‘Sıfırcı hoca’lar görüntümüzü düzeltti bayram morali verdi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2009 00:00
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ve Standard and Poor’s, orta vadeli programın açıklanmasının ardından Türkiye’ye bayram morali verdi. Moody’s, Türkiye’nin kredi notu görünümünü, ‘durağan’dan, ‘olumlu’ya yükseltirken, Standard and Poor’s da Türkiye’nin kredi notu görünümünü, ‘negatif’ten, ‘durağan’a yükseltti.
TÜRKİYE’nin üç gün önce açıkladığı orta vadeli programın ilk olumlu etkisi, kredi notu görünümü üzerinde oldu. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s ve Standard and Poor’s (S&P) Türkiye’ye ilişkin kredi notlarında iyileştirmeye gitti. Moody’s, Türkiye’nin kredi notu görünümünü, ‘durağan’dan, ‘olumlu’ya, Standard and Poor’s da (S&P) Türkiye’nin kredi notu görünümünü, ‘negatif’ten, ‘durağan’a yükseltti.
Moody’s: Direnç arttı
Moody’s, Türkiye’nin “Ba3” olan devlet tahvil notunun görünümünü durağandan olumluya yükseltmesine gerekçe olarak, ekonominin şoklara karşı artan dirençliliğini gösterdi. Kuruluş ayrıca, iki yıldır devam eden küresel kriz süresince yardım almadan gösterilen ekonomik performansın da bunun bir göstergesini oluşturduğunu vurguladı. Türkiye’nin kredi notu üzerindeki son değişikliği 24 Mayıs 2006 tarihinde yapan ve yabancı para biriminden borç ülke tavanını Ba3’te,n Ba1’e yükselten kuruluş, bundan önce de Türkiye’nin borç kredi notunu 14 Aralık 2005’te B1’den, Ba3’e yükseltmişti.
Kredi daralmasına hazırlıklı
Moody’s’e göre finansal güvenilirliğin yeniden kazanılmasına yönelik kararlı önlemler ve enflasyonun düşük tutulması konusunda devam ettirilen ısrarlı tutum, son 10 yılın başlarında gösterilen ilerlemenin zarar görmesini engellemek için çok önemli olacak. Moody’s Türkiye analisti Kristin Lindow, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türk ekonomisi kredi daralmasına ve bunun sonucunda oluşan küresel durgunluğa, ülkenin yabancı kaynaklı sermayeye bağımlılığı göz önünde bulundurulduğunda mümkün görünenden daha hazırlıklı. Ayrıca uzun dönemli harcama planında yapılan son güncelleme sayesinde 2009’da kamu finansmanında görülen bozulmanın harcama disiplini ve gelir güçlendirmeleriyle yavaş yavaş geriye dönmesi için belirli bir güvence sağlandığının da altını çiziyor.”
S&P’nin gerekçesi dayanıklılık
Türkiye’nin kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a yükseltti. Türkiye’nin kredi notu görünümünü Kasım 2008’de negatife düşüren kuruluş, kredi notu görünümünün değiştirilmesine gerekçe olarak, Türkiye’nin, azalan dış finansman riski çerçevesinde, ekonomik dayanıklılığının artmasını ve Orta Vadeli Program çerçevesinde de ekonomik politika belirsizliğinin azalmasını gösterdi. S&P, Türkiye’nin , döviz cinsinden “BB-/B” ve lira cinsinden “BB/B” olan kredi notlarını ise değiştirmeyerek aynen teyit etti.
Ekonomik tahminler gerçekçi
Orta vadeli programı, ‘harcamaların kontrolü ve mali reform konusunda mali belirsizlikleri azaltan bir yol haritası’ olarak nitelendiren S&P, Türkiye ekonomisinin, önceki aylara göre daha belirgin bir rota izlediğini belirtti. Programdaki gecikmeye karşın, ekonomik tahminlerin gerçekçi bulan S&P, şu uyarıyı da yaptı: “Dış borcu itibarıyla, Türkiye’nin dış finansal gelişmelere karşı kırılganlığını devam ediyor.”
