Cumhurbaşkanlığı Kupası

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanlığı Kupası
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 1998 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin en büyük kupası olan Cumhurbaşkanlığı Kupası oynandı. Nedense bir kesim bu kupaya neredeyse maşrapa diyecekler. Bilmemek ayıp değil. Ama ne hikmetse, bazı yazarlar öğrenmemekte ısrar ediyorlar. Biz gene görevimizi yapalım ve bu tiplere öğretmeye çalışalım.

Cumhurbaşkanlığı Kupası oynayabilmek için bir takımın lig şampiyonu olması gerekir. Lig şampiyonu olmak kolay değil. Cumhurbaşkanlığı Kupası oynamak için Türkiye Kupası şampiyonu olmak lazım. Bu da kolay değil. Şöyle bir gerilere bakın. Lig şampiyonluğundaki engellere, mücadelelere bir göz atın, sonra da Türkiye Kupası şampiyonu olana kadar geçen maçları şöyle bir gözünüzün önünden geçirin. Bunlar kolay şeyler değil. Türkiye Futbol Federasyonu yıllık takvimini maçlar başlamadan açıkladı. Ve bir akıllılık da yaptı. Lig maçlarının hemen peşinden Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın tarihlerini de açıkladı. Profesyonel futbolcu kendisini bu takvime göre ayarlamalıdır. ‘‘Lig maçları bitti, ben şampiyon oldum, yahut ben kupayı kazandım. Avrupa'ya gideceğim, benim işim bitti’’ düşüncesine kesinlikle katılamaz. Buna hakkı yok. Nedeni, trilyonlara varan transfer haklarını eğer profesyonel futbolcu düşünebiliyorsa, kulübünün ve Futbol Federasyonu'nun o yıllık futbol takvimine kendisini uydurmak mecburiyetindedir. Profesyonel futbolcu ligi ve kupayı kazanmak şerefine erdikten sonra Cumhurbaşkanlığı gibi en değerli kupayı oynamak hakkına sahip oluyor demektir. Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın değerini böyle ölçmek lazım. Bu kupayı günlük maç olarak kabul etmek büyük bir futbol cehaletidir. O iki takımın o maçı oynayabilmek şerefini ve hakkını kazanabilmek için bir yıl çektiği azabı, verdiği mücadeleyi unutmak ayıptır. Neyse, ben gene bu dostlara Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın ne demek olduğunu anlatayım, onlar istedikleri yere koysunlar. Hiç umurunuzda olmasın.

ALİ SAMİ YEN FİYASKOSU

Galatasaray'ın bir Ali Sami Yen projesi var. İki yıldır gündemde. Eurovision programları, maketler, vaatler iki yıldır devam ediyor.

Her Galatasaraylı gibi ben de Ali Sami Yen Projesi'nin gerçekleşmesini tabii ki istiyorum. Ama benim bir Galatasaray Spor Kulübü Başkanı olan Faruk Süren'in yalanlarına tahammül etmem mümkün değil. Faruk Süren ne dedi? ‘‘Mayıs 98'de Ali Sami Yen yıkılacak ve Ali Sami Yen Projesi'nin ilk adımı atılacak.’’ Mayıs geldi, bizim modern Neron yıkılma işini Ocak 99'a attı. Yani 8 ay kazanmak istiyor. Ama şimdi sıkı durun. Size Ali Sami Yen'le ilgili hepinizi hoplatacak bir haber vereyim. Galatasaray Spor Kulübü 1998-99 yılı lig maçlarının VIP localarının ve kombine tribün biletlerinin satışına başlıyor. Bunu en yetkili ağızlardan duydum. Eğer istenirse isimlerini de verebilirim. İyi, güzel de, sen stadı yıkacaksan, Galatasaray maçlarını Faruk Süren'in söylediği gibi Kocaeli'nde, İzmir'de, Ankara'da yahut Zeytinburnu sahasında oynayacaksa senin Ali Sami Yen'deki bu yerleri bir yıl için satmaya hakkın var mı? Galatasaraylı'yı kandırmaya hakkın var mı? Galatasaraylı'nın elinden ona veremeyeceğin bir hizmetin karşılığını almaya hakkın var mı? Yahut da Ali Sami Yen yıkılmayacak ise, -ki yıkılması çok zor- Ali Sami Yen Projesi'nin yalanlarını devam ettirmeye ne gerek var. Araştırdım, bugüne kadar Kanada firmasına 5 milyon dolar ödenmiş. Ve proje için daha 5 milyon dolar ödenmek zorunluluğu varmış. Yani bu proje gerçekleşmezse Galatasaray'ın 10 milyon doları sokağa atılacak.

YALANLAR VE SAVURGANLIK

Galatasaray Spor Kulübü'nün büyük bir mali sıkıntıda olduğu gerçek. Ama Galatasaray yönetiminin bu sorunları gidermek yerine bol bol yalan söylediği ve savurganlığı da bir başka gerçek. Sen mayıs ayı sonunda kombine ve VIP localarının satışından 4.5-5 milyon doları cebine at, ondan sonrası Allah kerim de. Galatasaray kongre üyeleri, sizler Faruk Süren ve arkadaşlarını ibra ettiniz. Şimdi söyleyecek, konuşacak hiçbir sözünüz yok.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!