Tanıdığım en güzel kadın karım Rory tasarımlarım mutlaka onun izini taşır

Elie Tahari şimdi toplam 40 ülkede, Amerika’da 600 noktada satılan markası ile gurur duyuyor. Hayatını, karısı Rory’den önce ve sonra olarak ikiye ayırıyor. Tahari, aynı zamanda iş ortağı olan Rory için şunları söylüyor: “Tanıdığım en güzel kadın. Güzel olmasının yanı sıra akıllı, komik, özgüvenli ve seksidir. Bence güzel ve seksi olmanın en büyük anahtarı kendine güven. Yoksa seksi olmanın paça boyu, etek boyu, göğüs dekoltesi gibi şeylerle alakası yok.”

*  Central Park’ta uyuduğunuz gecelerde kafanızı gökyüzüne kaldırıp neyin hayalini kurardınız?
- Amerika’ya taşındıktan sonra, her zaman hayalim mutluluk, başarı ve gerçek aşkı bulmaktı. Bu üç dileğimi gerçekleştirecek kadar şanslıymışım. Gençlik yıllarımdaki zorluklar, bana hiçbir başarıyı doğal karşılamamayı, her birini ayrı ayrı bağrıma basmayı öğretti.
*  “Ben de tasarım yapabilirim” cümlesini ne zaman kurdunuz?
- Perakendede geçirdiğim günler, modaya olan ilgimi tetikledi. Müşterilerle iletişimde olmak, kadınlara seçimlerinde yardımcı olmak, onların özgüvenli ve seksi hissetmelerinde pay sahibi olmak çok hoşuma gitti. Kadın kıyafetleri tasarlamak en büyük hayalim haline gelmişti. 70’li yılların başında yaptığım ilk tasarımım o dönemin izlerini taşıyan bir elbiseydi.
*  New York’un gece kulüplerinden esinlenerek ilk koleksiyonunuzu yarattınız. Neyi farklı yaptınız?
- New York’un her zaman inanılmaz bir enerjisi vardır. İnsanlar, kültürler, sanat ve moda... Sektörde geçirdiğim 30 yılda, bu şehir bana her zaman ilham kaynağı oldu. Başarılı olmamdaki en önemli faktörün, müşterilerimi dinlemem olduğunu düşünüyorum. Marka gelişmeye ve büyümeye devam ettikçe, müşterilerime istedikleri yenilikleri vermeye çalışırım. Her zaman onların yorum ve taleplerini dikkate alırım. Moda sektöründe başarının en büyük sırrı bence yaptığınız işi sevmeniz ve yaptıklarınızı eleştirirken gerçekçi olmanız.
RORY’SİZ TEK KANADIM VARDI, ONUNLA UÇMAYA BAŞLADIM
*  46. yaş gününüzde mumları üflerken aşk dilemişsiniz. O güne kadar hayatınızda aşka yer yok muydu?�
- Doğum günüm için verdiğim davet öncesi evdeki mumların hepsini yaktım, o akşam aşkı bulmayı diledim ve aynı gece Rory ile tanıştım. Karımla tanışana kadar, kendimi hakikaten anlamadığımı fark ettim. Bana rehberlik etti, beni hakikaten anladı. Onunla tanışana kadar tek kanadım vardı, karım bana diğer kanadı taktı, artık uçabiliyorum!
*  Markayı birlikte mi bugünlere getirdiniz?
- Rory, şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı. Şirketin genel stratejisi, reklam, pazarlama ve halkla ilişkiler çalışmaları tamamen onun yönetiminde. Bazen benimle beraber de çalışıyor ve yeni temalar oluşturmama yardımcı oluyor. Birbirimizden çok şey öğrenip, gelişiyoruz. Limitlerimizi aşmak için birbirimizi zorluyoruz. O, tanıdığım en iyi giyinen kadınlardan biri, tarzı tasarımlarımı her gün etkiler. Tasarımlarımın hepsi onun izini taşır. Birkaç sezon önce ona ithafen “The Rory Bag” isimli bir çanta bile tasarlamıştım.
*  Elie Tahari markasının kimliğini nasıl tanımlıyorsunuz?
- Misyonum, en iyi kalitede detaylara dikkat eden, kaliteli hazır giyim isteyen müşterilere tasarım yapmak. Kadın, erkek ve aksesuvar koleksiyonlarımın modern, sofistike, zamansız, stil sahibi, özellikli işçilikli olmasına ve bunların Elie Tahari markasının karakteristiği olmasına dikkat ederim. Elie Tahari, özgüvenli, güçlü kadın ve erkeklerin favori markası.
*  Sizce bir kadın nasıl seksi olur? Bir kadında en sevdiğiniz dekolte neresidir?�
- Kadın güzelliği, pek çok unsurdan oluşur. Ama asıl güzelliğin hakikaten içten geldiğini düşünürüm. Bence güzel ve seksi olmanın en büyük anahtarı kendine güven. Yoksa seksi olmanın paça boyu, etek boyu, göğüs dekoltesi gibi şeylerle alakası yok. Bence kıyafetler, bir kadının kişiliğinin ve doğal güzelliğinin önüne geçmemeli. Kıyafet, kadını tamamlamalı, onların doğal güzelliği ve kişiliğini göstermeli, vurgulamalı.
FIRST LADY’DEN ESİNLENEREK MICHELLE ADLI ELBİSEYİ TASARLADIM
*  Ünlülerle işbirliğiniz ne boyutta?
- Geçtiğimiz bahar televizyonun tanınan simaları Elie Tahari giydi. Calista Flockhart, Brothers & Sisters dizisinde bir bluzumuzu giydi. Aynı bluzu Blake Lively, Gossip Girl’de kullandı. Dolayısıyla bu bluz, New York butiğimizde hemen tükendi. Vanessa Williams da Ugly Betty’de Elie Tahari imzalı kıyafetler giydi. Marcia Cross, Desperate Housewives’da yeşil bir Elie Tahari bluz giydi. Rachel Ray, en iyi sabah programı ödülünü kazandığı Emmy ödül törenine yine bir Elie Tahari elbise ile gitti.
*  Giydirmeyi hayal ettiğiniz ama henüz bağlantı kuramadığınız birileri var mı?
- Michelle Obama. Bence Bayan Obama, en etkili first lady’lerden biri olacak. Kendisi modern, sofistike ve güzel. Çok şık bir şekilde birkaç tasarımcıyı bir arada giyiyor olması, farklı fiyat seviyelerinden ürünleri birlikte kullanması bence sadece Amerika’daki kadınlar değil, tüm dünyadaki kadınlar tarafından da takdir ediliyor. Yeni sezonda Bayan Obama’dan esinlenerek Michelle adında bir elbise tasarladım. Çok feminen, tek omuzlu çiçekli desenli bu ipek elbisenin, ayrıca düz renkli mürdüm eriği modelini de yaptık. Bence Michelle, bu sezon mutlaka edinilmesi gereken bir kıyafet.

