OECD: Enflasyon 2000’de yüzde 20

OECD'nin ‘‘Ekonomik Görünüm’’ raporunun Türkiye ile ilgili bölümünde, ‘‘Programdan sapılmazsa, enflasyon 2000 yılında yüzde 20'ye düşebilir’’ denildi.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), uygulanan ekonomik programdan sapılmadığı takdirde, Türkiye'de enflasyonun 2000 yılı sonunda yüzde 20 civarına düşebileceğini belirtti. OECD, Türk ekonomisindeki büyümenin, hükümetin uyguladığı istikrar programı ve gelişmekte olan piyasalardaki krizin etkisiyle 1998 yılı ortasında belirgin olarak yavaşladığına, bunun da enflasyona yansıdığını kaydetti.

OECD'nin altı ayda bir yayınlanan ‘‘Ekonomik Görünüm’’ raporunun Türkiye bölümünde, Türk ekonomisinin büyüme hızının 1998 yılında yüzde 4.75, 1999'da yüzde 4'e geriledikten sonra, 2000 yılında yüzde 5'e çıkacağı tahminine yer verildi.

Hükümetin üç aylık gelir ve gider hedef programının olumlu sonuçlar verdiği söylenen raporda, gelecek yıl yapılacak seçimler öncesinde programın ödün verilmeden uygulanması gerektiği belirtildi. Raporda şöyle denildi:

‘‘Kronik bütçe açığının azaltılmasında ilerleme sağlanması, kamu iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmsi ve yeniden yapılandırılmasına devam edilmesi olduğu kadar, bütçe açığını artırıcı etkisi olan sosyal güvenlik sisteminde reform yapılmasını gerektirmektedir.’’

OECD Türk ekonomisindeki yavaşlamanın sanayi üretimi artışının temmuz ve ağustos aylarında yıllık bazda yüzde 1'in altına inmesi ve hisse senetlerinin temmuz ortasından sonraki iki ayda dolar bazında yarıyarıya değer kaybetmesiyle teyit edildiğini söyledi.

GELİRLER ARTTI

1998 yılının ilk altı ayında bütçe gelirlerinin üç aylık hedeflerinin yüzde 15 üzerinde gerçekleştiğini söyleyen OECD, bu artışın vergi toplama konusunda alınan önlemlerden kaynaklandığını belirtti. OECD 1997'de denk olan olan faiz dışı bütçe dengesinin, uygulanan bütçe disiplini tedbirleri sayesinde 1998 yılı sonunda GSYİH'nin yüzde 4'ünün üzerinde fazla vereceğinin tahmin edildiğini söyleyerek şöyle devam etti:

‘‘Bununla birlikte kabarık faiz ödemeleri nedeniyle bütçenin bu yıl yüzde 7'nin üzerinde açık vermesi beklenmektedir. Uzun süredir duran özelleştirme programı 1998'de 2.6 milyar dolarlık satışla biraz ivme kazandıysa da bu gelirin yarısından azı bütçe açığını ikame etmekte kullanılacaktır.’’

OECD raporunda Asya krizini fazla hissetmeyen Türkiye'nin Rusya krizinden olumsuz etkilendiği ve bunun sonucunda bono faizlerinin temmuzdaki yüzde 77'den eylülde yüzde 136'ya çıktığı ve merkez bankası rezervlerinin de yaklaşık aynı dönemde 26.7 milyar dolardan 21.5 milyar dolara gerilediği belirtildi.

Raporda ‘‘Kısmen hükümetin mali piyasalardaki tansiyonu düşürmek amacıyla vergi sisteminde yaptığı değişiklikler sayesinde durum stabilize olmuş görünmektedir’’ denildi.

Bununla birlikte kısa vadede dış borçların azlığı ve bankacılık sistemindeki nispeten düşük miktardaki sorunlu krediler gibi güçlü yanlarına karşın, sermaye kaçışının Türk ekonomisi için büyük bir tehdit olarak kalmaya devam ettiği de raporda vurgulandı. Buna karşı OECD kamu açığının daraltılması yönündeki ilerlemelerin devamı ve sosyal güvenlik sistemi başta olmak üzere temel yapısal reformların uygulamaya konulmasının mali bir kriz riskini azaltacağını söyledi.