Rekabet Kurumu: Akaryakıt fiyatları çok yüksek

Güncelleme Tarihi:

Rekabet Kurumu: Akaryakıt fiyatları çok yüksek
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 12, 2008 10:56

Rekabet Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) bir yazı göndererek, akaryakıt sektöründe uygulanan fiyatların çok yüksek olduğunu, bunun sektörde rekabetin sağlanmamasından kaynaklandığını bildirdi.

Sektörün fırsat karları elde ettiğini kaydeden Rekabet Kurumu, EPDK’dan; sektöre ilişkin yasayı değiştirmesini, yüksek akaryakıt fiyatlarına neden olan sistemi yeniden düzenlemesini ve yeni rafineri başvurularını karara bağlamasını istedi.

Rekabet Kurumu, EPDK’ya gönderdiği, akaryakıt sektöründe hazırladığı rapor ve sektöre yönelik ön araştırmanın sonuçlarını açıkladı. EPDK’ya gönderilen yazıda, akaryakıt ürünlerinin fiyatlandırmasında rekabetin ihlal edildiği yönündeki iddiaların incelendiği belirtildi.

TÜPRAŞ VE 5 BÜYÜK DAĞITIMCI İNCELENDİ

“Akaryakıt Sektör Raporu”nda yer alan tespitlerden hareketle Rekabet Kurulu tarafından alınan karar gereğince; Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (Tüpraş) ve pazar payı itibarıyla en büyük beş dağıtım şirketini (Petrol Ofisi, Shell&Turcas Petrol, BP Petrolleri, Opet Petrolcülük, Total Oil Türkiye) kapsayan bir önaraştırma yapıldığı kaydedildi.

Önaraştırma Raporu’nun Kurul’da görüşülmesi sonucunda alınan 24 Temmuz tarihli kararda; yalnızca fiyatlandırmaya ilişkin bilgi ve belgelerden hareketle 4054 sayılı Kanun’un ihlal edildiği kanaatine ulaşılamayacağı ve bu nedenle soruşturmaya gerek olmadığı sonucuna varıldığı ifade edildi. Yazıda, “Ancak, eş zamanlı olarak görüşülen ‘Akaryakıt Sektör Raporu’nda yer alan tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, akaryakıt sektöründeki rekabetin önünde ciddi yapısal engeller bulunduğu ve sektörün rekabetçi bir görünüm arz etmediği sonucuna ulaşılmıştır” denildi.

FIRSAT KARLARI ELDE EDİYORLAR

Yazıda yer verilen “Akaryakıt Sektör Raporu”nda, 1 Ocak 2005’ten bu yana uygulanan serbest fiyatlandırmaya işaret edilerek, “Perakende fiyatlandırmaya da büyük ölçüde hakim olan dağıtım şirketlerinin, Tüpraş tarafından uygulanan ‘OFM’ benzeri bir model çerçevesinde bazen Tüpraş fiyatını bazen ise doğrudan uluslararası fiyatları takip etmek suretiyle fırsat karları elde etmeye yönelik bir fiyatlandırma stratejisi oluşturdukları” ifade edildi.

Sektörde dağıtım-bayilik seviyesinde bir dikey bütünleşme eğilimi olmamasına rağmen mevzuatın, dağıtım şirketlerinin kendi işlettikleri bayilerle yapılan satışlara sınırlama getirerek dikey bütünleşmeyi kısıtlayan bir model oluşturduğu kaydedilen raporda, dikey bütünleşmenin finansal avantajları dikkate alındığında, dağıtım ve perakende satış karlarının ayrışması sonucunu doğuran bu modelin, fiyat rekabeti yaratmak bakımından etkin bir model olmadığı vurgulandı. Bu nedenle dolayısıyla yüzde 15 sınırının, AB üyesi ülkelerdeki ortalama dikkate alınarak revize edilmesi ve Petrol Piyasası Kanunu’nun değiştirilmesi gerektiği bildirildi.

Bununla birlikte, yüzde 15 sınırının yukarı çekilmesinin tek başına yeterli olmadığı, dağıtım/bayilik seviyesindeki dikey bütünleşme oranının yüzde 100’e yakın olduğu kaydedildi. Raporda, dikey bütünleşme oranını yüzde 100’e yakın düzeyde bulunmasına neden olan intifa ve tapuya şerh edilmiş kira ve benzeri sözleşmelerin, “rekabet yasağı” olarak değerlendirilmeleri gerektiği; bu sözleşmeler ve benzer yollarla beş yılı aşan rekabet yasaklarına ya da bu sonucu doğuran sözleşmelere izin verilmemesi gerektiği anlatıldı.

5 ŞİRKET YÜZDE 90’A HAKİM

İntifa ve tapuya şerh edilmiş kira ve benzeri sözleşmelerle yaratılan katı yapının, dağıtım pazarına girişlerin önünde ciddi bir engel teşkil ettiği kaydedilen raporda, “EPDK tarafından lisans verilmiş 47 dağıtım şirketi bulunmasına rağmen, sadece beş teşebbüsün pazarın yaklaşık yüzde 90’ına hakim olduğu ve bu durumun uzunca bir süredir değişmeden devam ettiği; dolayısıyla akaryakıt ürünleri sektöründeki en önemli sorunlardan birinin mevcut oligopolistik pazar yapısı olduğu ve kalıcı bir rekabetin tesis edilebilmesi için bu yapının mutlak suretle değişmesi gerektiği değerlendirilmiştir” denildi.

