Hıfzıssıhha'dan taşeron hizmet

Güncelleme Tarihi:

Hıfzıssıhhadan taşeron hizmet
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2007 00:00

Sonuçları ‘en güvenilir’ bulunduğu için yoğun başvuru yapılan İzmir Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü, en basit kan tahlillerini yapamaz hale geldi, ‘taşeron’ tuttu.

Bazı sonuçlarla ilgili gelen şikayetler üzerine hekimler tetkiklerin dışarıda yapıldığını itiraf ederken, skandal bir başka skandalı doğurdu. Dışarıda yaptırılan tahlillerin sonuçlarına Enstitü ‘imza’sı atıldığı ortaya çıktı. Enstitütü çalışanları, “Kurumun prestiji zedeleniyor, güvenilirliğimizi, saygınlığımızı yitiriyoruz” diye yakındı.

Günde 500 civarında hastanın başvurduğu Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü tahlil sonuçlarının yurtdışındaki laboratuvarlarca da kontrolden geçirilip onay alması, kuruma İzmir'de ‘hakem laboratuvar’ kimliği ile birlikte haklı bir ün kazandırdı. Üniversitelerin bile yapamadıkları tahliller için başvurduğu Enstitü'nün bu ünü yayıldı. Nitekim Hatay'daki Enstitü'ye sadece Konak'taki değil Karşıyaka'dan, Menemen'den, Bornova'dan, Buca'dan hastalar akın ediyor.

Hasta kuyrukları uzayıp gidiyor. Ancak iddiaya göre Sağlık Bakanlığı'nın geçen yıl hastanelerde ‘paket program’ uygulamasına geçmesiyle Enstitü'nün hasta sayısı azaldı. Bunun üzerine Biyokimya Laboratuvarı'nda kullanılan test malzemelerinin (kit) bir bölümü kullanım süresi geçmeden yenisiyle değiştirildi, büyük bölümü ilgili firmaya iade edildi. Ancak daha sonra Bakanlık bu paket uygulamadan vazgeçince eskiye dönüldü. Hıfzıssıhha Enstitüsü biyokimya analizleri için elinde kalan kitleri kullandı, tükenenlerin yerine alıma gitmedi, yaklaşık iki yıldır da ihale açmadı. Sonunda test malzemesi tükendi.

18 TESTİN YAPILMADIĞI İLAN EDİLDİ

Yaklaşık bir ay önce Enstitü'nün Biyokimyasal Analizler Laboratuvarı'nda hastaların büyük çoğunluğundan rutin istenen 18 test yapılamaz hale geldi. Yapılamayan testler arasında kolesterol, karaciğer fonksiyon testleri, kalsiyum, demir bağlama, alkalen fosfataz, kreatinin, folik asit, immunglobin testleri gibi hekime teşhisinde yol gösterecek tahliller yer aldı. Yapılamayan testlerin sayısı her geçen gün arttı, ‘yapılmıyor’ demekten bıkan görevliler çareyi listeyi ilan etmekte buldu.

Enstitü'nün giriş kapısına yapılamayan biyokimya testleri yazılıp asılırken, bu durum şikayet konusu oldu. Liste birkaç gün sonra kapıdan çıkarılırken, hasta sayısında kısıtlamaya gidildi. Başvurular genelde 250'de sabitlendi, saat 11.00'den sonra kan alımının yapılmayacağı bildirildi. Hastalar bu koşullarda da Enstitü'den yararlanmaya çalışırken, bu kez sonuçlarla ilgili şikayetler yoğunlaştı. Hastalar bu konuda hekimlere dert yanınca tahlillerin Enstitü'de değil dışarı bir laboratuvarda yapıldığı ortaya çıktı. Hekimler, kit bulunmadığını, bazı testler için kan örneklerini dışarıda bir laboratuvara gönderdiklerini itiraf ederken, tahlil sonuçlarının Enstitü'de yapılmış gibi Enstitü antetli kağıda basıldığı, altında da kurum hekimlerinin adının yazılı ortaya çıktı. Bir özel kurye hafta içinde her gün saat 11.30-12.00 sularında Enstitü'ye gelip kan örneklerini adı ‘sır’ gibi saklanan laboratuvara götürürken, sonuçların güvenirliliği konusunda şüpheler doğdu. Bir başka iddia ise maliyet konusunda geldi. Enstitü'nün bir testi 45 YKr'a mal ettiği, buna karşın dışarıya test başına 70 YKr ödeyerek zarara da uğradığı öne sürüldü.

