Ünlüler bu yılbaşı Times Meydanı’nda
Güncelleme Tarihi:
Ömür Gedik
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2011 00:59
Yılbaşı gecesi önceki hayatları kesişen, birbirlerine değen, teğet geçen bir dolu insanın hikâyesi. Hepsi de o meşhur topun düşüşünü izlemek üzere Times Meydanı’nda buluşuyor. Oyuncu kadrosunda yok yok. Bon Jovi’yi de almışlar Halle Berry’yi de, koskoca Robert de Niro’yu da. Sonuç ise hayal kırıklığı. O kadar karakter içinde bir tanesiyle bile etkileşim kuramıyor olmak ne acı...
Yılbaşı Gecesi adlı bu filme göre yılbaşı gecesinde herkesin olmak istediği tek bir yer var: New York’taki Times Meydanı.
Amaç, kuledeki ışıltılı topun gece yarısı aşağı inişini o kocaman kalabalıkla birlikte izleyip, eğlenceye ve atmosfere dahil olmak.
İşte buradan yola çıkıyor Yılbaşı Gecesi filmi ve kaderleri, yolları Times Meydanı’nda kesişecek olan kalabalık bir grup insanın hikâyesini anlatıyor.![/images/100/0x0/563d3ee1f018fb32c8ee2c34]()
ÇOKLU HİKÂYELERİN YÖNETMENİ
Filmin yönetmeni Garry Marshall bu tip kalabalık karakterli, hikâyeli filmlere alışık zaten.
Bizi de alıştırmaya çalıştığına şüphe yok.
Geçen yıl Sevgililer Günü adlı filmin afişinde kocaman bir kalbin içine bir sürü karakter sığdırmayı başarmıştı.
Julia Roberts’dan Jessica Biel’e, Anna Hathaway’den Jennifer Garner’a, Jamie Foxx’tan Ashton Kutcher ve Bradley Cooper’a kadar bir sürü ünlü oyuncuyu filmine dahil etmişti.
JESSICA BIEL VE ASHTON KUTCHER FİLMLERİN ORTAK NOKTALARI
Yılbaşı Gecesi için de benzer bir yol izliyor diyebiliriz.![/images/100/0x0/563d3ee1f018fb32c8ee2c36]()
Bu filmin senaryosu da aynı kişiye, Katherine Fugate’ye ait.
Jessica Biel ve Ashton Kutcher da her iki filmin ortak oyuncularından.
Ama dediğim gibi asıl ortak yön her ikisinde de çoklu karakterlerin hikâyelerinin anlatılıyor olması.
Ve de ünlü isimleri bir araya getirmesi.
BON JOVI BİLE VAR!
Filmde kimler yok ki...
Sanki bütün Hollywood Yılbaşı Gecesi’nde bir araya gelmiş.
Michelle Pfeiffer, Halle Berry, Jessica Biel, Abigail Breslin, Chris Ludacris Bridges, Robert De Niro, Josh Duhamel, Zac Efron, Hector Elizondo, Katherine Heighl, Ashton Kutcher, Sarah Jessica Parker’ın olduğu kadroda müzik dünyasının starlarından birini de görmek mümkün; Bon Jovi.
Filmin konusu yeni yılda beklenenler, yani affetmek, ikinci bir şans vermek, aşk, umut ve yeni başlangıçlar üzerine.
BİR BALİ’YE GİTSEM BİR DE DÜNYA TURU!
Tüm bunlar burada detaylarına girersem sayfalar sürecek kadar çok olay üzerinden anlatılmaya çalışılıyor.
Ve ortaya tadı tuzu pek de yerinde olmayan bir çorba çıkıyor.
Terk ettiği bir kadına geri dönüp, kariyerini aşkı için göz ardı etmeye hazır rock yıldızı mı inandırıcı?
Yoksa işinden istifa edip, elinde yeni yıla girmeden Bali’ye gitme, dünyayı dolaşma gibi fiziken imkansız detayların olduğu bir liste ile oğlu yaşında bir adamın peşine düşen kadın mı?
Robert de Niro’nun son gününü yaşayan kanser hastası rolü ise filmi iyice aşağı çekiyor. Onunki çok pişman bir karakter. Ama neden, ne için, kimdir, nasıl bir adamdır hiç belli değil.
Aynı diğerleri gibi...
