Toskana usulü tencere yemekleri BİSTRO33

Güncelleme Tarihi:

Toskana usulü tencere yemekleri BİSTRO33
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2011 00:00

İstanbul Erenköy’deki Bistro33, Anadolu yakasında ikinci şubesini Ataşehir’de açtı. Dekorasyonuyla dikkat çeken Bistro33’te İtalyan mutfağının lezzetlerini tadabilir, özel odasını kiralayarak DJ kabinine kendiniz geçip partiler verebilirsiniz

Bistro33 ilk şubesini Özlem Alkin ve Erhan Özben ortaklığıyla yedi yıl önce Erenköy’de açtı. Kısa sürede müdavimlerini yaratan mekan, Anadolu yakasının simgesi haline geldi. Erenköy civarında oturanlar yol tariflerini bile Bistro33’ü merkez alarak vermeye başladı. Mekanın kurucularından işletmecisi Erhan Özben sevilmelerinin sırrını şöyle anlatıyor: “Misafirlerimizin duygularına hitap ediyoruz. Kendilerini bulundukları ortama ait hissediyorlar. Geçmişi ve dokusu olan bir mahallede lokanta ve bistroculuk yapıyoruz. Bistro zaten ‘gün içinde sıkça uğranılan yer’ anlamına geliyor. Buraya da gün içinde birçok defa uğranabiliyor. Sabah kahvaltı yapıp, öğlen bir şeyler atıştırıp akşam sevgilinizle yemek yiyebilirsiniz. Yani burası dinamik bir yer, hem restoran, hem kafe, hem de bar...”
Bistro33 şimdi ikinci şubesiyle Ataşehir Palladium Residance’ın altında hizmet vermeye başladı. Erhan Özben aslında ikinci şubeyi açmayı düşünmediklerini söylüyor: “Erenköy’deki imkanlarımızın aynısını misafirlerimize sunabilirsek mekan açarız diye düşünüyorduk. Yoksa markalaşıp mekanlarımızı çoğaltma gibi bir hayalimiz yoktu. Şu an üçüncü ortağımız olan Cenk Uslucan ve ailesi bizim Erenköy’deki misafirlerimizdi. Bize aynı kaliteyi götürebileceğimiz mekan ve imkanları olduğunu anlattılar, biz de geldik yeri gördük. Dokumuza uygundu. Büyük sitelerde yaşayanların birbirleriyle karşılaşmalarını sağladık. Ve Erenköy’den yüzde 30 daha büyük bir mekan yaptık.”

İTALYAN MUTFAK DANIŞMANI

Mekan haftanın yedi günü açık. Sabah saat 09.00’da hizmete başlıyor. Hafta içi 01.00, cuma ve cumartesileri 02.00’ye kadar açık. 23.00’ten sonra müziğin sesi biraz daha yükseliyor ve eğlenceli ritimler başlıyor. Ağırlıklı olarak yabancı parçalar çalıyor. Mekanın DJ’liğini Nihat Güngördü yapıyor. Martini Bianco, elma suyu ve tarçınlı kokteyl, Martini kokteyller ve Margarita mutlaka içilmeli. Alkolsüz olarak da nane ve portakal kabuklarıyla süslü limonata var.
Mönü ağırlıklı olarak İtalyan bölge mutfağı. Mutfak danışmanları Toskanalı Marcello Micci. Erhan Özben’in bir İtalya seyahatinde tanıştığı Micci 1937’den beri Milano’da restoran işinde. Yemeklerde onun imalatı ürünler kullanılıyor. Toskana usülü fırın ve tencere yemekleri öne çıkıyor. Pizza hamuru ve sosları kendi imalatları, makarnalar da el yapımı.

KİŞİYE ÖZEL ODA

Mekanın özel bir odası var. Bu Private Room’da yaklaşık 40 kişiye ‘a la carte’ servis yapılıyor. Ayakta 80 kişi alıyor. Bu odada kendiniz barmenlik ya da DJ’lik yapabilir, parti organize edebilirsiniz. Toplantılar ve brifingler için de uygun bir altyapıya sahip. Havalandırmasından müzik sistemine kadar her şey mekandan bağımsız. Hafta içi 10 kişiye kadar ücreti bin 500 lira. Sınırsız yerli alkollü-alkolsüz içki ve yemek dahil.

RAHAT DEKORASYON

Dekorasyon yüksek mimar Uğur Çetin’e ait. Kaliteli ve rahat tasarımlarda doğal malzemeler seçildi. 1950-1955 yılları ana temaları. Bahçe sandalyelerinin tasarımcısı Jens Risom. İç mekandaki barın üstündeki şişe şeklindeki cam armatürler ve tavandan sarkan cam aydınlatma armatürleri 60’lı yıllardan esinlenerek özel tasarlandı. Girişteki paravan, özel odadaki kütüphane ve bar raflarında kullanılan cam objeler 1930, 40, 50 ve 60’lı yıllara ait Venedik’teki Murano üfleme cam ve kristal atölyelerinden. Duvarlarda Sophia Loren, Marlon Brando ve Elizabeth Taylor gibi oyunculara ait siyah-beyaz fotoğraflar ve Naz Yiğit’in gazlıkalem çalışması bulunuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!