Uluslararası piyasalarda geçen hafta

Güncelleme Tarihi:

Uluslararası piyasalarda geçen hafta
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2011 11:45

Uluslararası piyasalarda geçen hafta, Avro Bölgesi'ndeki borç krizinin derinleşebileceğine ve hiçbir ülkenin bu süreçten uzak duramayacağına ilişkin kaygılarla, AB liderler zirvesine damgasını vuran İngiltere'nin muhalefetine yönelik eleştiriler öne çıktı. Altın fiyatları değer kaybederken, ABD Doları önemli para birimleri karşısında değer kazandı. Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün varil fiyatı da 93 dolar seviyelerinde işlem gördü.

Haberin Devamı

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, hiçbir ülkenin artan ekonomik risk karşısında dokunulmaz olmadığını söyledi.

Lagarde, dünyanın ekonomik görünümünün oldukça kasvetli olduğunu, küresel durgunluk riskleri taşıyan ve büyüyen krizin önüne geçilmesi için Avrupa'dakilerden başlayarak tüm ülkelerin icraatına ihtiyaç duyulacağını kaydetti.

Christine Lagarde, krizin, bir grup ülkenin harekete geçmesiyle çözülmeyeceğini, tüm ülkeler, tüm bölgeler tarafından çözülmesini ümit ettiğini sözlerine ekledi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim kurulu Üyesi Yves Mersch, Avro Bölgesi'nde kredi sıkışıklığından endişe duyduklarını, bu durumun, bütün ekonomileri resesyona sürükleyebileceği uyarısında bulundu.

Mersch, “Bizim için söz konusu olan bankaların kar elde etmeleri değil, kredilerle ekonominin beslenmeye devam etmesi” dedi ve Avro Bölgesi'nde şirketlerin finansmanının yüzde 75'inin bankalardan geldiğine dikkat çekti.

Kredi kuruluşlarının yoğun mesaisi

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, önceki hafta düzenlenen AB liderler zirvesinde kararlı önlemler alınamadığı gerekçesiyle Avrupa Birliği (AB) ve Avro Bölgesi ülkelerinin kredi notlarının 2012 yılı ilk çeyreğinde gözden geçirilebileceğini ve hala baskı altında olduğunu bildirdi.
Kuruluş, kısa vadede piyasaları istikrara kavuşturacak yeni tedbirlerin eksikliğinin Avro Bölgesi ülkelerini daha fazla şoklara eğilimli hale getirdiğini vurguladı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P) da Avro Bölgesi'ndeki borç krizine çözüm üretmek üzere başka zirveler düzenlenebileceğine dikkat çekerek, hem parasal hem de bütçe tarafında eyleme geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Bir diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise küresel ekonomide belirsizliklerin artmasıyla birlikte görünümün zayıfladığına işaret ederek, küresel ekonomik büyüme tahminini gelecek yıl için yüzde 2,4'e, 2013 yılı için ise yüzde 3'e çekti.
