt dışı gelişmelere karşı kırılgan olduğunu ve olumsuz gelişmelerin devamı halinde gösterge bononun bileşik faizinin %21’i test edebileceğini, bu seviyenin aşılması halinde de yeni test seviyesinin %21.5 olacağını düşünüyoruz.

BÜYÜME TAHMİNLERİNİ DÜŞÜRDÜK
 
Uzun süre devam edecek gibi görünen finansal çalkantının yansımaları nedeniyle muhafazakâr tarafta olmayı tercih ederek 2008 ve 2009 yılları büyüme tahminlerimizi aşağı yönde revize ettik.

Büyüme beklentimizi 2008 yılı için %4.1’den %3.4’e, 2009 yılı için ise %4.5’ten %3.8’e indirdik. Ancak, güvenirlilik üzerinde olumsuz bir etki yapmadığı sürece Mart 2009 yerel seçimleri öncesinde yapılacak kamu harcamaları ile Merkez Bankası’nın orta vadeli beklentileriyle uyumlu olarak faiz indirim marjının birikmesi, büyüme için kısmi bir güvence olarak görülebilir.

Petrol ve gıda fiyatlarının, Merkez Bankası’nın (MB) Temmuz ayı Enflasyon Raporu’ndaki olumlu senaryoya yakın seyretmesi nedeniyle devam eden finansal çalkantının yurt içi ekonomi üzerindeki etkilerine bağlı olarak MB, enflasyon ve emtia fiyatlarındaki iyimser tablonun sürmesi halinde ölçülü bir faiz indirimine gidebileceğini açıkladı.

2008 yılında MB’nin borçlanma faizinde indirim yapma olasılığının ciddi anlamda azaldığını, ancak ülkeye özgü bir şok olmaması halinde 2009 yılında MB’nin yüzde 1.5-2 puan arasında faiz indirim marjının olacağını düşünüyoruz. Faiz indirimlerinin büyüklüğü ve zamanlaması üzerindeki en önemli sınırlama ise, MB’nin YTL’nin değerini ve politika güvenilirliğini korumaya olan ihtiyacıdır. Son dönemdeki gelişmeler, sıkı likidite koşullarının 2009 yılında kalıcı hale gelebileceğini göstermekte olup, MB, ölçülü faiz indirimlerinin yanı sıra likidite yönetiminin etkinliğini artırmak amacıyla geçici olarak parasal sıkılaştırmaya gidebilecek.

Yakın dönemde, global gelişmelerin yanı sıra Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti ve türban davalarına ilişkin açıklayacağı gerekçeli kararların politik yansımalarının ülkenin risk primini artırmadan atlatılması, 2009 bütçesinin gerçekçi hazırlanması, MB’nin faiz kararları ve Enflasyon Raporu, IMF ile ilişkiler ve 2009 yerel seçimlerine dair gelişmeler, döviz kuru ve faiz hareketlerinin üst sınırında belirleyici olacaktır.