OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 04, 2004 00:00
Aleksandr Yuvçenko, Çernobil Nükleer Santralı 26 Nisan 1986 tarihinde patladığı gece 4 numaralı reaktörde görevliydi. Yuvçenko, o gece hayatta kalabilen çok az sayıda görevliden biri. Vücudunda çok ciddi yanıklar oluÅŸtu. Doktorlar kendisini yaÅŸatmak için bir dizi ameliyat yapmak zorunda kaldılar. Ne var ki Yuvçenko, radyasyondan dolayı hálá hasta. Son günlerde suskunluÄŸunu bozarak New Scientist dergisine o gece neler olduÄŸunu anlattı.Çernobil’de çalışmaya nasıl baÅŸladınız?Aleksandr Yuvçenko- Orada çalışmayı ben istedim. Sovyetler BirliÄŸi’ndeki en iyi santrallardan biriydi. Ayrıca Çernobil yaÅŸamak için güzel bir kasabaydı. Ve akademik çalışmalarım sırasında bir süre orada bulunmuÅŸtum. Ãœstelik maaşım da iyiydi.Nükleer mühendislik Sovyetlerde prestijli bir meslekti. Oysa ÅŸimdi Rusya’daki insanlar iÅŸadamı ve avukat olmayı tercih ediyor.Reaktörün patladığı gece ne yapıyordunuz?-Gece mesaisindeydim. Görevimin başına geçtiÄŸim zaman gün için planlanmış olan güvenlik testinin akÅŸama kadar ertelendiÄŸini fark ettim. Reaktörün gücü düşürülmüştü ve soÄŸutma iÅŸlemini yapmak bize kalmıştı. Bu da çok kolay bir iÅŸti. O gece çok fazla yapacak bir iÅŸimin olmadığını düşündüm.Patlamayı duyduÄŸunuz zaman neredeydiniz?-Ofisimdeydim. Benden boya almaya gelmiÅŸ bir arkadaşımla konuÅŸuyor ve bazı belgeleri okuyordum. Ä°lk duyduÄŸum bir patlama deÄŸil, yalnızca bir sarsıntıydı. Derken iki veya üç saniye sonra patlama oldu. Ofisimin kapıları dışarı doÄŸru patladı. Eski bir binanın yıkılması gibi her taraf buhar ile karışık toz bulutları ile kaplandı. Etraf çok nemli, çok tozluydu, çok güçlü bir hava akımı vardı. Bu arada sürekli sarsılıyorduk, pek çok ÅŸey yere düşüyordu. Işıklar söndü. Ä°lk düşüncemiz güvenli bir ÅŸekilde saklanabileceÄŸimiz bir yer bulmaktı. Nakliye koridoruna doÄŸru seÄŸirttik. Burada alçak tavanlı küçük bir geçit vardı. Orada dururken çevremizdeki her ÅŸey yıkılıyordu. Gümbürtüyü duyduÄŸum zaman çok ağır bir ÅŸeyin düştüğünü sandım. Daha sonra savaÅŸ filan çıktığını düşündüm.Bunun reaktör olabileceÄŸini hiç düşündünüz mü?Hayır. Bu olmadan önce hiç bir titreÅŸim veya bir ses duymadık. Bazı ÅŸeylerin bozulduÄŸuna iliÅŸkin en ufak bir belirti yoktu. Hepimiz çeÅŸitli acil durumlar için eÄŸitilmiÅŸtik. Bizler mühendis olarak reaktörlerin neler yapabileceÄŸini, neler yapamayabileceÄŸini ve nelerin olabileceÄŸini öğrenmiÅŸtik. Yangın ve baÅŸka ÅŸeyler için hazırlıklıydık, ancak bunun için eÄŸitilmemiÅŸtik. Güvenlik önlemlerinin yeterli olduÄŸunu düşünüyorduk ve eÄŸer kontrol çubuklarını indirmek için acil durdurma düğmesine basılırsa Äžki kontrol odasındaki arkadaşım Leonid Toptunov da bunu yapmıştı- santral duracaktı. Ancak durmadı. Ä°nsanlar hata yapabilir, sancak güvenlik önlemlerinin bunu telafi edebileceÄŸini düşünüyorduk. Hepimiz iÅŸletme talimatnamesinde yazılanların doÄŸruluÄŸuna inanıyorduk.Patlamadan sonra ne yaptınız?