Sandalyeden tavlaya kristal

Güncelleme Tarihi:

Sandalyeden tavlaya kristal
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 1998 00:00

Haberin Devamı

Fehime ve Mehmet Koç, şirketlerine kızları Özlem'in adını vermişler. Şirket de Özlem'le aynı yaşta. 15 yıl önce kendi halinde giderken, Fehime Koç, yeni bir anlayış, yeni bir ufuk gerektiğine karar vermiş. Sonunda kristalde karar kılmışlar. Çağlayan'da minicik bir atölyede başlamışlar; şimdi yüzbinlerce promosyon ürünü dünya pazarına gönderiliyor. Çağlayan'da kat çıkarak sürekli büyüttükleri yere artık sığmaları mümkün olmadığı için ihtiyaçlarını karşılayacak, modern tesise taşınmak üzereler.

Karı koca Koçlar, çok yoğun bir tempoyla ülke ülke, fuar fuar dolaşıp Türkiye'yi temsil savaşı veriyorlar. Genel Koordinatör olan Fehime Koç, hiç yapılmamış, daha önce görülmemiş neler üretilebilir, diye düşünüyor. Türkiye'de ilk anda aklımıza gelen ne kadar büyük kurum varsa onlara yıldönümü, yeniyıl, bayram armağanları için ürün veriyor. En büyük özelliklerinin kullanılabilirlik değil, görsellik olduğunu ekliyor. Cumhuriyetin 75. Yıldönümü için de ürünler hazır, bekliyor. Kurtuluş Savaşı'ndan kesitler, mermi taşıyan kadınlar... Atatürk rölyefini Hasan Mezarcı'nın hakaretine tepki olarak binlerce üretip yeniyıl armağanı olarak dağıtmışlar. Mehmet Koç, ‘‘Biraz da üzülerek. Atatürk'ü herkes sevip anlasa, biz de bu tepkiyi dile getirmezdik’’ diyor.

Türkiye iki bin çeşit kristal promosyon ürününden yüzbinlercesini dünyaya dağıtıyor. Hammaddesi oldukça pahalı olan bu malzemenin en büyük özelliği, optik kristal denen, kurşunsuz olduğu için insan sağlığına zarar vermeyen cam oluşu... Kendi halinde 15 yıllık bir aile şirketi olan Özlem Kristal ihraç ediyor bu ürünleri. Şirketin sahibi olan Fehime ve Mehmet Koç, geleneksel promosyon piyasasında, Türkiye sınırları dışına taşacak yepyeni bir fikir, yepyeni bir ürünle var olmak istemişler. Fehime Koç, ‘‘Masaüstü aksesuvarları, firma logoları, şilt-plaket geleneğinin neresinde yer alacağımızı düşündük. Ayrıca bütün dünyada kabul görmemiz gerekiyordu’’ diyor. Sonunda kristalde karar kılıyorlar. ‘‘Çünkü 200 yıldır eskimeyen bir gelenek.’’ Bundan sonra beklemedikleri kadar hızlı bir büyüme süreci başlıyor. Dört metrekarelik işyeri, bugün 200 eleman ve sekiz heykeltıraşın çalıştığı iki bin metrekarelik fabrikaya dönüşmüş.