Özellikle yerleşim birimlerinde yeni bayilik oluşturmanın önünde fiili ve yasal engeller bulunduğuna işaret edilen raporda, pazar payı yüzde 5’in altında kalan küçük dağıtım şirketlerinin beş yıldan daha uzun süreli sözleşmeler yapabilmelerine imkan verilmesi önerildi.

Bayilik sözleşmelerinde yer verilen “minimum satış sınırı”nın da rekabete aykırı durum yarattığı anlatılan raporda, dağıtım şirketlerinin lisanslarının sürmesi için getirilen minimum 60 bin ton satış yapılması konusunun “açıkça” pazara giriş engeli yarattığı ve kaldırılması gerektiği kaydedildi.

YENİ RAFİNERİ BAŞVURULARINI HEMEN KARARA BAĞLAYIN

Tüpraş’ın hakim durumda olmasından hareketle rafinerilerin dağıtım şirketleri arasında ayrımcılık yapamayacağı yönünde bir düzenleme getirildiği anımsatılan raporda, bununla birlikte Türkiye akaryakıt pazarındaki gelişmeler kapsamında yeni rafineri yatırımlarının gündemde olduğuna dikkat çekildi. EPDK’ya yapılan söz konusu başvuruların süratle sonuçlandırılması gerektiğinin altı çizilen raporda, Tüpraş karşısındaki rekabetin güçlendirilmesi bakımından, ayrımcılığa ilişkin düzenlemenin “hakim durumda olan rafinericiler”le sınırlandırılarak, pazara yeni girecek rafinericilere kendi dağıtım kanallarının oluşturulması ve rekabetçi fiyatlandırma olanağının tanınması gerektiği belirtildi.

Yeni kurulacak olan akaryakıt istasyonlarının aralarında fiziki olarak bulunması gereken mesafelerle ilgili düzenlemelerin rekabete aykırı olduğu ve kaldırılması gerektiği vurgulanan raporda, dağıtım şirketlerinin pazar paylarına ilişkin yüzde 45’lik kısıtlamanın da gereksiz olduğu ifade edildi.

Petrol Piyasası Kanunu çıkarılırken de Rekabet Kurumu’nun bu görüşleri verdiği ancak görüşlerin dikkate alınmadığı kaydedilen raporda, bunun sonucunda sektörde sorunlar yaşanmaya başladığı ve Rekabet Kurumu’nun ceza kesme yolunun açık olduğu vurgulandı.

AKARYAKIT FİYATLARI YÜKSEK

Rapor verilerinin ardından değerlendirmede bulunulan yazıda, akaryakıt piyasasında fiyatların aynı olmadığı, küçük de olsa farklılıklar bulunduğuna işaret edildi. Akaryakıt fiyatlandırmasında rekabetçi piyasa yapısından uzak bir görünüm bulunduğunun altı çizilen yazıda, “Vergilerin akaryakıt fiyatlarının yüksekliğinde önemli bir etken olduğu bir ölçüde kabul edilebilir olmakla birlikte, vergi dışı fiyatlar bakımından da Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının yakın pazarlara kıyasla yüksek olduğu; depo fiyatlarının bile Avrupa perakende satış fiyatlarının üzerinde seyrettiği görülmektedir” denildi.

Uluslararası fiyatların dalgalı bir seyir izlediği ve Tüpraş tarafından OFM benzeri bir fiyatlandırma sistemin uygulanmakta olduğu 1 Ocak 2005 sonrası dönemde, fiyat düşüşlerinin, fiyat artışlarına kıyasla aynı duyarlılıkla piyasaya yansıtılmadığı vurgulandı.

Sektörde rekabetin önünde ciddi yapısal engeller bulunduğunun tespit edildiği belirtilen yazıda, “Teşebbüsler bir yandan sınırlı bir alanda rekabet ederken, diğer yandan bu yapısal engellerin yarattığı avantajlar sayesinde fiyat rekabetinden kaçınmaktadırlar” denildi. Rekabet Kurumu ceza kesse de kalıcı bir çözüm getirmeyeceği ve yapısal değişikliğe ihtiyaç bulunduğu anlatılan yazıda, “Bu aşamada mevcut bilgi ve belgeler 4054 sayılı Kanun’un (Rekabetin Korunması Hakkında Kanun) ihlal edildiği sonucuna ulaşmak bakımından yeterli görülmemekle birlikte, bu durum sektördeki teşebbüslerin tümüyle rekabetçi bir yapı içerisinde faaliyette bulundukları anlamına gelmemekte, EPDK’ya verilen düzenleyici yetkilerin, böyle bir durumda da gerekli olduğu ve rekabetçi bir yapı tesis edilene kadar kullanılması gerektiği düşünülmektedir” denildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!