-Ofisime geri döndüm ve 4. reaktörün kontrol odasına telefon açmaya çalıştım. Ancak hatlar kesikti. Derken 3.reaktörün kontrol odasındai telefon çaldı. Sedye getirmem emredildi. Sedyeleri kaptım ve koÅŸmaya baÅŸladım. Kontrol odasının dışında patlama merkezinin yakınlarında bulunan bir arkadaşıma rastladım. Kendisini tanıyamadım. Giysileri simsiyahtı ve yüzü tanınmayacak haldeydi, çünkü başından aÅŸağı kaynar su dökülmüştü. Kendisini sesinden tanıdım. Bana patlama bölgesine gitmemi söyledi, çünkü orada baÅŸka yaralılar vardı. Bu arkadaşımla baÅŸkaları ilgilendiÄŸi için bir fener kapıp soÄŸutma tanklarının yakınındaki diÄŸer operatörü bulmak için koÅŸtum.-Orada ne buldunuz? -Operatörü bulacağımı sandığım yere gittim ama kimseyi bulamadım. Yalnızca kocaman bir yıkıntı ile karşılaÅŸtım. Operatörü diÄŸer tarafta idi, sürünerek oradan uzaklaÅŸmayı baÅŸarmıştı. Yine aynı tablo ile karşı karşıya idim: Ãœstü başı pislik içinde ve sırılsıklamdı; en kötüsü sıcak sularla haÅŸlanmıştı. Ayakta durabiliyordu, fakat ÅŸoktaydı ve titriyordu. Bana ana patlamanın olduÄŸu yere gitmemi ve orada arkadaşım Vera Khodemçuk’ bulabileceÄŸimi söyledi. Daha sonra neler oldu?-Bu noktada Yuri Tregub’u gördüm. Bu arkadaşım Çernobil’in yardımcı baÅŸ mühendisi Anayoli Deatlov tarafından 4. kontrol odasından gönderilmiÅŸti. Deatlov, Tregub’a acil yüksek basınç soÄŸutma suyunu açarak bölgeyi sulama görevini vermiÅŸti. Bunu tek başına yapamayacağını fark ederek, Tregub ile suyu açmaya gittik.BaÅŸardınız mı?-Muslukların olduÄŸu bölüme eriÅŸemedik. SoÄŸutucu tanklar reaktöre yakın bir holdeydi. İçeriye girmek için iki kapısı vardı. Birincisinden giremedik, çünkü duvarlar çökmüştü. Bunun üzerine aÅŸağı indik ve diÄŸer kapıyı denedik. Dizlerimize kadar suyun içindeydik. Kapıyı açamadık ancak aralıktan içeriyi görbiliyorduk. Gördüklerimiz yıkıntıdan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi. Devasa su konteynerleri patlayıp parçalanmıştı. Geride yalnızca bir duvar ve bir kapı kalmıştı. Biz açık alana bakıyorduk.Gerçekten mi?-Ne olup bittiÄŸi hakkında daha net bir ÅŸeyler öğrenmek için dışarıda yürüdük. Gördüklerimiz gerçekten ürkütücüydü. Her ÅŸey mahvolmuÅŸtu. Su soÄŸutma sisteminin tümü gitmiÅŸti. Reaktörün bulunduÄŸu salonun saÄŸ kanadı tümüyle yıkılmıştı, sol tarafta borular sarkıyordu. O anda Khodemçuk’un kesin olarak öldüğünü anladım. BulunduÄŸu yer yıkılmıştı. Büyük türbinler hálá ayaktaydı ancak çevresindeki her ÅŸey harabeye dönmüştü. Büyük bir olasılıkla bu yıkıntıların altında kalmıştı. DurduÄŸum yerden reaktörden sonsuza doÄŸru uzanan bir ışık huzmesinin yayıldığını gördüm. Havanın iyonize olmasıyla oluÅŸan lazer ışığına benziyordu. Mavimsi bir ışıktı ve çok güzeldi. Birkaç saniye ışığı izledim. EÄŸer orada birkaç dakika kalsaydım hemen oracıkta ölebilirdim, çünkü gama ışınları, nötronlar ve dışarıya çıkan her türlü zararlı maddeye hedef oluyordum. Fakat Tregub orayı hemen terk etmem için beni uyardı. O benden daha yaÅŸlı ve tecrübeliydi.Daha sonra ne yaptınız?4 no’lu kontrol odasına ulaÅŸmaya çalıştık. Fakat yolda, reaktör salonuna giderek kontrol çubuklarını elle indirmeleri için Deatlov tarafından gönderilmiÅŸ üç işçiye rastladık. Tregub, kontrol odasına koÅŸarak giderek gördüklerimizi rapor etti. Ben yardım etmek için bu üçü ile birlikte gittim. Onlara kendilerine verilen emrin saçma olduÄŸunu, çünkü ortada reaktör salonu diye bir ÅŸeyin kalmadığını söyledim. Dolayısıyla kontrol çubuklarının kalmamış olması büyük bir olasılıktı. Ancak onlar salonu yalnızca aÅŸağıdan gördüğümü, yukarıdan da bakmak istediklerini söylediler.Reaktör salonuna geri döndüğünüzde ne oldu?