Fitch yaptığı açıklamada, bu yıl için gelişmiş ekonomilere ilişkin büyüme tahminini yüzde 1,3'e çekerken, gelişmiş ekonomiler için 2012 yılında yüzde 1,2, 2013 yılı için ise yüzde 1,9 olacağını öngördü.
Öte yandan, Fitch, AB ülkelerinin geçen hafta düzenledikleri zirvede Avro Bölgesi borç krizine kapsamlı bir çözüm sunulmadığına dikkat çekti.
Söz konusu zirvenin 17 üyeli ortak para birimi avroya güçlü bir siyasi destek olduğunu, Avro Bölgesi'ne üye ülkelerin daha büyük bir mali birlik için kurumsal ve politika çerçevesi devreye sokmakta olduklarını gösterdiğine işaret eden Fitch, kademeli yaklaşımın, acil kapsamlı çözümle karşılaştırıldığında ek ekonomik ve finansal maliyet getirdiğine vurgu yaptı.
Fitch, bunun, bölge genel ekonomik toparlanmayı sürdürebilecek duruma gelene kadar krizin, 2012 yılı boyunca ve büyük ihtimalle daha sonra da değişen yoğunluk seviyelerinde devam edeceği anlamına geldiğinin altını çizdi.
Fitch ayrıca Fransa'nın “AAA” olan uzun vadeli kredi notunu teyit etti ancak not görünümünü “durağandan”, “negatife” düşürdü.
Kuruluş aynı zamanda avro bölgesindeki İspanya, İtalya, Belçika, Slovenya, Kıbrıs Rum kesimi ve İrlanda'yı da uyararak, bu ülkelerin notunu Ocak 2012'ye kadar düşürebileceğini bildirdi.
Bununla birlikte Moody's, Belçika'nın “Aa1” olan uzun vadeli kredi notunu “Aa3”e çekti, kredi not görünümü ise “negatif” olarak belirledi.
Kuruluştan yapılan açıklamada, kararda, Avro Bölgesi'ne üye ülkeler için finansman koşullarının kötüleşmesi, Belçika'nın ekonomik büyümesi önündeki riskler ve aralarında Fransa-Belçika ortaklığı Dexia bankasının da yer aldığı bazı bankaların kurtarılması konusunda ortaya çıkacak bütçe maliyetlerinin etkili olduğu vurgulandı.
Moody's, İspanyol bankaları Banco Cooperativo, Banco Sabadell, Banco Financiero y de Ahorro, Bankia, BFA, Bankinter, CaixaBank, La Caixa, Confederacion Espanola de Cajas de Ahorro, Caja Rural de Granada, Ibercaja Banco ve Lico Leasing'in kredi notlarını olası bir indirim için izlemeye alırken, S&P, CaixaBank, Bankia, Banco Popular, Bankinter, Banco de Sabadell, Caja de Ahorros y Pensiones de Barcelona, Ibercaja Banco, Caja de Ahorros y Monte de Piedad de Gipuzkoa y San Sebastian (Kutxa), Bilbao Bizkaia Kutxa (BBK) ve Banco Financiero y de Ahorros'un kredi notlarını düşürdü.
Fitch de zayıf küresel ekonomik büyüme nedeniyle bankacılık sektörünün karşı karşıya bulunduğu güçlüklerin arttığına dikkat çekerek, Bank of America, Barclays PLC, BNP Paribas, Credit Suisse AG, Deutsche Bank AG, The Goldman Sachs Group, Morgan Stanley ve Societe Generale bankalarının kredi notlarını indirdiğini açıkladı.

