Başçı, enflasyon hedefi ile ilgili soruya da “Enflasyondaki yükselişe karşın parasal sıkılaştırma yapmamızda sakınca yok. Soğuklar erken geldi, bu meyve sebzeyi etkiledi. Biz bunu öngörmemiştik, enflasyon yüksek çıktı” şeklinde karşılık verdi.
Tasarruflar ve enerji
Başçı sunumunda, ülkedeki asarruf oranlarını artırıcı ve enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı yapısal reformların Orta Vadeli Program’da (OVP) özetlendiği şekilde hayata geçirilmesinin cari açığa kalıcı bir çözüm sağlayacağını kaydetti. Başçı, Türkiye’de 2008 küresel krizi sonrasında başlayan güçlü ekonomik toparlanmanın sürdüğünü savundu. Yılın son aylarında cari işlemler dengesindeki iyileşmenin daha belirgin hale gelmesinin beklendiğini belirten Başçı, cari açığın finansman kalitesindeki iyileşmenin sürdüğünü vurguladı.
Yüzde 5’lik hedef
Başçı,
döviz hareketlerinin gecikmeli etkileri ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkilerine bağlı olarak kısa vadede enflasyonda geçici bir yükseliş gözleneceğini, uygulanmakta olan telafi edici parasal sıkılaştırma tedbirlerinin sonucunda enflasyonun 2012 yılının başından itibaren tekrar düşmeye başlayarak yılın sonunda yüzde 5’lik hedefe ulaşmasının sağlanacağını kaydetti.
Özel sektörün dış borcundaki artışın Merkez Bankasını çok fazla korkutmadığını ifade eden Başçı, şöyle konuştu: “Enflasyon hedefinin tutmadığı doğrudur. Enflasyon hedefi arti-eksi 2 puan çıkınca hükümete uyarı mektubu yazıyoruz. Enflasyon yükselmesine rağmen parasal sıkılaştırma yapmamızın bir sakıncası yok. Endişe etmiyoruz.
Altın dahil Merkez Bankası rezervimiz 99 milyar
dolar. Döviz rezervlerinin maliyeti de faydaları da var. Rezervlerin getirisi 1.8. Son dönemde Merkez Bankası’nın kârı artmaya başladı. Bu da yabancilarin getirisinin düştüğünü ortaya koyuyor. 2012 ve 2013 yıllarında bankacılık sektörü hiç sendikasyon yapmasa bile, Merkez Bankası döviz rezervleri bunu karşılayacak seviyededir.”