Başçı: TL’nin değer kaybetmesini isteyenler var, yüzde 4 büyürsek 3-4 aya cari açık konuşulmaz
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2012 00:00
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, döviz konusunda çok derin komplo teorilerine girmeye gerek olmadığını belirterek, “Burada döviz piyasasında en büyük oyuncu Türkler. Türk lirasının değer kaybetmesini yurt dışından isteyenler olabilir, bunun için çaba gösterenler, raporlar yazanlar olabilir ama bunları çok önemsememek gerekiyor. Esas önemli olan bizim kendi vatandaşlarımızı doğru yöne yönlendirmemiz” dedi.
Merkez Bankası’nın hareketinin daha ziyade Türkiye’de yerleşiklerin davranışlarını dönüştürmeye yönelik olduğunu kaydeden Başçı, “Neyin reel neyin spekülatif olduğu aslında sizin beklentinizle ilgili bir şey. Eğer Türk toplumu hep birlikte Türk lirası daha da zayıflayacak diye beklerse o zaman davranışlar da ona göre değişiyor” diye konuştu.
TRT Haber’e konuşan Başçı şunları söyledi: “Türkiye’nin bu yıl yüzde 4 büyümesi halinde cari açık belki yüzde 8’in bile altında olabilir. Hükümet Orta Vadeli Plan’da (OVP) cari açık için yüzde 8 hedef koydu. İzleyip görülmesi gerekiyor. Çünkü kredilerde netice alınmaya başlandı. Kredi büyümesini yavaşlattık, döviz kurunda hâlâ rekabetçi avantajımızı ciddi bir şekilde koruyoruz. Orada da yüzde 8’in altına doğru gitme ihtimalimiz var. Benim tahminim, bundan 3-4 ay sonra cari açık artık konuşulmaz bir noktaya gelebilir.”
Krizi TV’den izliyor
Türkiye ekonomisi için ideal büyümenin yıllık yüzde 5 olduğunu, ancak ötesine de geçerek daha da hızlı büyüyebileceğini söyleyen Başçı şunları kaydetti: “Yüzde 4 hedefi Avrupa’daki büyüme eksiye düşse bile, ulaşılabilir. Yeter ki biz politikalarımızdan ödün vermeyelim. Para politikaları da gerektiği zaman, gereken yerde tedbirleri alsın. Büyüme çeyrekten çeyreğe sıfır devam etse, bundan sonra tamamen yatay devam etse, zaten baz etkileri ile yüzde 1.5’un üzerinde bir büyüme kendiliğinden gelecek. Son çeyrekteki durum hiç fena değil. O noktadan itibaren sıfır büyüsek, bazı uluslararası kuruluşların daha karamsar, daha düşük yüzde 2 büyüme tahminini zaten sağlıyoruz. Türkiye’nin büyüme dinamikleri çok güçlü, potansiyel büyümesi de çok güçlü ve şu an itibarıyla vatandaş dünyadaki krizin televizyonlardan izliyor. Dolayısıyla hiç bir şey hissetmiyor.”
Para politikasında alınan kararların etkisini hemen göstermediğini kaydeden Başçı şöyle devam etti: “Bugün alınan karar ekonomik aktivite, talep üzerinde bir-üç çeyrek arasında bir süre içinde etkisini gösteriyor. Enflasyondaki yükselmeye karşı Ekim ayında tedbir almaya başladık. Şimdilik bunlar yeterli diye düşünüyoruz. Enflasyonun daha fazla yükselmesine dair şu an itibariyle çok açık bir risk görülmüyor. Enflasyon, yüzde 10’un hafif üzerinde yatay bir seyir izleyecek, Mayıs ayında ise geçen yılın mayıs ayından kaynaklanan ters baz etkisi var. Orada tek haneye düşeceği net bir şekilde görülüyor. Enflasyonda Ekim, Kasım ve Aralık aylarında 3 puanlık düşüş bekliyoruz.”