-Bir çıkıntının üzerine çıktık, oradan merdivenlere atladık. Ben üçünün arkasındaydım ve feneri taşıyordum. İşçiler feneri benim elimden alıp içeri girdiler. Ben dışarıda kalıp, kapıyı tuttum ve reaksiyonlarına kulak verdim. Salon bir volkan kraterine benziyordu. Yapacak bir ÅŸey olmadığına karar verip dışarı çıktılar.Bu üçüne ne oldu?-Üçü de çok kısa bir süre içinde öldüler. Duvar ve kapı benim hayatımı kurtardı. Ben yalnızca kapıyı tuttuÄŸum halde oldukça yüksek dozda radyasyon almışım. YapabileceÄŸimiz her ÅŸeyi yaptık. Bu çok kötü bir duygu. Yani yapacağınız hiçbir ÅŸeyin olmaması.Neler hissettiniz?-Hastalandığımı anladım. Radyasyon hastalığının ilk belirtilerinden birinin kusma olduÄŸunu biliyordum. Ancak zararlı bir ÅŸey yiyip yemediÄŸimi düşünmeye baÅŸladım. En kötü düşünceleri kafamdan atmaya çalışıyordum. Patlamadan yarım saat sonra elinde bir dosimetre taşıyan bir adam görmüştüm. Her tarafı kapalı olduÄŸu için kim olduÄŸunu anlayamamıştım. Ona ölçümü sorduÄŸumu hatırlıyorum. Bana cihazın kendisini gösterdi. Ä°bre skalanın dışındaydı. Çok korkutucu bir andı. Ne kadar radyasyon aldığımızı söylemek mümkün deÄŸildi, ancak çok yüksek bir dozda olduÄŸunu tahmin ediyorum. Sabaha karşı saat 5 civarında yerel bir hastaneye götürüldüm, çünkü kendi başıma gidemeyecek kadar halsizdim. O gece Moskova’ya götürdüler beni.Sizi nasıl tedavi ettiler?-Çok yoÄŸun ve zor bir tedaviydi. Sizin de buna dayanmanız için çok güçlü olmanız gerekiyordu. Bana sürekli olarak kan ve plazma verdiler. Birkaç ay baÅŸkalarının kanı ile yaÅŸadım. Daha sonra radyasyon yanıklarının açtığı ülserler belirmeye baÅŸladı. Çok fazla yanığım vardı. Ancak birkaç ay sonra yaÅŸama ÅŸansımın olduÄŸu anlaşıldı.O noktadan sonra vücudum kendi olanaklarıyla çalışmaya baÅŸladı. Artık kan verme gereÄŸi kalmamıştı. Ama sürekli olarak morfin veriyorlardı. Karım NataÅŸa çok kilo kaybettiÄŸimi ve ölmekte olan birine benzediÄŸimi, çok sessiz ve yavaÅŸ konuÅŸtuÄŸumu söylüyor. Ancak aklım berraklığını hiçbir zaman yitirmedi. Neler olup bittiÄŸini anlıyordum.Sizi ayakta tutan neydi?-Çok iyi bir tedavi gördüm. DoÄŸal olarak saÄŸlıklı ve güçlüydüm. O sırada yalnızca 24 yaşında olduÄŸumu düşünürseniz... Hala sürekli olarak deri nakli yapılıyor. Hálá ülserlerim var EÄŸer yanıklar olmasaydı durumum daha iyi olabilirdi.Rus halkı size nasıl davranıyor?-Bu konuda konuÅŸmamaya çalışıyorum. Ä°nsanların bu konuyu bilmelerini de istemiyorum.Bana iki madalya verdiler. Biri o gece yaptıklarım için ÅŸeref madalyası ve birini de 10 yıl sonra verdiler. Ancak herkes bu tür madalyalar aldı. Günlük yaÅŸantımı sürdürmeye çalışıyorum. KomÅŸularım benim kim olduÄŸumu bilmiyor. Bu kaza arkasında leke bırakan bir durum.Çernobil’e bir daha gittiniz mi?-Bir kez, 2000 yılında kapattıkları zaman. Özel davetli olarak gittim. 3.reaktör bloÄŸunun çevresinde dolaÅŸtım. Bu, patlayanın tam bir kopyasıydı. Kendimi çok iyi hissettiÄŸimi söyleyemem. Reaktörün tepesine çıktığım zaman dizlerim titriyordu.Nükleer enerji konusunda neler söyleyeceksiniz?-Karşı deÄŸilim. Yeter ki güvenlik konusu her ÅŸeyin başında gelsin. EÄŸer güvenliÄŸe her aÅŸamada öncelik tanırsanız bence sorun yaÅŸanmaz.Â
button