Hazine'nin yüksek faizine Rekabet Kurulu dokunamaz

Güncelleme Tarihi:

Hazinenin yüksek faizine Rekabet Kurulu dokunamaz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 1999 00:00

Haberin Devamı

Rekabet Kurumu'nun yeni Başkanı Tamer Müftüoğlu, ‘‘Yüksek faizle borçlanan Hazine'nin haksız rekabet yaptığından şikayetçi olanlar var. Ancak, Hazine'nin yasalara dayanan yetkileri var. Rekabet Kurulu, yasalara dayanan uygulamalara müdahale edemez’’ dedi.

Rekabet Kurumu (RK) Başkanı Tamer Müftüoğlu, yüksek faizle borçlandığı için, sanayicilerce kredi pastasının büyük bölümüne el koymakla suçlanan Hazine'nin, yasalardan kaynaklanan görev ve yetkilerini kullandığını açıkladı. Müftüoğlu, ‘‘Olay önemli ama, biz yasalara dayanan uygulamalara müdahale edemeyiz. Konuyu Rekabet Kurulu'na getirmek isteyenler, sorunun çözüm yollarını bence başka yerde aramalılar’’ dedi. Müftüoğlu, özelleştirmelerde bir daha POAŞ'taki gerilimin tekrarlanmayacağını söyledi.

RK Başkanlığı görevine üç gün önce başlayan Müftüoğlu, Hürriyet'e önemli açıklamalarda bulunurken, Kurum'un görev ve işlevlerini, yeni ve farklı bir yaklaşımla yürüteceğinin ilk işaretlerini de verdi.

Rekabet Kurulu'nun özelleştirme uygulamalarıyla ilgili kararlarından kaynaklanan gerilim ve sorunların giderilmesinin mümkün olduğunu söyleyen Müftüoğlu, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Türk ekonomisi, rekabet hukuku kültürünü ne ölçüde benimsedi?

- Büyük ölçekli teşebbüsler hızlı uyum sağladı. Kurul'un çalışmaya başlamasından itibaren, hemen kendi içlerinde rekabet hukukuyla ilgili personel istihdam etmeye, danışmanlık hizmetleri almaya başladılar. Özellikle yabancı şirketlerden ummadığımız kadar çok başvuru geliyor. Ama, küçük ve orta boy işletmeler ile bayi ağları için aynı şeyi söylemek zor.

YENİ PLAN HAZIRLIĞI

Bu grupların aynı uyumu gösterebilmesi neye bağlı?

- Yeni bir plan hazırlığı başlattık. Ticaret ve sanayi odaları, basın, üniversitelerle işbirliği içinde, rekabet kültürünün küçük ve orta boy ölçekler üzerinde tanıtılmasını amaçlıyoruz. Ankara ve İstanbul'da ayda bir, Çukurova ile GAP bölgesinde altı ayda bir toplantı ve konferanslar düzenlenecek. Bu toplantılar, bir yandan bu kesimlere rekabet kültürünü tanıtırken, biz de de sektörün bize aktaracağı mesaj ve sıkıntılardan önemli ölçüde yararlanacağız.

Sizce mevcut yasa, Türk ekonomisinin tamamını kavrıyor mu?

- Yasanın gözden geçirilmesi gerekebilir. Bize bugüne kadar gelen mesajlardan, bu ihtiyacı hissettik. Tanıtım programını başlattığımızda çıkacak sonuçlar, bir yasa değişikliğine götürebilir.

Petrol Ofisi (POAŞ)'nin özelleştirilmesi, Rekabet Kurulu ile Özelleştirme İdaresi arasında gerilimli bir ilişkiye neden oldu. Neden böyle bir sorun yaşandı?

- Yasaya göre, biz ancak birleşme ve devralma gerçekleştikten sonra devreye girebiliyoruz. Böyle olunca da POAŞ örneğinde olduğu gibi çok önemli sorunlar çıkıyor. Biz kararımızı devirden sonra verdiğimizde Özelleştirme İdaresi'nin sattığı mal, o mal olmaktan çıkıyor. Nitelik değiştiriyor. Bu konu çok önemli.

