2004'ün en hırçın çocuğu; yeni Yamaha R1
Güncelleme Tarihi:
Ben süperspor yani sokak ağzıyla; cadde motorlarına hep içim geçe geçe bakarım. Yurdumun yol ve trafik durumunu ve sağ elimin altındaki güce irademin yenileceğini bildiğimden kendimi hep frenliyorum. Ama arada bir dellenip ‘‘Bir cadde motoru yapıcam artık kendime, anasını satiim!' dediğimde de her motorcunun başına gelen şey geliyor başıma; yakın çevrem kıyametleri koparıyor. Ben de böyle dellendiğim zamanlarda eşin dostunkilerle yetindim bu güne kadar... Bakmayın endurocu olduğuma, içimde gizli bir racingci yatmakta...:)
Bu haftadan itibaren istedik ki tek tek motorlardan bahsedeyim size. Hangisi ne menem bir aletdir, okuyup öğrenelim beraberce... İşte bu hafta hızlı bir giriş yapıyoruz ve karşınızda; Yamaha YZF R1 efsanesinin son hali...
Yamaha 2004'te, geliştirdiği ve değiştirdiği pek çok özelliğiyle yeni, üçüncü nesil R1'le çıktı karşımıza... Üçüncü nesil R1'de, Moto GP'de geliştirilen, tamamen yeni bir şase kullanan Yamaha, caddelerin hızlı çocuğunun ruhundaki hırçınlığı iyiden iyiye ortaya çıkarmış. Tamamen yenilenen şasesi, yeniden tasarlanmış hafif 5 parmaklı jantları, oldukça ince tutulan yakıt deposu, geliştirilen frenleri ve gözden geçirilen biniş pozisyonuyla yeni R1 süperspor makinaseverlerin ‘‘yine yeniden’’ fanatiği olabilecekleri bir motosiklet..
Yamaha'nın R1'i ilk çıktığında, süperspor sınıfının düşüşe geçtiği bir dönemdi ve bu sınıf R1 sayesinde tekrar şahlanışa geçmişti. Geliştirilen motoru, şase teknolojisi ve daha önce görülmemiş özellikleriyle R1 süper bir çıkış yapıp kendi fanatiklerini yaratırken, teknik özellikleri ve değerleriyle superspor kategorisini performans açısından yeni bir yere taşımıştı. Mesela R1'in ilk çıktığı zamanlarda 150 beygir ve 177 KG sayıları akıllara ziyan rakamlardı. Pekiiii yeni, üçüncü kuşak R1'in ağırlık, güç değerlerini duymak ister misiniz? Emin misiniz? Bak söylerim aklınız şaşar? (benim şaştı çünkü) Tamam söylüyorum; 172 beygir ve 172 kilogram. Bu rakamlarla, ağırlık güç oranlarında ilk kez yakalanan 1:1'le üçüncü kuşak R1 yeni bir çığır açıyor.
ATV DÖRT TEKERLEKLİ MOTOSİKLET Mİ
Uzaktan görüntüsüne baktığınızda bu soruya evet diyebilirsiniz. Ben ısrarla hayır diyorum. İnanın değil... Bir kere ATV'ye binmek isterseniz motosikletle ilgili bildiğiniz pek çok şeyi unutmanız gerekiyor. Örneğin gaz yine sağda ama baş parmağınızla ittirerek kullanılan bir butonda... Sonra motosikletin aksine virajlarda ters tarafa yatmanız gerekiyor ama benim gibi motor kullanmaya alışmış biriyseniz farkında olmadan virajda aletle aynı yöne yatıyorsunuz ve yan iki tekerin nasıl havalandığını hayret ve ‘‘yusufla’’ izliyorsunuz...
Son derece eğlenceli bir koca çocuk oyuncağı ATV! Bir kere kullanırsanız sanırım bundun sonra sık sık ‘‘ATV Kul-lana-cak- sınız!!!’’
Özellikle genç sürücüler için tasarlanmış Polaris'in YOUTH serisinden Predator 90. Yeni Predator 90 özellikleri:
90 cc elektrikli marş ve gerektiğnde ayakla çalıştırma.
Geliştirilmiş soğukken çalışma, akselerasyon ve performans için yeni silindir kafası dizaynı.
Daha rahat sürüş için daha uzun aks açıklığı ve daha geniş A kollu geliştirilmiş süspansiyon geometrisi.
Yeni geliştirilmiş daha büyük akü.
Yeni geliştirilmiş sürüş ve çalışma.
Yeni daha rahat ve kolay gaz pedalı mekanizması
Kolay çalışma ve daha iyi performans için manuel jikle.
Yeni daha yumuşak daha konforlu tutacaklar.
BEŞİKTAŞ SOFUOĞLUYLA MOTOSİKLETE ADIM ATTI
Beşiktaş Spor Kulübü, Türkiye'nin dünya motosiklet pistlerinde boy gösteren genç yeteneği Kenan Sofuoğlu'yla motosiklet sporuna da el attı. Vallaha ne diyeyim helal olsun... Ben bu habere çok sevindim çünkü uzun zamandır Kenan için; ‘‘Yahu niye kimse bu çocuğa sahip çıkmıyor?’’ diye kara kara düşünürdüm. Beşiktaş'ın Kenan'a sahip çıkmasında, TMF (Türkiye Motosiklet Federasyonu) Başkanı Yunus B. Uçar'ın, büyük etkisi olduğunu da bilmenizi isterim. Beşiktaş yönetimi böylece, üç büyükler içinde motorsporlarına giren ilk kulüp oldu. Darısı diğer klüplerimizin başına...
Beşiktaş'ın ilk motosiklet yıldızı olmaya hazırlanan Sofuoğlu, 2004 sezonunda Avrupa SuperStok kategorisinde Beşiktaş lisansıyla yarışacak.. Yamaha da yeni sezonda Kenan'a yepyeni bir R1 hazırlamaya koyulmuş bile..
Kenan Sofuoğlu küçük yaşlarda, motosiklet tamircisi olan babası sayesinde bu motosikletlerle tanışmış. Türkiye'de aldığı başarılara rağmen kimsenin sahip çıkmadığı Kenan, soluğu Almanya'da almış. Ama artık o Beşiktaş sayesinde Türk Lisanslı bir sporcu... Kenan'ı en kısa zamanda İstiklal Marşımız eşliğinde podyumda görmek istiyoruz.
Kenan, uğuruna inandığı memleketi; Sakarya'nın plakası olan 54 numaralı motosikletiyle, 2002'de Yamaha R6 Shell Cup'ı kazanmış, bu sezon da Almanya Uluslararası Süper Sport Şampiyonası'nda ikincilik kürsüsüne çıkmıştı.