Yerli yatırımcı 130 bin sahte yabancı kiraladı

Güncelleme Tarihi:

Yerli yatırımcı 130 bin sahte yabancı kiraladı
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 21, 2007 09:10

Hisse senedi ve devlet tahvili gelirlerine uygulanan stopajın, yurtdışında yerleşik yatırımcılar için sıfıra indirilmesine karşın yerli yatırımcılardan yüzde 10 stopaj kesilmesi, "vergiden beslenen kiralık yabancı yatırımcı" sektörü doğurdu. Stopaj ödemek istemeyen yerli yatırımcı, 130 bin yabancı kiraladı.

Haberin Devamı

Vergi uzmanı Dr. Veysi Seviğ, yerli yatırımcının stopajdan kaçmak için genç turistleri kiraladığını ve yatırımını bu kişi üzerine aktardığını belirterek faizden kurtularak elde edilen gelirin küçük bir bölümünün kiralanan yabancı yatırımcılara verildiğini söyledi. Seviğ, bu kişilerin sayısının 130 bini bulduğunu açıkladı.

CNN Türk'de Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can ve Ankara Temsilcisi Erdal Sağlam'ın hazırlayıp sunduğu Referans Noktası programının dünkü konukları Referans Gazetesi yazarları arasına katılan vergi duayenleri Veysi Seviğ ve Bumin Doğrusöz oldu. Türkiye'de vergi sistemindeki sorunların ele alındığı programda Seviğ, stopaj uygulamasındaki eşitsizlikle yerli yatırımcıların cezalandırıldığını belirterek bu adaletsizliğin vergiden kaçmak için garip yöntemlerin gelişmesine neden olduğunu anlattı. Bu yöntemlerden birini Türkiye'ye gelen turistlerin kiralanması olarak açıklayan Seviğ, bir diğer yöntemi ise "bazı ülkelerden parayla oturma izni ve çalışma izni alınması" şeklinde aktardı.

Seviğ, bu yöntemlerin nasıl uygulandığını şöyle anlattı::  "Tasarruf sahibi bir Türk vatandaşı, tasarrufu üzerinden alacağı faizin yüzde 10'unu vergi stopajı olarak hemen ödemek durumunda. Ama tasarrufunu Bodrum'da gezme hevesindeki genç bir yabancı turist üzerine kaydırırsa, ortada ödenecek bir vergi kalmıyor. Tabii bu arada hukuki tedbirini de alıyorlar. Örneğin kiraladıkları yabancının elinden bir borç senedi alıyorlar. Bankadaki hazine bonosu, devlet tahvili ya da parasının üzerine blokaj yapılıyor. Elinden bir de vekalet alınıyor. Tüm bunların masrafı 600 lirayı geçmiyor. Böylece yüzde 10'luk stopaj yerine, kiraladığı yabancıya küçük bir ödeme yaparak vergiden kurtulmuş oluyor."
Yabancı yatırımcıdan stopaj almayarak yerli yatırımcıyı bir anlamda cezalandıran bu yöntemin, ortaya böyle bir düzen çıkardığını ve hızla yayıldığını belirten Seviğ, "Örneğin 2 milyon YTL faiz geliri elde edecek bir yerli yatırımcı, kiralık yabancıya birkaç bin YTL vererek 200 bin YTL stopaj ödemekten kurtuluyor. Kiralık yatırımcılar da Didim-Antalya gibi sahil kentlerinde tatil yaparken para kazanmış oluyor. Onları vergiyle beslemiş oluyoruz. Bu sisteme rağbet hızla artıyor. Hatta 'gelin 5 kişi ben size ayda 1.500 YTL'ye hallederim' diyenler çıkmaya başladı" diye konuştu.
Çalışma ve oturma izni olan yurtdışındaki Türk vatandaşlarının da bu düzenden yararlandığını ve kiralandığını belirten Seviğ, "Bazı ülkeler Türk vatandaşlarına oturma iznini parayla veriyor veya çalışma izni varmış gibi gösteriyor. Ardından Türkiye'ye gelip 'Benden bu stopajı alamazsın, benim şurda oturma iznim var' diyor. Oysa çalıştığı da oturduğu da yok" dedi. Seviğ, tüm uyarılara karşın stopajda farklı uygulamaya giden yetkililerin Türklerin hukuken yabancılaşmasını ya da yabancılar üzerinden işlem yapılamasını hesaba katmadığını belirtti.

