Bütçe görüşmeleri başladı

Güncelleme Tarihi:

Bütçe görüşmeleri başladı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2001 12:13

TBMM Genel Kurulu`nda, 2002 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı`nın tümü üzerindeki görüşmeler başladı. Oral, yaptığı sunuş konuşmasında hedeflerde ısrarcı ve kararlı olduklarını belirterek 2002 yılı bütçesinde de bu kararlılığın devam ettirildiğini söyledi.

Alınan karar doğrultusunda saat 11.00`de toplanan Genel Kurul`a bütçeyi, Maliye Bakanı Sümer Oral sundu.

Oral, TBMM Genel Kurulu`nda 2002 Yılı Bütçesi`ni sunuş konuşmasında, 57. Hükümet`in göreve başladığında ülke ekonomisindeki istikrarsızlığa sebep olan temel nedenleri kalıcı şekilde gidermeyi hedef aldığını kaydetti.

Oral, Hükümet`in, 20002 yılı da dahil olmak üzere Parlamento`ya
sunduğu tüm bütçelerde, kamu maliyesi başta olmak üzere ekonomik
kurumları sağlıklı bir yapıya dönüştürmeyi, uzun yıllar yüksek düzeyde
seyreden enflasyonu düşürmeyi, ülkede yatırım şevk ve iklimini yeniden
yaratmayı ve yapısal reformların da desteğiyle ekonomiyi sağlam bir
zemin üzerinde istikrarlı ve sağlıklı büyümeye kavuşturmayı
hedeflediğini belirtti.

Dünyanın tarihi bir dönemeçten geçtiğine işaret eden Oral,
``Türkiye`nin küreselleşmenin nimetlerinden daha fazla yararlanarak
refahını artırması ve önder bir dünya devleti olması için hedeflerini
gerçekleştirmekten başka alternatifi yoktur. Hükümet`in hedeflerinde
ısrarlı ve kararlı olduğunu bütün uygulamalarda göstermiştir, 2002
yılı Bütçesi bu kararlılığı devam ettirmektedir`` diye konuştu.

Oral, 2002 yılı bütçe görüşmelerinin, 21. yüzyılın ilk yıllarında
bir suç örgütünün düzenlediği trajik bir saldırının dünyada yarattığı
belirsizlik ve güvensizlik ortamında yapıldığına dikkati çekti. Oral,
siyasal sonuçları kadar ekonomik etkileri ile birlikte tüm ülkeleri,
toplumları ve bireyleri ilgilendiren olayın, ``risklerin
küreselleşmesi`` olgusunun, ``ilerlemenin küreselleşmesi``nden daha
yavaş olmadığını ortaya çıkarttığını anlattı.

KÜRESELLEŞMENİN SORUNLARI

Son 20 yılda dünya ekonomisini artan bir ivme ile şekillendiren
etkenin Küreselleşme olduğuna işaret eden Oral, küreselleşen bir dünya
üzerindeki ekonomik sistem ve politikaları giderek birbirine
yakınlaştırdığını, serbestleşmenin daha da önem kazandığını vurguladı.

Küreselleşmenin hız kazandığı bir ortamda, yeterli sosyal gelişmeyi
sağlamayan ülkelerde ekonomik gelişmenin giderek daha güçleşmesinin
beklendiğini ifade eden Oral, bu kapsamda insan hakları ve
demokrasinin geliştirilmesinin ve kurumsallaşmasının yanında eğitim,
ve sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, yoksulluğun azaltılması ve
çalışma koşullarının iyileştirilmesinin büyük önem taşıdığını
bildirdi.

Küreselleşmenin bazı ciddi sorunları da beraberinde getireceğini
belirten Oral, ``Herkesin yararına işleyecek bir küreselleşme sürecini
temin edecek doğru sistem ve politikaların uygulamaya konulması,
uluslararası toplumun 21. yüzyıldaki kilit mücadelesi olacaktır``
dedi.

DÜNYA EKONOMİSİNİN DURUMU

Uzun ve istikrarlı bir büyüme sürecinin ardından dünya
ekonomisinin 2000 yılı sonralarında başlayan yavaşlamanın 2001 yılında
da süreceğine işaret eden Oral, şunları söyledi:

``Küresel ekonomik koşullar hızla bozulmuş, 1970`li yılların
sonlarından beri ilk defa dünya ülkelerinin çoğunun büyüme hızında
eşzamanlı yavaşlamalar kaydedilmiştir. Gelişmiş ülkelerde makro
ekonomik koşullar, tersine dönmüştür.

