Meclis’te teröre bulaşmamış temsilciler varken hapisteki liderle görüşmek doğru mu

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) önceki günkü toplantısına “Bireyin onuru ülkenin bölünmesinden daha önemlidir” çıkışı ile damgasını vuran Cem Boyner, dün de “Meclis’te teröre bulaşmamış temsilciler varken, hapisteki liderle görüşmek doğru mu” sorusunu gündeme getirdi.

Militanlar da sürece katılmalı

TÜSİAD’ın 40’ıncı yıl faaliyetleri kapsamında düzenlediği “21. Yüzyılda Devlet ve Birey” konulu forumda, İspanya, Kuzey İrlanda ve Güney Afrika örnekleriyle demokratikleşme süreci ele alınırken, konuşmacılar başka ülkelerin yaşadıklarından dersler çıkarılabileceğini ancak birebir örnek alınamayacağı vurgusu yaptı. İspanya’nın eski Başbakanı Felipe Gonzales ile eski Savunma Bakanı Narcis Serra’nın da yeraldığı forumda, Güney Afrikalı insan hakları savunucusu Avukat Brian Currin “Militanlar ve silahlı kuvvetler sürece dahil edilmeli” görüşleri ile dinleyicilerin oldukça ilgisini çekerken Cem Boyner de, ülkelerin koşulları farklı olsa bile benzer süreçler yaşandığına dikkat çekti. Bu süreci “Şaşkınlık, görmezden gelmek, inkar etmek, tepki, çatışma, çözümsüzlük, açıklık, konuşma ve çözüm” olarak sıralayan Boyner, Currin’e şu soruyu yöneltti: “Bugün devletin ‘Meclis’te demokratik yollardan seçilmiş, sivil, teröre bulaşmamış temsilcileri ile açık görüşmek yerine, terör örgütünün hapisteki lideri ile gizli görüşmeyi tercih ettiği’ konuşuluyor. Böyle örnek var mı? Sivil siyasetçilerle açık görüşmeyip hapisteki liderleriyle gizli görüşen bir örnek var mı?”

Olağandışı bir durum

Boyner’in bu sorusuna “Çok olağan dışı bir durum ve çok da görülmeyen bir durum” karşılığını veren Currin, siyasi bir partinin muhatap alınmadığı bir örnek hatırlamadığını söyledi. Currin, “Bahsettiğiniz örneği anlamakta zorluk çekiyorum” diye konuştu. Cem Boyner’in yanı sıra Rahmi Koç ve Bülent Eczacıbaşı’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda TÜSİAD üyesinin dinlediği Currin, barış sürecinin ön koşul ve gerekliliklerinin üzerinde durdu.

Türkiye’de ortam oluşmadı

Öncelikle tarafların müzakerelere dayalı bir süreci benimsemesi gerektiğini vurgulayan Currin, şu yorumda bulundu: “Devlet gördüğüm kadarıyla güvenliğe dayalı çözümü tercih ediyor. 21 Ocak itibariyle Başbakanlık, Türk devletinin hiçbir şekilde diyalog başlatmak istemediğini ifade etti. Gördüğümüz kadarıyla Türkiye’de henüz çıkarların paylaşımı konusunda bir ortam oluşmamış.”

TÜSİAD: Sadece bu metinle anayasa yazılsın demiyoruz

TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), “Cumhuriyet dışında değiştirilemez madde yok” çıkışı ile tanıttığı yeni anayasa taslağı ile desteğin yanı sıra eleştiri de toplanken Başkan Ümit Boyner, “Bizim amacımız bir tartışma başlatmak” dedi. “TÜSİAD’ın buradan ‘sadece bu metinleri kullanarak bir anayasa yazılsın’ gibi bir talebi olamaz” diyen Boyner, yöneltilen eleştirilere şu yanıtı verdi: “Bir sivil toplum kuruluşu olarak her şey konuşulsun, tartışılsın istiyoruz. Onun için de 22 değişik akademisyen ve kanaat önderinden bu konuda fikir aldık. 5 konuda 11 toplantının sonuç belgelerini yayımladık. Tartışma devam etmeli.”

Tabulardan arınmış bir ortam

“Devlet ve Birey” konulu forumda da Türkiye’nin 21’inci yüzyıla uygun, herkesin anlayabileceği ve katkı verebileceği bir anayasaya ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Boyner, kamuoyu ile paylaştıkları çalışmanın çok önemli bir yolu açtığını dile getirdi. Boyner, şöyle konuştu: “TÜSİAD aslında bu işin moderatörü olarak buna imkan sağlamayı görev biliyor. Bizim amacımız, korkulardan, klişelerden, tabulardan arınmış, özgür ortamlarda vatandaşlarımızın yeni anayasayla ilgili  fikirlerini özgürce dile getirebilmesidir.”

İşi sulandıracak bütün yorumları kenara bırakalım

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Erkut Yücaoğlu, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili eleştirilere “Bu işi sulandıracak bütün ‘comment’leri (yorumları) kenara atmak lazım” yanıtını verdi.
Daha liberal, baskıcı olmayan ve bireye odaklanmış bir anayasayı herkesin istediğini söyleyen Yücaoğlu, şunları kaydetti: “Anayasaya bakarak kanun yapılacağına göre, kanunlar da bu hukuk lisanı içerisinde olacağına göre, çok hamasi şeylere lüzum yok. Ama anayasanın içerisinde ülkenin rejimiyle ilgili çok net şeylerin olması da doğal. Önemli olan bu tartışmayı uluslararası standartlara göre yapabilmek. İnsanın içinin rahat olması lazım.”
Çalışmada akademisyenlerden başka diğer kesimlerden temsilcilerin bulunmamasına ilişkin eleştiriler için “Doğru ama böyle bir başlangıç en sağlıklı yöntem olacaktır” diyen Yücaoğlu, Cem Boyner’in çıkışının hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu: “Tabii ki bireyin haklarının en üst düzeyde olması ve devletin kendisini müdafaa şeklinin biraz geri çekilmesi Türkiye için elzem.”

