Mükellefin vergileri tek hesapta toplanacak
Güncelleme Tarihi:
ANKA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2005 14:03
Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu, Türk vergiciliğinde devrim anlamına gelen "mükellef cari hesap" sistemine geçileceğini açıkladı.
Arıoğlu, yıl başına kadar tamamlanacak mükellef cari hesap sistemiyle mükellef vergi hesabının tek bir ana hesap başlığı altında toplanacağını belirterek, "Bu hesaptan eğer bir yerden fazla bir ödemesi veya alacağı varsa otomatik olarak öbür taraftaki borcuna mahsup edilebilecek" dedi.
Arıoğlu, Gelirler Kontrolörleri Derneği tarafından düzenlenen, "Kayıtdışı Ekonomi ve Vergi Kanunlarının Yeniden Yapılandırılması" konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’de ekonomik alanda yaşanan düzelmelerin mali disiplinden kaynaklandığını, mali disiplinin en önemli ayağını ise gelirlerin oluşturduğunu söyledi. Arıoğlu, vergi gelirlerini ise Gelir İdaresi’nin topladığını belirterek, verginin ekonomik istikrar bakımından önemini ve sürdürülebilir adil bir sistem dahilinde yürütülmesinin temel koşulunun etkin ve güçlü bir Gelir İdaresi’nden geçtiğini söyledi. Türkiye’de esas meselenin zihniyet değişiminden geçtiğini söyleyen Arıoğlu, Gelir İdaresi’nin yeniden yapılandırılmasını ise bu bakımdan tarihi bir olay olarak değerlendirdi.
Arıoğlu, Gelir İdaresi’nde zihniyeti değiştirmeyi, tabuları yıkmayı ve idarenin temel misyonu olan adaletli, herkesin ödeme gücü doğrultusunda vergi verdiği vergi kayıp kaçağının asgari noktalara geldiği bir yapıyı oluşturmayı amaçladıklarını kaydetti. Gelir İdaresinde "mükellef odaklı" bir İdareyi hayata geçirmeyi amaçladıklarını belirten Arıoğlu, "Bizim meselemiz ünvanların değişmesi, statülerin farklılaşması meselesi değildir. Hiçbir zaman da bunun peşinde olmadık" diye konuştu.
"BORÇ TELEFONLA ÖDENEBİLİYOR"
Gelir İdaresinde teknolojik altyapı alanında önemli adımlar attıklarını belirten Arıoğlu, bunlardan en önemlisinin vergi dairesi anlamındaki önemli bir iş yükünü oluşturan beyanname verme, vergi tahsilatı işini neredeyse vergi dairesinin dışına çıkardıklarını söyledi. Arıoğlu, 15 milyonun üzerinde e-beyanname aldıklarını belirterek, her ay ortalama beyannamelerin yüzde 70’ine yakın bir bölümünün e- beyanname ortamında alındığını kaydetti. Arıoğlu, "Tahakkuk kayıtlarının bankacılık sistemine açılmasıyla bir müşterinin bankaya gittiğinde veya telefon ettiğinde ya da internet üzerinden borcunu öğrenip ister otomatik ödeme talimatı, ister telefon talimatı ister EFT’yle bu borcu ödeyebilme imkanına kavuştuğu noktalara geldik" dedi.
"ADETA DAĞ BİSİKLETİ YAPIYORUZ"
Normalde bir idarenin sürekli "pedal çevirmesi" gerektiğini söyleyen Arıoğlu, "Biz adeta dağ bisikleti yapıyoruz. Gelir idaresi pedal çevirirken, biraz da engelleri aşan bir gayret içerisinde olmak durumunda" dedi.
"MÜKELLEF CARİ HESABI SİSTEMİ"
Türk vergiciliğinde devrim anlamına gelen önemli bir çalışmanın da mükellef cari hesabı sistemine geçiş olduğunu ve yıl başına kadar tamamlanacağını söyleyen Arıoğlu, "Bugüne kadar mükellef hangi vergiyi ödüyorum diyorsa parası fazladan bile yatmış olsa o vergiye sayılıyordu. Ama mükellef cari hesabına geçmiş olmak demek artık mükellefin vergi hesabı tek bir ana hesap başlığı altında olacak. Bu hesaptan eğer bir yerden fazla bir ödemesi veya alacağı varsa otomatik olarak öbür taraftaki borcuna mahsup edilebilecek. Yok efendim sen bununla ilgili bir dilekçe vermedin kusura bakma alacağın bizde kalmış ama biz sana faiz yürütüyoruz anlayışı tamamen tarihe karışacak" dedi.
