Tuğçe ERDEMLİ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2004 00:53
Akbank Kültür Sanat Merkezi, ‘İstanbul’da Erguvan Zamanı’nı bir dizi konserle kutluyor. 12-16 Mayıs arasında film gösterileri, sergiler, paneller ve konserlerden oluşan bu küçük festivale ‘Erguvan Zamanı’ adı verildi. Erguvan rengi, Bizans imparatorlarının simgesiydi. Bu nedenle festival, İstanbul’un Bizans ve Osmanlı geçmişini yansıtacak şekilde hazırlandı.
Etkinlik, daimi şefliğini Cem Mansur’un yaptığı Akbank Oda Orkestrası’nın ‘İstanbul’dan Dünyaya Mistik Anlayışlar’ adlı konserle başlıyor. Kapanışta ise ünlü neyzen Kudsi Erguner ‘İstanbul’u Dinliyorum’ adlı konserinde Bizans Korosu ve İstanbul Müezzinlerini bir araya getiriyor. Bu erguvanlı festival hakkındaki sorularımızı Akbank Oda Orkestrası şefi Cem Mansur yanıtladı.
Boğazdaki erguvanlar solmaya başladı. Bu temayla bir konser serisi için biraz geç kalmadınız mı?
-(Gülüyor) Sormayın, hiç kalmadı mı acaba? Ama bu sene erken açtılar galiba. Aslında bu tarihte biraz da kaybolacaklarını biliyorduk. Buradaki ‘Erguvan’ aslında tamamıyla bir kelime oyunu. Aslında festivalin çiçekle ilgisi yok. Burada anlatmak istediğimiz, erguvan renginin Bizans İmparatorluğu’ndaki ayrıcalıklı yeri, yalnız imparatorların bu renkte giyinme hakkına sahip olması. Buradan yola çıkarak düzenlediğimiz etkinliklere bu ismi koyduk. İstanbul’da erguvan zamanı denilince, İstanbul’un geçmişinin o dilimini hatırlatmış oluyoruz.
Daha önce de temalı konser dizileri hazırladınız. Örneğin At Nağmeleri bunlardan biriydi. Bu minik festivalde ise Bizans müziğine mi ağırlık vereceksiniz?
-Bu konserlerin asıl teması bir İstanbul kutlaması. Bence kültürel birikimiyle müthiş bir yerde yaşıyoruz. Bütün bunların müzik dünyasında yansımalarını göreceğiz bu konserlerde. Eski zamanlardan ve bugünden örnekler göreceğiz. İçinde Osmanlı müziği de, tasavvuf müziği de var. Her şeyden önce bu konserlerin Bizans müziği festivali olmadığını da belirtmek isterim. Tam aksine Bizans geçmişinin Osmanlı’nın geçmişiyle birbirini nasıl etkilediği göstermek ve İstanbul’un kimliğine bu mercekten bakmak. Akademik bir iddia yok.
İlk konserde Arvo Part ve Sir John Tavener’ın eserlerini bir araya getiriyorsunuz. Bu özel bir seçim miydi?
-İlk konserin adı ‘İstanbul’dan Dünyaya Mistik Arayışlar.’ Bu açılış konserimiz. Bu iki besteciyi birleştiren nokta, ikisinin de ilham kaynağının doğu olması ve İstanbul’dan çıkan Bizans müziğine göndermeler yapması. İkisi de doğu Avrupalı besteciler olmasına rağmen İstanbul’dan çıkan mistik müziğin bugünkü dünyada yansımalarını anlatmışlar. Bilgi çağında yaşamamıza rağmen kimliklerini doğu maneviyatında arayan iki besteci. Müziklerinde, İstanbul’da ortaya çıkan, Bizans’ın dünyaya armağan ettiği ve bugün Avrupa’yı oluşturan değerler anlatılıyor.
Böyle bir temalı konseri yapmaktaki amaç aslında İstanbullulara nerede yaşadıklarını göstermek mi?
-Avrupa uygarlığı Bizans’a çok şey borçlu. Bizans kültürü hem akla hem inanca dayanıyordu. Aslında bu ikisinin barışabileceği ve bir kültürün temelini oluşturabileceği fikri, Avrupa’ya Bizans’tan gelmiştir. Avrupa uygarlığının kökenlerinin İstanbul’da oluşturulduğunu söylemek mümkün. Bizim de İstanbul’da yaşayan insanlar olarak bunun daha çok bilincinde olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu konserin de amacı bu. Müziğe baktığımızda ise, İstanbul’un fethinden sonra Rus Ortodoksların sürdürdüğü çoksesli bir müzik söz konusu.
