Bursa panteri
Güncelleme Tarihi:
Çok ciddi bir turnuva içindeyiz. İlk ayağı da fevkalade geçtik. Skor olarak da 3-0'lık bir İrlanda galibiyeti ile süsledik. Mustafa'nın bir iddiası vardı. ‘‘Almanya ile aynı grupta olayım. Hem içeride, hem de dışarıda ben bu Almanya'yı yenerim’’ diyordu. Burun kıvıranlar oldu. Ben katılmadım. İlk önce hemen şunu söyleyeyim. Mustafa'nın maç kazanmadığı oyunlardan sonra bile ‘‘Mustafa bu ülkenin en iyi futbol adamlarından biridir’’ diye arkasında durdum. Haa, ben dangalak değilim. İnanmadığım hiçbir şeyin peşinde olmadım. Ben dün akşam seyrettiğim oyunu satranç ustası gibi ölçüp biçecek, istediğini karşıya kabul ettirecek, oyuncusuna da ezberletecek çok az futbol adamı tanıyorum. Mustafa'yı da iyi ki öyle tanımışım. Bu ülkenin insanına büyük bir keyif gecesi yaşattı. Hepimizin takımı, hepimizi sevindirdi. Aklına sağlık Mustafa. Oynayan çocuklar için de hepsinin ayaklarına sağlık. Gönüllerine sağlık.
Hiçbir şey yapamadılar
Alman takımını bu kadar kötü oynarken görmedim diyenler çıkacak. Ben de onlara diyeceğim ki, siz başka yere bakmışsınız. Alman takımı oynamak istedi de, oynamaya müsaade eden yok ki. Nasıl oynayacaklardı ki? Sahanın her metrekaresini ufak ufak daralttık. Bütün oynayanlar santranın göbeğine yüreğini koydu. Bir Alman top buldu, karşısında da üç tane Türk. Futbol oynamanın bu kadar zor olduğu bir gecede Almanya'nın hiçbir şey yapacağı yoktu.
Futbolcuları birbirinden ayırmak istemiyorum. Ama Rüştü'yü ayrı bir yere koyayım. Tam hatırlamıyorum, bundan kaç sene öncesiydi, sevgili Turgay Şeren, ‘‘Berlin Panteri’’ lakabını aldı. İşte Rüştü'ye de benden bir lakap: ‘‘Bursa Panteri.’’ Helal olsun sana evlat. Hakan'ı da es geçmeyelim. O da numarayı tabelaya taşıyan adam. Her zaman olduğu gibi. Her eve de lazım, eşya gibi. Oktay baştan oynamadı. Almanların gardı düştüğünde Mustafa, Oktay'ı oyuna aldı. Demekki bu işin bir hesabı, kitabı vardı. Mustafa haklı çıktı.