"MÜKELLEF HAKLARI BİLDİRGESİ"
Arıoğlu, tüm vergi dairelerinde mükellef haklarıyla ilgili bir bildirge oluşturma çalışması içinde olduklarını da söyledi. Arıoğlu, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın bu çalışmayı başlattığını ve bunun tüm teşkilata yayılmasına ilişkin çalışmanın devam ettiğini söyledi. Arıoğlu, "Artık hem mükellefimiz hem vergi dairesinde çalışan elemanımız, hem de tüm gelir idaresi mensupları işin odağında mükellefin olduğunu, bizim görevimizin yasaları uygulamak ve yasalar çerçevesinde mükellefin vergisini ödemesine imkan sağlamak ve vergi kayıp kaçağını en pratik şekilde tespit edip bununla ilgili gerekli tetkikleri ortaya koymatır" dedi.
"BULANIK SUDA BALIK AVLAMA BİTTİ"
Denetimde en temel noktanın klasik denetim anlayışının değiştirilmesi olduğunu söyleyen Arıoğlu, "Artık eski dönemlerde olduğu gibi bulanık suda balık avlama misali tesadüfi dosya seçimi yerine artık gelir İdaresi Başkanlığı gelir ambarı sisteminin topladığı bilgileri risk analizi yöntemi sonucu değerlendirilmesinin sonucunda seçilen denetim grubu içinde hangi sektörde inceleme yapılacaksa o sektörde denetim yapılacak" dedi. Arıoğlu, söz konusu uygulamaya bu yıl başladıklarını söyledi.
"NAYLON FATURAYA SON"
Arıoğlu, bir yandan da internet ortamında beyanname almanın ötesinde çift taraflı B formu aldıklarını belirterek, "Bu form sayesinde artık naylon fatura düzenleyen mükellefler, eskiden tesadüfi bulunma durumlarını düşünerek bu işi rahatlıkla yapabiliyorlardı. Ama artık işin bu kadar kolay olmadığını görecekler. Çift taraflı B formu uygulamasıyla hangi mükellef kimden ne almış bunu gördüğümüz gibi, ona satan mükellefin de kaydı net olarak ortaya çıkıyor" dedi.
Arıoğlu, Gelirler Kontrolörleri Derneği tarafından düzenlenen, "Kayıtdışı Ekonomi ve Vergi Kanunlarının Yeniden Yapılandırılması" konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’de ekonomik alanda yaşanan düzelmelerin mali disiplinden kaynaklandığını, mali disiplinin en önemli ayağını ise gelirlerin oluşturduğunu söyledi. Arıoğlu, vergi gelirlerini ise Gelir İdaresi’nin topladığını belirterek, verginin ekonomik istikrar bakımından önemini ve sürdürülebilir adil bir sistem dahilinde yürütülmesinin temel koşulunun etkin ve güçlü bir Gelir İdaresi’nden geçtiğini söyledi. Türkiye’de esas meselenin zihniyet değişiminden geçtiğini söyleyen Arıoğlu, Gelir İdaresi’nin yeniden yapılandırılmasını ise bu bakımdan tarihi bir olay olarak değerlendirdi.
Arıoğlu, Gelir İdaresi’nde zihniyeti değiştirmeyi, tabuları yıkmayı ve idarenin temel misyonu olan adaletli, herkesin ödeme gücü doğrultusunda vergi verdiği vergi kayıp kaçağının asgari noktalara geldiği bir yapıyı oluşturmayı amaçladıklarını kaydetti. Gelir İdaresinde "mükellef odaklı" bir İdareyi hayata geçirmeyi amaçladıklarını belirten Arıoğlu, "Bizim meselemiz ünvanların değişmesi, statülerin farklılaşması meselesi değildir. Hiçbir zaman da bunun peşinde olmadık" diye konuştu.
