Dijital fotoğrafta patlama

Güncelleme Tarihi:

Dijital fotoğrafta patlama
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2003 23:04

Özellikle de fotoğrafların kameranın arkasındaki küçük ekrandan izlenebiliyor olması tüketicileri meraklandırdı. Tabii görüntülerin bilgisayara aktarılabiliyor olması da büyük bir avantaj.

Banyo ve baskı işlemleri yok; dahası bekleme süresi de ortadan kalktı. Tek kablo bağlantısıyla fotoğraflar anında bilgisayar ekranında; artık fotoğrafların e-postayla gönderilmesi ya da yazıcıyla basılması tamamen kullanıcının keyfine kalmış.

Durum böyle olunca dijital kameralarda beklenmedik bir satış patlaması yaşandı. Dahası, mekanik kameradan vazgeçmem diyenler bile heveslenmeye başladılar. Ancak tekniğin yaygınlaşmasıyla birlikte, kameraların olumsuz yönleri de ortaya çıktı. Üreticiler yeni çözümler peşinde.

Dijital fotoğraf bir anlamda deney sayılır. Sonuçta istendiği zaman silinip yeniden çekilebiliyor. Sıradan bellek kartları üzerinde bile yüzlerce fotoğraflık yer var. Meraklılar ‘Image Tank’ olarak adlandırılan ve 40GB’lık veri depolayabilen özel bellek kartıyla tatile çıkıyorlar artık. Bu bellek kartı günde 1000 poz çekildiğinde beş hafta kadar idare ediyor.

Bununla birlikte ilk denemelerden sonra hayal kırıklığına uğrayanlar da yok değil. Yapay ışıkta alınan bazı görüntülerde kırımızı veya sarı renk ağır basıyor. Piksel hataları yapay yıldızlar oluşturuyor.

Ve bu hatalar sadece sabır ve iyi bir fotoğraf programıyla düzeltilebilmekteyse de düşük çözünürlüklü kameralarda çoğu zaman mucizeler yaratmak imkansız tabii.

Bazı dertler var

Mesela bir kar manzarasındaki kuru dallar renkli lekeler şeklinde görünebiliyor. Gece boşalan pil ya da fark edilmeden birden bire dolup taşan bellek sık yaşanan sorunlardan bazıları.

Ve hızlı bilgisayar tekniğine dayanmasına rağmen ‘şipşak fotoğraf’ ilkesi, makinenin çalışabilir hale gelmesi ve ayarlanması için harcanan üç saniye yüzünden en başından işlemiyor aslında.

Berlin’de düzenlenen Ifa fuarında işte bu tür sorunlara yönelik çözümler sunuldu.

Örneğin hareketli görüntülerdeki titrekliği önlemek isteyen Minolta, ışıklama süresini kısalttı. Dimage A1 kamerasındaki işlemci 1/16 000 saniyelik ışıklama süresine izin veriyor. Elektromotorlu sürgüler üzerine yerleştirilen çip, hareketleri dengelemekte. Kamera bu özelliği sayesinde mesela spor fotoğrafları gibi çok hareketli motifler için de uygun.

Telsizle bilgisayara

Nikon ise iki yıl kadar ani reaksiyonlu bir kamera geliştirmek için uğraştıktan sonra, profesyonel beklentilere yanıt veren ağır bir model üretti. Üreticinin açıklamasına göre D2H, 37 milisaniyelik görüntü alma süresiyle analog kameralardan daha hızlı. Kamera saniyede sekiz poz çekiyor.

Fotoğraflar daha sonra telsiz bir vericiyle kameradan doğrudan doğruya bilgisayarın sabit diskine aktarılmakta. Ve bu teknolojinin bedeli oldukça yüksek. Nikon’un D2H kamerasının objektifsiz fiyatı 4000 euro.

Aslında pillerin boşalması ve bellek kartlarının dolma süresi söz konusu olduğunda kameranın yavaş çalışması daha avantajlıdır. Bu amaçta genelde şarjlı lityum pilleriyle çalışan 4-5 megapiksellik kameralar üretildi. Ve büyük kapasiteli bellek kartları daha ucuza edinilebiliyor.

Yeni bellek kartları

Lexar Media firması Ağustos ayında 4 GB’lık bir bellek kartı sürdü piyasaya; altı megapiksellik bir kamerada yaklaşık 400 fotoğraflık bir yer sunuyor. Hatta daha düşük çözünürlüklerde binlerce fotoğraf depolanabiliyor ama pek ucuz olduğu söylenemez. Lexar’ın bellek çipi 1450 euro.