Son 10 yıldır büyümenin motoru olan ABD ekonomisi önemli ölçüde yavaşlamış, Japon ekonomisi durma noktasına gelmiş, bu ülkelere göre daha iyi konumda olan Euro
bölgesinde bile ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama beklentilerinin
üzerinde olmuştur.

Ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama, gelişmekte olan
ekonomilere sermaye akışını azaltmıştır. Bazı yükselen piyasa
ekonomilerinin uluslararası piyasalarda girişleri azalırken, reel
finansman ihtiyaçları artmıştır.``

ABD`de 11 Eylül`de yaşanan terörist saldırı ve sonrasındaki
gelişmelerin küresel ekonomideki olumsuzlukları artırdığına işaret
eden Oral, 2000 yılında yüzde 4.7 büyüme gösteren dünya ekonomisinin
2001 yılında ancak yüzde 2`ler düzeyinde bir büyüme göstereceğinin
tahmin edildiğini söyledi.

``2002 yılında da aynı seviyede bir büyüme beklenmektedir`` diyen Oral, 11 eylül sonrasında hızla yükselerek 31 dolara ulaşan ham petrol fiyatlarının 20 doların altına indiğini, OPEC`in petrol fiyatlarını 22-28 dolar bandında tutmak için
çalıştığını kaydetti.

KOPENHAG KRİTERLERİ

Türkiye ile AB arasında ulusal mevzuatın resmi tarama sürecinin
Kopenhag Siyasi Kriterleri`ne uyum ile başlayabileceğine dikkati çeken
Oral, Kopenhag Ekonomik Kriterleri`ne uyumun ise uygulanmakta olan
istikrar programının en önemli hedeflerinden biri olduğunu vurguladı.

AB tarafından ``Katılım Öncesi Mali İzleme Süreci`` başlatıldığını
hatırlatan Oral, ``Bu süresin ülkemiz açısından önemi, Kopenhag
Ekonomik Kriterleri`ne uyum sağlamak amacıyla yapılacak ekonomik
reformların ve kaydedilen gelişmelerin artık AB tarafından da yakından
takip edilmeye başlanmasıdır`` dedi.

Türkiye`nin borç durumu ve bütçe açığı rakamlarına ilişkin
bilgilerin AB`ye verildiğini anlatan Oral, ``Katılım Öncesi Ekonomik
Program``ın ise AB Komisyonu`na iletildiğini hatırlattı.

Oral, konuşmasında 3 yıldan beri ``kaydi para`` olarak kullanılan
Eeuro`nun 1 Ocak 2002 tarihinde fiilen kağıt ve madeni para olarak
tedavüle gireceğini hatırlatarak, dış ticaretin yarısını AB
ülkeleriyle yapan Türkiye`nin de bundan etkileneceğini kaydetti.

"ÖNÜMÜZDEKİ 1 YILIK SÜREDE ÇOK ÇALIŞMALIYIZ"

AB`ın, Türkiye`nin küreselleşme hareketinde önemli referans
noktalarından biri olduğuna dikkati çeken Oral, Türkiye`nin AB
standart ve normlarına uyum sağladıkça, uluslararası norm ve
standartlara daha uygun bir yapı kazanma yolunda ilerleyeceğini
söyledi.

``Piyasa ekonomimizi daha serbest bir yatırım ve ticaret iklimi
içerisinde, daha yüksek bir standartta çalışır hale getirmeliyiz``
görüşünü savunan Oral, tüm adaylarda aranan objektif kriterlere uyum
konusunda Anayasa`da yapılan ve yapılması planlanan değişikliklerin,
bunlara ilişkin yasal düzenlemeler ve kurumsal yenileşmenin ivedilikle
hayata getirilmesi gerektiğini söyledi.

Oral, ``Türkiye, Önümüzdeki bir yıllık süre içinde çok çalışarak
hızlı adamlar atmak ve resmi tarama sürecini başlaturumundadır.
Türkiye, bir yandan küreselleşmenin olumsuzluklarını en aza indirmek
bir taraftan da en fazla faydayı sağlamak üzere gerekli yapıyı
oluşturmak zorundadır`` diye konuştu.

"2001 TEFE YÜZDE 73.8, TÜFE YÜZDE 56.6"

Oral, toptan eşya fiyatlarında 2001 yılındaki 10 aylık kümülatif artışın yüzde 73.8, tüketici fiyatlarındaki artış oranın ise yüzde 56.6 olduğunu kaydetti.

Dış borç stokunun 2001 yılının Haziran ayı sonunda 111.9 milyar dolara gerilediğini belirten Oral, bu dönemde 7.6 milyar doları anapara, 3.7 milyar doları faiz olmak üzere toplam 11.3 milyar dolar dış borç ödemesi yapıldığını ifade etti.

