Güncelleme Tarihi:
JP Morgan’daki görevinin ardından Armstrong Investors Managers’a geçen Cenk Aydın ise hurriyet.com.tr’nin sorularını cevapladı. İşte Aydın’ın Türk ekonomisinin geleceğinden Wall Street’in koridorlarına kadar sorulan sorulara verdiği cevaplar…
2010 Yılında Genç Küresel Lider Seçildiniz Bu nasıl bir sorumluluk?
Her yıl Dünya Economik Forumu 40 yaşının altındaki 100 Lideri Genç Küresel Lider ilan ediyor. Bu liderler sadece ekonomiye katkılarından dolayı değil, küresel çapta yaptıkları sosyal katkılarla öne çıkan insanlar. 2010 yılındaki bu ödül hayatımı ciddi şekilde değiştirdi. Kendim gibi düşünen ve dünyaya benden daha da çok katkı sağlamış. Toplumları kendi çıkarlarının önünde tutan birbirinden güzel insanlarla dost oldum ve kendileriyle bir çok projede çalışma imkanı buldum.
Kariyerinize Wall Street’te başladınız. Oradaki atmosferi kısaca nasıl anlatabilir siniz?
Kariyerime Citigroup’ta başladım. Citibank benim için bir okuldu. Bazen 24 saat durmadan çalıştığımız olurdu. Büyük hayaller kurmayı, bunları hayata geçirmeyi, hiç bir zaman pes etmemeyi, rakiplerimle dost olmayı, riski yönetmeyi ama hiç korkmamayı öğrendim.
İş hayatında kendinizi nasıl tanımlarsınız? Hangi özellikleriniz öne çıkıyor sizce?
Yaratıcılık hayal etmekle, icraat merak etmekle, sonuçlar kendini adamakla, başarı da sabırla geliyor. Çalışanlarımı yetkilendiren ve güçlendiren, rekabeti kişiselleştirmeden bir değer olarak gören bir kişiliğim var. Herşeyin merkezinde insan var. Müşterilerimiz, çalışanlarımız ve rakiplerimiz hepsi insan. Empati kurabilmek, müşteri ihtiyacını duymak üzerine bir kariyer inşa ettim. Kariyerimin ilk yıllarında analitik yanım one çıkarken, şu anda liderliği insan, sistem ve biliginin ve tüm bunların ilişkisinin yönetimi olarak görüyorum.
Türk ekonomisinin geleceğiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Türk ekonomisi geçtiğimiz 15 yılda çok büyük bir gelişme gösterdi. Biz yeraltı kaynaklarımız değil, çalışkan bir toplum sayesinde büyüdük. Tabii ki her ekonomide olduğu gibi sıkıntılar olabilir. Ancak, kendimizi Avrupa lie karşılaştırdığımda bizim dinamiklerimiz, ve fundementallerimiz çok daha kuvvetli. Tabii ki bir çok ülkeye yetişmemiz gerekiyor, ancak genç bir toplum, iyi bir sanayi, kuvvetli bankacılık sistemimiz, girişimci ruhlu bir kültüre sahip olmamız bizim gerçek öz varlıklarımız. Sermaye Piyasalarımızın gelişmesi, yeni yatırım enstrümanlarının geliştirilmesi, Sermeye Finansmanına yöneliş, Ar-Ge ve yenilik ile Türkiye dünyanın ilk 10’u içine girmesi önlenemez bir gerçek. Bunun için hepimizin kalbimizi ortaya koyarak çalışmamız gerekir.