OECD: Daha güçlü bir performansı hakediyorsunuz

Güncelleme Tarihi:

OECD: Daha güçlü bir performansı hakediyorsunuz
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 26, 2002 13:14

OECD'nin geniş kapsamlı Türkiye raporunda, nüfusunun yaklaşık üçte biri 15 yaşın altında bulunan Türkiye'nin daha güçlü bir ekonomik performansı hakettiği belirtiliyor.

Haberin Devamı

Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi ve Kalkınma Örgütü (OECD), 150 sayfalık, en geniÅŸ kapsamlı Türkiye raporunu hazırladı.Â

Bir yılda hazırlanan ve resmen daha sonra açıklanması beklenen raporun, Avrupa Birliği (AB) tarafından, Türkiye'nin adaylık sürecindeki gelişmeleri görmek açısından esas alınması bekleniyor.

Raporda, "Ekonomik performansın artması, Türkiye'nin, sosyal refah hedeflerine ulaÅŸmasına yardım edecek" deniliyor.Â

Taslakta, Türkiye'nin Örgüt üyesi ülkeler içinde en yüksek genç nüfus, büyüme oranına sahip olduğu, nüfusun yaklaşık üçte birinin 15 yaşının altında bulunduğu ve bu özellikleri nedeniyle ''daha güçlü bir ekonomik performansı hakettiği'' belirtiliyor.

Taslakta, ''Türkiye'nin ekonomik potansiyeline göre sağladığı performans ise hayalkırıklığı yaratıyor. Avrupa, Ortadoğu ve Asya arasında bulunması, coğrafi ve stratejik pozisyonu, Türkiye'yi bölge için bir 'Ekonomi Kapısı' haline getiriyor'' ifadesini kullanan OECD, Türkiye'nin, stratejik pozisyonunun yanı sıra potansiyel bir iç pazara, eğitilmiş iş gücüne ve dinamik bir girişimci yapısına sahip olduğunu da vurguluyor.

Haberin Devamı

Rapor taslağında, Türkiye ekonomisine ilişkin ise şu görüşlere yer veriliyor:

''Gerek ekonomik krizler, gerekse AB adaylığı, Türkiye'nin uzun süredir devam eden kronik sorunlarının çözümünü sağlayacak refromların gerçekleştirilmesi için fırsat oluşturmuştur. Türkiye, düzenleyici reformların çerçevesi ve yönetimi  konusunda şimdiye kadar yavaş ilerledi fakat, reformların gerçekleştirilmesi konusunda önemli bir ilerleme bulunmaktadır.
  Â
Düzenleyici reformların gerçekleştirilmesi, yabancı yatırımın çekilmesi açısından da önem taşıyor. Yabancı sermayenin yeteri düzeyde gelmemesi, düzenleyici reformların gerçekleştirilmemesi nedeniyle, yatırımcıların kaygılarından kaynaklanabilir.''
  Â
Yabancı sermayenin istikrar aradığı, daha çok yatırım  çekilebilmesi için, bürokratik işlemler azaltılarak, makro ekonomik istikrarın sağlanması gerektiği de vurgulandı.

YENÄ° KUÅžAK REFORMLAR
    Â
Rapor taslağında, ilk kuşak reformların, 1980'li yıllarda başlatıldığı anlatılırken, ''1980'li yıllarda başlatılan reformlar, şimdi düzenleyici reformlar ile devam ettiriliyor'' ifadesi  kullanılıyor. Taslakta daha sonra şu görüşler yer alıyor:

Haberin Devamı

''Türkiye, piyasa ekonomisini geliÅŸtirme yolunda önemli reformlar gerçekleÅŸtirdi, fakat mali sorunların çözümüne yönelik, özelleÅŸtirme ve kamu sektöründe kurumsallaÅŸma alanındaki reformların devamına ihtiyaç var. Düzenleyici reformlar Türkiye'de, devletin ekonomideki rolünü azaltmayı, ülke kaynaklarının daha etkin kullanılmasını saÄŸlayacaktır.Â
Reformların baÅŸarısı, Hükümetin siyasi olarak sahiplenmesine ve kararlılığına baÄŸlıdır. Türkiye ekonomisinde kronik hale gelen yüksek enflasyon, kamu finansmanının borçlanma ile yürütülmesinin bir sonucudur. Reformlar gerçekleÅŸtirilmeksizin yüksek enflasyon indirilemez.''  Â

VERGÄ° REFORMU VE KAYITDIÅžI Ä°LE MÃœCADELE
 
Ekonominin yeniden canlanarak büyüyebilmesi için, vergi reformunun daha etkin hale getirilerek, vergi oranlarının indirilmesinin önemine dikkat çekilen rapor taslağında, kayıtdışı ekonomiyle mücadele edilmesi isteniyor.

