Güncelleme Tarihi:
Ve bu kadar önem atfedilen o toplantı başladı. Başkan Dinçer ekonomiyle ilgili 21 tespit ve beklentilerini açıklarken ortam gayet sakindi. Ancak ne zaman ki “Artık soruları alabilirim” dedi, o an itibariyle ortam birden gerildi. Ve ne ilginçtir gerilen taraf TÜİSİAD değil biz ekonomi gazetecileriydik. Masanın etrafında hemen hemen tüm gazetelerin ekonomi temsilcileri vardı. Ve nedense havaya gerginlik hâkimdi. Bir kere sakinliği ile yıllardır tanıdığım arkadaşlarımın soruları soruş biçiminde gerginlik vardık. Bu gergin sorulara Dinçer cevap vermeden önce soruya soranla karşı düşüncede olan gazetelerin temsilcilerinden sürekli homurtular yükseldi. Dahası sorular geldikçe masadan, “Biz dışarıda fikirlerimizi tartışalım…”, “Sorumu başkana sordum arkadaşım…”, “Adam daha nasıl açıklasın…”, “Eeee ne var bunda…”, “Yahu kiminle muhatap olacak…”, “Arkadaşım bir dakika müsaade et…”, “Sana sormadım ki…” sesleri yükseldi.
Bunları söylerken birilerini suçluyor ya da kendimi bu tablonun tümüyle dışında tutuyor değilim. Mesleğimizin “olaya dışarıdan bakma” gereğini
giderek kaybettiğimizi gördüğüm için üzüntümü paylaşıyorum.
Açık söylemem gerekirse yaklaşık 19 yıldır basın toplantısı izleyen bir gazeteci olarak ilk kez bu kadar rahatsız olduğumu, gerildiğimi ve üzüldüğümü belirtmeliyim. Türkiye’nin son zamanlarda çok gerildiğini yazan çizen biz ekonomi gazetecileri meğer bizzat kendimiz ne çok gerilmişiz.
Peki sizce bu gerginliğin sebebi ne? Örneğin mesleki hırs veya kıskançlık olabilir mi? Bence hayır. Bence bu gerginliğin temel sebebi herkesin gazetesine ‘kendince doğru olan haber’i götürmesinin telaşıydı.
Peki ‘kendince doğru olan haber’ nasıl oluyor? İşte bunun cevabı TÜSİAD Başkanı Dinçer’in dünkü gazetelerin başlıklarına yansımasında gizli. Gelin bu başlıklara bir bakalım.
AKŞAM: Dinçer’den paralel çark
STAR: ‘Görmüyorum’ lafım ‘paralel devlet yok’ anlamına gelmiyor
BUGÜN: O sözlerimin arkasındayım
HÜRRİYET: O röportajda ne dediysem o
HABER TÜRK: Verginin yüzde 85’ini ödüyoruz, bizim ağzımızdan çıkan dinlenir
CUMHURİYET: Sözümün arkasındayım
VATAN: Cumhurbaşkanı ile hiçbir sorunumuz yok
MİLLİYET: Paralel yok demiyorum, ortaya çıkarılsın
YENİ ŞAFAK: Muhatap bulursa kapıyı çalacak
ZAMAN: Sözlerimin arkasındayım
TAKVİM: Patronlar çark etti
POSTA: Sözlerimin arkasındayım
TARAF: Sözlerimin arkasındayım
SÖZCÜ: Büyüme ve yatırım artışı yetersiz, işsizlik artacak
AYDINLIK: Hukuk reformunda Türkiye geç kaldı
YURT: Söylediklerimin arkasındayım
Başkan Dinçer o akşam iki noktanın altını çizmiş ben de dünkü Hürriyet’te bunları yorumsuz paylaşmıştım.
O noktalardan birincisi, “Paralel devlet yoktur diyememem. Paralel devlet varsa bunu ortaya çıkarması gereken yargıdır. Henüz ortada bir sonuç yok. Ben paralel devlet görmüyorum” sözleriydi.
İkincisi ise, “Ekonomi ve politik eleştirilerimizin muhatabı doğal olarak hükümet ve başbakandır.”
Ama dünkü gazetelere baktığınızda ortada iki farklı görüş var. Bazı gazeteler göre ‘TÜSİAD çark etmiş’, bazı gazetelere göreyse ‘sözlerinin arkasında durmuş.’ İşte bence o geceki gerginliğin temel sebebi bu farklılığı yakalayabilmenin telaşıydı! Bazımız açıkça TÜSİAD Başkanı Dinçer’den bir özür bekliyorduk, bazımız ise sözlerinin arkasında durmasını…
Umarım ekonomi basını olarak ‘telaşsız’ günlere geri döneriz.