IMF parasına gerek kalmadı
TÜRKİYE’nin ekonomik görünümünü “olumluya” yükselten Moody’s, hükümetin, geçmiş krizlerdeki gibi Uluslararası Para Fonu (IMF) ya da diğer resmi kaynaklardan dış destek almasına gerek kalmadığını da vurguladı. Moody’s’e göre Türkiye’nin gayri safi milli hasılasında (GSMH) 2009’un ilk yarısında oluşan yüzde 10’luk daralma, 2001 finansal krizindekinden bile daha ciddiydi. Buna karşın Türkiye’deki finansal piyasanın kredi daralmasya, ciddi borç altında bulunan özel sektörün de bunları ödemede başarılı olduğunu belirtildi.
Notun yükselmesi kamu finansmanına bağlı
STANDARD&Poor’s, Türkiye’nin kredi notunun geleceğine ilişkin değerlendirmelerde yaptı. Kuruluşun bu konudaki görüşleri şöyle:
Türkiye, ekonomik şoklara karşı daha esnek bir yapıya sahip olmasına ve orta vadeli programın açıklanmasına rağmen, mali disiplinden kayması, ayrıca siyasi ortamının bozulması halinde kredi notu düşebilir.
Türkiye’nin sürdürülebilir ve güçlü bir kamu finansman dengesi sağlaması halinde de mevcut kredi notu yükseltilebilir.
Güçlü rezerv politikası 3 yıl daha devam edecek
GELECEK 3 yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleriyle birlikte, hedef açık ve borçlanma durumunun yanı sıra kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren Orta Vadeli Mali Plan açıklandı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan mali plana göre, güçlü rezerv politikasına önümüzdeki yıllarda da devam edilmesi öngörüldü.
50 milyar TL’lik açık
Merkezi yönetim bütçesine ilişkin büyüklüklerin de yer aldığı plana göre, bu yıl için 50 milyar 34 milyon lira olarak öngörülen bütçe açığı 2011’de 45 milyar 123 milyon, 2012’de 39 milyar 83 milyon liraya gerileyecek. Para ve maliye politikaları ile uyumlu sürdürülebilir, saydam ve hesap verilebilir bir borçlanma politikasının izleneceği belirtilen planda, bu politika hakkında şu bilgiler verildi:
TL enstrümanlara ağırlık
Stratejik ölçütlere dayalı borçlanma politikası uygulamasına devam edilecek. Daha önceki yıllarda olduğu gibi iç borçlanmada TL cinsi enstrümanlara ağırlık verilecek.
Likidite riski azaltılacak
Borçlanmanın vadesi piyasa koşulları elverdiği ölçüde uzatılarak, refinansman riski azaltılacak. Likidite riskini azaltmak üzere uygulanan güçlü rezerv politikasına önümüzdeki yıllarda da devam edilecek. Maliye politikaları ile kamu kesiminin kaynak kullanımındaki artan payı azaltılacak.
Moody’s: Direnç arttı
Moody’s, Türkiye’nin “Ba3” olan devlet tahvil notunun görünümünü durağandan olumluya yükseltmesine gerekçe olarak, ekonominin şoklara karşı artan dirençliliğini gösterdi. Kuruluş ayrıca, iki yıldır devam eden küresel kriz süresince yardım almadan gösterilen ekonomik performansın da bunun bir göstergesini oluşturduğunu vurguladı. Türkiye’nin kredi notu üzerindeki son değişikliği 24 Mayıs 2006 tarihinde yapan ve yabancı para biriminden borç ülke tavanını Ba3’te,n Ba1’e yükselten kuruluş, bundan önce de Türkiye’nin borç kredi notunu 14 Aralık 2005’te B1’den, Ba3’e yükseltmişti.
Kredi daralmasına hazırlıklı
Moody’s’e göre finansal güvenilirliğin yeniden kazanılmasına yönelik kararlı önlemler ve enflasyonun düşük tutulması konusunda devam ettirilen ısrarlı tutum, son 10 yılın başlarında gösterilen ilerlemenin zarar görmesini engellemek için çok önemli olacak. Moody’s Türkiye analisti Kristin Lindow, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türk ekonomisi kredi daralmasına ve bunun sonucunda oluşan küresel durgunluğa, ülkenin yabancı kaynaklı sermayeye bağımlılığı göz önünde bulundurulduğunda mümkün görünenden daha hazırlıklı. Ayrıca uzun dönemli harcama planında yapılan son güncelleme sayesinde 2009’da kamu finansmanında görülen bozulmanın harcama disiplini ve gelir güçlendirmeleriyle yavaş yavaş geriye dönmesi için belirli bir güvence sağlandığının da altını çiziyor.”