Haberin Devamı

OECD'nin Türkiye raporu taslağında, vergi reformu konusunda ise şöyle deniliyor:

''Vergi reformu çerçevesinde, kişisel vergi numarası gibi vergi toplamayı daha etkin hale getirecek önlemler alındı. Fakat, sanayi ve iş sektöründe vergiden kaçınma hale yaygınlığını koruyor, bu nedenle halen yüzde 50 oranında bulunduğu tahmin edilen kayıtdışı ekonominin kayıt altına alacak önlemlerin gereği vardır.

Kayıtdışı ekonomi kayıt altına alınarak, vergi tabanı genişletilmeli ve vergi oranları indirilerek, ekonomik büyümeye imkan tanınabilecektir.''

Taslakta, 2000 ve 2001 yıllarındaki krizlerin, etkin bir yönetim ve düzenleme olmaksızın, sürdürülebilir bir yüksek ekonomik büyümenin ve sosyal refahın sağlanamayacağını gösterdiği de vurgulanıyor.

Haberin Devamı

Ayrıca etkin olmayan bir yönetimin sosyal maliyetinin 1999 depreminde görüldüğü, Türkiye'de bina standartlarıyla ilgili uygulamaların gerçekleştirilememesi sonucu, 1999 depreminin çok büyük bir refah kaybına sebep olduğu anlatılıyor. Düzenleyici reformların, Türkiye'nin AB standartlarını sağlayarak tam üyelik açısından önemli olduğu da belirtiliyor.

DÃœZENLEYÄ°CÄ° KURULLAR TAM BAÄžIMSIZ OLMALI
 
OECD'nin hazırladığı Türkiye raporu taslağına göre, düzenleyici kurulların, buralara yapılan atamalar da dahil olmak üzere, tam bağımsız olarak çalışmasının sağlanması gerekiyor. Böylece ekonomide yapısal dönüşümü sağlayabilecek düzenleyici reformlar daha etkin uygulanabilecek.

Haberin Devamı

Reformların koordinasyonunda, her bakanlığın ayrı ayrı sorumlu olmasından çok, koordinasyonu sağlayacak merkezi bir birimin oluşturulmasının önemine değinilen taslakta, ''düzenleyici reformlarda koordinasyonu ve etkinliği sağlamak amacıyla, Hükümet içinde bir bakanın sorumlu olması gerektiği'' ifade ediliyor.

ENERJİ SEKTÖRÜ
 
Enerji ve telekomünikasyon sektörü reformlarının, ekonomik büyüme açısından büyük önem taşıdığı, özellikle enerji reformunun, ekonomik büyüme için anahtar olduğu belirtilerek, ''Türkiye'nin Avrasya Enerji Koridoru'ndaki coğrafi pozisyonu, doğalgaz ve petrol taşınmasında önemli bir avantaj sağlıyor'' ifadesi kullanıldı.

OECD resmen daha sonra açıklanacak taslak raporunda, enerji sektöründeki kamu kuruluşlarının mali durumlarının çok zayıf olduğu, reformun gerçekleştirilmemesi halinde, sektörün finansal olarak çökebileceğine işaret edildi.

Türkiye'nin, büyümeyle birlikte artacak enerji ihtiyacını karşılamak için bu alanda özel sektör yatırımlarına gerek olduğunun altı çizildi.

Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş'nin (TEDAŞ), genel olarak tek tip bir elektrik tarifesi uyguladığına dikkat çekilen raporda, TL temelinde, tarifelerin 2001 yılında, iki kat artış gösterdiği, bunun ise enflasyon dikkate alındığında, çok önemli bir reel artış olduğu ifade edildi.
  Â
Eletrik fiyatlarını yükseltmenin özel bir vergi anlamına geldiğinin belirtildiği raporda, ''yüksek elektrik fiyatları, sanayideki üretimi olumsuz etkileyerek ekonomik büyümeyi azaltır, nihai olarak da devletin vergi gelirlerinin düşmesine neden olur'' denildi.
   Â
DOĞAL GAZ SEKTÖRÜ
 
