Garanti'den tarihi adım: Osmanlı Bankası binası kültür merkezi oluyor

Güncelleme Tarihi:

Garantiden tarihi adım: Osmanlı Bankası binası kültür merkezi oluyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2010 17:26

Garanti Bankası, aldığı bir kararla tüm kültür ve sanat kurumlarını Garanti Kültür A.Ş çatısı altında birleştirme kararı aldı.

Bu kapsamda Bankalar Caddesi’ndeki tarihi Osmanlı Bankası binası restorasyona alınarak, 'Galata Binası' adı altında sadece kültür ve sanat merkezi haline getirilecek.

Galata Binası’nın 100 bin adete ulaşan kitap sayısı, zengin arşivi, konferans ve sergi salonları ve müzesi ile uluslararası alanda da referans gösterilen bir merkez haline getirilmesi hedefleniyor.

Restorasyon çalışmalarını yöneten 'Ağa Han' ödüllü ünlü mimar Han Tümertekin, günde üç vardiya ve 24 saatlik çalışmayla Galata Binası’nı tarihi dokusuna ve orijinal haline uygun olarak restore edeceklerini ve bu çalışmayı 2010 sonuna kadar bitireceklerini söyledi.

Garanti Bankası, Bankalar Caddesi’ndeki tarihi Osmanlı Bankası Müzesi’ni tümüyle kültür ve sanata adayacak. Bu doğrultuda Garanti Bankası her biri kendi alanında önemli başarılara imza atan kültür sanat kurumları olan Osmanlı Bankası Arşiv’ini, Araştırma Merkezi ve Müzesi’ini, Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi ile Garanti Galeri’yi Garanti Kültür A.Ş. çatısı altında birleştirme kararı aldı.

Fransız asıllı Levanten Mimar Alexandre Vallaury tarafından Bankalar Caddesi’nde yapılan, 1892 yılında Merkez Bankası (Bank Imperiale Ottomane) olarak hizmete açılan, Türkiye’de döneminin en önemli mimari yapıtlarından biri olan Galata Binası, tüm bankacılık işlevlerinden arındırılarak tümüyle kültür sanatın hizmetine sunulacak. ‘Ağa Han’ ödüllü ünlü mimar Han Tümertekin’in yönetiminde proje ilk startını verdi ve restorasyon çalışmaları başlatıldı. Garanti Kültür A.Ş., halen restorasyon çalışmaları süren ve çağdaş bir yapılanmayla yeniden işlev kazandırılarak kullanıma açılacak iki tarihi binada, toplam 15 bin metrekarelik alanda hizmet verecek. Restorasyon sürecine İstanbul Teknik Üniversitesi Restorasyon Bölümü’ndeki öğretim üyeleri ve öğrencileri de katkı sağlayacak.

Bundan sonra Galata Binası adını taşıyacak olan kültür ve sanat merkezinin aslına uygun olarak 2010 yılı sonuna kadar restorasyonunun tamamlanacağı ve 2011’in ilk ayları itibariyle de hizmete geçeceği açıklandı.

“GALATA BİNASI'NA TARİHİ DEĞERİNİ HAK EDEN BİR BÜTÇE AYIRDIK”

Düzenlenen basın toplantısında konuşan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, üç kurumunu aynı çatı altında toplayarak, “kurumsal” bir yapıya kavuşturmayı amaçladıklarını belirterek, “Böylece, güçleri birleşen ve ortak kullanım alanları genişleyen kurumlarımız, uzmanlıklarını derinleştirip, birçok disiplinin kesiştiği etkinliklerle izleyicilere daha rahat ulaşabilecekler” dedi. Karadere, dönüştürme projesi için ilk çalışmaların 2006 yılında başladığını, ancak yasal izin sürecinin bugüne kadar geldiğini hatırlatarak, “Bankacılık faaliyetlerini tümüyle bu binanın dışına almaya da yaklaşık bir yıl önce karar vermiştik. Ağustos 2009 itibariyle bu binadaki tüm bankacılık çalışmalarını yine Bankalar Caddesi üzerinde bulunan yeni şubemize aldık. Bu bölgedeki kurumsal ve bireysel müşterilerimize yine oldukça büyük bir binada hizmet veriyoruz” dedi.

Karadere, Garanti’nin sürdürülebilirliğe odaklandığına dikkat çekerek, Garanti Kültür A.Ş’nin varlığını uzun yıllar sürdürecek özgün, özerk ve kalıcı bir yapı oluşturma amacı doğrultusunda düşünce ve kültür sanat hayatına farklı yaklaşımlar getireceğine inandıklarını ve Garanti Kültür A.Ş.’nin, program ve etkinlikleriyle sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da referans gösterilen bir kuruluş olmayı hedeflediğini söyledi. Nafiz Karadere, projeye ilişkin bütçeyi açıklamazken, “Ancak şurasını belirtebilirim ki Türkiye’nin bu tarihi değerdeki yapısının hak ettiği önemli bir bütçe ayırmış durumdayız” dedi.

"GALATA BİNASI'NIN RİTMİ YAVAŞ OLACAK"

Toplantıda restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren mimar Han Tümertekin, Garanti Kültür A.Ş.’nin sahip olduğu iki 19. yüzyıl yapısını yeniden işlev kazandırılacağını belirterek, şöyle konuştu:

“Her iki yapı da tarihi eser ve tarihi sit alanında yer alıyor. Her ne kadar farklı konum ve boyutta olsalar da yapılar, yeni kurum iki bina bir program esasına göre yönetilecek. Dolayısıyla mimari sürekli ince ayar gerektiriyor. Bir yandan her bir yapının kendine özgü taraflarını ortaya çıkartmak, öte yandan da her ikisinde de yer alacak yeni işlevleri birbirleri ile konuşacak şekilde yerleştirmek gerekiyor. Galata Binası daha yavaş bir ritme göre tasarlandı. Burada 100 bin cilt kapasiteli bir kütüphane, açık ve kapalı arşivler, çok sayıda seminer ve toplantı salonu, oditoryum, Osmanlı Bankası Müzesi, sergi salonları yer alıyor. Araştırmacılar için gelişmiş bir altyapı kuruyoruz.”