Oral, iç borç stokunun Ekim ayında 109.4 katrilyon lirayı bulduğunu, bu tutarın yüzde 12.8`inin bono, yüzde 87.2`sinin tahvil olduğunu vurguladı. 109.4 katrilyon liralık stokun 57 katrilyon lirasının bankacılık kesiminden kaynaklandığı anlatan Oral, iç borç stokunun 2000 yılı sonunda yüzde 80.8`i nakit, yüzde 19.2`si nakit dışı iken bu yılki uygulamalarla Ekim ayı itibarıyla nakde bağlı borç stokunun yüzde 44.7`e gerilediğini bildirdi.

Oral, ``İç borçlanmada yılın 10 aylık dönemi itibarıyla ortalama vade 144 gün, ortalama basit faiz oranı yüzde 80.3`tür`` dedi.

"BÜTÇE GİDERLERİNİN KORUNMASI"

On aylık uygulama sonucunda 2001 yılı bütçesinde giderlerin 65.2 katrilyon lira, gelirlerin 41.2 katrilyon lira, bütçe açığının da 24 katrilyon lira düzeyinde gerçekleştiğini bildiren Oral, faiz dışı bütçenin ise 12.1 katrilyon lira fazla verdiğini söyledi.

Oral, aynı dönemde faiz ödemelerinin 36.1 katrilyon lira olduğunu,faiz hariç giderlerin ise 29.1 katrilyon lira olarak gerçekleştiğini kaydetti. Oral, 2001 yılı sonu itibariyle giderlerin 78 katrilyon lira, gelirlerin 50.2 katrilyon lira olacağını, buna göre de bütçe açığının 27.8 katrilyon lira ile gayri safi milli hasılanın yüzde 15.1`i düzeyinde gerçekleşeceğinin tahmin ettiklerini bildirdi.

Bakan Oral, şöyle konuştu: ``Yılsonu itibarıyla faiz dışı fazla 11.4 katrilyon lira olarak öngörülmüştü, uygulanan ekonomik programın en önemli unsuru olan faiz dışı bütçe fazlası, baştan beri devam eden olumlu çizgisini sürdürmüştür. Bütçe giderlerinin korunması, sağlıklı bir kamu maliyesinin temel boyutudur.

Bu, sıkı maliye politikasını ve kararlı bir uygulamayı gerektirir. Programın uygulamaya konulduğu 2000 yılı başından bugüne bütçe sonuçları, öngörülen hedeflerin üzerinde gerçekleşti. Hiç şüphe yok ki bu sonuçlar, 2002 bütçesine sağlam bir zeminde kararlı bir başlangıç sayılacaktır.

2002 yılı bütçesi, uygulanan ekonomik programın ilke ve hedeflerine ile uyum içinde, enflasyon ve kamu kesimi açıkları ve enflasyonun düşürülmesi konusundaki kararlılığın devamı ile ekonomik canlanma ve büyümenin tekrar yakalanması temelinde hazırlandı.``

BÜTÇE RAKAMLARI

Oral, 2002 yılında hedef alınan temel büyüklükleri sıralarken de büyümenin yüzde 4, GSMH deflatörünün yüzde 46, TEFE yıllık ortalamanınyüzde 45.6, TEFE yılsonu oranının yüzde 31, TÜFE yıllık ortalamanın yüzde 46.4, TÜFE yılsonu oranının yüzde 35, GSMH`nin 280.6 katrilyon lira, ihracatın 32 milyar dolar, ithalatın ise 45.5 milyar dolar olarak öngörüldüğünü anlattı.

2002 bütçesinde giderlerin 98.1 katrilyon lira, faiz hariç giderlerin 55.3 katrilyon lira, gelirlerin 71.2 katrilyon lira, bütçe açığının 26.9 katrilyon lira ve faiz dışı fazlanın ise 15.9 katrilyon lira olarak belirlediğini ifade eden Oral, 98.1 katrilyon lira ödeneğin 21.9 katrilyon lirasının personel giderlerine, 7.8 katrilyon lirasının diğer cari giderlere, 5.7 katrilyon lirsının yatırımlara, 62.7 katrilyon liranın ise transferlere ayrıldığını belirtti.

Oral, transfer ödenekleri içinde faiz ödemeleri için 42.8 katrilyon lira, sosyal güvenlik kuruluşları için 7.9 katrilyon lira, vergi iadeleri için 3.4 katrilyon lira, tarımsal destekleme için 2.1 katrilyon lira, KİT`ler için ise 1.7 katrilyon lira ayrıldığını ifade etti.