Cem ‘bölünelim’ demedi

ÜMİT Boyner, eşi Cem Boyner’in “Bireylerin mutluluğu devletin bölünmesinden daha önemli” sözüne ilişkin bir soru üzerine “Cem, konuşmasında ‘bölünelim’ demedi. O sadece böyle bir anayasa çalışmasından dolayı, akademisyenlere ve bize gösterilecek olan tepkilere dikkat çekerek, bir uyarıda bulundu. Bu ikisini birbirinden iyi ayırmak lazım” diye konuştu.

TÜSİAD’a ilk tepkiyi siyasetçiler verdi

TÜSİAD’ın, değiştirilemez maddeleri de kapsayan ve Meclis’te türbana kapı aralayan anayasa önerisi siyasette yankı buldu. Siyasetçilerin, bu çalışmaya ilişkin değerlendirkeleri şöyle oldu:

CHP: Değiştirilemez maddeler değiştirilemez

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “TÜSİAD’ın Anayasa değişikliği taslağında yer alan ‘Anayasa’da değiştirilemez madde yer almasın’ önerisini doğru bulmuyoruz, bu maddelerin değiştirilebileceğini düşünmüyoruz. Ama Ülkemizde demokrasi ve özgürlük var, insanlar düşüncelerini özgürce dile getirebilirler. Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu idaresidir, o iradeye de hepimizin saygı duyması gerekir.”

AK Parti: 3 maddeyi tartışmaya açarsanız mesafe alamazsınız

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıcı: “TÜSİAD’ın gündeme getirdiği görüşler kesinlikle AK Parti’nin görüşleri değil. İlk 3 maddenin tartışmaya açılmaması gerektiği görüşündeyiz. İlk 3 madde üzerinde tartışma açılırsa emin olun o anayasanın hiçbir maddesini tartıştıramazsınız, bir mesafe alamazsınız. Eyaletler üzerinden başkanlık sistemi çağrışımı yapabilecek ve yeni anayasayı gölgede bırakabilecek spekülatif tartışma konularına girilmemeli. Yeni anayasa ideoloji odaklı olmasın, insan odaklı olsun. Bunlarda mutabakat sağlanabilir. Başörtülü milletvekili gibi konular tartışılması gereken konulardır.”

BDP: Bizde de benzer görüşler var

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, şu değerlendirmeyi yaptı: “TÜSİAD’ın açıklaması ve anayasa çalışmalarını önemsiyoruz. Daha özgürlükçü ve bireyi önceliğe alan bir anayasa çalışmasında ileri sürdükleri bazı hususlar bizim de ilgi alanımızda ve bu konuda özellikle eşit yurttaşlık, düşünce özgürlüğü, seçim barajları, bölge parlamentoları ve değiştirilemeyecek maddeler konusunda bizim de benzer görüşlerimiz vardır. Umuyorum özgür bir tartışma ortamı sağlanırsa birçok konuda ortaklaşma imkanı sağlanabilir. Başörtüsü bir anayasa konusu değil, içtüzük, Meclis Başkanlık Divanı konusudur. Anayasalar zaten özgürlükleri tanımlar. Özgürlükçü demokratik bir anayasa için bizim de anadilde eğitimden tutun da yerel yönetimlerin güçlenmesine kadar taleplerimiz var.”

MHP: TÜSİAD haddini bilsin ve İzmir Marşı’nı iyi okusun

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TÜSİAD’ın hazırladığı yeni anayasa taslağına tepki göstererek, “Oturmuşlar orada ısmarlama anayasa yapıyorlar. Bu anayasanın Erdoğan’ın hazırladığı Anayasa’dan ne farkı var” diye konuştu. Vural, sözlerine şöyle devam etti: “Ne sıkıntıları varsa, değişmez maddelerle! Efendim bunlar değiştirilebilirmiş. İstiklal Marşı değiştirilebilirmiş, başkent Ankara değiştirilebilirmiş. TÜSİAD’a tavsiyem, İzmir Marşı’nı iyi okusunlar. Ondan sonra bir de kalkıyor diğer Boyner (Cem), ‘Türkiye’nin, ülkenin bölünmesinden önce insan daha önemlidir’ diyor. Sen kimsin ya. Yüzde 40 alacağım diye çıktın yüzde 1 alıp tepe üstü düştün. Çağdışı, gerçek dışı bir zihniyet, adam kalkmış söylüyor. Keyfiniz için bu milletten devletten vazgeçeceğiz. Herkes haddini bilmeli.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal da, “AKP’nin ‘bitaraf olan bertaraf olur’ tehdidi altında TÜSİAD bedel ödemektedir” dedi.

Misak-ı Milli kararı kenara atılıyor

İŞÇİ Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, “TÜSİAD Misak-ı Milli kararını bir kenara atmayı savunuyor” derken, vatan topraklarının bütünlüğünün tartışmaya açılması, bireyin özgürlüğünün vatanın bütünlüğünden daha önemli olduğu gibi görüşlerin masum fikir beyanları olarak değerlendirilemeyeceğini kaydetti. Gültekin, “Irak ve Afganistan bireylerin özgürlüğü adına işgal edildi. Libya’nın tepesine yağan bombalar da özgürlük adına. Emperyalizmin ajanları Türkiye’ye de müdahale edilebileceğini yazıp duruyorlar” dedi.