BAŞKA POAŞ OLMAZ

POAŞ'taki sıkıntıların tekrarlanmaması nasıl sağlanacak?

- Çıkabilecek sorunların büyük bir bölümü aslında önceden öngörülebilir, saptanabilir. Bunu başarmak önemli. Bir yuvarlak masa etrafından önceden biraraya gelip muhtemel sorunları tartışmak, sonra çıkabilecek gerilimleri ortadan kaldırır. Bu süreç biraz başladı aslında. Sadece Özelleştirme İdaresi ile değil, Enerji Bakanlığı ile de aynı diyalog sürecine girdik.

Rekabetin korunması ile özelleştirmenin bizdeki gibi aynı anda uygulandığı başka ülke var mı? Sorun biraz da buradan kaynaklanmıyor mu?

- Gerçekten öyle. Rekabetin korunması ile özelleştirmenin, aslında birbirinin rahatsız edebilecek iki unsur olduğunu söylemek lazım. Türkiye'deki bu ortamın dünyada başka bir örneği yok. Yani rekabet yasasının ve kurumunun oluşturulduğu bir ortamda aynı zamanda özelleştirme yapılmaya çalışılmıyor. Biz değerlendirme yaparken, özelleştirmenin ne kadar önemli olduğunu bilerek çözüm bulmak zorundayız. Ama, yapıcı diyaloglarla sorunları aşacağımıza inanıyorum.

İçinde bulunduğumuz ekonomik durgunluk dönemi, Kurul'a gelen başvuruları nasıl etkiledi?

- Birleşme ve devralma başvuruları çok arttı. Ekonomik durgunluk dönemlerinin doğal bir sonucu. Çünkü birleşme ve devralma ekonomik zorunlulukların olduğu yerde ortaya çıkıyor.

KOBİ profesörü

REKABET Kurulu'nun ilk oluştuğu 1997'den bu yana üyesi olan Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu, Aydın Ayaydın'ın milletvekili olmak amacıyla boşalttığı başkanlık koltuğuna geçtiğimiz günlerde oturdu. Anamur doğumlu olan 55 yaşındaki Müftüoğlu, Köln Üniversitesi İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nü bitirdi. 30 yıllık mesleki kariyeri boyunca akademisyenliği ile kamu görevlerini içiçe yürüten Müftüoğlu, ilk kamu görevine, Türkiye Demir-Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nde planlama uzmanı olarak başladı. 1971 yılında A.Ü SBF'de İşletme Bölümü asistanı olan Müftüoğlu, doktor, doçent ve profesörlük ünvanlarını da aynı fakültede aldı. 1988-1990 yılları arasında TESK'te danışman olarak görev yapan Müftüoğlu, Başbakanlık, ATO ve Sümerbank, Vakıfbank'ta KOBİ danışmanlığı yaptı. Bu nedenle Müftüoğlu, KOBİ'ler konusunda Türkiye'nin en uzman isimlerinden biri olarak gösteriliyor. Müftüoğlu, 1991-1993 döneminde türkiye Esnaf Sanatkarlar ve Küçük Sanayi Araştırma Enstisüsü'nü kurdu. Müftüoğlu, 1993-1995 döneminde KOSGEB, 1995-1996 yıllarında da TOSYÖV yönetim kurulu başkanlığı yaptı.

EBSO, yüksek faizi şikayete hazırlanıyor

EGE Bölgesi Sanayi Odası'nın (EBSO), ‘‘haksız rekabet ortamı’’ yarattığı gerekçesiyle, devleti ve bankaları Rekabet Kurulu'na şikayet edeceği bildirildi. EBSO Başkanı Kani Aydoğdu, hazırladıkları şikayet metnine, ülke genelindeki bazı ticaret ve sanayi odalarının da katılmak istediğini ifade ederken, bunu genele yayacaklarını açıkladı. Bankaların, Hazine ihaleleri yoluyla devlete para yaratarak, reel kesimi mağdur ettiğini öne süren Aydoğdu, ‘‘Bu haklı davamızda tüm sivil toplum örgütlerini tarihi bir görev bekliyor’’ dedi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!