IMF'i ikna eden mektup

Güncelleme Tarihi:

IMFi ikna eden mektup
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Uluslararası Para Fonu’na sunulan niyet mektubunda, hükümetin ekonomik programın, Türkiye’yi enflasyondan kurtarmak, büyüme ve toplumun bütün kesimleri için daha iyi yaşam standardı beklentilerini artırmak gibi iddialı bir hedef üzerine odaklandığı kaydedildi.

Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal ile Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel’in imzalarını taşıyan, 64 maddeden oluşan niyet mektubu, ekonomin bütün alanlarında ayrıntılı düzenlemeler içeriyor.

9 Aralık 1999’da IMF’ye sunulan niyet mektubunda, enflasyonun, son 25 yıldır Türkiye’nin ekonomik performansını farklı açılardan zayıflattığı bildirildi.

Enflasyon Türk Lirası’na olan güveni sarsarak, yüksek ve istikrarsız nominal ve reel faizlere de neden olduğu, bunun da toplum üzerinde dramatik sonuçlar ortaya çıkardığı vurgulanan niyet mektubunda, şöyle denildi:

„Spekülatif ve arbitraj (döviz işlemlerinden para kazanma) faaliyetleri giderek daha fazla kaynağı çekmiş ve mali piyasalar ile kurumların işleyişlerini bozmuştur. Dahası, bu yüksek reel faizler zayıf bütçe temel dengesi ile birlikte kamu finansmanını sürdürülemez bir yola sokmuştur. Devlet bankalarının görev zararı ve Merkez Bankası net varlık pozisyonları dahil olmak üzere tanımlanan kamu sektörü borcu, 1998 sonunda gayri safi milli hasılanın (GSMH) yüzde 44’ü iken, bu miktarın 1999 sonu itibariyle GSMH’nin yüzde 58’ine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu durum Türkiye’yi uluslararası mali piyasaların güvenindeki ani değişikliklere karşı zayıf hale düşürmektedir.“

ENFLASYON HEDEFLERİ: 2000 yılı enflasyon hedefinin tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 25, toptan eşya fiyatlarında (TEFE) yüzde 20, 2001 yılı için TEFE’de yüzde TÜFE’de yüzde 12, 2002 TEFE’de 5, TÜFE’de 7’ye düşürmenin hedeflendiği vurgulanan niyet mektubunda, programın, başlangıçta kamu sektörü temel fazlasının mümkün olduğunca yüksek tutulması, yapısal reformlar ve tutarlı gelir politikaları ile desteklenmiş sıkı döviz kuru taahhütlerine dayandığı vurgulandı.

Niyet mektubunda, 2000 yılında GSMH büyüme oranı, 1999 için eksi 2 olarak tahmin edilen büyümeden toparlanma etkisini de yansıtacak şekilde yüzde 5-5.5 aralığında tahmin edilirken, büyümenin 2001-2002 yıllarında ise yüzde 5-6 aralığında olmasının beklendiği kaydedildi.

MALİ UYUM VE ÖZELLEŞTİRME: Mali uyumun, faiz ödemeleri yükünü hafifletmek için daha aktif ve çeşitlendirilmiş bir borç yönetimi politikası ve özelleştirmenin hızlandırılması ile tamamlanacağı bildirilen niyet mektubunda, şöyle denildi:

“2000 yılı kamu sektörü özelleştirme gelirlerini GSMH’nin en az yüzde 3.5’ine (7.6 milyar ABD Doları) yükseltme niyetindeyiz. Telekomünikasyon ve enerji sektörlerinden elde edilecek özelleştirme gelirleri (4.5-5.5 milyar ABD Doları) doğrudan Hazine’ye aktarılacaktır. Özelleştirme İdaresi’nin elde edeceği nakit gelirlerin (3.1 milyar ABD Doları) 0.9 milyar ABD Doları faiz ödemelerinde, işletme maliyetleri için ve KİT’lere transfer edilmek üzere kullanılacaktır. Geri kalan (2.2 milyar ABD Doları), Kamu Ortaklığı Fonu’na (KOF) Bütçe Dışı Fonlar’ın yatırımlarını finanse etmek üzere (400 milyon ABD Doları) ve kalan 1.8 milyar ABD Doları Kamu Ortaklığı Fonu’nun Hazine’ye olan borçlarının azaltılmasında kullanılacaktır. Hangi kaynaktan olursa olsun elde edilecek ek özelleştirme gelirleri borç azaltımında kullanılmak üzere Hazine’ye aktarılacaktır.“

PARA VE DÖVİZ POLİTİKALARI: Niyet mektubunda para ve döviz kuru politikalarında, enflasyonun indirilmesi ve faiz oranlarında hızlı düşüş, para ve döviz kuru gelişmelerinin daha çok önceden tahmin edilebilir hale getirilerek, yerli ve yabancılar için finansal yatırımın değeri üzerindeki belirsizliğin azaltılmasını gerektiği bildirildi. Bu, döviz kuru politikasında daha fazla ileriye dönük taahhütlere doğru bir değişikliği gerektirdiği ifade edilen niyet mektubunda, „enflasyonun düşürülmesi için uygun olsa da, uzun vadede gereksiz katılıklara yol açabilecek para ve döviz kuru politikasına sıkışıp kalmaktan sakınılması gereği vardır. Bu nedenle, bu döviz kuru rejiminden şeffaf ve önceden ilan edilmiş bir çıkış stratejisine ihtiyaç bulunmaktadır“ denildi.

Dövizde, 1 Temmuz 2001’de merkez parite etrafında simetrik olarak giderek genişleyen bir band uygulamasına geçildiğinde, daha esnek bir kur rejimine aşamalı bir geçiş başlatılacağı kaydedilen niyet mektubunda, bu bandın her yıl bir ucundan diğer ucuna yüzde 15’lik bir oranda genişleyece, bandın toplam genişliğinin, Aralık 2001 sonunda yüzde 7.5’e, 2002 yılının Haziran ayının sonunda yüzde 15’e, 2002 Aralık ayı sonunda yüzde 22.5’e çıkarılacağı vurgulandı.

Stand-by anlaşmasının ilk 18 ayında, para politikasının şu kurallara dayandırılacağı bildirildi:

„Her çeyreğin sonunda, Merkez Bankası net iç varlıklar stoğu, 1999 Aralık ayı düzeyini aşmayacaktır. İç para piyasasının esnekliğini artırmak amacıyla, Türk Lirası mevduat stoğuna uygulanan munzam karşılığı oranı yüzde 8’den yüzde 6’ya çekilecek ve Türk Lirası mevduat üzerine yüzde 2’lik disponibilite zorunluluğu getirilecektir. Türk Lirası mevduat için getirilen yeni disponibilite ve munzam karşılık toplamı 2000 yılı içinde değiştirilmeyecektir.

Bu çerçevede, kısa dönemli dalgalanmalar dışında tüm para tabanı, ödemeler dengesi yolu ile yaratılacak ve iç faiz hadleri tamamen piyasa tarafından belirlenecektir.“

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!