BUMİN DOĞRUSÖZ: YASALAR BİR GECEDE YAZILIYOR

Haberin Devamı

Hukuk devletinde kiÅŸilerin iki önemli ilke ile yaÅŸaması lazım. Hukuki güven ve hukuki istikrar ilkesi. Türkiye'de vergi yasaları bir gecede yazılıyor. Uygulamada doÄŸacak sıkıntılar dikkate alınmıyor. Ticari yaÅŸamda taraflar arasında da husumet yaratıyoruz. Vergi mevzuatındaki deÄŸiÅŸiklikler ve sorunlar yüzünden ihtilaflar hızla artıyor ve artmaya devam edecek. Özellikle usul kanununun geçici maddeleri ile yatırım indirimleri konusunda ihtilaflar artacak. GeçmiÅŸ dönemler için ceza uygulamasını öngören usul kanununun geçici 27. maddesi, 1 Ocak 2006'da yürürlüğe girdi. Bu tarihten önce ortaya vergi kaybına yol açan bir fiil çıkartılması durumunda ne kadar ceza kesileceÄŸi belirtildi. Ama anayasal sistemimize göre bir fiile ceza verebilmek için o fiilin iÅŸlendiÄŸi tarihte o kanunun yürürlükte olması gerek. Yani 2006'da çıkardığımız kanunla 2001, 2002, 2003, 2004 ve 2005'de vergi kaybına yol açanlara uygulanacak cezayı düzenlemiÅŸ olduk. Anayasa'ya aykırı olduÄŸuna inandığım bu sistem çok sayıda ihtilaf yaratacak.Â

Haberin Devamı

GEÇEN YIL KALDIRILAN YATIRIM İNDİRİMİ DE İHTİLAF YARATACAK

Yeni bir ihtilaf konusu da önümüzdeki günlerde yatırım indirimiyle karşımıza çıkacak. Yatırım indirimi 1 Ocak 2006'dan itibaren kaldırıldı. Ama daha önce yatırım yapmış yatırım teşvik belgesi almış olanların kazandığı haklar vardı. Yeni gelir vergisi kanunu kazanılmış haklardan yararlanmayı, yüzde 10 daha fazla vergi ödenmesi koşuluna bağladı. Bir anlamda eski yatırımcıya "Ben artık senin yatırımını teşvik etmiyorum. Sen hala kazanılmış hak gibi hukuk kavramlarından söz ediyorsan, o zaman senden ceza gibi yüzde 10 daha fazla vergi istiyorum" denildi. Sistemdeki aksaklıklar nedeniyle hangi ülkeye yatırım yapacağınızı belirlerken bile güçlük çekiyorsunuz. Bir ülkeyle ticari ilişkiye girerken, 3 gün sonra stopaja tabi olup olmayacağınızı bilmiyorsunuz. Yatırımcı önünü göremiyor. Oysa ulusal taşımacalık yapan denizcilik şirketleri, o ülkelerde kayıtlı. Yakıt alırken, gemiyi kiralarken stopaj var mı yok mu bilmen gerek.

Haberin Devamı

VEYSİ SEVİĞ: TUTARSIZLIK YÜZÜNDEN A TİPİNE OLAN GÜVEN AZALDI

Vergi yasaları birbiriyle çelişkili maddelerle dolu. Örneğin geçen yılın başında menkul kıymet yatırım fonlarında, A tipi fonda herhangi bir şekilde vergilendirme söz konusu değildi. Sonra A tipi fonu stopaja tabi kıldık. Ardından da "Vazgeçtim bu stopajı mükellefe, hak sahibine ödeme yaparken yapacağız" dedik. Bir yıl içinde üç farklı tablo kondu. Sırf bu tutarsızlık yüzünden bugün menkul kıymetler yatırım fonu geçen seneye göre cazibesini yitirmiş durumda. Bu arada belirsizlikler de var. Mart'ın 15'ine kadar Gelir Vergisi mükelleflerinin, Nisan 15'e kadar da Kurumlar Vergisi mükellefleri beyanlarını verecek. Ancak uygulamaya yönelik hiçbir açıklama yok. İdare nasıl bir tutum izleyecek, mükellefler ne yapacak bilinmiyor.

Haberin Devamı

VERGİDE REFORM OLMASI İÇİN ÖNCE HAZIRLIK YAPMAK LAZIM

Türkiye ve dünyanın bazı ülkelerinde şöyle bir anlayış var. Bir vergi yasası ne kadar anlaşılmaz yapılırsa idare o kadar kolay ve çabuk vergi alabilir. Mükellef bunu anlamayacak, ne olduğunu bilmeden kendisinden talep edilen vergiyi ödeyecek. Sonra bunu kavramaya başlarsa, devlet bir başka yasayla vergi konusunu daha karmaşık bir yapı haline getirerek daha çok vergi almanın yolunu bulacak. Her vergi yasası değişikliğinde reform sözcüğünü kullanıyoruz. Oysa reform sözcüğünü yeni bir kalıba oturtmak ve bu kalıbın da çabuk kavranabilir ve verimli olmasını ve bu çerçevede iki tarafın bu işten memnun olmasını gerektiriyor. Oysa bizde öyle bir şey yok, biz vergi kanununun herhangi bir maddesini değiştiriyoruz, bunu yaparken de hukuk kurallarını dikkate almadığımız gibi adına da reform diyoruz. Oysa reform olması için önce hangi alanda ne zaman vergi alınacak, bu vergi herkesin mali gücüne uygun mu olacak bunun hazırlığının yapılması lazım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!