IMF:Türkiye yüzde 2.3 büyüyecek, işsizlik artacak

Güncelleme Tarihi:

IMF:Türkiye yüzde 2.3 büyüyecek, işsizlik artacak
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 2012 15:56

IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu yayınlandı. Raporda Türkiye için şubat ayında ilan edilen büyüme tahminlerinde bir değişiklik yapılmazken, bu yıl için yüzde 2.3, gelecek yıl için ise yüzde 3.2 büyüme öngörüldü. IMF, daha önce Eylül ayında açıkladığı raporda ise Türkiye'nin GSYİH'deki büyüme oranını yüzde 2.2 olarak öngörmüşü.

Haberin Devamı

 

IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu yayınlandı. Raporda Türkiye için şubat ayında ilan edilen büyüme tahminlerinde bir değişiklik yapılmazken, bu yıl için yüzde 2.3, gelecek yıl için ise yüzde 3.2 büyüme öngörüldü. IMF, daha önce Eylül ayında açıkladığı raporda ise Türkiye'nin GSYİH'deki büyüme oranını yüzde 2.2 olarak öngörmüştü.

Rapordan: "Kredilerde devam eden yüksek ya da hızlı büyüme, Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Endonezya ve Türkiye’de endişeleri değişik ölçülerde artırıyor. G20 ekonomileri arasında Arjantin, Hindistan, Rusya ve Türkiye’de, halihazırda tahmin edilenden daha fazla sıkılaşmanın zorunlu olduğu görülüyor."

IMF Türkiye için büyüme tahminlerini değiştirmedi, ancak işsizlikte küçük artış tahmininde bulunarak, finansal sıkılaşma zorunluluğuna değindi. IMF Dünya Ekonomik Raporu’nda 2012’nin ikinci yarısında, gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomilerinde alınan politika önlemleri bileşkesi sonucu bir iyileşme beklendiği belirtilerek, “2011’deki büyük kötüleşmeden sonra küresel beklentiler yeniden tedrici olarak güçleniyor, ancak aşağı yönlü riskler yüksek kalmayı sürdürüyor” denildi.

Haberin Devamı

IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu yayınlandı. Raporda Türkiye için şubat ayında ilan edilen büyüme tahminlerinde bir değişiklik yapılmazken reel GSYİH artışının bu yıl yüzde 2.3, gelecek yıl ise yüzde 3.2 olacağı öngörüldü. IMF tahminlerine göre Türkiye’de bu yıl tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 10.6 olacak, enflasyon gelecek yıl yüzde 7.1’e düşecek. Cari işlemler açığında düşüş sürecek. IMF Türkiye’de bu yılki cari işlem açığının GSYİH’nın yüzde 8.8’i, gelecek yıl ise yüzde 8.2’si olacağı tahmininde bulundu. Türkiye’deki işsizliğin geçen yıl yüzde 9.9 düzeyinde ölçüldüğünü belirten IMF, işsizlik rakamlarını bu yıl yüzde 10.3, gelecek yıl için ise yüzde 10.5 biçiminde tahmin etti.

Bu yıl dünya ekonomisinde büyümenin 2011’de kaydedilen yüzde 4’ten yüzde 3.5’a düşmesi bekleniyor. Düşüşün 2011’in ikinci yarısı, 2012’nin ise ilk yarısındaki zayıf ekonomik etkinlikten kaynaklanacağı belirtildi. Küresel ekonomi gelecek yıl yüzde 4.1 büyüyecek. Rakamlarda ocak tahminlerine göre yüzde 0.2 ve 0.1 artışa gidildi.

Haberin Devamı

Euro bölgesi dahil birçok ekonomide büyümenin Ocak Dünya Ekonomik Görünüm Raporu güncellemesinde tahmin edilenden ılımlı ölçüde daha büyük olması bekleniyor. Euro bölgesinin bu yıl, ülke borç krizleri ve genel güven kaybı ile banka borç azaltmaların reel ekonomi üzerindeki etkileri ve piyasa baskısına karşı getirilecek mali konsolidasyonun etkisi sonucu ılımlı resesyona gireceği tahmin ediliyor.

Gelişmiş ekonomilerde büyüme bu yıl yüzde 1.4, gelecek yıl yüzde 2 olacak. Tahmin ocak ayına göre sırasıyla yüzde 0.2 ve yüzde 0.1 artırıldı.

Euro bölgesi bu yıl yüzde 0.3 küçülecek, gelecek yıl ise yüzde 0.9 büyüyecek. ABD’de büyüme bu yıl ve gelecek yıl yüzde 2.1 ve 2.4 olacak. Tahminlerde ocak ayına göre yukarı yönlü revizyon yapıldı. İtalya ve İspanya bu yıl küçülecek.