Vatikan’ın siparişi

Türkiye'de kristal denince akla avize ve bardak geliyor. Bir de annelerimizin sehpalarını süsleyen şekerlikler, kül tablaları... Özlem Kristal'de kristali, Venüs, golf sopası ve topu, Buda, Kurtuluş Savaşı ya da İstanbul gravürü, ikona, satranç, sandalye olarak görmek şaşırtıyor. Fehime Koç, Buda'nın bugüne kadar altın ya da her türlü değerli taşa işlendiğini ama dünyada ilk kez kristalden yapıldığını anlatıyor gururla. Vatikan, 2000 yılı için dört büyük dinin sembolize edildiği heykel ve gravürlerden sipariş vermiş. Birbirinden güzel bu figürleri ne yazık ki görüntüleyemiyoruz. Fehime Koç, taklit edilmek istemediklerini, başlarından geçen olumsuz örnekleri anlatıyor. Başarılarının da kimseyi taklit etmemek, yaratıcı olmaktan kaynaklandığını söylüyor. Promosyon ürünleri, rastgele ortaya çıkmıyor. ‘‘Butik usulü’’ çalışılıyor. Ürünün şekline, bir yıl önceden karar veriliyor. Ardından tasarıma geçiliyor. Çizimler yapılıyor. Akademili heykeltıraşlar devreye giriyor. Kalıplar çıkarılıyor ve üretime geçiliyor. Önümüzdeki yıl için 500 çeşit ürün hazırlanmış, paketlenmiş. Fehime Koç, ‘‘Sıfır stok çalışıyoruz’’ diyor. Sezon boyunca tam kapasite hem de büyük rakamlarla, büyük firmalar için. Japonya, Tayland, Singapur, İtalya, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda ve ABD'nin üç eyaletine yüzbinlerce kristal promosyon ürünü ihraç ediliyor. Fehime Koç, büyüme nedenini, ‘‘İnsanların ve ülkelerin neler isteyebileceğine karar vermek’’ olarak açıklıyor. Siparişi veren İtalya ise İtalya'nın tarihi eserleri, Fransa ise Eyfel kulesi, katedraller, ABD için ABD'nin simgelerini üretiyorlar. Ünlü otomobil markası Toyota'nın ‘‘Kristal’’ serisi için Japonlara 150 bin kristal anahtarlık yapmışlar.

Yurtdışı daha heyecanlı

Fehime Koç, ABD ve Uzakdoğu'da ‘‘Made in Turkey’’ ve şirket logosuyla var olduklarını ama İtalya ve Fransa'da durumun böyle olmadığını söylüyor. NATO için yaptıkları ürünleri gösteriyor. ‘‘Türkiye'de üretilen çeşit olarak sınıra geldik. Heyecan kayboldu’’ dese de yurtiçinde de büyük pazar payına sahip olduklarını söylemeden geçemiyor. Ama yurtdışı daha farklı anlam taşıyor. ‘‘Yeni organizasyonlar, rekabet ortamı çok heyecanlı. Dünya pazarlarında daha yerleşik daha sağlam marka olmak çok çekici.’’ Yurtiçinde, özel günler, özel durumlar için ‘‘Bir defalığa mahsus’’ şeyler de yapıyorlar. Mesela, güzellik yarışmalarında kraliçelerinin tacı, asası gibi. Candan Erçetin'in ‘‘Umurumda Değil’’ şarkısının klibinde, üzerinden kalkmadığı meşhur kristal sandalye de Özlem Kristal ürünü: Tam 50 kilogram gelen bu sandalye, Candan Erçetin için özel olarak hazırlandı. Sandalye şimdi Erçetin'in evini süslüyor. Mirkelam'ın ‘‘Tavla’’ klibinde kullanılan tavla da...

İspanyollar, yakın zamana kadar avize kristalini Türkiye'ye yaptırırmış. Ama son yıllarda bu pazarı Mısır, Çin ve Güney Kore devralmış. Fehime Koç, İspanya ve ABD pazarını kaybettiğimizi, bu durumun ucuzcu ve eski atölyecilik anlayışından kaynaklandığını anlatıyor üzülerek. Bütün bu olumsuz koşullara rağmen uluslararası promosyon fuarlarına katılıp Türkiye'yi temsil ettiklerini söylüyor. Özlem Kristal, Eylül'de İtalya, Fransa, Almanya'da düzenlenen promosyon fuarlarına ülkemizden kristal dalında tek firma olarak katılacak. Önümüzdeki yıl için yeni anlaşmalar, büyük mağazalarda standlar için yine görücüye çıkıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!