Acemiler, analog teknikten dijital tekniğe geçişte daha önceleri hiç rastlamadıkları sorunlarla karşılaşıyor. Amatör fotoğraflarda dört megapikselden başlayan sensorlar büyük baskılar için yeterli. Ama üç megapiksellik kamera da amatörlerin işini gördüğünden (ve tabii daha ucuz olduğundan) bu modeller daha çok satılıyor.

200-400 euro arasında değişen bu kameralar en son tekniklere sahip değilseler de normal boyutta (10x15cm) kaliteli fotoğraf çekilebiliyor.

Renklerde sorun var

Dijital görüntüde en küçük yapılar bile gayet net olmasına rağmen eninde sonunda renklerde sorunlar ortaya çıkar. Kamera işlemcileri, bugüne değin her piksel için yeşil, mavi ve kırmızı rengi depolayacak kapasitede değildi.

Bu yüzden birbirine yakın piksellerdeki renk farklılıklarını hesaplamak için sensorlarda algoritmalardan yararlanılarak, nsan gözünün en iyi algıladığı renk olan yeşil çift değerlendiriliyordu.

Sony şimdi zümrüt yeşiliyle doğal renk kalitesi sağlayacak dört renkli filtresini sundu ve ilk testler, renklerin diğer kameralara kıyasla daha kaliteli olduğunu gösterdi. Sony yeni tekniğini DSC-F8 28 modelinde kullandı.

Hata düzelten yazılım

Dijital fotoğraf makinesini tercih edenlerin en çok önemsedikleri, mesela cildin doğal rengini ya da kış mevsiminde görüntülenen ağaçtaki yaprağın solgun rengini yakalamaktı. Ama ne var ki özel baskı kağıdı, fotoğraftaki kişilerin sarı ya da kırmızı bir yüzle görünmeleri yüzünden çöpe gidiyordu.

Üreticiler artık kameralarındaki işlemcileri geliştirdikleri gibi makineyi, fotoğrafın rötuşunu kolaylaştıran ya da tümden gereksiz kılan bir yazılım programıyla birlikte satıyorlar. Böylece piksel hataları ya da fotoğraf kenarlarındaki bozukluklar çekim sırasında düzeltilmekte.

Kamera üreticileri ayrıca kuşkulu tüketicileri de yeni tekniğe çekmeye çalışıyor. Sonuçta tüm teknolojik gelişmelere rağmen dijital tekniğe yanaşmayan fotoğrafçı sayısı hiç de az değil. Çünkü birçokları Nikon, Pentax ya da Canon’un ilk reflektörlü kameralarıyla önemli anılar yaşamışlar, dahası bir çanta dolusu orijinal objektifi bir kenara atmak da pek kolay olmasa gerek.

Tutucular için

İşte bu tutucu fotoğrafçılar için Canon şimdi reflektörlü kameranın dijital versiyonun üretti. EOS 300D, 1200 euroluk fiyatı nedeniyle de oldukça cazip. Üstelik özel geliştirilmiş objektifli kameraya eski EF objektifleri de takılabiliyor.

Dijital teknoloji binlerce amatör fotoğrafçıyı ekran başında toplayarak ikinci bir devrim daha yarattı aslında. Avrupa ve Amerika’da çektikleri fotoğrafları İnternete taşıyan meraklılar, çeşitli fotoğrafçılık portallarında aralarında fikir alışverişinde bulunuyorlar.

Mesela Amerika’daki photosig.com sitesine bugüne değin 660 000 fotoğraf değerlendirilmiş. Katılımcılar her fotoğrafa not verip eleştiri yapıyor.

İnternet dolu

Zengin olanaklar sayesinde İnternet kısa bir süre içinde fotoğraflarla dolup taşıyor. Bu durumdan yararlanan bazı firmalar sadece sınırsız bellek kapasitesi sunmakla yetiniyor. Mesela Amerika’daki snapfish.com bugüne değin 100 milyonun üzerinde veri topladı.

Diğer bir sitede ise dünyanın her yerinden on binlerce insan gönderdikleri örneklerle bir tür resimli günlük oluşturuyorlar. Yarım bırakılmış bir kahvaltı tabağı, Hokkaido’dan bir tavşan, baş aşağı duran kahve fincanı ya da Amerika’daki genel elektrik kesinti sırasında çekilen özel fotoğraflar gibi.

Ve tüm bu görüntülü mesajlar artık cep telefonuyla çekilerek anında Internete gönderilebiliyor. Üstelik kameralı cep telefonları beklenildiğinden çok daha fazla satılmaya başlandı. IDC piyasa araştırma firmasının hesaplarına göre küçük ve kullanışlı kameralı telefonlar, 2005 yılında dijital ve diğer fotoğraf makinelerinin toplamından çok daha fazla alıcı bulacak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!