Bu kadar usta oyuncuyu bir araya getirip, filme ne biz ne de onlar adına ilginç bir şey koyamamak da ayrı bir yetenek olsa gerek.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
Evlatlık kediden sonra
THE FUTURE
GELECEK
Yön: Miranda July
Oyn: Miranda July, Hamish Linklater, David Warshofsky, Isabella Acres
Tür: Dram
Süre: 91 dk.
Bırakın çocuk yapmayı bir hayvanın bakımını üstlenmek bile bir sorumluluk. Özgürlüklerin kısıtlandığının resmi. İşte bunun farkına varan bir çiftin hikâyesini anlatıyor Gelecek. Otuzlu yaşlarında bir çift olan Sophie ve Jason, yaşamlarında bir dönüm noktasına geliyorlar ve sürekli bakım isteyen hasta bir kedinin bakımını üstlenmeye karar veriyorlar. Kediye sahip olduktan sonra özgürlüklerini yitireceklerini bildiklerinden, son bir ayda hayallerini gerçekleştirmek adına işlerinden ayrılıp, son özgür günlerini en iyi şekilde geçirmeye çalışıyorlar. İlk olarak Filmekimi’nde izleyici karşısında çıkan bu ilginç filmin yönetmeni ilk uzun metrajı Ben ve Sen ve Diğerleri (Me and You and Everyone) ile Cannes’da dört ödül kazanan Miranda July. July bu ikinci uzun metrajlı filminde ilkinde de olduğu gibi hem yönetmenlik yapıyor hem de başrolü oynuyor. Evlatlık kedi Paw Paw’un seslendirmesini yaptığını da söylemeden geçmeyeyim.
Jacob bu kez kaçıyor
ABDUCTION
KAÇIŞ
Yön: John Singleton
Oyn: Taylor Lautner, Lily Collins, Alfred Molina, Jason Isaacs
Tür: Aksiyon-Dram
Alacakaranlık serisinin Kurtadamı Jacob, bu kez kendi hikâyesinin başrolünde. Yönetmen John’da Signleton, ikinci bir Jason Bourne vakası yarattığını düşündüğü filminde geçmişi soru işaretleriyle dolu Nathan Harper’ın sürprizli hikâyesini anlatıyor. Nathan, başka birisinin hayatını yaşadığını hisseden bir genç. Bir gün, kendi küçüklük resmini, kayıp kişilerin resimlerinin yayınlandığı bir internet sitesinde görünce, Nathan’ın kabusu gerçek oluyor. Anne baba diye bildiği insanların gerçek ailesi olmadığını ve yaşamının akla gelmeyecek kadar gizemli ve tehlikeli bir gerçeğin üstünü örtmek için özene bezene uydurulmuş bir yalan olduğunu anlıyor.
Psikopat doktorun hikâyesi
LA PIEL QUE HABITO
İÇİNDE YAŞADIĞIM DERİ
Yön: Pedro Almodovar
Oyn: Antonio Banderas, Elena Anaya
Tür: Dram
Pedro Almodovar, Bağla Beni’den 21 yıl sonra yeniden Antonio Banderas ile birlikte. İçinde Yaşadığım Deri, oldukça rahatsız edici bir hikâye anlatıyor. Fransız yazar Thierry Jonquet’nin Tarantula adlı romanından uyarlanan hikâyede karısının geçirdiği kazadan sonra hayatı değişen ve gen transferiyle ilgili çalışmalarını darbelere karşı dirençli insan derisi üretmek üzere yoğunlaştıran bir doktorun hikâyesi var. Doktor Robert, evinde kapalı tuttuğu Elena Anaya adlı güzel kadının üzerinde deri yenilemesiyle ilgili çeşitli deneyler yapmakta.
Zaten bütün hikâye de Elena üzerine yapılanlar üzerine kurulu.
Dr. Robert ve Elena’nin büyük bır sırrı var. İçinde Yaşadığım Deri, anlatım tarzı açısından Almodovar’ın kariyerinde adeta bir dönüm noktası. Bilimkurgu gibi başlayan ama sonrasında psikolojisi sorunlu bir doktorun gen haritası ve hücre terapisi üzerinden yaptığı çılgınlıkların hikâyesine dönen filmde farklı bir tarz benimsemiş. Çok daha sert, karamsar, karanlık, gizemli ama bir o kadar da sade bir anlatımla geliyor karşımıza. Zaten bu kadar gerilimli ve sürprizli hikâyeye bir de çetrefilli ve karmaşık yaklaşım olmazdı. Bu haliyle çok daha etkili olduğuna şüphe yok. Psikopat doktoru oynayan Antonio Banderas hislerden, empatiden yoksun, donuk bir ifadeyle tamamladığı rolünde gayet başarılı.
