Doğan HAKYEMEZ: Avrupa’da NBA’nın ayak sesleri

Güncelleme Tarihi:

Doğan HAKYEMEZ: Avrupa’da NBA’nın ayak sesleri
Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2002 01:37

FIBA ve ULEB arasında yaşanan kural kargaşası ülkemiz basketbolunu da olumsuz etkiliyor.

Görünen şu ki, basketbol artık NBA'ya endeksli. Eninde sonunda tüm kurallar, NBA'deki gibi olacak. Avrupa'dan bir takım da NBA Ligi'nde mücadele edecek.

Avrupa basketbolu şu anda bu geçiş döneminin sıkıntılarını yaşıyor. Bu sıkıntılara, ULEB ile FIBA arasında uygulanan kural değişiklikleri de tuz biber ekiyor. Ülkelerin basketbol sistemleri de karma karışık. ULEB'de takımlar 12 oyuncuyla mücadele ediyor. Yabancı oyuncu değiştirmede hiç bir sınırlama yok. İstedikleri tarihte kadrolarında değişiklik yapabiliyorlar. Maçlar ise 3 hakemle oynanıyor.

FIBA'da ise durum farklı. Takımlar 10 kişiden oluşuyor, oyuncuların transfer tarihleri belli. Karşılaşmalar 2 hakemle idare ediliyor.

Türkiye Ligi'nde ise, yabancı sayısı 2+1. Takımlar 10 kişi. Oyuncu değiştirme kaidesi FİBA'ya göre. Ayrıca hem ULEB'in hemde FIBA'nın organizasyonlarında da mücadele eden takımlarımız var. Ve Türkiye Ligi'nde de değişik kaideler yer alıyor. Eğer NBA'ye doğru bir gidiş olacaksa ki, olacak, bu kaidelerin revize edilmesi gerekecek. Takımlardaki oyuncu sayısı 12 olmalı, ligler 3 hakemle oynanmalı, yabancı sayısı kulüplerin istediği şekilde belirlenmeli. Oyun süreleri de, NBA'deki gibi 12x4 olarak değiştirilsin. Bütün bunların neticesinde son zamanlarda Avrupa basketbolu için proje üreten NBA'ye, Avrupa'dan gidecek basketbolcular, daha rahat adapte olma şansına sahip olacaklardır.

Bunun gerçeklemesi için de ULEB ve FIBA şimdiden masaya oturdular. Ancak sorunları şu aşamaya kadar gideremedikleri de bir gerçek. Bu iki kurumun bir an önce tek bir statüde anlaşmaları basketbolun geleceği açısından çok önemli. Bu gerçekleşmezse, Avrupa'da yaşanan ikilem devam eder, milli takımlar da bundan büyük yara alır.

ELELE ÇÖZÜME

Basketbolda yaşanan sorunları aşmamız için, yeni bir takım tedbirler alınıyor. F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş gibi spor kulüpleri, basketbol şubelerini futboldan ayırmalı. Bunu aşmanın öncelikli yolu, şubeleri bağımsız idare edecek profesyonel yöneticiler ve bu yöneticilerin oluşturacağı, (güçlü sponsorlar, TV, reklam ve gişe hasılatından oluşan) reel bütçeler. Böylece basketbol, futbolun hegomanyasından kurtulacak, özerk bütçelerle müessese kulüpleri ile mücadele edebileceklerdir.

Ancak sadece spor kulüplerine yeni kaynaklar yaratmak, tek başına yeterli değil. Müessese kulüplerinin de bütçelerinin belli bir seviyede tutulması gerekiyor. Bu da federasyona düşüyor. Böyle bir karar hem haksız rekabeti önleyecek, hem de dengeli bir ligin oluşumunu sağlayacak. Böylece ligimiz de çekişmeli ve zevkle izlenibilir bir hale gelecektir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!