Beşiktaş manzaraları

Güncelleme Tarihi:

Beşiktaş manzaraları
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 1997 00:00

Vedat OKYAR
Haberin Devamı

Beşiktaş, geçilen son üç güne iki ciddi sınav sıkıştırdı. Biri ligdi, kaybın mazereti yoktu. Ama telafisi upuzun yol da var. O geçmiş Ankara oyunu için vıdı vıdı yapacak değilim ama Şampiyonlar Ligi ayağına dört elle sarılıyorum. Beşiktaş tarihinin ikinci şansı için söylenmesi gerekli şeyler var.

Benim maç kritiklerimde 20 satırla çerçeveye alınmış, anlatılması zor olan kısıtlı sütunlarım var. Söylenecek çok şey var da yazacak yer yok. Benim için zor olan bir taraf daha var. Ben yazar değil, söylerim. Hayatımda hiç mektup bile yazmadım. Ne not düşerim, ne de iki satırı alt alta getirebilirim. Kafamın içine yazarım. Maribor maçından kafamda kalan kırıntıları şimdi dile getireyim istiyorum. Kupa oyunları uzun mesafeli... İlkinin nasıl bittiği önemli değil. İkincisinin sonu çok önemli. Telafi mekanizması, geride kalmış yanlışı telafi eder. Seyrettiğim rakip Beşiktaş'ın kalitesiyle başedemez. Bunları içerde oynamanın zorluğuna bağlıyorum. Beşiktaş'ın çektiği sıkıntı, adamların hücum teşebbüsü bile düşünmeden etten duvar örmelerine bağlıydı. Eğer ikinci ayakta oyunu böyle düşünüp, sonunu penaltılara bağlamak isterlerse Beşiktaş'ın işi o zaman zora sarar. Ama yok üstlerine gidelim, kazanalım diye düşünürlerse (ki futbol psikolojik dürtü oyunudur) Beşiktaş turu çok rahat geçer. Biraz amiyane olacak ama olsun, 11 tane keresteye tur bırakılacak ise benim hem oynatanlara hem oynayanlara şimdiden çekilmiş koca bir YUH'um var.

Adamların tüm masrafları, bizim oyuncuların bir tanesinin pahalılığı kadar değil. Profesyonel yaklaşım amatör kafanın içinde olamaz. Olmamalı da... Bir iki sitemim de Toshack'a olacak. İnşallah da yanılıyorumdur. Çünkü geç intikal sezinledim. Kariyeri tamam dedik. Geçmiş futbolculuğuna itibarımız var. Ama şüpheye düştüğüm yerler de var. Oyunun 50. dakikaları oyuncu değiştirme dakikaları değildir. Maalesef adam otomatiğe bağlanmış gibi. İlk 45 dakikada beğenmediğin adam, ikinci yarının ilk 5 dakikasında ne yapar ki? Değiştirmeyi kafana koyduysan yarısının başında alırsın, 15 dakikalık arada da kafasını süslersin. Konsantrasyonu yüklersin. Çok inanmadığı futbolcuları kullanmak, kenar adamı için en büyük zaaftır. Toshack'ta bu da var. Kurtarıcı olarak gördüğü oyuncuları bir maç sonrası değil sahada, kağıttaki 18 kişilik kadroda bile göremiyorum.

Bu böyle nasıl olacak? Futboldaki en büyük tehlike bir takımın yaz-boz tahtası haline getirilmesinden geçer. Recep üstündeki inadına da hala aklım basmış değil. Recep yalnız bu takımın değil, ülkenin kademe anlayışı en yüksek oyuncusu. Son maçta vazgeçtiği inat, en azından içerde gol yememek avantajını taşıdı.

Son paragraf Letchkov'la Şifo'nun... Bu iki futbolcu Beşiktaş'ın iyi veya kötü ibresi olacaklar. İbre titrek olursa eyvahki eyvah. Çünkü o zaman bu takımın iki yakası bir araya gelmez. İki ustanın işbirliğinden çok şey üretilir. Hem Letchkov hem bizim çocuk Şifo topla akrabalığı üst seviyede olan futbolcular. İkisi de oynayan ve oynatan tipler. Beşiktaş'ın ne yapacağı işte bu yüzden onların ayaklarına bağlı. Amokachi diye başka bir silah daha var. Ama o yalnızca oynayan cinsten. Oynatana ihtiyacı var. Bu dediğim üçgen el ele tutuşursa olaya karanlık bakmıyorum. Haa tersi mi? Onu düşünmek bile istemiyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!