Bütçe gelir tahminleri içinde vergi gelirlerinin 57.9 katrilyon lira, vergi dışı normal gelirlerin 7 katrilyon lira, özel gelir ve fonların 6 katrilyon lira ve katma bütçeli gelirlerin ise 300 trilyon lira olduğuna işaret eden Oral, ``Ekonominin canlanmasında, yatırımın,üretimin ve istihdamın artmasında ve dış dengenin düzelmesinde çok büyük önemi olan ihracat ve turizme geçen yıllarda verdiğimiz desteği bu yıl da artırarak devam ettirmeliyiz`` dedi.

Oral, 2002 bütçesinde bütçe açığının GSMH`ye oranının 2001`e göre 5.5 puan azalarak yüzde 9.6`ya geldiğini belirterek, faiz dışı bütçe fazlasının oranını ise sadece 1.2 puan azalarak yüzde 5.7 düzeyinde tutulduğunu vurguladı. Oral, faiz ödemelerinin GSMH`ye oranının 2001 yılındaki yüzde 22 seviyesinden 2002 yılında yüzde 15.3`e, giderler içindeki payın ise yüzde 52`den yüzde 43.6`ya indiğini söyledi.

KAMU HARCAMALARINDA ETKİNLİK

Bütçenin çok güçlü olarak hazırlandığını ve bugünün şartlarında entemel politika aracı olduğunu ifade eden Oral, bütçenin tam bir disiplin içinde uygulanacağını söyledi.

Ekonomik programların temelini oluşturan yapısal reformların titizlikle şekillendirileceğini ve kararlılıkla uygulanacağını kaydeden Oral, ``İdari reform çalışmaları, AB`ye uyum, Dünya Bankası Projeleri, OECD ile işbirliği çerçevesinde uyumlu bir bütünlük içindeyürütülecek `hesap verilebilirlik` ve `saydamlık` ilkeleri `iyi yönetişimin` yükselticisi olacaktır`` diye konuştu.

Yeni bütçe kod yapısı ve tahakkuk muhasebesinin toplam kalite yönetimi ve performansa dayalı yönetime hizmet edeceğini ifade eden Oral, sonuçların ``say2000i`` otomasyon sistemi üzerinden izlenebileceğini anlattı.

Harcama reformu kapsamında konsolide bütçeye dahil altı pilot kuruluşta uluslararası standartlara uygun yeni bütçe sınıflandırması uygulamasına geçildiğini kaydeden Oral, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü ile Hacettepe Üniversitesi`nin pilot uygulamaya dahil edildiğini belirtti.

VEDOP-2 PROJESİ

Oral, bu yıl sona ermeden Vergi Dairesi Tam otomasyon Projesi`nin ikinci aşamasına (VEDOP-2) başlamayı planladıklarını söyledi.

Bu kapsamda her ilde en az bir vergi dairesi olmak üzere belli sayının üzerinde mükellefi olan bütün vergi dairelerinin otomasyona geçmesinin sağlanacağını belirten Oral, merkezde bütün bilgilerin toplanıp yönetim ve denetim için etkin bir şekilde kullanılacağı bir ``Veri Ambarı``nın kurulmasının planlandığını kaydetti.

"E-BEYANNAME"

Bu proje kapsamında 2002 yılında kurumlar vergisi mükelleflerinden başlamak üzere mükelleflerin beyanname ve bildirimlerini internet üzerinden ``e-beyanname`` ile yapabileceklerini anlatan Oral, otomasyon alt yapısının geliştirilmesine bağlı olarak denetim yapısında da değişmeler olduğunu ifade etti.

Sümer Oral, denetimin, vergi istihbarat bilgileri ile hedefe dönük hale geleceğini ve bilgisayarlı denetimin ön plana çıkacağını, ``çapraz denetimlerin`` daha hızlı ve yaygın bir ölçekte yapılabileceğini vurguladı.

Maliye Bakanı Oral, yeni olanaklar kullanılarak yapılan çalışmalar sonucunda 2000 yılında 50 bin 107, 2001 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla 31 bin 687 yeni mükellefin tesis edildiğini bildirdi.