Kara Avrupa’daki krizi öngöremedik
ERDEM Başçı, döviz kurlarıyla ilgili geçen ağustos ayında Avrupa’da çıkabilecek krizi öngöremediklerini belirterek şöyle konuştu: “Merkez Bankası olarak geçen ağustosa kadar kendi politikalarımız ve faiz koridoru ile TL’ye zaten değer kaybettirdik. ‘Avrupa’da böyle bir kriz çıkacak, bütün varlık sınıflarında panik satış dalgası yaşanacak ve bizim paramızda diğer paralar gibi bir miktar daha değer kaybedecek.’ Bu durumu görür görmez, hemen karşı tedbirler aldık, koridoru önce daralttık, sonra yukarı doğru genişlettik. Avrupa’daki borç krizini, sebze - meyve fiyatlarındaki şoku hepsinin önceden bilgisi gelmiş olsa, o zaman para politikasındaki sıkılaştırmayı daha erken başlatabilirdik.”
TRT Haber’e konuşan Başçı şunları söyledi: “Türkiye’nin bu yıl yüzde 4 büyümesi halinde cari açık belki yüzde 8’in bile altında olabilir. Hükümet Orta Vadeli Plan’da (OVP) cari açık için yüzde 8 hedef koydu. İzleyip görülmesi gerekiyor. Çünkü kredilerde netice alınmaya başlandı. Kredi büyümesini yavaşlattık, döviz kurunda hâlâ rekabetçi avantajımızı ciddi bir şekilde koruyoruz. Orada da yüzde 8’in altına doğru gitme ihtimalimiz var. Benim tahminim, bundan 3-4 ay sonra cari açık artık konuşulmaz bir noktaya gelebilir.”
Krizi TV’den izliyor
Türkiye ekonomisi için ideal büyümenin yıllık yüzde 5 olduğunu, ancak ötesine de geçerek daha da hızlı büyüyebileceğini söyleyen Başçı şunları kaydetti: “Yüzde 4 hedefi Avrupa’daki büyüme eksiye düşse bile, ulaşılabilir. Yeter ki biz politikalarımızdan ödün vermeyelim. Para politikaları da gerektiği zaman, gereken yerde tedbirleri alsın. Büyüme çeyrekten çeyreğe sıfır devam etse, bundan sonra tamamen yatay devam etse, zaten baz etkileri ile yüzde 1.5’un üzerinde bir büyüme kendiliğinden gelecek. Son çeyrekteki durum hiç fena değil. O noktadan itibaren sıfır büyüsek, bazı uluslararası kuruluşların daha karamsar, daha düşük yüzde 2 büyüme tahminini zaten sağlıyoruz. Türkiye’nin büyüme dinamikleri çok güçlü, potansiyel büyümesi de çok güçlü ve şu an itibarıyla vatandaş dünyadaki krizin televizyonlardan izliyor. Dolayısıyla hiç bir şey hissetmiyor.”
Para politikasında alınan kararların etkisini hemen göstermediğini kaydeden Başçı şöyle devam etti: “Bugün alınan karar ekonomik aktivite, talep üzerinde bir-üç çeyrek arasında bir süre içinde etkisini gösteriyor. Enflasyondaki yükselmeye karşı Ekim ayında tedbir almaya başladık. Şimdilik bunlar yeterli diye düşünüyoruz. Enflasyonun daha fazla yükselmesine dair şu an itibariyle çok açık bir risk görülmüyor. Enflasyon, yüzde 10’un hafif üzerinde yatay bir seyir izleyecek, Mayıs ayında ise geçen yılın mayıs ayından kaynaklanan ters baz etkisi var. Orada tek haneye düşeceği net bir şekilde görülüyor. Enflasyonda Ekim, Kasım ve Aralık aylarında 3 puanlık düşüş bekliyoruz.”
Kara Avrupa’daki krizi öngöremedik
ERDEM Başçı, döviz kurlarıyla ilgili geçen ağustos ayında Avrupa’da çıkabilecek krizi öngöremediklerini belirterek şöyle konuştu: “Merkez Bankası olarak geçen ağustosa kadar kendi politikalarımız ve faiz koridoru ile TL’ye zaten değer kaybettirdik. ‘Avrupa’da böyle bir kriz çıkacak, bütün varlık sınıflarında panik satış dalgası yaşanacak ve bizim paramızda diğer paralar gibi bir miktar daha değer kaybedecek.’ Bu durumu görür görmez, hemen karşı tedbirler aldık, koridoru önce daralttık, sonra yukarı doğru genişlettik. Avrupa’daki borç krizini, sebze - meyve fiyatlarındaki şoku hepsinin önceden bilgisi gelmiş olsa, o zaman para politikasındaki sıkılaştırmayı daha erken başlatabilirdik.”