Norveç’te yeni yıl
HJEM TIL JUL
YENİ YIL
Yön: Bent Hamer
Oyn: Arianit Berisha, Sany Lesmeister, Nadja Soukup, Cecile Mosli
Tür: Dram
Süre: 90 dk.
O’Horten ve Factotum’un yönetmeni Bent Hamer iki yıllık aradan sonra acı-tatlı, sıcak ve duygusal hikâyelerden örülü bir dramla beyazperdeye dönüyor. Yeni Yıl adlı bu filmin merkezinde Noel arifesinde küçük bir Norveç kasabasında, renkli kuzey ışıklarının altında karların arasından eve dönmek için çabalayan insanlar var. Herkesin başka bir yeni yıl hassasiyetiyle meşgul olduğu kasaba halkından çeşitli insanların yolları mizah ve trajedi, şefkat ve çaresizlik, bağışlama ve umut, doğum ve ölümle dolu öykülerde kesişiyor.
3 boyutlu Fındıkkıran
THE NUTCRACKER
SİHİRLİ OYUNCAKLAR
Yön: Andrei Konchalovsky
Oyn: Elle Fanning, Nathan Lane, John Turturro
Tür: Dram
3 boyutlu olarak vizyona giren Sihirli Oyuncaklar, Tchaikovsky’nin ünlü balesi Fındıkkıran’ın serbest bir uyarlaması. Film bir baleden yola çıksa da içinde bale sahnesi yer almıyor. Yönetmen Andrei Konchalovsky, balenin sinemaya göre olmadığını düşünmüş. Mary’nin yeni arkadaşı Fındıkkıran (kısaca FK) canlanıyor ve Mary’yi büyülü dünyasına doğru muhteşem bir yolculuğa çıkarıyor. Mary çok geçmeden bu muhteşem krallığın, kötü Fare Kral’ın ve dalavereci annesinin tehdidi altında bulunduğunu anlıyor. FK esir alınınca, Mary ve yeni edindiği oyuncak arkadaşları FK ve krallığını kurtarmak için Fare Kral’ın sırrını gün ışığına çıkarmaya karar veriyorlar. Dakota Fanning’in kardeşi Elle Fanning’in başrolde oldugun filmin en dikkat çeken oyuncusu fare makyajıyla ilginç bir portre çizen John Tuturro.
Amaç, kuledeki ışıltılı topun gece yarısı aşağı inişini o kocaman kalabalıkla birlikte izleyip, eğlenceye ve atmosfere dahil olmak.
İşte buradan yola çıkıyor Yılbaşı Gecesi filmi ve kaderleri, yolları Times Meydanı’nda kesişecek olan kalabalık bir grup insanın hikâyesini anlatıyor.
ÇOKLU HİKÂYELERİN YÖNETMENİ
Filmin yönetmeni Garry Marshall bu tip kalabalık karakterli, hikâyeli filmlere alışık zaten.
Bizi de alıştırmaya çalıştığına şüphe yok.
Geçen yıl Sevgililer Günü adlı filmin afişinde kocaman bir kalbin içine bir sürü karakter sığdırmayı başarmıştı.
Julia Roberts’dan Jessica Biel’e, Anna Hathaway’den Jennifer Garner’a, Jamie Foxx’tan Ashton Kutcher ve Bradley Cooper’a kadar bir sürü ünlü oyuncuyu filmine dahil etmişti.
JESSICA BIEL VE ASHTON KUTCHER FİLMLERİN ORTAK NOKTALARI
Yılbaşı Gecesi için de benzer bir yol izliyor diyebiliriz.
Bu filmin senaryosu da aynı kişiye, Katherine Fugate’ye ait.
Jessica Biel ve Ashton Kutcher da her iki filmin ortak oyuncularından.
Ama dediğim gibi asıl ortak yön her ikisinde de çoklu karakterlerin hikâyelerinin anlatılıyor olması.
Ve de ünlü isimleri bir araya getirmesi.
BON JOVI BİLE VAR!