GÜNDE ÜÇ VARDİYA, 24 SAAT ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR

Restorasyon çalışmaları hakkında da bilgi veren Tümertekin şunları söyledi:

“Şu aşamada son derece titiz bir çalışma ile aslına uygun dönüştürme çalışmaları yürütüyoruz. Binanın iç duvarlarını, doğramalarını tümüyle soyuyoruz. Soydukça da ilginç sürprizlerle karşılaşıyoruz. Soydukça ortaya çıkan parçalarının kimyasal bileşenlerini analiz ederek bir anlamda aynı kimyasal bileşenlerle restorasyonu yapacağız. Meşakkatli, sürprizlerle dolu günde üç vardiya ve 24 saat çalışan sıkı bir restorasyon sürdürüyoruz. Birçok parçayı muhafaza etme şansımız olacak. Her şeyi değiştirelim gibi bir yaklaşımımız kesinlikle yok. Özellikle doğramaların çok büyük bir bölümü orijinal haliyle yeniden kullanılabilecek durumda. Binanın çatısındaki şu an kapalı olan camlı bölmeyi de en yeni teknolojilerle yenileyip binayı doğal gün ışığı ile de buluşturacağız.”

Tümertekin projenin yıl sonunda tamamlanması halinde toplam çalışma süresinin 8 bin 700 saate yakın bir süre olacağını kaydetti. Tümertekin, esas binanın iki bölümden oluştuğunu, bir yarısının da şu an Merkez Bankası tarafından kullanıldığını, bu bölümde Merkez Bankası tarafından da bir restorasyon çalışması yürütüldüğünü ve iki çalışmanın uyumunun önemli olduğunu vurgulayarak “Merkez Bankası bizden mimari projeyi istedi biz de kendilerine ilettik” dedi.

“KÜTÜPHANE EN BÜYÜK FARKLILIK”

Garanti Kültür’ün İletişim ve Yönetim Direktörü Sima Benaroya da, Galata binasının geç Osmanlı erken Cumhuriyet döneminin tüm toplumsal tarihini yansıttığını belirterek, “Garanti Kültür A.Ş.’nin geçmişte olduğu gibi bugün de kentin kültürel yaşamında önemli bir rol oynayan Beyoğlu ve Galata bölgelerinin ulusal ve uluslararası ölçekte bir çekim merkezine dönüşmesine katkıda bulunacağına inanıyoruz” dedi. Kütüphanenin en büyük farklılık olacağına işaret eden Benaroya, Türkiye’nin ilk özel banka müzesi olan Osmanlı Bankası Müzesi’nin, 2002 yılında kapılarını ziyaretçilere açtığını hatırlattı. Benaroya, “Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi ise Osmanlı İmparatorluğu ve egemenliğindeki bölgelerle ilgili benzersiz bir arşivi bünyesinde bulunduruyor. Osmanlı Bankası arşivlerine paralel olarak, genelde Tanzimat dönemi sonrası Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik, politik ve sosyal tarihini; özelde ise bankacılık ve finans tarihini konu alan eserlerden oluşan bir ihtisas kütüphanesi de yer alıyor” dedi.

“BANKALAR CADDESİ’NDE TRAFİĞİN YÖNÜ DEĞİŞMELİ ”

Yeni yapılanmada, Garanti Kültür’ün “Araştırma ve Programlar Direktörü” olarak görev alacak olan Vasıf Kortun, restorasyon sonucunda Türkiye’de yepyeni bir kurum yaratmayı hedeflediklerini kaydederek şöyle konuştu:

“Bu kültür yapısı mevcut başka bir kurumun izdüşümü ya da muadili olmayacak. Bu konuda yapılan hataları tekrar etmeyeceğiz. Somut fikirler üreten sorumlu danışmanlarımız olacak. Burası bu anlayışla tamamıyla yepyeni bir kültür sanat merkezi olarak yeniden yaratılacak. Bir anlamda tefekküre dayalı fikir ve düşünce üreten de bir merkez olacak. 100 bin adete varan kitabı, arşivi, müzesi, konferans ve sergi salonları ile her iki yapı da birbirine bağlı, birbiriyle konuşan bir yapı içinde faaliyet gösterecek. Paralel programlar yürütülecek. Buradaki çalışmalar aynı zamanda çelişkileri ve uzlaşmazlıkları da içinde barındıracak.”

Kortun bir soru üzerine, Bankalar Caddesi’nin yeniden kültür sanat açısından önemli bir merkez haline geldiğini, Galata Binası’nın tamamlanmasının ardından bölgenin bu özelliğinin daha da öne çıkacağını vurgulayarak, “Ancak bizim için sayılar kadar kullanım değeri de çok önemli. Kapasiteleri çok zorlamayacağız. Hızlı programlar ile yavaşlatılmış programlarla uygun bir iklim yaracağız. Kültür ve sanatın öne çıkması açısından artık Bankalar Caddesi’ndeki trafiğin akışının da tersine dönmesi gerekiyor” dedi.(ANKA)

(NÇ/ÖMR)





16:31 05/03/2010

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!