Pokerden kalkıp Japonya’ya gittim ummadığım kadar çok para kazandım

Güncelleme Tarihi:

Pokerden kalkıp Japonya’ya gittim ummadığım kadar çok para kazandım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2010 00:00

İstinyePark’ın sahipleri Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım, İstinyePark gibi büyük sükse yapacak lüks bir konut ve otel projesine Bodrum’da 2011’de başlıyor. Başarılarının sırrını anlatan Kurşun, “Yıllar önce pokerden kalkıp Japon ziyaretçileri ağırladım. Hayatımız değişti. Güzel para kazandık. Eroin satsam öyle para kazanamazdım” dedi.

İŞ dünyasında uzun yıllardır ortaklıkları kadar dostluklarıyla da dikkat çeken Orjin Group’un sahipleri Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım, İstinyePark ile gayrimenkulde çıtayı yükselttkilerini bu nedenle yeni yatırımlarda çok seçici davranmak zorunda kaldıklarını söyledi. Ödül zengini İstinyePark’tan sonra çok sayıda gayrimenkul projesi teklifi aldıklarını belirten Zafer Kurşun, “Bodrum’da bir arazi aldık. Torba-Türkbükü arasında lüks bir yaşam merkezi oluşturacağız. 250-300 milyon dolarlık bir yatırım” dedi. Kurşun, bundan sonra yatırımlarının ağırlıklı olarak gayrimenkul sektöründe olacağını belirterek “İstinyePark çok iddialı bir projeydi. Hemen arkasından yeni projeye başlamak doğru değildi. Biz de dinlendik. 2011’de yeniden projelere başlarız. Bodrum’daki projede lüks konut, otel ve yaşam alanları olacak. Ayrıca 2011’de Tepebaşı’ndaki otel de açılacak” diye konuştu.

İş zevkten önce gelir

Birleşmiş Markalar Derneği’nin (BMD) düzenlediği ‘Farkı Ne Yarattı’ konferansında Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım 30 yıllık dostluk ve ortaklıklarının sırlarını anlattı. Zafer Kurşun, kaderlerini değiştiren gelişmeyi şöyle aktardı: “Aralık ayının son haftası poker oynardık. Yılda bir yaptığımız şamata, eğlence... Birden telefonla öğrendik ki bir minibus dolosu Japon gelmiş. Mecburen pokere ara verip onlara fabrikayı, showroom’u gezdirdim. Onlar da beni hemen Noel döneminde Osaka’ya çağırdılar. Altı şehirde aktarma yaparak Osaka’ya saçma sapan bir yoldan gittim. Ayağımda beyaz spor ayakkabı. İş görüşmesi için yanıma aldığım siyah ayakkabıyı ise bavuldan çalmışlar. Mağazaya gidip 46 numara ayakkabı istiyorum; gülüyorlar. Meğer en büyük ayak numarası 40’mış. Görüşmeye siyah takım elbise, beyaz spor ayakkabı ile gittim. O pokerden kalkıp gittiğim iş bize ciddi kazanç sağladı. Güzel para kazandık. Eroin satsan bu para kazanılmaz. İş her zaman zevkten önce gelmeli. Ciddiye alıp Japonları karşılamasaydık olaylar böyle gelişmeyecekti.”

Dostluktan hep kazandık

Zafer Kurşun, iş özel hayata vakit bırakmadığı için çalıştıkları insanlarla dostluk kurmak zorunda kaldıklarını belirterek, şu anda iş yaptıkları herkesle dostluklarının çok eski olduğunu ve hep bunun avantajını gördüklerini söyledi. Kurşun, “1980-1990’larda enternasyonalleşmeyi, kendimizi yetiştirmeyi öğrendik. Asıl parayı da o zaman kazandık” dedi.
Zafer Yıldırım ise 1999’da Hugo Boss’un Türkiye mağaza yapılanmasını gerçekleştirdiklerini, bunun çok itibar getiren ve göz önüne çıkmalarını sağlayan bir iş olduğunu söyledi. Yıldırım, şöyle konuştu: “Cironun yüzde 1-2’si Hugo Boss’tan geliyor ama etkisi çoktu. Bizim ciddi PR’ımız (tanıtımımız) oldu. Bugüne kadar hep müşterilerimizi kendimiz gibi gördük. 25 yıldır kazandığımız o güven ve itibarla hâlâ iş yapıyoruz.”

