Kriz öncesine döndük, Irak'a rağmen iyimseriz

Güncelleme Tarihi:

Kriz öncesine döndük, Iraka rağmen iyimseriz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2003 01:44

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, ‘‘2002 yılında kriz öncesi rakamlara dönmeyi başardık. Şimdi önümüzde Irak Savaşı olasılığı var. Böylesine kasvetli olan bir havada bile 2003'e oldukça iyimser bakıyoruz’’ dedi.

ECZACIBAŞI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 2002 yılında topluluğun ‘‘kriz öncesi rakamlara’’ döndüğünü söyledi. Eczacıbaşı, ‘‘Irak Savaşı olasılığının yarattığı kasvetli atmosferde bile 2003 yılına oldukça iyimser bir gözlükle’’ bakıyoruz'' dedi. Eczacıbaşı, 2001 krizini minimum hasarla atlatmayı sağlayan tedbirleri 2002 yılında da sürdürdüklerini belirtti.

Bülent Eczacıbaşı, 60'ıncı kuruluş yılı olan 2002'yi, yüzde 12 büyüme, yüzde 20 ihracat artışı, 1 milyar 350 milyon dolar ciro ve 7 bin 360 kişilik personelle kapattıklerini bildirdi. Eczacıbaşı, geçen yıl yatırım harcamalarının da kontrol altına alınarak, acilen yapılması gereken harcamalara öncelik verildiğini söyledi.

Eczacıbaşı, ‘‘Kriz nedeniyle her zamankinden çok daha fazla önem verdiğimiz işletme sermayesi ve nakit yönetimi sayesinde Topluluğumuzun mali bünyesinin bir yıl öncesine göre güçlenmesini sağladık’’ dedi.

PROGRAMDAN SAPILMAMALI

Bir önceki Hükümet'in son bir yılında çok önemli icraatları gerçekleştirdiğini belirten Bülent Eczacıbaşı, atılan bütün bu adımların, bütün kazanımların titizlikle korunması gerektiğini vurguladı. Eczacıbaşı, ‘‘2001 yılında tam anlamıyla uçurumun eşiğine gelmiş olan ekonomi, gerek kamu maliyesi, gerekse bankacılık sisteminde ve para politikalarında gerçekleştirilen yapısal reformlarla, yeniden sürdürülebilir bir büyüme sürecine hazır hale getirildi’’ diye konuştu.

Bugün itibariyle, bir önceki hükümetin başlattığı IMF destekli ekonomik programdan önemli sapmalar olmayacağını düşündüklerini belirten Bülent Eczacıbaşı, şunları söyledi:

‘‘Kasım seçimleri sonrasında iktidara gelen AKP Hükümeti'nin ekonomi politikaları konusunda pratiğe dayalı henüz yeterli bir bilgi bulunmaması, ekonomik gözlemcilerin işini zorlaştırıyor. Bu açıdan, IMF ile yürütülen dördüncü gözden geçirme görüşmelerinin sonuçları, 2003 ekonomik programının ana hatlarını belirlemek bakımından oldukça önemli. Maalesef bu görüşmeler de henüz bir sonuca varmadı. Ayrıca Hükümet ve Merkez Bankası yetkilileri, 2003 için enflasyon hedefini yüzde 20 ve büyüme hedefini yüzde 5 olarak açıkladı. Bugün itibariyle, bir önceki hükümetin başlattığı IMF destekli ekonomik programdan önemli sapmalar olmayacağını düşünüyoruz. ’’

BORÇ UYARISI

Irak Savaşı olasılığının yarattığı kasvetli atmosferde bile 2003 yılına oldukça iyimser bir gözlükle baktıklarını söyleyen Eczacıbaşı, şöyle devam etti: ‘‘Türkiye 2002 yılında enflasyonu yüzde 30 düzeyine indirirken, yüzde 7'ye yakın büyüme gerçekleştirdi. Kritik bir seçim dönemi yaşamasına karşın, yüzde 5'in üzerinde bir faiz dışı kamu fazlası yaratmayı başardı. Ancak elbette ki Türkiye ekonomisi hálá ciddi riskler de taşıyor. Bunların başında sorunların en büyüğü olan yüksek kamu borç yükü ve bu borcu taşımayı güçleştiren yüksek faiz düzeyi bulunuyor.’’