DIŞARI GÖNDERMİYORUZ DİYOR

Hıfzıssıhha Enstitüsü'nde yaşananlar ‘skandal’ olarak değerlendirilirken, Müdür Selami Solmaz iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Solmaz dışarıda kan tahlili yaptırmadıklarını savunurken, Valilik izni olmadan basına konuşamayacağını belirtip tüm soruları yanıtsız bıraktı. Adının açıklanmasını istemeyen bir Enstitü yetkilisi ise kanun dışı bir iş yapmadıklarını, İl Sağlık Müdürlüğü ile çalıştıklarını söyledi. Yetkili, dışarıda yapılan tahlillerin sanki Enstitü'de yapılmış gibi gösterilmesine de “kendi iç işleyişimizde hallediyoruz” savunması getirdi. Enstitü yetkilileri biyokimya analizlerini hangi laboratuvara yaptırdıklarını açıklamaktan kaçındı.

Öte yandan İzmir Sağlık Müdürlüğü Karşıyaka ve Konak'taki iki halk sağlığı laboratuvarlarındaki hizmetleri özelleştirdi, taşımalı sistemi getirdi. Bu uygulamaya göre; ihaleyi kazanan İstanbul merkezli bir firma 200 civarında sağlık ocağı ile Çiğli Egekent, Aliağa Devlet hastanelerinden günün belli saatlerinde özel kuryeleriyle kanları topluyor, laboratuvarlara getiriyor. Laboratuvarlarda bu firmaların koyduğu cihazlar ile analiz kitleri kullanılıyor. Sonuçlar internet kananıyla sağlık ocaklarına, hastanelere gönderiliyor. Sonra bilgisayar çıktısı alınıp hastalara veriliyor.

Kanser korkusu yaşattılar 

Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün kendisine ‘karaciğer kanseri’ korkusu yaşattığını belirten bir çocuk annesi ev kadını 48 yaşındaki İlknur Alptekin, “Enstitü'yü güvenilir bulduğum için her yıl kontrol amaçlı tahlil yaptırıyorum. Bu yıl da aynı şekilde Enstitü'ye başvurdum.

Ancak sonuçlarda karaciğer değerlerim çok yüksek çıktı. Babamı karaciğer kanserinden kaybettim. annem ve iki kız kardeşimin taş nedeniyle safrakeseleri alındı. Önümde böyle örnekler olunca tahlil sonuçlarım bana kanser şüphesi ve korkusu yaşattı. Hemen bir uzmana başvurdum, karaciğer ultrasonum çekildi, ileri tetkikler için yeniden kan tahlili istendi. Bunları başka bir laboratuvarda yaptırdım, herşey normal çıktı. Enstitü'yü aradım, durumu bildirdim. Bana tetkiklerin dışarıda yapıldığını, böyle şikayetler aldıklarını, yapılacak bir şey olmadığını söylediler.

‘20 gün sonra kit gelir, yeniden gelin tahlil yapalım’ dediler. İşin kabul edilemez bir yönü de sonuç kağıdında tetkik Enstitü'de yapılmış gibi görülüyor. Hastalara şikayet edilmedikçe tahlillerin dışarıda bir laboratuvarda yapıldığı söylenmiyor. Ben birkaç gün kanser korkusuyla yaşadım, ama sonuçları normal çıkıp aslında herhangi bir hastalığı olanlar için durum facia. Hiçbir şeyden haberleri olmadığı için iyi olduklarına sevinecekler ama bu arada hastalıkları ilerleyecek, teşhis ve tedavileri gecikecek” diye konuştu.

Öte yandan Hıfzısıhha Enstitü'nde kendinin ve kızının kan tahlillerini yaptırdığını belirten adının açıklanmasını istemeyen bir emekli hemşire, “Kızımın tetkiklerinden yapılmayan vardı, altına not düşmüşler, yeniden kan alınması gerekiyor diye. 5 tüp kan alındı, yetmemiş. Hemşire olduğum için gidip hekimlere sordum, biyokimya analizlerini dışarıda yaptırdıklarını söylediler. Oysa ben tahlilleri Enstitü yapıyor diye başvurmuştum, şimdi diğer sonuçlarına da güvenemiyorum. Gizleyeceklerine, yapamıyoruz deseler çok daha iyiydi” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!