Türk sanayiini kumbaralar kurdu

Güncelleme Tarihi:

Türk sanayiini kumbaralar kurdu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 1999 00:00

Haberin Devamı

Şekerden petrole, demirden dokumacılığa, otomobilden cam ve çimentoya kadar...

Türkiye İş Bankası'nın kurulduğu yıllarda altın ve gümüş paralar akla gelmedik köşelere, özel kemerlere, toprak ve teneke kutulara, yastık içlerine saklanırdı. Ve bir gün İş Bankası'yla birlikte ‘‘kumbara’’ girdi hayatımıza.

1928'de alınmıştı bu karar. Amaç halkı tasarrufa teşvik ekmekti. Konu görüşülürken kumbara sayısı üzerine tartışma çıktı. Bin kumbaranın yeteceğini iddia edenler oldu. Ancak işe başladıktan az bir süre sonra ilk iki bini, on bin kumbara siparişi takip etti. Bankanın onuncu yılında dağıtılan kumbara sayısı elli bini geçmişti.

SÜS DEĞİL, KASA

Gazetelerde, banka dergilerinde, tramvay arkalarındaki ilanları hatırlayanlar vardır: ‘‘İçinde kaç kuruş bulunursa bulunsun mutlaka bu hafta içinde İş Bankası'na gidip boşaltınız. Milli serveti yükseltmiş olacaksınız.’’ ‘‘En güzel bayram hediyesi. Siz de yavrunuza kumbara alınız.’’ ‘‘En fırtınalı günlerde en emin istinatgah kumbaradır’’

Ve ‘‘Her Türk evinin süsü değil, fakat ufak kasası olan’’ mütevazı kumbara, o gün için para arttırma hevesini ve zevkini aşılayan en büyük biriktirme aracı oldu.

4 ŞEKER FABRİKASI

Kumbara kampanyasıyla toplanan para, Türkiye'nin ilk dört şeker fabrikasının kurulmasını sağlayacaktı. Banka, kendisinden beklenen ‘‘Milli sanayiin kurulmasına hizmet’’ alanındaki çalışmalarına o yıllarda başlamıştı. Ardından cam sektöründe kendini gösterdi, kağıt ve selüloz sanayi için hazırladığı projeler ilk beş yıllık planda yeraldı. Sonra, şekerden petrole, demirden dokumacılığa, otomobilden cam ve çimentoya kadar değişik üretim dallarıyla, finansman kuruluşlarından sigortacılığa ulaştırmadan turizme kadar birçok sektörün gelişimine katkıda bulunmaya devam etti.

ELEKTRONİK KUMBARA

Bankanın Genel Müdürü Ersin Özince'ye ‘‘Üç kuruş beş kuruşla koca fabrikalar nasıl kuruldu peki?’’ diye soruyoruz. ‘‘Şimdi de öyle oluyor’’ diyor. ‘‘Şu anda İş Bankası'nın mevduatının en büyük kısmı halkın küçük tasarruflarından, yaklaşık altı milyon aktif hesabın küçücük bakiyelerinden oluşur. Bunlar en istikrarlı mevduat kaynağı. Damlaya damlaya hala göl oluyor açıkçası.’’ Peki niye unuttuk kumbaraları? ‘‘Para sığmıyor artık kumbaraya. Bırakın bu küçük kumbarayı, zırhlı araçlara sığmadığı oluyor. Yoksa kumbaradan niye vazgeçilsin. Hep sürdürüyoruz, yine tekrarlayacağız, ama gönül istiyor ki kumbaraların içine atılanlar dolarlar olmasın. Herhalde Türk parasının değer kazanmasıyla olabilecek birşey. İdeallerimizden biri bu. Ayrıca, artık elektronik kumbarayı yerleştirmemiz lazım. Çocuklar artık bilgisayar çağında yaşıyor.’’

MİSYONER BANKA

Özince, ‘‘Gerçek anlamda bir milli özel banka’’ olan Türkiye İş Bankası'nın 75 yaşında, ama Cumhuriyet kadar ‘‘genç’’ olduğunu anlatıyor. Bugün belki ‘‘en büyük’’ değil, en büyüklerden biri. Ancak ona göre yine de farklı, çünkü büyüklük, yalnızca şu ya da bu parametreyle olmuyor, istikrardan, halka malolmaktan, küçük tasarrufçuya sermayesiyle dahi en açık banka olmaktan geliyor.

100 BİN YATIRIMCI

‘‘100 bin civarında bireysel yatırımcısı var şu anda, bu çok önemli bir büyüklük faktörü, dünyada örneği yoktur. İş Bankası Türk mali sektörünün misyoneridir, Tamamen Cumhuriyet idealleri üzerine kurulmuştur. Hedeflediği genelde kamu yararıdır. Türk toplumunu mümkün olduğunca liberal demokrat bir anlayışa yöneltmek misyonu vardır.’’

KİLOMETRE TAŞLARI

Bankanın 75 yıllık yolculuğundaki kilometre taşlarını ise şöyle sıralıyor Özince: ‘‘Kumbara bir kere çok önemli bir kilometre taşı. Sermaye birikiminin hiç olmadığı bir dönemde sanayinin kuruluşuna kaynaklık etti. İştirakleri çok önemli. Türk sanayiindeki önder tavrı, müteşebbis rolü üstlenmesi... Sonra Türkiye'de daima teknolojinin öncülüğünü yapması... Mesela 1940'lı yıllarda ilk mekanizasyon diyebileceğimiz, yarı otomatik makinalarla muhasebe sisteminin kurulması. Sonra 70'li yıllardan başlayarak bilgisayar teknolojisine yatırımı. Borsanın kuruluşunda önder olması. İMKB yokken İş Bankası'nın kendi bünyesinde işlettiği bir hisse senedi piyasası vardı ve Borsa'nın ilk başkanı, bizim Menkul Kıymetler Müdürlüğü'nden ayrılan Sayın Muharrem Karslı'ydı. Teknolojik gelişmede artık kilometre taşı filan yok, taşlar vızır vızır geçiyor, burada hızla geçen kilometrelerde hep öncü rolümüz var.’’