Haberin Devamı

Japonya bu yıl yüzde 2 büyüme sağlayacak, büyüme rakamı gelecek yıl yüzde 1.7’ye düşecek. Japonya rakamı için de ocak ayına göre iyileştirmeye gidildi.

Yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler bu yıl ortalama yüzde 5.7, gelecek yıl yüzde 6 büyüyecek. Orta ve doğu Avrupa’da bu yıl yüzde 1.9, gelecek yıl yüzde 2.9 büyüme görülecek. Çin bu yıl yüzde 8.2, gelecek yıl yüzde 8.8 büyüyecek.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da büyüme bu yıl yüzde 4.2, gelecek yıl yüzde 3.7 olacak.Avrupa Birliği’nde bu yıl büyüme görülmeyecek, gelecek yıl ortalama yüzde 1.3 büyüme bekleniyor.Dünyada ticaret hacmi bu yıl yüzde 4, gelecek yıl ise yüzde 5.6 artacak. Gelişmiş ülkelerde bu yıl ithalat yüze 1.8, gelecek yıl ise yüzde 4.1yükselecek. Yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde ise ithalat bu yıl yüzde 8.4, yüzde 8.1 artacak. Gelişmiş ülkelerin ihracatı bu yıl yüzde 2.3, gelecek yıl yüzde 4.7 yükselecek. İhracat artışı yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde bu yıl yüzde 6.6, gelecek yıl yüzde 7.2 olacak. Petrol fiyatları bu yıl yüzde 10.3 artacak, gelecek yıl ise yüzde 4.1 düşecek. Dünyada ihracat ağırlıklı petrol dışı emtia fiyatları bu yıl yüzde 10.3 düşecek, düşüş gelecek yıl yüzde 2.1 olacak. Gelişmiş ekonomilerde tüketici fiyatları bu yıl yüzde 1.8, gelecek yıl yüzde 1.7 artacak. Yükselen piyasalar ile gelişmekte olan ekonomilerde enflasyonun bu yıl yüzde 6.1, gelecek yıl yüzde 5.6 olması bekleniyor.

Haberin Devamı

Raporda Türkiye için şu saptamalar yapıldı:

"-Kredilerde devam eden yüksek ya da hızlı büyüme, Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Endonezya ve Türkiye’de, endişeleri değişik ölçülerde artırıyor.

-Küresel Para Politikası Koşullarında Ilımlı Gevşeme: ... Para politikasının genellikle gevşek duruşunu koruması bekleniyor. Merkez bankalarının birçoğu politika faizlerini kısmak suretiyle yavaşlayan ekonomik etkinliğe şimdiden yanıt vermiş durumda (Avustralya, Brezilya, avro bölgesi, Endonezya, İsrail, Filipinler, Romanya, Tayland, Türkiye.)

-Özellikle Euro Bölgesinde Daha Sıkı Finansal Koşullar: ... İç gelişmeler, genellikle dünyanın ABD hariç bölgelerinde ılımlı finansal sıkılaşmaya işaret ediyor... G20 ekonomileri arasında Arjantin, Hindistan, Rusya ve Türkiye’de, hâlihazırda tahmin edilenden daha fazla sıkılaşmanın zorunlu olduğu görülüyor. Diğer ekonomilerde, kriz öncesine göre yüksek açıklar, otomatik istikrar unsurlarının serbestçe çalışmasına izin verilmesini zorunlu kılarken, ek teşviklerden kaçınılması anlamına geliyor. Emtia gelirleriyle dışarıdan gelen akışlara büyük ölçüde bağlı yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler de bu ve benzeri fonlamalarda uzun süreli ve müzmin yavaşlama riskini ihtiyatla değerlendirmeli."

 

Haberin Devamı

Euro Bölgesi krizi yoğunlaşırsa, Türkiye'yi 'güçlü' etkiler

Rapordaki bir senaryoya göre, euro bölgesinde yoğunlaşacak kriz; euro bölgesi, kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkeleriyle, İrlanda ve İzlanda’yı “çok güçlü”, Türkiye, İngiltere, Danimarka ve İskandinav ülkelerini “güçlü”, Meksika hariç kuzey Amerika, Güney Afrika Cumhuriyeti, Asya ve Avustralya’yı “ılımlı”, Meksika, Güney Amerika ve Afrika’yı “sınırlı” biçimde etkileyebilir. Senaryo euro bölgesi krizinde yoğunlaşmanın risk iştahı, varlık ve emtia fiyatları ile küresel talepte keskin düşüş şeklindeki olası etkilerini sergiliyor. Avrupa ülkeleri en çok etkilenen bölge olurken yayılmanın biçimi, sıkı ticari bağların miktarı, finansal piyasa bağlantıları ve euro bölgesi banka ilişkilerinin tümüne bağlı olarak değişiyor.

