Ufak bir atölyeden dev fabrikaya

Güncelleme Tarihi:

Ufak bir atölyeden dev fabrikaya
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2008 00:29

Kale Kilit Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kızıltan ile dün başladığımız röportaj bugün devam ediyor...

Haberin Devamı

Birinci bölüm: Hırsızlar bu kapıyı açamaz

- Siz Kale Kilit'e ne zaman başladınız?

1970 yılından bu yana Kale Kilit’te çalışıyorum. 38 yıl oldu.

-İlk göreviniz neydi?

Kale'de personel servisinde memur olarak başladım. Geldiğimde bir kişi daha vardı ve ben onun amiri olarak çalıştım. Daha sonra personel servisine dışarıdan bir arkadaş transfer ettik ve ben Kale Kilit'in sahibi Sadık Özgür'ün dışarıdaki işlerini takip etmeye başladım. Hem Sadık Bey'in yardımcısıydım hem de satın alma ve muhasebe işlerine bakıyordum.

- Geldiğinizde kaç kişi çalışıyordu?

SADIK ÖZGÜR KENDİ HİKAYESİNİ ANLATIYOR...

“1930 yılında Divriği’de 60 haneli bir köyde doğdum. Annemi bir buçuk yaşımda iken kaybettim. Babamın ikinci eşi ile olan evliliğinden beş erkek kardeşim oldu. Dokuz yaşındayken babamı kaybedince en büyük ağabey ben olduğum için yedi yaşındaki üvey kardeşimle çobanlık yaparak geçimimizi sağlamaya başladık. Divriği Kaymakamı’nın yardımlarıyla sabahları yarım gün okula gidiyor, öğleden sonraları Divriği Demir Madenlerinde torna tesviye dallarında çalışıyordum. 18 yaşıma kadar bu sanatı öğrendim. 18 yaşımda da tek başıma İstanbul’a gelmeye karar verdim.

İstanbul’a gelince çok iş aradım. Devlet Deniz Yolları Gemi İnşa ve Tamir Fabrikası’nda tornacı olarak çalışmaya başladım. Burada sanatkâr olduğumu ispatladım. Ardından Bahriyeli olarak askere gittim. Askerliğim üç sene sürdü. Harp Sanayi Top Onarım Fabrikaları’nda sivillerin çalıştığı grup içinde kendimi yetiştirdim. Askerliğim bitince daha önce usta olarak çalıştığım Devlet Deniz Yolları’na ustabaşı olarak döndüm. Eşimin eniştesi Rıfat Akbulut’un vermiş olduğu 7500 lira borç ile Tahtakale Mercan’da Karacahan’da 40 m2’lik bir atölyeyi birlikte kurarak kendisiyle ortak oldum. Rıfat Bey, bir gün bana “Oğlum ben zaten 70 yaşımdayım. Çocuğum yok ve görüyorum ki sen dürüst ve çalışkan bir insansın. Sizin çocuklarınız olacak, bu atölyeyi tamamen senin üzerine geçirmek istiyorum” dedi. Ben de kendisine “Benim param pulum yok, nasıl alırım atölyeyi” dedim. O da bana “Bunları boş ver, maliye ve notere gidelim, atölyeyi senin üzerine geçirelim” dedi.

O gün eve geldiğimde komşular bir kızım olduğunu müjdeledi. O gün 17 Eylül idi. Bundan 55 yıl önce, ilk atölyeme sahip olduğum gün ilk yavrumu da kucağıma aldım.

Ben işe başladığımda 170 kişi civarında çalışan vardı. O zamanki fabrika Bahçelievler'de, eski Ünverdi Sineması'nın karşısındaydı. Ben 1978'de askere gittiğimde 240 çalışan vardı, döndüğümde çalışan sayısı 500 kişi olmuştu.

Haberin Devamı

- Döndüğünüzde göreviniz neydi?

Askerden döndüğümde Ticaret Müdürü olarak yeniden göreve başladım. Ardından Kale Kilit’te Satış ve Pazarlama Müdürü ve Kale Madeni Eşya'da Genel Müdür olarak görev yaptım.