Türkiye'nin borç sorunundan acilen kurtulması gerektiği uyarında bulunan Eczacıbaşı, ‘‘Bunun sihirli bir formülü olamayacağına göre, kamu bütçesi daha uzun yıllar reel faiz giderinin üzerinde bir faiz dışı kamu fazlası üretmek zorunda kalacak. Bu, kaçınılmaz bir sonuç. Ancak reel faiz düzeyi aşağı çekilebilirse bu iş çok kolaylaşacak. Bunun da tek yolu Türkiye'nin geleceğine olan güveni güçlendirmek’’ yorumunu yaptı.

Krizin etkileri 2002'de devam etti

YATIRIM
hedeflerini, 2001 krizinin devam etkilerini ve erken seçim olgusunu da gözönüne alarak belirlediklerini hatırlatan Bülent Eczacıbaşı, bu hedeflerimiz doğrultusunda, 2000'de 46 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdiklerini söyledi. 2001 yılı krizinin, negatif büyüme kaydeden ve 2002 senesinde de toparlanamayan inşaat ve finans sektörlerindeki etkisinin sürdüğünü hatırlatan Bülent Eczacıbaşı, şöyle konuştu:

‘‘Ancak, döviz kurlarındaki artışın hızlı olmaması, faiz oranlarındaki düşüşler ve ilk 9 aylık dönemde GSMH'da gerçekleşen yüzde 6.2'lık büyüme gibi yaşanan gelişmelerden, Eczacıbaşı genelde olumlu yönde etkilendi. Buna karşın, ana faaliyet alanlarımızdan özellikle yapı malzemeleri pazarında durgunluğun giderek artması, ilaç sektöründe tahsilatlarda büyük sıkıntılar yaşanması gibi, faaliyet sonuçlarımızı olabileceğinin altına çeken krizin etkileri, 2002'de de kendini hissettirdi. Krizle birlikte yürürlüğe konulan gider tasarrufu, nakit yaratımı, etkin işletme sermayesi ve finansal risk yönetimi gibi önlemlerin uygulanmasına 2002 yılında da devam edildi.’’

Türkiye AB yolunda kararlı ilerlemeli

TÜRKİYE
'yi geleceğe taşıyacak tek anlamlı vizyonun ‘‘Avrupa Birliği’’ olduğunu söyleyen Bülent Eczacıbaşı, ‘‘AB vizyonu Türkiye'nin önündeki yolu netleştiriyor ve sapmalara düşme olasılığını azaltıyor’’ dedi. Eczacıbaşı, bu konuda şunları söyledi:

‘‘AKP Hükümeti, iktidara geldiği ilk günlerde Kopenhag'da zorlu bir görevle karşı karşıya kaldı ve kanımızca bu görevi başarıyla yerine getirdi. AKP bu ilk ciddi icraatı ile Türkiye için çok kritik olan AB vizyonuna bağlı olduğu mesajını verdi. Türkiye 2004 Aralık ayına kadar ekonomik ve politik boyutlarıyla Kopenhag kriterlerine tam uyum sağlamış olacaksa, ve bunun için gereken tüm reformları hızlı ve kararlı bir şekilde yerine getirecekse, Türkiye'de çözüme zaten çok yaklaşmışız demektir. Asıl önemli olan 2004 Aralık ayında AB Konseyi'nin Türkiye hakkında vereceği karar değil. Önemli olan bizim, ‘Kopenhag kriterlerine benimsemiş, bu kriterler etrafında konsensusa ulaşmış bir ülke olduk' diyebilmenin gururunu yaşayabilmemiz. Bu yolda kararlı biçimde ilerleyebilirsek, AB ile yaşanan diplomatik süreç önemsiz bir ayrıntı haline gelecektir.’’

YARIN: DOĞAN HOLDİNG
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!