Ekonomik işlemleri kayıt altına almak amacıyla kullanılan vergi kimlik numarası uygulamasına devam edildiğini ifade eden Oral, sözlerini şöyle sürdürdü:

``Bu kapsamda 1999 yılında 2.7 milyon, 2000 yılında 2.2 milyon vergi numarası verilmişken, 2001 yılı ilk 11 ayında verilen vergi numarası 6.8 milyona yükselmiştir. Kasım 2001 sonu itibarıyla vergi kimlik numarası alan gerçek ve tüzel kişi sayısı 22 milyonu aşmıştır. Vergi kimlik numarasının uygulama kapsamı Eylül ayında genişletilmiştir.``

VERGİ TABANINI GENİŞLETMEK

Oral, Türkiye`deki vergi yükünün OECD ortalaması ile karşılaştırıldığında halen ortalamanın altında olmakla birlikte gelişmekte olan bir ülke açısından küçümsenmeyecek düzeyde bulunduğunu da kaydetti.

Maliye Bakanı, ``Genelde amacımız vergi oranlarını yükselterek vergi yükünü daha da artırmak değil kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alıp vergi tabanını genişleterek adaletli bir vergi sistemi ile vergi toplamaktır. Vergi sisteminde basitlik ve sadeliğin sağlanması da bu kapsamda yer alan amaçlarımız arasındadır``diye konuştu.

MEMUR MAAŞLARI

Oral, bu yılın Temmuz ayından itibaren KDV tahsilatının sürekli arttığını da bildirerek, şöyle konuştu:

``Ekonomide meydana gelen olumsuz gelişmelere rağmen vergi gelirlerinde 2001 yılı Ek Bütçe Kanunu ile konulan hedef aşılacaktır. 2001 Yılı Ek Bütçe Kanunu`nda öngörülen vergi geliri 31.7 katrilyon liradır. İlk 10 aylık gerçekleşmelere bakıldığında vergi gelirlerinin yıl sonunda 38.5 katrilyon liraya ulaşarak öngörülen hedefi aşacağını söyleyebiliriz.

2002 Yılı vergi gelirinin ise 2001 yılına göre yüzde 50.3 artarak 57.9 katrilyon lira olacağın tahmin etmekteyiz. Bu vergi gelir hedefi daha önceki yıllarda olduğu gibi gerçekçi bir vergi geliri hedefidir.``

Memur maşlarına yeni bütçede yüzde 10 oranında artış yapılmasının öngörüldüğünü ifade eden Oral, memurlara 2002 yılında da enflasyonun üzerinde maaş artışı sağlanması ilkesinin benimsendiğini belirtti.

"AYNI ÖZEN GÖSTERİLECEK"

Maliye Bakanı Oral, 2001 yılının hem Türkiye hem de dünya için zorbir yıl olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

``Huzurlarınızdaki bütçe tasarısı da bu ağır şartların çevrelediğibir ortamda hazırlandı. Bu durum bütçenin önemini daha da artırdı. Bütçelerde önemli olan uygulama ve gerçekleşmelerdir, hedeflerin yakalanmasıdır.

İçinde bulunduğumuz yılda mali politikalarda olumlu sonuçlar alındı. Bu kararlı ve disiplinli bir uygulamanın neticesidir.2002 yılında da aynı özen ve kararlılık sürdürülecektir.``

SUNUM 1 SAAT 10 DAKİKA SÜRDÜ

Bakan Oral`ın 53 sayfalık sunuş konuşması yaklaşık 1 saat 10 dakika sürdü. Başbakan Bülent Ecevit ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Oral`ın sunuşunu başından sonuna kadar izledi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de Bakan Oral konuşmasını sürdürürken Genel Kurul`a geldi.

Oral`ın konuşmasını tamamlamasının ardından grup temsilcileri, görüşlerini açıklamak üzere söz almaya başladılar.

"DEDİKODU OLUR"

Bütçe görüşmeleri başlamadan önce Medeni Yasa`nın yürürlük ve uygulaması hakkındaki tasarının bugün ele alınmasına ilişkin grup önerisi de tartışmaya açıldı.

SP Grup Başkanvekili Yasin Hatiboğlu önerinin aleyhinde yaptığı konuşmada, bütçe görüşme geleneğinde arada bir başka tasarı ya da teklifi görüşmenin bulunmadığını söyledi.

Araya bu tasarının alınmasının dedikodulara yol açacağını, parlamentonun onurunun zedelenmesine neden olacağını kaydeden Hatiboğlu, ``Bu tasarıbir ay sonra çıksa ne olur?`` diye sordu. Yapılan oylama sonunda bütçenin tümü üzerindeki görüşmelerin sona ermesinin ardından tasarının ele alınması kabul edildi.

Sunuş konuşmasının ardından, gruplara ve eleştirileri yanıtlamak üzere yeniden Hükümet`e birer saat süreyle söz verilecek.

Sırasıyla DYP, ANAP, SP, DSP, MHP ve AK Parti sözcüleri, bütçenin tümü üzerindeki görüşlerini dile getirecekler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!