1952 doğumlu Elie Tahari, Manhattan’da iş aradığı dönem, çoğu akşam Central Park’ın banklarında uyudu. “Amerika’ya geldiğimde, filmlerde gördüklerim beni çok etkiledi. Umut, refah ve sonsuz fırsatlar olduğunu gördüm. Bunu tecrübe etmek ve bu dünyanın bir parçası olmak istedim” diyor. Greenwich Village’da bir butikte kıyafet sattığı sırada moda dünyasıyla tanıştı ve New York’un gece kulüplerinden esinlenerek kadınlar için tasarımlar yapmaya başladı. 1974’te Madison Avenue’da butik açan ilk moda tasarımcılarından oldu. 46’ncı yaş gününde mumlarını üflerken aşk dileyen Elie Tahari kısa bir süre sonra en büyük aşkı ve ilham kaynağı eşi Rory ile tanıştı, onunla birlikte markasını daha da büyüttü.

BU KIŞ, BİSEKSÜEL RESSAM’DAN İLHAM ALDI

Elie Tahari Sonbahar-Kış 2009 koleksiyonunun teması, “kent hayatına kaçış”. Modern, şık, stil sahibi, kozmopolit kadın için tasarlandı. Yoğun, mücevher tonlarındaki lapis, topaz, safir, yakut renkleri ile feminen ve sofistike baskılar ön planda. Koleksiyonun özünde Tamara de Lempicka’nın eserlerinden esinlenildi. Polonya asıllı, Paris ve New York’u birbirine katmış biseksüel ressam olarak tanınıyor. Erotizm içeren eserleri çok ünlü. Koleksiyonun en gözde parçaları ise balkabağı, yabanmersini, safir mavisi renkli ipek bluzlar, diz boyu kalem etekler, etek ve elbiseleri tamamlayan kontrast renklerdeki ipek kemerler, tüvit ceketlerle tamamlanan ve vücudu saran ipek elbiseler. Saten, ipek ve organze kumaşların ağırlıkta olduğu koleksiyonda şans ve sevgiyi sembolize eden Japon kiraz çiçekleri, leopar baskılar göze çarpıyor.

2010’da İstanbul’dayım

*  Hiç İstanbul’a geldiniz mi?
- Maalesef Türkiye’ye hiç gitmedim. Ama 2010’da Demsa Group ile beraber açacağımız mono mağazamız için gelmeyi planlıyorum. Böylece Harvey Nichols İstanbul’da satılan
koleksiyonumuza ilave olarak, koleksiyonlarımızı daha güçlü bir şekilde Türk kadınlarının beğenisine sunabileceğiz. Ayrıca yine Demsa Group bünyesinde, bulunan Brandroom mağazalarında da corner’larımız olacak. Bence Türkiye inanılmaz bir yer, çok zengin ve enteresan bir kültüre sahip. İstanbul’u, Boğaz’ı ve Bodrum’u görmek istiyorum.
*  Türk müşteriler en çok hangi ürünlerinizi tercih ediyor?
- Türk kadını modern, stil sahibi ve seksi. Bu da Elie Tahari markasının özü. Türk kültürü, tasarımlarımdaki Doğu-Batı sentezini çok sıcak karşılıyor.