Bankadan 25 bin dolar kredi alıp yola çıktık

Güncelleme Tarihi:

Bankadan 25 bin dolar kredi alıp yola çıktık
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2002 01:50

Cem Kınay, Avusturya'da 7 yıl tıp okudu, 6 yıl ihtisas yaptı ama uzman olduğu gün, doktorluğu bırakıp turizmciliğe başladı.

Bir adam düşünün; Avusturya Lisesi'nden sonra Viyana Üniversitesi'nde yedi yıl tıp okuyup doktor çıkıyor, altı yıl da uzman olmak için gece gündüz çalışıyor, dahiliye uzmanı olduğunun ertesi sabahı stetoskopunu bırakıp turizmciliğe başlıyor.

1958 İstanbul doğumlu bir dahiliye uzmanı tıp doktoru düşünün, ne otelden anlıyor, ne otelcilikten. Balıklama girdiği turizmcilikte 12 yılda getirdiği yenilikler, yaptığı atılımlarla uluslararası başarılara imza atıyor, ödüller alıyor. Dahiliye uzmanı bir Türk turizmci düşünün ki, 12 yıldır milyonlarca dolarlık tesisleri senetsiz, teminatsız kiralayıp hepsine Magic Life adlı kendi el emeği, göz nuruyla yarattığı uluslararası tuvaleti giydiriyor. Kimine göre çılgın, kimine göre deli, kimine göre dáhi, kimine göre inanılmaz... Onun adı Cem Kınay.

Piyanist eşi Ferzan'la dört günlüğüne geldiği Marmaris Magic Life'da Dr. Cem Kınay ile iki gün enine boyuna konuştuk, káh teknesinde, káh restoranında. Doktor bu arada helikopterle Antalya'ya gidip geldi. Aynı günün akşamı da eşini koluna takıp yine helikopterle amansız aşkı Cimbom'un Denizli'deki maçına gitti. Gece helikopter uçuşuna izin verilmediği için Denizli'ye önceden gönderdiği otomobiliyle Marmaris'e dönüp kahvaltıya yetişti. Ve gördüm ki Dr. Cem Kınay demek; bol kahve, bol sigara, yüksek devir, ciddiyet, turizm, tükenmez enerji, dakiklik, detaycılık, Galatasaray, hırs, Fatih Terim, deniz, balık, Viyana, beyaz, Magic Life ve elbette Ferzan demek. Bir de siz dinleyin bakalım, yoksa ben yanıldım mı?

'Her şey dahil' sistemini Avrupa'da biz başlattık

Emekli Tank Albay İsmail Hakkı Kınay'ın şimdi Sarıgerme Magic Life'da güneşlendiğine bakmayın, büyük oğlu Cem'in doktor olması için nice sıkıntılar çekti.

Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki yedi yıllık eğitimden sonra altı yıl da ihtisas yapıp dahiliye uzmanı oldum ama, çok sevdiğim bu mesleği 1990'da turizm uğruna bıraktım. Yener bey, ben hoşuna giden şeyi yapan adamım. Doktor olmayı çok istedim oldum, bıraktığım günden beri de turizmin en iyisini yapmak istiyorum. Ben bir hedefe kilitlendikten sonra cesaretle başarının peşinden koşarım. Başarının su, ekmek kadar önemli olduğuna inanan bir insanım, ben başarı için yaşıyorum, beni ayakta tutan bu.

Bu işe başlarken ne benim, ne de ortağım Oğuz Serim'in tek kuruş parası vardı, bankadan 25 bin dolar kredi alarak yola çıktık. Gerçekten insanüstü gayretlerle çalıştık, elimizde çanta Avusturya'daki bütün seyahat acentelerini senelerce tek tek dolaştık. O sırada kazandığımız üç beş kuruşu kendimize harcamadık, şirkete kattık. Bu arada Türkiye'de yeni yeni gelişen guletleri de pazarlıyorduk. Bu fikri bize Bodrum'da yaşayan Sinan Özer verdi, bir anlamda turizme girmemizin de mimarı sayılır. 1991'de ‘‘Her şey dahil’’ sistemiyle çalışmak üzere Magic Life'ı kurduk, bir yıl sonra da Sarıgerme'de ilk kulübümüzü açtık. O tarihte ‘‘Her şey dahil’’ sistemi Avrupa'da bile yoktu, ben ilk kez Karayip'lerde, Jamaika'da gördüm. O yaşam tarzını Türkiye'ye getirelim, insanlar her dakika para düşünmeden tatil yapsın dedim.