"BORÇ TELEFONLA ÖDENEBİLİYOR"
Gelir İdaresinde teknolojik altyapı alanında önemli adımlar attıklarını belirten Arıoğlu, bunlardan en önemlisinin vergi dairesi anlamındaki önemli bir iş yükünü oluşturan beyanname verme, vergi tahsilatı işini neredeyse vergi dairesinin dışına çıkardıklarını söyledi. Arıoğlu, 15 milyonun üzerinde e-beyanname aldıklarını belirterek, her ay ortalama beyannamelerin yüzde 70’ine yakın bir bölümünün e- beyanname ortamında alındığını kaydetti. Arıoğlu, "Tahakkuk kayıtlarının bankacılık sistemine açılmasıyla bir müşterinin bankaya gittiğinde veya telefon ettiğinde ya da internet üzerinden borcunu öğrenip ister otomatik ödeme talimatı, ister telefon talimatı ister EFT’yle bu borcu ödeyebilme imkanına kavuştuğu noktalara geldik" dedi.
"ADETA DAĞ BİSİKLETİ YAPIYORUZ"
Normalde bir idarenin sürekli "pedal çevirmesi" gerektiğini söyleyen Arıoğlu, "Biz adeta dağ bisikleti yapıyoruz. Gelir idaresi pedal çevirirken, biraz da engelleri aşan bir gayret içerisinde olmak durumunda" dedi.
"MÜKELLEF CARİ HESABI SİSTEMİ"
Türk vergiciliğinde devrim anlamına gelen önemli bir çalışmanın da mükellef cari hesabı sistemine geçiş olduğunu ve yıl başına kadar tamamlanacağını söyleyen Arıoğlu, "Bugüne kadar mükellef hangi vergiyi ödüyorum diyorsa parası fazladan bile yatmış olsa o vergiye sayılıyordu. Ama mükellef cari hesabına geçmiş olmak demek artık mükellefin vergi hesabı tek bir ana hesap başlığı altında olacak. Bu hesaptan eğer bir yerden fazla bir ödemesi veya alacağı varsa otomatik olarak öbür taraftaki borcuna mahsup edilebilecek. Yok efendim sen bununla ilgili bir dilekçe vermedin kusura bakma alacağın bizde kalmış ama biz sana faiz yürütüyoruz anlayışı tamamen tarihe karışacak" dedi.
"MÜKELLEF HAKLARI BİLDİRGESİ"
Arıoğlu, tüm vergi dairelerinde mükellef haklarıyla ilgili bir bildirge oluşturma çalışması içinde olduklarını da söyledi. Arıoğlu, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın bu çalışmayı başlattığını ve bunun tüm teşkilata yayılmasına ilişkin çalışmanın devam ettiğini söyledi. Arıoğlu, "Artık hem mükellefimiz hem vergi dairesinde çalışan elemanımız, hem de tüm gelir idaresi mensupları işin odağında mükellefin olduğunu, bizim görevimizin yasaları uygulamak ve yasalar çerçevesinde mükellefin vergisini ödemesine imkan sağlamak ve vergi kayıp kaçağını en pratik şekilde tespit edip bununla ilgili gerekli tetkikleri ortaya koymatır" dedi.
"BULANIK SUDA BALIK AVLAMA BİTTİ"
Denetimde en temel noktanın klasik denetim anlayışının değiştirilmesi olduğunu söyleyen Arıoğlu, "Artık eski dönemlerde olduğu gibi bulanık suda balık avlama misali tesadüfi dosya seçimi yerine artık gelir İdaresi Başkanlığı gelir ambarı sisteminin topladığı bilgileri risk analizi yöntemi sonucu değerlendirilmesinin sonucunda seçilen denetim grubu içinde hangi sektörde inceleme yapılacaksa o sektörde denetim yapılacak" dedi. Arıoğlu, söz konusu uygulamaya bu yıl başladıklarını söyledi.
"NAYLON FATURAYA SON"
Arıoğlu, bir yandan da internet ortamında beyanname almanın ötesinde çift taraflı B formu aldıklarını belirterek, "Bu form sayesinde artık naylon fatura düzenleyen mükellefler, eskiden tesadüfi bulunma durumlarını düşünerek bu işi rahatlıkla yapabiliyorlardı. Ama artık işin bu kadar kolay olmadığını görecekler. Çift taraflı B formu uygulamasıyla hangi mükellef kimden ne almış bunu gördüğümüz gibi, ona satan mükellefin de kaydı net olarak ortaya çıkıyor" dedi.