Mekan seçimi de Bizans-Osmanlı etkileşimi üzerine kurulmuş, bu konser için özellikle mi seçildi?
-Bundan önceki konserlerimizde de konserlerin temasına uygun mekan seçmeye özen gösterdik. Bu etkinlikte de öyle yaptık. Örneğin ilk konser mistik atmosferli bir konser. Hatta bugün yaşayan besteciler olmalarına rağmen, Arvo Part ve Sir John Tavener’ın besteleri neredeyse Aya İrini’de çalın dermişçesine yazılmış. Bence bu konserleri dinlemek hipnotize edici. Bu konser için başka bir mekan düşünülemezdi.
Kudsi Erguner’in bu etkinlik içinde iki tane konseri olacak. Onun çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? -’İlahi-Nağme’ konserinde İstanbul Müezzinleri ve Bizans Korosu aynı sahneyi paylaşacak. Burada Kudsi Erguner, Bizans müziği ile Anadolu tasavvuf müziği arasındaki makam ve üslup benzerliklerini, birbirlerine yakınlıklarını gösterecek. Kudsi Erguner bu konserlere bir yenilik de ekleyecek: İki üç kuşaktır hiç dinlenmemiş Miraciye Kandili bu konserde ilk defa seslendirilecek. Bunu ortaya koymak tamamen Kudsi Erguner’in fikriydi. Benim aklımdaki temaya uygun olarak kendisinin getirdiği çözümler ideal. Çünkü müziğe akademik anlamda yaklaşan biri değil. Bugünü yaşayan İstanbullu için dünyayı çok iyi izleyebilen bir sanatçı.
MİNİK FESTİVALDEN NOTLAR
12 Mayıs’ta Aya İrini’de yapılacak olan açılış konserinde John Tavener’ın bir Bizans efsanesinden esinlenerek yazdığı The Protecting Veil (Koruyucu Peçe) adlı eseri, viyolonsel sanatçısı Raphael Wallfisch seslendirecek.
13 Mayıs’taki konserde Kudsi Erguner, ‘İstanbul Müezzinleri’ ile ‘Angelopulos Bizans Korosu’nu bir araya getiriyor. Konserde Mevlevi Osman Dede’nin Miraciye Kandili için yazdığı müzik seslendirilecek.
Kudsi Erguner topluluğu dindışı bir konser de verecek. ‘İstanbul’ Dinliyorum’ başlıklı bu konserde, Mevlana’nın bir şiiri gazelin Rumca karşılığı olan ‘amane’ formunda okunacak.
14 ve 15 Mayıs’ta Donizetti’nin Bizans İmparatoru Jüstinyen’in ünlü komutanı Belisarius’un hayatından esinlenerek yazdığı, unutulmuş opera ‘Belisario’ genç bel canto yıldızları tarafından seslendirilecek.
KONSERLER 12 Mayıs 20.30: ‘İstanbul’dan Dünyaya Mistik Arayışlar’ Şef: Cem Mansur, Solist: Raphael Wallfisch, Besteciler: Arvo Part, Sir John Tavener.
13 Mayıs 20.30: ‘İlahi-Nağme’ Ney ve Yönetim: Kudsi Erguner, İstanbul Müezzinleri ve Angelopulos Bizans Korosu.
14 Mayıs 20.00: ‘Belisario’ G. Donizetti.
15 Mayıs 20.00: ‘Belisario’ G. Donizetti.
16 Mayıs 20.00: ‘İstanbul’u Dinliyorum’ Ensemble Kudsi Erguner, Solistler: Recep Birgit, Esma Başbuğ, Halil Necipoğlu, Sofia Neohoritu, Athianos Apostolos.
FİLM GÖSTERİLERİ
12 Mayıs 19.00: Glimpses of Paradise (John Tavener hakkında bir film)
14 Mayıs 18.30: Bel Canto Yıldızları.
15 Mayıs 18.30: Bel Canto Yıldızları.
SÖYLEŞİLER
13 Mayıs 18.15: ‘İstanbul Müziği, Gelenekleri ve Mimarisinin Tarih Boyunca İzini Sürmek’. Bülent Aksoy, Uğur Tanyeli, Stefanos Yerasimos.
16 Mayıs 17.15: ‘Bir Köprü Olarak İstanbul, Dün, Bugün’ Halil Berktay, İlber Ortaylı.
DİA GÖSTERİSİ VE SERGİ
Ali Konyalı’nın ‘İki Kültür, Bir Öykü’ adlı sergisi konserler öncesi Atrium’da izlenebilecek.
Bütün etkinlikler Aya İrini’de düzenleniyor.
Bilgi için: Akbank Kültür ve Sanat Merkezi: 0212-252 35 00. www.akbanksanat.com