Filmde kimler yok ki...
Sanki bütün Hollywood Yılbaşı Gecesi’nde bir araya gelmiş.
Michelle Pfeiffer, Halle Berry, Jessica Biel, Abigail Breslin, Chris Ludacris Bridges, Robert De Niro, Josh Duhamel, Zac Efron, Hector Elizondo, Katherine Heighl, Ashton Kutcher, Sarah Jessica Parker’ın olduğu kadroda müzik dünyasının starlarından birini de görmek mümkün; Bon Jovi.
Filmin konusu yeni yılda beklenenler, yani affetmek, ikinci bir şans vermek, aşk, umut ve yeni başlangıçlar üzerine.
BİR BALİ’YE GİTSEM BİR DE DÜNYA TURU!
Tüm bunlar burada detaylarına girersem sayfalar sürecek kadar çok olay üzerinden anlatılmaya çalışılıyor.
Ve ortaya tadı tuzu pek de yerinde olmayan bir çorba çıkıyor.
Terk ettiği bir kadına geri dönüp, kariyerini aşkı için göz ardı etmeye hazır rock yıldızı mı inandırıcı?
Yoksa işinden istifa edip, elinde yeni yıla girmeden Bali’ye gitme, dünyayı dolaşma gibi fiziken imkansız detayların olduğu bir liste ile oğlu yaşında bir adamın peşine düşen kadın mı?
Robert de Niro’nun son gününü yaşayan kanser hastası rolü ise filmi iyice aşağı çekiyor. Onunki çok pişman bir karakter. Ama neden, ne için, kimdir, nasıl bir adamdır hiç belli değil.
Aynı diğerleri gibi...
Bu kadar usta oyuncuyu bir araya getirip, filme ne biz ne de onlar adına ilginç bir şey koyamamak da ayrı bir yetenek olsa gerek.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
Evlatlık kediden sonra
THE FUTURE
GELECEK
Yön: Miranda July
Oyn: Miranda July, Hamish Linklater, David Warshofsky, Isabella Acres
Tür: Dram
Süre: 91 dk.
Bırakın çocuk yapmayı bir hayvanın bakımını üstlenmek bile bir sorumluluk. Özgürlüklerin kısıtlandığının resmi. İşte bunun farkına varan bir çiftin hikâyesini anlatıyor Gelecek. Otuzlu yaşlarında bir çift olan Sophie ve Jason, yaşamlarında bir dönüm noktasına geliyorlar ve sürekli bakım isteyen hasta bir kedinin bakımını üstlenmeye karar veriyorlar. Kediye sahip olduktan sonra özgürlüklerini yitireceklerini bildiklerinden, son bir ayda hayallerini gerçekleştirmek adına işlerinden ayrılıp, son özgür günlerini en iyi şekilde geçirmeye çalışıyorlar. İlk olarak Filmekimi’nde izleyici karşısında çıkan bu ilginç filmin yönetmeni ilk uzun metrajı Ben ve Sen ve Diğerleri (Me and You and Everyone) ile Cannes’da dört ödül kazanan Miranda July. July bu ikinci uzun metrajlı filminde ilkinde de olduğu gibi hem yönetmenlik yapıyor hem de başrolü oynuyor. Evlatlık kedi Paw Paw’un seslendirmesini yaptığını da söylemeden geçmeyeyim.
Jacob bu kez kaçıyor
ABDUCTION
KAÇIŞ
Yön: John Singleton
Oyn: Taylor Lautner, Lily Collins, Alfred Molina, Jason Isaacs
Tür: Aksiyon-Dram
Alacakaranlık serisinin Kurtadamı Jacob, bu kez kendi hikâyesinin başrolünde. Yönetmen John’da Signleton, ikinci bir Jason Bourne vakası yarattığını düşündüğü filminde geçmişi soru işaretleriyle dolu Nathan Harper’ın sürprizli hikâyesini anlatıyor. Nathan, başka birisinin hayatını yaşadığını hisseden bir genç. Bir gün, kendi küçüklük resmini, kayıp kişilerin resimlerinin yayınlandığı bir internet sitesinde görünce, Nathan’ın kabusu gerçek oluyor. Anne baba diye bildiği insanların gerçek ailesi olmadığını ve yaşamının akla gelmeyecek kadar gizemli ve tehlikeli bir gerçeğin üstünü örtmek için özene bezene uydurulmuş bir yalan olduğunu anlıyor.