S&P’nin gerekçesi dayanıklılık
Türkiye’nin kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a yükseltti. Türkiye’nin kredi notu görünümünü Kasım 2008’de negatife düşüren kuruluş, kredi notu görünümünün değiştirilmesine gerekçe olarak, Türkiye’nin, azalan dış finansman riski çerçevesinde, ekonomik dayanıklılığının artmasını ve Orta Vadeli Program çerçevesinde de ekonomik politika belirsizliğinin azalmasını gösterdi. S&P, Türkiye’nin , döviz cinsinden “BB-/B” ve lira cinsinden “BB/B” olan kredi notlarını ise değiştirmeyerek aynen teyit etti.
Ekonomik tahminler gerçekçi
Orta vadeli programı, ‘harcamaların kontrolü ve mali reform konusunda mali belirsizlikleri azaltan bir yol haritası’ olarak nitelendiren S&P, Türkiye ekonomisinin, önceki aylara göre daha belirgin bir rota izlediğini belirtti. Programdaki gecikmeye karşın, ekonomik tahminlerin gerçekçi bulan S&P, şu uyarıyı da yaptı: “Dış borcu itibarıyla, Türkiye’nin dış finansal gelişmelere karşı kırılganlığını devam ediyor.”
IMF parasına gerek kalmadı
TÜRKİYE’nin ekonomik görünümünü “olumluya” yükselten Moody’s, hükümetin, geçmiş krizlerdeki gibi Uluslararası Para Fonu (IMF) ya da diğer resmi kaynaklardan dış destek almasına gerek kalmadığını da vurguladı. Moody’s’e göre Türkiye’nin gayri safi milli hasılasında (GSMH) 2009’un ilk yarısında oluşan yüzde 10’luk daralma, 2001 finansal krizindekinden bile daha ciddiydi. Buna karşın Türkiye’deki finansal piyasanın kredi daralmasya, ciddi borç altında bulunan özel sektörün de bunları ödemede başarılı olduğunu belirtildi.
Notun yükselmesi kamu finansmanına bağlı
STANDARD&Poor’s, Türkiye’nin kredi notunun geleceğine ilişkin değerlendirmelerde yaptı. Kuruluşun bu konudaki görüşleri şöyle:
Türkiye, ekonomik şoklara karşı daha esnek bir yapıya sahip olmasına ve orta vadeli programın açıklanmasına rağmen, mali disiplinden kayması, ayrıca siyasi ortamının bozulması halinde kredi notu düşebilir.
Türkiye’nin sürdürülebilir ve güçlü bir kamu finansman dengesi sağlaması halinde de mevcut kredi notu yükseltilebilir.
Güçlü rezerv politikası 3 yıl daha devam edecek
GELECEK 3 yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleriyle birlikte, hedef açık ve borçlanma durumunun yanı sıra kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren Orta Vadeli Mali Plan açıklandı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan mali plana göre, güçlü rezerv politikasına önümüzdeki yıllarda da devam edilmesi öngörüldü.
50 milyar TL’lik açık
Merkezi yönetim bütçesine ilişkin büyüklüklerin de yer aldığı plana göre, bu yıl için 50 milyar 34 milyon lira olarak öngörülen bütçe açığı 2011’de 45 milyar 123 milyon, 2012’de 39 milyar 83 milyon liraya gerileyecek. Para ve maliye politikaları ile uyumlu sürdürülebilir, saydam ve hesap verilebilir bir borçlanma politikasının izleneceği belirtilen planda, bu politika hakkında şu bilgiler verildi:
TL enstrümanlara ağırlık
Stratejik ölçütlere dayalı borçlanma politikası uygulamasına devam edilecek. Daha önceki yıllarda olduğu gibi iç borçlanmada TL cinsi enstrümanlara ağırlık verilecek.
Likidite riski azaltılacak
Borçlanmanın vadesi piyasa koşulları elverdiği ölçüde uzatılarak, refinansman riski azaltılacak. Likidite riskini azaltmak üzere uygulanan güçlü rezerv politikasına önümüzdeki yıllarda da devam edilecek. Maliye politikaları ile kamu kesiminin kaynak kullanımındaki artan payı azaltılacak.