Beyaz Enerji'de 2'şer milyara gelen tahliye
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2001 02:03
15 sanığın yargılandığı davada tutuklu kalmadı. Eski TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi, eski TEAŞ Genel Müdür Yardımcısı Ünal Peker ve eski bakan Birsel Sönmez 2'şer milyar lira kefaletle tahliye oldu.
Kamuoyunda ‘‘Beyaz Enerji’’ davası olarak bilinen ve 3'ü tutuklu toplam 15 sanığın ‘‘rüşvet alıp verme’’, ‘‘ihaleye fesat karıştırmak’’ ve ‘‘görevi kötüye kullanma’’ suçlarından yargılandığı davada tüm sanıklar tahliye edildi. 11 aylık tutukluluğun ardından dün de, eski TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi, eski TEAŞ Genel Müdür Yardımcısı Ünal Peker ve eski bakan ve TEAŞ Yönetim Kurulu üyesi Birsel Sönmez hakkında tahliye kararı çıktı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2'şer milyar lira nakdi kefalet karşılığı tahliye ettiği 3 sanığın yurtdışına çıkışlarına yasak koydu.
Davanın dünki duruşmasına, tutuklu sanıklar Muzaffer Selvi, Ünal Peker ve Birsel Sönmez ile tutuksuz yargılanan sanıklar eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Mendilcioğlu, eski Hidroelektrik Santraller Daire Başkanı Hasan Hüseyin Çoğalan, işadamları Mustafa Geçek ve Ahmet Araçman, çok sayıda sanık avukatı ile müdahil avukatları katıldılar.
Mahkeme Başkanı Eyüp Sabri Yağcı, TEAŞ‘ta yolsuzluk yapıldığına ilişkin iddianamede delil olarak yer alan ve Birsel Sönmez ile ‘‘X’’ diye anılan kişi arasında geçen görüşmenin yer aldığı mikro kasetin, çözüm tutanağının dosyaya ibraz edildiğini bildirdi.
Söz alan Birsel Sönmez, tutanağı kabul etmeyerek, ‘‘Konuşma benim tarzıma uygun değil’’ dedi. Yağcı'nın, kaset çözüm tutanağında ismi geçen Taner Başaran'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Sönmez, böyle bir kişiyi tanımadığını, yine tutanakta ‘‘Soner’’ diye söz edilen kişiyi de bilmediğini kaydetti. Sönmez, Fikret Saner Başaran'ı ise tanıdığını söyledi.
Verilen kısa bir aradan sonra Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral, suçun niteliği, kanıtların yeterince toplanmış olması, tutuklu kaldıkları süre ve belli bir ikamet sahibi olmaları dolayısıyla tutuklu sanıkların tahliyelerine karar verilmesini istedi. Mahkeme başkanı Yağcı, toplanan delillere, delilleri kesme ihtimali bulunmamalarına göre 2'şer milyar lira nakdi kefalet karşılığında Sönmez, Peker ve Selvi'nin tahliyelerinin kararlaştırıldığını açıkladı. Yağcı, bu sanıkların başka suçtan tutuklu değilseler derhal salıverilmeleri için müzekkere yazılmasına, yurtdışına çıkışlarına yasak konulmasına karar verildiğini bildirdi.
Türk: Sezer'in vetosu ileri adımlara ters
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, ‘‘Banka sahip ve yöneticilerinin yargılamasını DGM'lerden alarak ağır ceza mahkemelerine veren’’ yasayı veto etmesi Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ü kızdırdı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Türk, ‘‘Cumhurbaşkanının bu yasayı geri çevirme kararı, yapılmış olan anayasa değişiklikleri ile atılan diğer ileri adımlara ters düşen bir karardır’’ dedi. Sezer'i kamuoyunda doğan kanaatlere göre hareket etmekle suçlayan Türk, özetle şöyle dedi:
Cumhurbaşkanının değer ölçüleri hukuk ve Anayasadır. Kamuoyunda doğan izlenimlere göre değerlendirme yapmamalıdır.
Yetki TBMM'nindir. TBMM hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanının gerekçelerini de dikkate alarak en uygun kararı verecektir. Türkiye'de yolsuzluklarla mücadeleden ve temel toplum özleminden vazgeçilmesi sözkonusu değildir.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2'şer milyar lira nakdi kefalet karşılığı tahliye ettiği 3 sanığın yurtdışına çıkışlarına yasak koydu.
Davanın dünki duruşmasına, tutuklu sanıklar Muzaffer Selvi, Ünal Peker ve Birsel Sönmez ile tutuksuz yargılanan sanıklar eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Mendilcioğlu, eski Hidroelektrik Santraller Daire Başkanı Hasan Hüseyin Çoğalan, işadamları Mustafa Geçek ve Ahmet Araçman, çok sayıda sanık avukatı ile müdahil avukatları katıldılar.
Mahkeme Başkanı Eyüp Sabri Yağcı, TEAŞ‘ta yolsuzluk yapıldığına ilişkin iddianamede delil olarak yer alan ve Birsel Sönmez ile ‘‘X’’ diye anılan kişi arasında geçen görüşmenin yer aldığı mikro kasetin, çözüm tutanağının dosyaya ibraz edildiğini bildirdi.
Söz alan Birsel Sönmez, tutanağı kabul etmeyerek, ‘‘Konuşma benim tarzıma uygun değil’’ dedi. Yağcı'nın, kaset çözüm tutanağında ismi geçen Taner Başaran'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Sönmez, böyle bir kişiyi tanımadığını, yine tutanakta ‘‘Soner’’ diye söz edilen kişiyi de bilmediğini kaydetti. Sönmez, Fikret Saner Başaran'ı ise tanıdığını söyledi.
Verilen kısa bir aradan sonra Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral, suçun niteliği, kanıtların yeterince toplanmış olması, tutuklu kaldıkları süre ve belli bir ikamet sahibi olmaları dolayısıyla tutuklu sanıkların tahliyelerine karar verilmesini istedi. Mahkeme başkanı Yağcı, toplanan delillere, delilleri kesme ihtimali bulunmamalarına göre 2'şer milyar lira nakdi kefalet karşılığında Sönmez, Peker ve Selvi'nin tahliyelerinin kararlaştırıldığını açıkladı. Yağcı, bu sanıkların başka suçtan tutuklu değilseler derhal salıverilmeleri için müzekkere yazılmasına, yurtdışına çıkışlarına yasak konulmasına karar verildiğini bildirdi.
Türk: Sezer'in vetosu ileri adımlara ters
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, ‘‘Banka sahip ve yöneticilerinin yargılamasını DGM'lerden alarak ağır ceza mahkemelerine veren’’ yasayı veto etmesi Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ü kızdırdı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Türk, ‘‘Cumhurbaşkanının bu yasayı geri çevirme kararı, yapılmış olan anayasa değişiklikleri ile atılan diğer ileri adımlara ters düşen bir karardır’’ dedi. Sezer'i kamuoyunda doğan kanaatlere göre hareket etmekle suçlayan Türk, özetle şöyle dedi:
Cumhurbaşkanının değer ölçüleri hukuk ve Anayasadır. Kamuoyunda doğan izlenimlere göre değerlendirme yapmamalıdır.
Yetki TBMM'nindir. TBMM hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanının gerekçelerini de dikkate alarak en uygun kararı verecektir. Türkiye'de yolsuzluklarla mücadeleden ve temel toplum özleminden vazgeçilmesi sözkonusu değildir.