Taner ek bütçeyi IMF'de koz olarak kullanacak

Devlet Bakanı Güneş Taner başkanlığındaki Türk heyeti IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları için geldikleri Hong Kong'da dün bütün günü hazırlık yaparak geçirdiler. Hükümet, IMF görüşmelerinde ek bütçeyi dar tutarak bunu ekonomide istikrarın sağlanacağı yolunda bir koz olarak kullanmayı planlıyor.

Hükümet, IMF görüşmelerinde ek bütçeyi dar tutarak bunu ekonomide istikrarın sağlanacağı yolunda bir koz olarak kullanmayı planlıyor.

Devlet Bakanı Güneş Taner başkanlığındaki Türk heyeti IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları için geldikleri Hong Kong'da dün bütün günü hazırlık yaparak geçirdiler. Bugün komite toplantılarıyla birlikte Türk heyetinin IMF ve Dünya Bankası başkan ve başkan yardımcılarıyla temaslarına başlamaları bekleniyor. Bu arada, heyet üyeleri bazen toplu, bazen de tek tek uluslararası finans çevreleriyle temaslarına yine bugün başlıyorlar.

ENFLASYON

Taner'in yapacağı görüşmelerde Türkiye ekonomisini anlatarak, en önemli sorun olarak gözüken yüksek enflasyonun düşürülmesi için yeni hükümetin kararlılığını anlatacağı ve bu konuda uluslararası ekonomi çevrelerini iknaya çalışacağı belirtildi.

Yapılacak görüşmeler hakkında bilgi veren yetkililer, Maliye Bakanlığı'nın hazırladığı ve yeni harcamalara yer verilmeyen 1997 yılına ilişkin ek bütçenin IMF'de koz olarak kullanılacağını söylediler. Yetkililer, yeni harcamalar almayarak ek bütçenin 1.5 katrilyon, bütçe açığının da 2.5 katrilyonda tutulmasının planlandığını hatırlatarak, ‘‘ek bütçe bu haliyle anlatmaya çalıştığımız enflasyonun düşürüleceği mesajını en iyi kanıtlayan bir örnek olacak’’ dediler.

Yapılacak görüşmelerde, 3 yıllık orta vadeli bir program hazırlanmasının planlandığı da belirtilerek, bu programla başlangıç yılı olan 1998 yılı sonunda yüzde 60'a indirilecek olan enflasyonun 3'üncü yılın sonunda yüzde 29'a ineceğini belirttiler.

Bu arada, yıllardır IMF ve Dünya Bankası'nın yakındığı tarımsal kredilerdeki yüksek sübvansiyonların azaltılması için Ziraat Bankası Tarımsal Kredi Faiz oranlarının 20 puana varacak şekilde arttırıldığı belirtilerek, IMF ve Dünya Bankası'nı bu artırımda hükümetin ekonomide gerekli tedbirleri alacağının bir kanıtı olarak sunulacak.

Yetkililer, enflasyonun düşürülmesi için yılbaşında hazırlanacak para programının temelini oluşturmak adına hazine ile Merkez Bankası arasında imzalanan protokolün, açıklanmaya başlanan borçlanma planlarının, piyasaların şeffaflaşması için atılan diğer adımların da IMF ve Dünya Bankası tarafından memnuniyetle karşılandığını söylediler.

Yetkililer bu önlemlerin altını çizerek, tekrar anlatılacağını, geçilmesi planlanan hazine ihalelerindeki ilk alıcı sistemi gibi yeni önlemlerin de anlatılacağını söylediler.

Bu arada, bankacılık sisteminde yapılması planlanan değişikliklerin de IMF ve Dünya Bankası yetkililerine anlatılacağı öğrenildi. 1-2 ay içerisinde yeni bir bankalar kanununun hükümete sunulacağını belirten yetkililer, bu kanunla bankaların denetimi ve şeffaflığına daha fazla önem verileceğini kaydettiler. Yapılması planlanan bu değişikliklerin IMF ve Dünya Bankası yetkililerine de anlatılacağını kaydeden yetkililer, bu konuda bu kuruluşların görüş ve önerilerinin de alınacağını söylediler.

G-7 Hong Kong'da toplanıyor

Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) yarın Hong Kong'ta resmen başlayacağı, ortak yarıyıl toplantıları öncesinde, çeşitli ülkerin ekonomiden sorumlu bakanları ikili görüşmelerde bulunuyorlar. Gelişmiş yedi batılı ülkenin oluşturduğu G-7 maliye bakanları, dün Hong Kong'ta bir araya geldi.

Fransa Maliye Bakanı Dominique Strauss-Kahn, G-7 toplantısında, Asya kıtasında son aylarda yaşanan mali krizin ele alındığını bildirdi

Dünya Bankası ve IMF'nin ortak toplantıları ile G-7 maliye

bakanları toplantısı, küresel düzeyde güçlü bir ekonomik büyümenin sağlandığı, göreceli olarak düşük bir enflasyonun görüldüğü bir esnada gerçekleşmesi, uluslararası alanda ekonomi çevrelerini daha kolay karar almayı sağlayacağı ifade ediliyor

Almanya Maliye Bakanı Theo Waigel, ‘‘uzun zamandan bu yana koşullar bugün çok olumlu. Koşulların iyi gitmesi halinde, İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesinden bu yana ekonomik alanda en güzel beş yılı yaşayabiliriz’’ yorumunda bulundu.