Avrupa ekonomisi

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avro ülkelerindeki borç krizinin, Yunanistan'da istikrarın sağlanması için harcanan partiler üstü uğraşlara, İtalya ve İspanya'da da yürütülen çabalara rağmen borç krizinin aşılmasının uzun zaman alacağını söyledi.
Bu konuda kendileri büyük sorumluluk üstlenen Avro ülkelerinin diğer üye ülkelerin dayanışmasına güvenebileceğini ifade eden Merkel, AB zirvesinde alınan kararların kararlı bir şekilde uygulamaya konulması durumunda, krizi sadece aşmakla kalmayacaklarını, aynı zamanda krizden daha da güçlenmiş bir şekilde çıkacaklarını kaydetti.
Avrupa'da, önceki hafta Brüksel'de düzenlenen AB liderler zirvesinde alınan kararlara İngiltere Başbakanı David Cameron'un itirazı da geçen hafta öne çıkan konular arasında yer aldı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB zirvesinde İngiltere dışındaki ülke liderlerinin avro bölgesini kurtarmak için vardıkları uzlaşmanın yasal çerçevesinin 15 gün içinde hazırlanacağını, anlaşmanın mart ayına kadar yürürlüğe girmesini hedeflediklerini söyledi.
Sarkozy, yapılacak reformlarla mali bütçe disiplininin güçlendirilmesini öngören anlaşmanın, “Avro Bölgesinde krizden çıkılması ve ekonomik büyümenin tekrar başlatılması için koşullar sağlayacağını”söyledi.
Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının, Fransa'nın “AAA' olan notunu düşürmesi halinde, işlerinin biraz daha zorlaşacağını, ancak bunun da üstesinden gelebilecek güçte olduklarını belirten Sarkozy, “notumuzu düşürürlerse, bunu soğukkanlılılıkla karşılarız, bu ilave bir sorun olur, ama üstesinden gelinemez bir durum olmaz. Önemli alan, ekonomik politikamızın itibarı ve harcalarımızı kısma stratejisi konusundaki kararlılığımız. Kredi notunu düşürülmesi konusu sadece Fransa'yı ilgilendirmiyor. Bu bütün Avrupa'ya yayılma riski olan bir bir sorun. Biz de zaten hepimiz durumunu kontrol altına alabilmek için çalışıyoruz “dedi.
Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe de kredi derecelendirme kuruluşlarının Fransa'nın “AAA” olan uzun vadeli kredi notunu düşürmesinin “felaket” olmayacağını ifade etti.
Fransa Mali Piyasaları Denetleme Kurulu Başkanı Jean-Pierre Jouyet, Brüksel'de düzenlenen AB zirvesinde Avro bölgesini kurtarma planını reddederek, İngiltere Başbakanı David Cameron'un, İngiliz sağının dünyanın en aptalı olduğunu kanıtladığını söyledi.
İngiliz ekonomisini eleştiren Fransız yetkililer arasına Fransa Maliye Bakanı François Baroin de katıldı.
Baroin, “İngiltere'de ekonomik durum bugün kaygı verici. Ekonomik koşullar anlamında İngiliz olmaktansa Fransız olmayı tercih edersiniz. Verecek dersimiz olmadığı doğru, ancak (İngiltere'den) alacak dersimiz de yok” ifadesini kullandı.
Önceki haftaki AB zirvesinde diğer 26 üyenin istediği AB anayasasında reformu veto ederek tepki çeken İngiltere'ye bir uyarı da AB Komisyonu'ndan geldi.
Ekonomik ve parasal işlerden sorumlu AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Olli Rehn, üye ülkeleri bütçe disiplinine zorlamak için AB anayasasında yapılmak istenen değişikliği İngiltere'nin veto etmesinden üzüntü duyduğunu belirterek “Eğer bunda amaç (Londra) City'deki bankerler ve finans şirketlerini sektörel yeni düzenlemelerden muaf tutmaksa bu olmayacak” dedi.
Rehn, İngiltere'nin de desteğiyle AB'de kabul edilen ve üye ülkeler üzerinde ekonomik ve mali denetimi artıran “altı sözleşme” adlı yeni yönetmeliğin yarın yürürlüğe gireceğine işaret ederek, “Sadece Avro Bölgesi için bağlayıcı olsa da İngiltere'nin yüksek bütçe açığı ve kamu borcuna ilaveten ekonomik dengesizlikleri diğer AB üyeleriyle aynı ölçüde gözetim altında olacak” ifadesini kullandı.
AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, AB'ye üye 26 ülkenin yaptığı mali kuralların sıkılaştırılmasını öngören hükümetlerarası anlaşmanın 2012 yılı mart ayına kadar tamamlanmasını beklediklerini bildirdi.
Avrupa Konseyi Başkanı Jose Manuel Barroso da AB zirvesinde avro kurtarma planının dışında kalan İngiltere'nin taleplerinin “tek pazar için risk teşkil ettiğini” söyledi.
ECB Başkanı Mario Draghi, Avro Bölgesi'nde ağır borç yüküyle boğuşan ülkeler için “dışarıdan bir kurtarıcı” olmadığı uyarısında bulundu.
Draghi, Avro Bölgesi hükümetlerinin bütçelerini denkleştirmek için sert tedbirler alması ve büyümeyi iyileştirmek için ekonomilerinde reformlar yapması gerektiğini belirtti.
Öte yandan AB, IMF ve ECB yetkililerinden oluşan troyka heyeti bir haftalık Atina ziyaretini tamamladı.
Yunanistan'ın borç değişimi anlaşması görüşmelerinde ilerleme kaydedildiği, ancak görüşmelerin, Yunan tahvillerini elinde bulunduran finansal kuruluşların yüksek katılımıyla gönüllü bir anlaşmayla sonuçlanacağı garantisi bulunmadığı bildirildi.
Adının açıklanmasını istemeyen bir troyka yetkilisi, “(Borç değişimiyle) ilgili devam eden görüşmeler yapıcı ve yararlı, ancak bu noktada sonuç alınacağını söylemek için çok erken” dedi.
Bu arada Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, ülkenin finansman durumuna çeki düzen vermeye katkıda bulunacak borç azaltma planına ilişkin troyka heyetiyle yapılan görüşmelerde cesaret verici işaretler gördüğünü söyledi.