Psikopat doktorun hikâyesi
LA PIEL QUE HABITO
İÇİNDE YAŞADIĞIM DERİ
Yön: Pedro Almodovar
Oyn: Antonio Banderas, Elena Anaya
Tür: Dram
Pedro Almodovar, Bağla Beni’den 21 yıl sonra yeniden Antonio Banderas ile birlikte. İçinde Yaşadığım Deri, oldukça rahatsız edici bir hikâye anlatıyor. Fransız yazar Thierry Jonquet’nin Tarantula adlı romanından uyarlanan hikâyede karısının geçirdiği kazadan sonra hayatı değişen ve gen transferiyle ilgili çalışmalarını darbelere karşı dirençli insan derisi üretmek üzere yoğunlaştıran bir doktorun hikâyesi var. Doktor Robert, evinde kapalı tuttuğu Elena Anaya adlı güzel kadının üzerinde deri yenilemesiyle ilgili çeşitli deneyler yapmakta.
Zaten bütün hikâye de Elena üzerine yapılanlar üzerine kurulu.
Dr. Robert ve Elena’nin büyük bır sırrı var. İçinde Yaşadığım Deri, anlatım tarzı açısından Almodovar’ın kariyerinde adeta bir dönüm noktası. Bilimkurgu gibi başlayan ama sonrasında psikolojisi sorunlu bir doktorun gen haritası ve hücre terapisi üzerinden yaptığı çılgınlıkların hikâyesine dönen filmde farklı bir tarz benimsemiş. Çok daha sert, karamsar, karanlık, gizemli ama bir o kadar da sade bir anlatımla geliyor karşımıza. Zaten bu kadar gerilimli ve sürprizli hikâyeye bir de çetrefilli ve karmaşık yaklaşım olmazdı. Bu haliyle çok daha etkili olduğuna şüphe yok. Psikopat doktoru oynayan Antonio Banderas hislerden, empatiden yoksun, donuk bir ifadeyle tamamladığı rolünde gayet başarılı.
Norveç’te yeni yıl
HJEM TIL JUL
YENİ YIL
Yön: Bent Hamer
Oyn: Arianit Berisha, Sany Lesmeister, Nadja Soukup, Cecile Mosli
Tür: Dram
Süre: 90 dk.
O’Horten ve Factotum’un yönetmeni Bent Hamer iki yıllık aradan sonra acı-tatlı, sıcak ve duygusal hikâyelerden örülü bir dramla beyazperdeye dönüyor. Yeni Yıl adlı bu filmin merkezinde Noel arifesinde küçük bir Norveç kasabasında, renkli kuzey ışıklarının altında karların arasından eve dönmek için çabalayan insanlar var. Herkesin başka bir yeni yıl hassasiyetiyle meşgul olduğu kasaba halkından çeşitli insanların yolları mizah ve trajedi, şefkat ve çaresizlik, bağışlama ve umut, doğum ve ölümle dolu öykülerde kesişiyor.
3 boyutlu Fındıkkıran
THE NUTCRACKER
SİHİRLİ OYUNCAKLAR
Yön: Andrei Konchalovsky
Oyn: Elle Fanning, Nathan Lane, John Turturro
Tür: Dram
3 boyutlu olarak vizyona giren Sihirli Oyuncaklar, Tchaikovsky’nin ünlü balesi Fındıkkıran’ın serbest bir uyarlaması. Film bir baleden yola çıksa da içinde bale sahnesi yer almıyor. Yönetmen Andrei Konchalovsky, balenin sinemaya göre olmadığını düşünmüş. Mary’nin yeni arkadaşı Fındıkkıran (kısaca FK) canlanıyor ve Mary’yi büyülü dünyasına doğru muhteşem bir yolculuğa çıkarıyor. Mary çok geçmeden bu muhteşem krallığın, kötü Fare Kral’ın ve dalavereci annesinin tehdidi altında bulunduğunu anlıyor. FK esir alınınca, Mary ve yeni edindiği oyuncak arkadaşları FK ve krallığını kurtarmak için Fare Kral’ın sırrını gün ışığına çıkarmaya karar veriyorlar. Dakota Fanning’in kardeşi Elle Fanning’in başrolde oldugun filmin en dikkat çeken oyuncusu fare makyajıyla ilginç bir portre çizen John Tuturro.