Almanya’da ilk Türk şirket olduk ABD’de başarısızlığı kabullendik

ZAFER Kurşun, 1981’de ilk depoyu Düsseldorf’ta açıp, Almanya’da kurulan ilk Türk şirket olduklarını hatırlatarak “Hem zor hem de güven problemi var. Malı oraya getirip oradan teslim ediyorduk. Bizler ihracatı yeni öğreniyoruz. Oradaki ithalatçıların yerlerini aldık. İmalatçılık ve toptancılık birleşince daha avantajlı duruma geçtik. Başarı geldi. Orada kurulan ilk Türk firma olma cesaretini gösterdik” diye konuştu. Zafer Yıldırım ise çoğunlukla deneyerek öğrendiklerini belirterek “ABD ve Rusya maceramızda ise o kadar başarılı olamadık. Rusya karışık bir yerdi. Gittik firma ve showroom kurduk. Anlamsız sigorta, güvenlik paraları isteniyordu. Malları çekmekte de problem vardı. Biz de kapattık. ABD’de ise Uzakdoğu’nun fiyat rekabetiyle baş edemedik. Zaten o dönemde de Avrupa ve Rusya’da acaip para kazanıyorduk” dedi.

Anlaşmazlık olur ama iş kan davasına dönüşmez

ZAFER Kurşun ve Zafer Yıldırım ortaklıktaki sırlarını anlattı, gençlere tavsiyelerde bulundu.
Kurşun: Arada uyuşmazlıklarımız oluyor ama iş kan davasına dönmüyor. Yıl sonu hesaplarına bile bakmayız. Sevgi, saygı güven önemli. Arasıra Beşiktaş-Fenerbahçe muhabbeti olur aramızda. O akıllı benle tavla oynamaz ben de sporcu değilim. Burdan yırtıyoruz.
Yıldırım: Karşındakinin değirini bil, hakkına saygı göster. Kuzguna yavrusu değerli görünür. Çok değerli, benden daha iyi diye düşünürseniz ilişkiniz daha iyi olur.
Kurşun: Dürüstlük çok önemli. Hayat bir marathon; 100 metre koşu değil. İnsan sevgisi ve dürütlüğün olmadığı yerde iş uzun sürmez. Elbette çalışkan ol ama hile, şike yapmadan hayat maratonunu koş. Ve ülkenizi sevin. Kendi zenginliğinizden daha önemli. Kalp krizi geçirdiğinde ambulans 5 dakikada gelemiyorsa kişisel zenginliğin hiçbir işe yaramaz.
Yıldırım: Bizim kuşak şanslıydı. Türkiye’de bir şey yoktu. Biz iyi gözlemciydik. Görerek yaptık. Çok danışırız. Bedava akıl! Çok sorarız arkadaşlarımıza, dinleriz. Allah da yardım etti? Türkiye’nin böyle bir tesisi (İstinyePark) oldu.
Kurşun: Çalışanlar, mimarlar, inşaat-proje ekibi? İstinyePark çok sesli, koro orası koro.

Çok ezildik gücüme gitti

ZAFER Yıldırım, 1980’lerde ihracata başladıklarında çok ezildiklerini belirterek şöyle konuştu: “Bize ‘Türk!’ derlerdi. Çok negatif şeylerle başladık. Pozitife çevirmek için büyük mücadele verdik. Günü geldi sözleriyle de? aşağıladılar demeyeyim de? ben çok alınıyordum işte. 60 yaşlarında Alman bir patron yardımcılarına, ‘Bu Türkler, Zaferler çok iyidir ama bunları yönlendirmek lazım’ dedi. Hiç unutamam! Şimdi o firma ortada yok. Ama şahsi dostluklar çok önemli. Ülke imajını hep düşünün.”

Biri başarı biri para için yola çıktı

YOLA çıkış amaçlarında Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım ayrılık yaşadı.
Kurşun: Para kazanmak için yola çıkmadım. Çok zengin olalım, paralarımız, arabalarımız olsun hırsımız yoktu ama iyisini yapma hırsımız vardı. En güzeleni yapalım, başarı tutkusu... Başarı parayı getirdi. Yıldırım: Ben para kazanmak için yola çıktım. Ama iyisini yapınca para geliyor zaten.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!