Rapordaki doğalgaz sektörüyle ilgili kısımda, bu sektörde Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformların, 2009'a kadar sürecek uzun bir süreci kapsadığı, fakak bu reformun, birçok ülkeninkinden daha iyi bir yapısal dönüşüm ve tam rekabetçi bir piyasa düzenini hedeflediği vurgulandı.
   Â
TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜ
 
Türkiye'nin, telekom piyasasında tam bir liberalleşmeyi sağlayacaken son OECD ülkesi olacağı ve Telekomünikasyon sektöründeki düzenlemenin, tüketicilerin yararına olduğunun vurgulandığı raporda, Rekabet Kurumu ile Telekomünikasyon Kurumu arasındaki ilişkinin de piyasanın rekabetçi yapısı açısından önem taşıdığı vurgulandı.

Telekomünikasyon operatörlüğünde yabancı sahipliği sınırlamasının gereksiz olduğunun vurgulandığı raporda, Türkiye'nin, telekomünikasyon sektöründe tam bir özelleştirme sonucu fayda sağlayabileceği, yabancı sermaye sahipliği sınırlamalarının, yeni teknoloji girişini azaltacağı, halbuki Türk Telekomünikasyon sektörünün daha çok yabancı sermayeye ihtiyaç duyduğu belirtildi.

Bu arada, beşinci bir GSM operatörünün piyasa girişinin mümkün görünmediğine de dikkat çekildi.

Raporda, internet hizmet saÄŸlayıcılarının, bir çok OECD ülkesinde olduÄŸu gibi, lisans veya ruhsata gereksinim duymadan çalışmalarına imkan tanınmasının düşünülmesi gerektiÄŸi de vurgulandı.Â

TAVSÄ°YELER
 
Türkiye'nin, reformlarda önemli bir ilerleme kaydettiği vurgulanırken, düzenleyici reformların uygulanmasını bekleyen sorunların olduğunun altı çizildi ve bu sorunlara karşı alınabilecek önlemler için şöyle denildi:

''Hükümet kurumlarına karşı yeniden güven tesis edilmeli. Türkiye, durağan, devletin hakim olduğu ekonomiden, yenilikçi ve girişimci bir ekonomiye geçişi, sivil toplum kuruluşları ve piyasa düzeniyle tamamlamalıdır.

Kamu sektörü, etkinliğini, şeffaflığını ve hesap verilebilirliliğini artırmalıdır. Kamuda, etkinlik ödüllendirilirken, yetersiz performans için müeyyideler uygulanmalıdır.
  Â
Güçlü bir düzenleyici reform yönetimi sağlanmalıdır.

Reformların gerçekleştirilmesinde, konunun halka anlatılması ve kamuoyu desteği büyük önem taşıyor. Bu desteğin sağlanmasında ise iletişime öncelik verilmeli.''

Türkiye tarafından Avrupa Birliği (AB) mevzuatlarına uyum için yapılan düzenlemelerin de, yeniden yapılanmada önemli avantajlar sağladığı belirtildi.

OECD'nin Türkiye raporuyla ilgili çalışmalar geçen yılın başında başlatıldı.

Türk yetkililerin görüşlerini dinleyen OECD, Mayıs ayı içinde tavsiye niteliğindeki önerilerine yer vereceği ve daha sonra kitap haline de gelecek olan nihai raporu yayınlayacak. Rapor, Türk ekonomisini her yönden ayrıntılarıyla irdeleyen uluslararası tarafsız uzmanlarca hazırlanmış bir belge olması açısından önem taşıyor.

Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi ve Kalkınma TeÅŸkilatı'na üye ülkelerde kamu alanında yenilikçi düzenlemeleri, reform çalışmalarını incelemek, deÄŸerlendirmek ve bunların geliÅŸmesine katkıda bulunmak amacıyla 1997 yılında, ''Gönüllü Ãœlke Ä°dari Ä°nceleme'' programını baÅŸlatmıştı.Â

OECD, bu program çerçevesinde 1998 yılından bu yana ABD, Japonya, Hollanda, Meksika, Ä°spanya, Danimarka, Güney Kore, Macaristan, Yunanistan, Ä°rlanda, Ä°talya, Çek Cumhuriyeti ile ilgili incelemelerini yapmıştı.Â

Türkiye ile birlikte ayrıca Polonya, Ä°ngiltere, Kanada'nın incelemesi de tamamlandı.Â

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!