Güncelleme Tarihi:
‘Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı’nda konuşan Ergün, tıbbi cihazlar alanında 2 milyar dolarlık ithalata karşı 200 milyon dolarlık ihracatın gerçekleştiğini belirttti. Ergün, ithalat ağırlıklı tıbbi cihazlar sektöründe yerli üretimin geliştirilmesi için kamunun da özel sektörün de bir takım sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Önümüzdeki yıllarda büyük sağlık projelerinin de hayata geçmesiyle tıbbi cihazlar sektörünün büyük öneme sahip olacağını ifade eden Ergün, şunları kaydetti:
Kamu öncelikle satın alacak
“Büyük bir tüketim potansiyeli oluşacak. Eğer siz bunun üretim ayağını eksik bırakırsanız büyük bir sorun olur. Bu işin üretim ayağını ihmal edemeyiz. Bu büyük potansiyelin ihtiyaçlarının yerli üretimlerle karşılanmasını sağlamalıyız. Kamu İhale Kanununda bazı düzenlemeler için komisyon oluşturuyoruz. Sadece yerli üretim değil. Bir adım daha öteye geçiyoruz. Türkiye’de geliştirilen teknoloji, Ar-Ge’si ülkemizde yapılan ‘ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürün’ sıfatına haiz ürün geliştiren kişiler, kamu alımlarında öne geçecek. Eğer bir ürünün Ar-Ge’si burada yapıldıysa patenti buraya aitse teknolojisi burada geliştirildiyse ‘ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürün’ sıfatına sahipse kamu bunu öncelikle satın alacak.”
Yapılan işe artı değer katılmasıyla o işin daha değerli olacağını, süte su katmanın süte değer katmadığı gibi sütün değerini de düşüreceğini dile getiren Ergün, süte bilgi ve teknoloji katılmasıyla ayrandan meyveli yoğurda kadar birçok değer katılabileceğinivurguladı. Ergün, cari açıkla ilgili sorunun da orta ve uzun vadede yerli üreticilerinin ürünlerine katacağı değerle çözülebileceğini belirterek, “Ürettiğimiz ürünler yüksek katma değerli olmazsa ve ileri teknoloji içermezse açığımızı kapatamayız. Üretim ve teknoloji kapasitemizi artırarak hem daha fazla ürün ihraç edebilir, hem de ithalatta karşıladığımız ihtiyaçları ikame edebiliriz. Yeni teşvik paketini cari açığı çözen bir perspektifle hazırlıyoruz” dedi. Ergün, 2002’de savunma sanayinde TSK ihtiyaçlarının yüzde 25’i yerli üretimle karşılanırken bugün bu oranın yüzde 52 olduğunu belirtti.
Bakanlık bütçelerinde Ar-Ge’nin payı artacak
DEVLETİN Ar-Ge’sini desteklediği ürünlerin yine kamu kuruluşları tarafından çeşitli mevzuatlar gereği ihalelere kabul edilmemesi ya da kabul edilse de alınmaması gibi sıkıntıların yaşandığını bildiğini aktaran Nihat Ergün, şunları anlattı: “Kendi yerli markalarımızı oluşturmamız için kaliteli üretim yapan ve ileri teknolojiyi kullanan yerli ürünleri tercih etmeliyiz. Tıbbi cihaz üreticileri sektörü başta olmak üzere birçok sektör motivasyonlarını düşürmeden ürünlerini geliştirmeye devam etmeli. Sektör, KOSGEB ve TÜBİTAK desteklemelerinden daha fazla yararlanmalı. Birçok bakanlık 2012 yılı bütçesini hazırladığı için bakanlık bütçelerinde bu payları 2013 yılı bütçelerinde daha net görebileceğiz. Hükümet olarak 2023 hedeflerimizden biri de bildiğiniz milli gelirin yüzden 3’ü kadar Ar-Ge’ye kaynak ayırmak. Bunun için daha disiplinli çalışmalıyız.”