ABD ekonomisi ve diğerleri

ABD Merkez Bankası (Fed), küresel finansal piyasalardaki güçlüklerin ekonomik görünüm üzerinde belirgin aşağı yönlü riskler oluşturmaya devam ettiğini bildirdi.
Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) iki gün süren toplantısının ardından yaptığı açıklamada, gösterge faiz oranını yüzde 0-0,25 aralığında sabit tutma kararı alındığını belirtti.
ABD Merkez Bankası'nın faiz toplantısından ekonomiyi destekleme konusunda yeni bir karar çıkmadı ancak ülke ekonomisini desteklemek için daha fazla adım atmaya hazır oldukları ve borçlanma maliyetlerini düşürmek için “Twist Operasyonu” olarak adlandırılan 400 milyar dolarlık tahvil programına devam edileceği bildirildi.
ABD Ticaret Bakanlığı'nın verilerine göre, ülkede perakende satışlar Kasım ayında aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda ise yüzde 6,7 oranında arttı.
Çalışma Bakanlığı, Ekim ayında yüzde 0,3 düşen ÜFE'nin geçen ay yüzde 0,3 yükseldiğini, TÜFE'nin ise değişmediğini açıkladı. Kasım ayı itibariyle son 12 ayda ise ÜFE yüzde 5,7 artarken, gıda ve enerji hariç çekirdek ÜFE ise Kasım ayında yüzde 0,1, çekirdek TÜFE de yüzde 0,2 yükseldi. Kasım ayı itibariyle TÜFE 12 ayda yüzde 3,4 ve çekirdek TÜFE ise yüzde 2,2 artış kaydetti.
ABD'de geçen hafta işsizlik maaşı başvuruları, 19 bin düşerek 366 bine geriledi ve 3,5 yılın en düşük seviyesini gördü.
Öte yandan Norveç Merkez Bankası (Norges Bank), Avro Bölgesi'nin borç krizinin Norveç ekonomisine etkilerini azaltmak amacıyla gösterge faiz oranını 50 baz puan (yüzde 0,50) azaltarak yüzde 1,75'e çektiğini açıkladı.
Hindistan Merkez Bankası (RBI) ise gösterge faiz oranını yüzde 8,50'de bıraktı.
Bankadan yapılan açıklamaya göre, Avro Bölgesi'ndeki borç krizinin ekonomik büyümeyi tehdit etmesiyle gösterge olarak kullanılan repo faiz oranını yüzde 8,50'de, ters repo faiz oranını ise yüzde 7,50'de tuttu.

ABD, Avrupa ve Asya borsaları

ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,02 (2,42 puan) değer kaybederek, haftayı 11.866,39 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yaklaşık yüzde 0,32 (3,91 puan) artarak 1.219,66 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 0,56 (14,32 puan) artarak 2.555,33 puan oldu.
Haftanın tamamında Dow Jones Endeksi yüzde 2,7, S&P 500 Endeksi yüzde 2,9, Nasdaq ise yüzde 3,5 oranında değer kaybetti.
Avrupa'da borsalar haftanın son işlem gününde düşüşle kapandı.
Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 0,25 (13,51 puan) değer kaybederek 5.387,34 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 0,50 (28,84 puan) azalarak 5.701,78 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 0,88 (26,43 puan) azalarak 2.972,30 puandan haftayı kapattı.
Avrupa'da ayrıca İspanya'da Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 0,57, İtalya'da Milano Borsası yüzde 0,38, Hollanda'da Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 0,20 oranında değer kaybederken, Brüksel Borsası yüzde 0,10 oranında değer kazandı.
Asya'da ise borsalar haftayı yükselişle kapattı.
Japonya'da Tokyo Borsası'nda Nikkei 225 Endeksi haftanın son işlem gününde yüzde 0,29 artarak 8.401,72 puandan kapandı.
Asya'da ayrıca Avustralya Borsası yüzde 0,47, Güney Kore Borsası yüzde 1,15, Hong Kong Borsasında Hang Seng Endeksi yüzde 1,43, Endonezya Borsası yüzde 1,81, Singapur Borsası yüzde 0,91, Çin'de Şanghay Borsasında SE Composite endeksi yüzde 2,01, Tayland Borsası yüzde 0,97, Tayvan Borsası yüzde 0,30 oranında değer kazanırken, Hindistan Borsası'nda BSE Sensex 30 Endeksi yüzde 2,18 geriledi.

Petrol fiyatları

Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün Ocak ayı teslimi varil fiyatı 93 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Ocak ayı teslimi varil fiyatı 103 dolar seviyelerinde kapandı.
Hafta başında da 99 dolar seviyelerinde işlem görmeye başlayan Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı Ocak ayı teslimi Cuma günü 93,53 dolar seviyesine geriledi.
Londra Brent tipi ham petrolün Ocak ayı teslimi varil fiyatı ise haftanın son işlem gününde 25 sent azalarak 103,35 dolar oldu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!