Haberin Devamı

1992 yılından 2008 yılına kadar Kale Endüstri Holding'de Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttüm. 2001 yılından itibaren Kale Endüstri Holding’e bağlı şirketlerde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldım. 2008 yılından itibaren Kale Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum.

- Aile ile önceden bir tanışıklığınız var mıydı?

Evet, Sadık Özgür ile aynı memleketliyiz. Yani Sivas’ın Divriği ilçesindeniz.

- Peki Kale Kilit'in kuruluş hikayesi nedir?
 
Sadık Özgür, 1953'te Tahtakale Mercan'da akrabasından aldığı borç para ile 40 metrekarelik bir alanda atölye kurarak işe başlamış. İlk olarak sadece 2 adet makine ile karyola borusu ve gazocağı başlığı üretmişler.

Haberin Devamı

- Kilit işi nasıl başlıyor?

Bunları üretip Tahtakale'de satarken oradaki Ermeni vatandaşlardan birisi diyor ki; "Sadık Bey, sen bunları üretiyorsun, çalışkan adamsın, elinden de iş geliyor ama gel sen asma kilit üret."

Sadık Bey de 'nasıl yapacağız, ben şimdiye kadar hiç asma kilit yapmadım' diyor. Bunun üzerine o vatandaş da 'ben sana yardımcı olurum, tanıdığım bir kalıpçı var, o sana kalıbını yapsın sen üret, getir bana ben pazarlıyayım." diyor. Sadık Bey'in de kafasına yatıyor ve kalıpçı ile görüşüp üretime başlıyor.

- İş nasıl büyüyor?

Her hafta ürettiği malı götürüp o vatandaşa veriyor, aldığı para ile de devamlı makina yatırımı yapıyor. Bu olay 3 yıl sürüyor. Ondan sonra Sadık Bey bakıyor ve 'bu iş bu kadar ufak bir yerde yürümeyecek' deyip şehrin dışında bir yer arıyor.

Haberin Devamı

- Şehir dışı olarak da Bahçelievler'e geliyor...

Evet, Bahçelievler'de Fikret Yüzatlı'dan gelip arsa alıyor ve fabrikayı yapıyor. 1640 metrekare bir alan. Bu makinaları oraya taşırken yeni makinalar da alıyor. Bu arada çok büyük bir şans oluyor tam o zamanda...

- Nedir?

Sadık Bey sac ve makina almak için Ziraat Bankası'ndan kredi alıyor. Piyasada sac bulmakta zorluk çektiği için makine satın almaktansa aldığı bütün krediyi saca yatırıyor.

Sadık Bey sacı aldıktan sonra, ertesi gün saca yüzde 70 zam geliyor. Sadık Bey'in birinci şansı orada başlıyor.

Ürünlere de hemen zam geliyor, böyle böyle büyüyerek önce kardeşlerini alıyor yanına, sonra Bahçelievler'den çıkıp şu anda bulunduğumuz fabrikayı Merterler'den alıp üretimi Güngören'e taşıyor.

Haberin Devamı

- Ne zaman bu fabrikaya geçtiniz?

1979'un haziranında buraya taşındık.

- Ortaklık teklifleri geliyor mu?

Ortaklık teklifleri geliyor ancak bu tekliflere sıcak bakmıyoruz. Çünkü Kale Kilit yüzde 100 Türk sermayesi ile kurulmuş ve bu şekilde devam eden bir firma. Finansal ve işletme yönünden de sıkıntılar olmadığı için bu tür tekliflere olumlu yanıt verilmiyor.

- Ee şimdi ikinci kuşak geldi yönetime. Onlarda mı öyle düşünüyor?

Sadık Özgür, Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı oğlu Sedat Özgür’e devretti. Sedat Özgür, yeni fikirlere her zaman açıktır ancak bu tür tekliflere sıcak bakılmayacağını düşünüyorum.

 Birinci bölüm: Hırsızlar bu kapıyı açamaz

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!