Karamehmet, 1.5 milyar doları alırken ’Aksoy maddesi’ni unuttu

Güncelleme Tarihi:

Karamehmet, 1.5 milyar doları alırken ’Aksoy maddesi’ni unuttu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2007 00:00

Çukurova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet, Rus Alfa’ya Turkcell borcunu ödemek için J.P. Morgan PLC aracılığıyla 1.5 milyar dolarlık kredi alırken, Show TV’yi de teminatlar arasında gösterince, Erol Aksoy’dan ihtar aldı.

Aksoy, ihtarnamesinde, "Show TV’nin satışı gündeme geldiğinde Erol Aksoy’a eski fiyattan geri alım hakkı doğar" maddesini anımsattı.

RUS Alfa Grubu’na olan borcunu ödemek için geçen ay J.P Morgan PLC aracılığıyla dış piyasalardan 1.5 milyar dolarlık krediye imza atan Çukurova Grubu, en değerli teminatı olan Show TV’yi satın alırken Erol Aksoy ile imzaladığı özel bir anlaşmanın varlığını hiç gündeme getirmedi. Show TV’nin eski sahibi Erol Aksoy’un satış sırasında Çukurova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet’le yaptığı özel anlaşma ’bankaların verdiği kredilerin’ risk altında olduğunu gösteriyor. Çünkü bu anlaşmaya göre, Show TV’nin herhangi bir nedenle satışının gündeme gelmesi halinde Erol Aksoy’un sattığı fiyattan geri alabilme hakkı var.

1999’DA İMZALANAN ANLAŞMA: Avrupa ve Amerika Holding’in sahibi Erol Aksoy ile Mehmet Emin Karamehmet arasında 3 Haziran 1999 tarihinde imzalanan ek bir sözleşmede yer alan 5/e maddesine göre, alıcı, yani Karamehmet Show TV’yi satmak isterse satıcı, yani Erol Aksoy bu hisselerden istediği miktarda ve sattığı fiyattan alma hakkına sahip bulunuyor. Erol Aksoy, 11 Mayıs 2007 tarihinde Beyoğlu 34’üncü Noterliği kanalıyla Çukurova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet’e ’Show TV’nin satışına ilişkin 1999 yılında yapılan ek anlaşmayı hatırlatan bir ihtarname çekti

EN DEĞERLİ ŞİRKETİ: Çukurova’nın J.P Morgan raporunda teminat olarak gösterdiği medya grubu içinde en değerli kurumun Show TV olduğuna dikkat çeken finans çevreleri, bu konuda şu yorumu yapıyor: "Yurtdışındaki bankalar Show TV’ye kendi biçtikleri değer üzerinden Çukurova’ya kredi veriyor. Çukurova’nın bu kredileri geri ödeyememesi durumunda bankalar başta Show TV olmak üzere grubun diğer medya kuruluşlarına da el koyup satmak zorunda kalabilir. Böyle bir durumda ise Karamehmet ile Aksoy arasında 1999 yılında yapılan özel anlaşma maddesi’ uyarınca Show TV’yi yaklaşık 150 milyon dolara Karamehmet’e satan Aksoy’a öncelik tanımak zorundalar. Başkasına satsalar bile Erol Aksoy bu madde uyarınca Show TV’yi geri isteyebilir. Şu anda grubun gazete ve dergileri zararda, Digiturk’ü de halka açacaklar. En değerli Show TV, ama onu da istedikleri fiyata satmaları mümkün olmayacak. Kredi veren bankalar bu riskin farkında değil."

ANLAŞMADA NE VAR: Show TV’nin satışı sözkonusu olduğunda eski sahibi Erol Aksoy’a sattığı fiyattan geri alabilme imkanı veren ve Erol Aksoy ile Mehmet Emin Karamehmet arasında 3 Haziran 1999’da imzalanan Hisse Senedi Satış Sözleşmesi’nin 5/e maddesi şöyle: "Alıcılar, alacakları hisseleri daha sonra kendi grubu dışında başka kişi veya kuruluşlara satmak istedikleri takdirde, satıcının bu hisselerden istediği kadar hisseyi geri alma hakkına sahip olduğunu şimdiden ve peşinen kabul ve beyan ederler."

Show TV, RTÜK’e kendini ihbar etti

J.P. Morgan tarafından Çukurova Grubu adına hazırlanan raporun TV reklam gelirleri bölümü incelendiğinde ise ortaya ilginç bir durum çıkıyor. Yasalar gereği, televizyonların gelirlerinin yüzde 10’unun Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) ödemesi gerekiyor. Show TV’nin raporda yer alan bilançosunda, 2005 yılı TV reklam geliri 180 milyon dolar olmasına rağmen RTÜK’e ödediği pay 11 milyon dolar. Yine aynı şekilde 2006 yılında 200 milyon dolar TV reklam geliri elde etmesine karşılık, RTÜK’e ödenen rakam 11 milyon dolar olarak görünüyor. Bu durumun RTÜK tarafından incelenmesi gereğine dikkat çeken finans çevreleri, "Show TV reklam gelirlerinin bir kısmı yine ayın gruba ait reklam şirketi Mepaş’ta bırakılıyor. Böylece RTÜK’e daha az ödeme yapılması sağlanıyor" yorumunu yapıyorlar. 2 yıllık farkın 16 milyon dolar olduğu ve bu işlemin 5 yıldır yapıldığı gözönüne alındığında, gecikme faizi ve cezaları ile birlikte anormal bir RTÜK matrahının ve cezasının doğduğu belirtiliyor. Ayrıca RTÜK’e az ödeme yapıldığı tespit edilirse hem KDV, hem de Kurumlar Vergisi Kanunu Örtülü sermaye incelemeleri gündeme gelecebileceğine dikkat çekiliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!