Rapordan bölümler

Raporda Dünya ekonomisinin 2011 Eylül ayından bu yana dramatik değişim YAŞADIĞI, Avrupa’da büyümenin hızla düştüğü ve bölgedeki bir çok ekonominin şu anda resesyona yakın olduğu belirtildi. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da tedirginliğin yaygın olduğunu, kimi ekonomiler önceki çatışmalardan sonra yeniden inşa olsa bile bölge için görünümün daha “kasvetli” bulunduğunu belirten IMF şöyle dedi:

“-Ancak diğer bölgelerde daha olumlu gelişmeler kaydedildi. ABD, ekonomiyle ilgili büyüme artışı ve işsizlikte düşüşle birlikte cesaret verici birçok habere tanık oldu. Asya küresel yavaşlamayı iyi bir şekilde atlattı ve yumuşak inişe doğru yönlendiğini gördü.

-Dünyanın büyük bölümünde büyüme beklentileri Eylül 2011 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’ndan bu yana düşmüş bulunurken 2012’nin ikinci yarısında, gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomilerinde alınan politika önlemleri bileşkesi sonucu bir iyileşme bekleniyor.

-2011’deki büyük kötüleşmeden sonra küresel beklentiler yeniden tedrici olarak güçleniyor, ancak aşağı yönlü riskler yüksek kalmayı sürdürüyor. ABD’de 2011’in ikinci yarısında iyileşen ekonomik etkinlik ve euro bölgesinde derinleşen ekonomik krize karşılık olarak ortaya konan daha iyi politikalar keskin küresel düşüş tehdidini azalttı. Sonuç olarak zayıf toparlanmanın büyük gelişmiş ekonomilerde yeniden başlama olasılığı bulunuyor ve yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerin büyük bölümünde ekonomik etkinliğin de görece kesintisiz kalması bekleniyor. Ancak, son iyileşmeler son derece kırılgan. Politika üretenlerin, orta vadede, sağlıklı büyümeyi başarmak için zorunlu temel değişiklikleri uygulamaya devam etmeleri gerekiyor. Gelişmiş ülkelerdeki büyük çıktı açığıyla birlikte politika üretenler, politikaları, kısa vadede hala zayıf büyümeyi destekleyici bir bakış açısıyla ayarlamalı."

 

Blanchard: Petrolü etkileyen jeopolitik gerilim kesinlikle bir risk

IMF Danışmanı David Blanchard, rapora yazdığı önsözde “Büyümenin özellikle Avrupa’da zayıf kalacağını ve işsizliğin bir süre daha yüksek kalmaya devam edeceğini tahmin ediyoruz” dedi. Blanchard şöyle devam etti:

“Yükselen ekonomiler bu gelişmelerden bağışık değil. Gelişmiş ekonomilerde düşük büyüme, ihracatın daha az artması demek. Ve risk iştahında hızlı kaymalarla birlikte finansal belirsizlik, sermaye akışlarında oynaklığa yol açmıştır. Ancak yükselen ekonomilerin büyük bir kısmı için kesintisiz büyümeyi korumak için yeterli ortam vardır. Genellikle olduğu gibi, bu açıklama ülkeler arasındaki farklılığı maskelememeli. Kimi ülkeler diğerleri hala üretim açığına sahip ve sürdürülebilir büyüme için politikalar uygulayabilecekken bazı ülkelerin aşırı ısınmayı takip etmesi gerekiyor. Genel olarak, Eylül raporuna göre tahminlerimizi aşağı yönlü revize etmiş olsak da yükselen ekonomilerde hala sürdürülebilir bir büyüme tahmin ediyoruz.”

Blanchard “riskler” konusunda ise “Petrol piyasasını etkileyen jeopolitik gerilim kesinlikle bir risk” ifadesini kullandı. Bir başka riskin Avrupa’daki akut kriz olduğunu belirten Blanchard şöyle dedi:

“-Güvenlik duvarları tamamlandığında büyük bir aşama olacak. İhtiyaç olduğunda fonlar; yatırımcı güvenini olumsuz etkileyen değişikliklerin etkilerini yaşayan kimi ülkelere yardımcı şekilde şekilde mobilize olabilir ve onlara mali konsolidasyon ve reformları gerçekleştirecek daha fazla zaman kazandırabilir. Güvenlik duvarları kimi ülkelerin karşılaştıkları zor mali, rekabete ilişkin ve büyüme sorunlarını kendi kendine çözemez.

-Mali politika tarafında sorun, piyasaların acil mali konsolidasyon baskısı nedeniyle karmaşıklaşıyor. Piyasaların bir tür şizofrenik görünümü konuyu daha da karmaşık hale getiriyor. Mali konsolidasyon arayışındalar fakat konsolidasyon daha düşük büyümeye yol açınca kötü tepki veriyorlar.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!