İnsanların yeme ve içme kapasitesi sınırsız değil

Elbette biz bir şey hediye etmeyecektik, hizmetlerin karşılığını ödeyeceklerdi ama, paraya sürekli kafa yormayacaklardı. Sarıgerme pek tanınmaz ama, Türkiye'nin en güzel köşelerinden biridir. Denizi, doğası, kumu muhteşemdir. Kulübün ilk yılında insanlarda bir çekingenlik vardı, 'Hakikaten bu kadar lokantamız var mı, oralarda ekstra bir şey ödeyecek miyiz' diye soruyorlardı. Doğrusu biz de tamamen içgüdülerimizle, otelciliği bilmeden yola çıkmıştık. Kafamda bir şeyler hayal edip onu oturtmaya çalıştım, ilk seneler deneme yanılma metoduyla çalıştık. Fiyatlarımızın ne olacağını bilmiyorduk, maliyetler çok pahalıydı. İnsanlar ne yer, ne içer, kaç surf kullanır, bunları öğrenmek birkaç senemi aldı. O zamanlar bir restoranımız, iki barımız vardı, daha çok açarsak insanlar daha çok yer içer, maliyetimiz yükselir diye düşünürdüm. Zaman içinde gördüm ki, insan yiyebildiği kadar yiyor, içebildiği kadar içiyor. Kulüplerimize gelen misafirlerimiz genelde ilk günler birçok şeyi denemek istiyor, tüketim daha fazla oluyor. Birkaç gün geçince mideler alışıyor, her şey normal sınırlara iniyor. Bugün ana restoran dışında beş özel restoranımız, 12 barımız var ama tüketim hiç değişmedi. Geçen sene ilk kez 'Sushi' restoranı açmıştım, bu yıl onlara Karayip, Brezilya yemekleri ağırlıklı Caretta'lar eklendi. ‘‘Imperial Plus’’ ünvanlı Magic Life'larda ise her şeyin daha fazlası var, mesela odada kahvaltı alınabiliyor, çamaşır hizmetleri ücretsiz, spora ayrılan saatler ve malzemeler daha fazla. Bugün toplam 23 tane Magic Life kulübümüz var, bunun dokuzu Türkiye'de. Ötekiler ise Yunanistan'ın Rodos, Kos, Girit, Korfu adalarıyla Tunus, Mısır ve Avusturya'da.

Bizim için müşteri yok, misafir var

Türkiye'deki kulüplerimize gelen yıllık misafir sayısı yarım milyona yakın. Bunun yüzde 85'i Avusturyalı ve Alman, yüzde 15'i İsviçre, Hollanda, Belçika, İngiltere, Rusya ve İsrail'den. Türk misafirlerimizin sayısı 40 bini geçti, gerçekten büyük bir rakam. Türk misafirlerimiz de yabancılar gibi birkaç kere gelip, kulüplerimiz arasında dolaşmaya başladı. İlk defa kıyı bölgeleri dışında çıkıp Kapadokya'da dev bir projeye girdik. Eski Ürgüp'ün onarılarak turizme katılması için iki senedir aralıksız çalışıyoruz. Ürgüp Belediyesi'den eski Kayakapı Mahallesi'ni 49 seneliğine kiraladık. 200 dönüm içinde 200 civarında harap kerpiç ve mağara ev beş senede onarılarak hizmete girecek. Bu arada Kıbrıs Rum Kesimi'nden güneyde tesis işletmemiz konusunda çok teklif aldık ama, kabul etmedim. Kıbrıs sorunu çözülürse hem KKTC de, hem de Rum kesiminde birer otel açarız. Şahsıma layık görülenlerin dışında kataloglarımızdan tesislerimize kadar bir çok dalda 50'yi aşkın uluslararası ödül kazandık 12 yılda. Biz kulübümüze gelene asla müşteri demeyiz, hepsi bizim için birer misafirdir.

Magic Life İmparatorluğu

Magic Life'ların yıllık toplam cirosu 150 milyon Euro.

9'u Türkiye'de 23 tane Magic Life kulübü var.

Bunlarda 7 binin üstüne kişi çalışıyor, yarısı Türkiye'de.

18 değişik ülkeden gelen 550 animatör var.

Magic Life'larda kalanların 40 bini Türk.

Tenis hocaları Romanya'dan, dansçılar Ukrayna ve Brezilya'dan geliyor.

SİSTEMİ JAMAİKA’DAN ALDIM

Elimizde çanta Avusturya'daki bütün seyahat acentelerini senelerce tek tek dolaştık. O sırada kazandığımız üç beş kuruşu kendimize harcamadık, şirkete kattık. Bu arada Türkiye'de yeni yeni gelişen guletleri de pazarlıyorduk. 1991'de ‘‘Her şey dahil’’ sistemiyle çalışmak üzere Magic Life'ı kurduk, bir yıl sonra da Sarıgerme'de ilk kulübümüzü açtık. Ben ‘‘Her şey dahil’’ sistemini ilk kez Karayip'lerde, Jamaika'da gördüm. O yaşam tarzını Türkiye'ye getirelim, insanlar her dakika para düşünmeden tatil yapsın dedim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!