Rocco kompleksi

Güncelleme Tarihi:

Rocco kompleksi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2009 00:00

Pek çok erkek cinselliği porno filmlerden öğreniyor. Ama bu yolla keşfetmenin tamir edilemez hasarları var. İster istemez kendilerini başrol oyuncularıyla kıyaslıyor, porno yıldızlarının performansları, bitmeyen ereksiyonları ve vücut ölçüleri karşısında komplekse giriyorlar. Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nden Doç. Dr. Cem İncesu uyarıyor: “Penis boyu takıntısı gelişiyor. Bize geldiklerinde, ‘Hocam bütün filmlerde öyle’ diyorlar”.

CİNSEL ORGANLARA ODAKLIYOR: Aslına bakarsanız porno filmlerdeki cinsellik, doğal cinsel yaşama hiç de uygun değil. Cinselliğin sevgi, sarılmak, dokunmak, şefkat gibi çok geniş bir alanını yansıtmıyor. Cinsel birleşme ve cinsel organlara odaklı. Erkeklere yönelik bir sektör olmasının da bunda rolü var. Cinsel eğitim olmadığı ülkelerde, çok geniş bir kitle cinselliğin porno filmlerdeki gibi yaşandığını, böyle yaşanması gerektiğini düşünüyor. Bu da cinsel yaşamlarına ister istemez yansıyor.

EREKSİYON HİÇ BİTMEZ ZANNEDİYORLAR: Normal bir cinsel aktivite sırasında, birleşme veya sevişmede, ereksiyonun niteliği sürekli değişir. Bu cinsel yaşamın doğal bir parçası. Filmlerdeyse sürekli devam eden, değişmeyen ereksiyonlar yer alıyor. Ancak robotlar böyle yapabilir! Porno filmlerindeki ereksiyonu sağlayamadıklarında hayal kırıklığına uğruyorlar. Ereksiyon her erkek için önemli ve sonuçta “Benim ereksiyonumda bir sorun var” diye düşünmeye başlıyor.

ÖYLESİ KONGREYE KONU OLUR: Yine bu filmlerde ereksiyon üstüne ereksiyon olan porno starları, erkeklerin kendi performanslarını sorgulamalarına yol açıyor. Halbuki iyi biliyoruz ki erkek bir kez boşaldıktan sonra bizim reflaktör dönem dediğimiz döneme girer. Ne olursa olsun bir süre ereksiyon olamaz. Bunun aksi, üst üste ereksiyon olabilen erkekler kongre oturumlarına sunulacak kadar ilginç olgu kabul edilir! Dolayısıyla performans anksiyetesi (işlev sıkıntısı) yaratabiliyor.

FİLM İZLEYİP AMELİYAT OLAN VAR: Pornografi sektörü seçilmiş, hatta bazıları belki de özel müdahaleler yapılmış kişiler üzerinde dönüyor. Dolayısıyla cinsel organlarının boyutu çok abartılı, genellikle penisleri ortalamanın üzerinde. Türkiye’de ortalama penis poyu ereksiyon halinde 12-13 santimetre. Kendi penis boylarını veya çapını beğenmeyip, ticari tuzaklara düşen, yanlış operasyonlar yaptıran çok sayıda mağdur var. Doktorların, partnerlerinin konuşmaları ikna etmek için yetmiyor. Bize geldiklerinde, “Hocam bütün filmlerde öyle” diyorlar.

ERKEKLERİ DEPRESYONA SOKAN PORNO YILDIZI: ROCCO

Filmlerinde Rocco Siffredi adını kullansa da asıl adı Rocco Tano. Porno âleminde bir fenomen. 1300’den fazla filmde oynadı, rol arkadaşlarına karşı hoyrat ve sert davranışlarıyla tanınıyor. Penis boyu sebebiyle İtalyan Aygırı lakabıyla anılıyor. İnsanlar üzerinde o kadar etkili ki 5 yıl önce emekli olup kamera arkasına geçmesine rağmen Ekşi Sözlük gibi mecralarda hâlâ entry, yani giriş rekorları kırıyor:

Şu paragraf her şeyi anlatıyor aslında: “Rocco, son derece rahat çalışılan bir aktör. Ancak varlığı, çekim ekibini oluşturan erkekleri perişan etti. Bir sevişme sahnesini saatlerce çekmemiz gerektiğinde, kahve arası veriyorduk, Rocco kahvesini içiyor, diğer oyuncularla yarenlik ediyor ama hep ereksiyon halinde kalıyor, sonra hiçbir şey olmamış gibi platoya dönüyordu. Önce ışıkçı depresyona girdi, çekimi bıraktı. Arkasından ses teknisyeni Rocco’nun performansına dayanamadı, platoyu ağlayarak terk etti. Yenilerini bulana kadar bir hal oldum...” (MRTKSN)

Cinsel organının boyu standart ölçüleri geçmeyen erkeklerde, “Onunkini görünce kendiminkini kesip atasım geldi” türü düşünceler uyandıran porno yıldızı.

Bir arkadaş Rocco’nun St. Petersburg’da çektiği pornodan etkilenip para biriktirdi, sonra St. Petersburg’a gitti. Düşündükçe daha da değişik geliyor ya... (MORTİFERA)

Bir gün kazara Türkiye’ye gelse en çok şaşıracak kişilerin başında gelmektedir. Adam marka oldu ülkede haberi yok. (DARKNUM)

PORNOGRAFİ KUŞAĞININ SONUCU:

Aseksüel ilişki ve evlilikler
İnternetle birlikte son yıllarda pornografi kolay, maliyetsiz, ulaşılabilir ve uzun süre başında zaman harcanabilir hale geldi. Pornografiyle çok zaman geçiren bir kuşak yarattı. Pornografiye, sanal seksin içine o kadar çok giriyorlar ki eşleri veya partnerleriyle cinsel yaşamlarında doyumsuzluk ve hayal kırıklığı yaşıyorlar. Sonuçta, kendi partnerinden yeterince haz alamama, onlardan abartılı cinsel etkinlikler bekleyen bir kuşak bu. Buna bağlı olarak gerçek cinsel yaşamlarında yeterince tahrik olamadığı için boşalamama ya da geç boşalma sorunu yaşıyorlar. “Sönük, beklentilerimi karşılamaktan uzak” diyorlar. Aslında mastürbasyon yapıyorlar ama partnerle yaşanan ilişkiler açısından aseksüeller. Aseksüel evlilikler her zaman vardı. Ancak son yıllarda sayısı katlandı.

KADINLARI DA ETKİLİYOR

Şu bir gerçek ki kadınlar, erkeklere göre çok daha az pornografi izliyor. Ama pornografi izleyen kadınlarda hem kendileri hem de partnerleriyle ilgili yanlış, abartılı beklentiler ortaya çıkabiliyor. Kendi partnerlerine, “Sen niye hemen ilişki kuramıyorsun, neden ereksiyonun o kadar değişiyor” eleştirisi de gelebiliyor. Bu sefer erkeğin üzerindeki baskı, anksiyete çok daha fazla artıyor. Porno filmlerdeki kadınlar saatler boyu süren etkinlikten haz alıyor, abartılı, üst üste orgazmlar yaşıyor. Bunu izleyen kadınlar da benzer beklentiler içine girebiliyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!