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, ‘‘Eskiden kasa tutmadan çıkılmazmış, saatler sürermiş. Bilgisayar yapıyor işi şimdi. 17.30'da müşteri gidiyor, altıya kadar bütün banka genelinde tutuyor hesap. Işık hızı neredeyse.’’

Konu görüşülürken kumbara sayısı üzerine tartışma çıktı. Bin kumbaranın yeteceğini iddia edenler oldu. Ancak işe başladıktan az bir süre sonra ilk iki bini, on bin kumbara siparişi takip etti. Bankanın onuncu yılında dağıtılan kumbara sayısı elli bini geçmişti.

‘‘Her Türk evinin süsü değil, fakat ufak kasası olan’’ mütevazı kumbara, para arttırma hevesini ve zevkini aşılayan en büyük biriktirme aracıydı.

Kamuya ait tek özel banka!

Türkiye İş Bankası'nı, ‘‘Türkiye'nin kamuya ait tek özel bankası’’ olarak tanımlıyor Genel Müdür Ersin Özince. ‘‘Bizde patron yok. Halka aitiz, sahibimiz halk’’ diyor. Anlattığına göre, kamuoyunun bankayla ilgili her türlü gelişmeyi yakından takip ediyor. Öyle ki bankaya gelen kimi mektuplarda, ‘‘T.C. İş Bankası’’ diye yazıyor.

Bankanın hisse dağılımı şöyle:

Emekli ve Munzam Sandık Vakıfları (Yani çalışanlar) yüzde 45.21

Atatürk'e ait hisseler (Yani CHP) yüzde 28.09

Halka ait Hisseler yüzde 26.70

Rakamların yolculuğu

Türkiye İş Bankası, birinci yılını doldurduğunda, iki şubeye, 37 personele, ikibuçuk milyon liralık bir mevduata sahipti. Bir milyon liralık ticari plasman yapılmıştı. Aktif toplamı da 3,6 milyon liradan ibaretti. Bugün 845 şubesi, 1700 bankamatiği var. Personel sayısı ise 15 bin 448. Genel mevduatı 1 trilyon 538 milyar 800 milyon 362 bin, tasarruf mevduatı 215 milyon 424 bin 980, krediler 1 trilyon 140 milyar 633 milyon 390 bin, kısa vadeli krediler 924 milyar 667 milyon 394 bin, orta, uzun vadeli krediler 215 milyar 965 milyon 976 bin ve aktif toplamı 2 trilyon 359 milyar 190 milyon 894 bin lira...

Bankamatiği selpak gibi

İş Bankası, Türkiye'nin ilk bankamatiğini, 1987 yılının aralık ayında, Ankara Yenişehir Şubesi'nin altına kurdu. O zamanlar içinde on bin lira olan zarflar verebiliyordu. Aslında Bankamatik, İş Bankası'nın tescilli markası.

Yarım yüzyıllık bir İş Bankalı:

Cahit Kocaömer

Cahit Kocaömer, İş Bankası'nın eski genel müdürlerinden. Şimdi Sınai Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Başkanı. Yaşı, İş Bankası'ndan bir fazla, yani 76 yaşında. 1947 yılının Aralık ayında, askerliğini bitirir bitirmez girmiş bankaya. Yenicami Şubesi havale servisinde memur olarak. Ve 1990 yılına kadar tam 43 yıl, şef, şube müdürü, genel müdür, yönetim kurulu üyesi olarak pek çok görevde bulunmuş. O yarım yüzyılı aşkın bir süredir İş Bankalı.

Anıları arasında neler yok ki... Ama o bize birini anlatıyor:

‘‘1979'da bankanın sermayesini 40 milyondan bir milyara çıkarmak istedik. Başbakan Ecevit'le görüştüm, bu atılımı yapmamız gerektiğini anlattım. Kabul etti. İlanları hazırladık. Fakat bir süre sonra seçimler oldu ve AP kazandı. Tabii ki AP çevreleri, bir bölüm hisseleri CHP'ye ait olan bankanın sermaye arttırımını engelleyecekti.

Kalktım, Celal Bayar'ın evine gittim. Ummadığım bir konuşma yaptı: ‘‘Bir siyasi partinin bir bankaya ortak olması ne dereceye kadar doğru olur, yani şimdi Türkeş'in partisi de Halk Bankası'na ortak olsa olur mu?’’

Ankara'ya döndüm, Demirel basın toplantısı yapıyordu, hiçbir siyasi partinin bir bankaya ortak olmasının doğru olmadığını söylüyordu. Sonuçta sermaye arttırımını o yıl gerçekleştiremedik.

Sonra biliyorsunuz 12 Eylül oldu, partileri kapattılar. Bu kez yeni ilanlar hazırladık ve sermayeyi 30 milyara çıkardık. Bazı CHP'liler, ‘‘fırsatı iyi kullanıyorsun’’ diye kızmıştı bana hatta. Ama ben, önce İş Bankalı olduğumu, bunu yapmak gerektiğini düşünüyordum. O zaman 30 milyar büyük bir paraydı, şimdi trilyonlar konuşuyor...



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!